Ar-Ge'ye
yapılan harcamanın iki katı, vergi matrahından düşecek
Hızlı büyüme ve enflasyondaki
radikal düşüşleri maalesef geride bıraktık. Bu durumu
geçtiğimiz hafta Marmara Üniversitesi'nde yapılan panele
katılan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan da ifade etti.
Şüphesiz küresel ekonomik krizle birlikte patlak veren
siyasi belirsizliğin yaşanan süreçte ciddi etkisi var.
Ekonomik göstergelerin kötülüğü sebebiyle büyük
oranlarda gerçekleşen ekonomik düzelmenin belli
seviyelere geldikten sonra aynı süratle devam
edemeyeceği de zaten bilinen bir husustu. Dolayısıyla
hükümet, sebebi farklı etmenlere bağlanabilecek
krizlerin etkisini azaltmak ve durgunluğa giden
ekonomiyi hareketlendirmek için istihdamı artırmaya
matuf düzenlemeler yapmaya devam ediyor. Bunlardan bir
tanesi küçük ve orta boy işletmeleri yakından
ilgilendiren Ar-Ge desteği kanunu. Geçtiğimiz yıl
kasımda Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla bir
kanun çıkarılacağından bahsetmiştim. İlgili kanun mart
ayında çıkarıldı ve nisandan itibaren yürürlüğe girdi.
Ardından Meclis'e sevk edilen yeni bir tasarıda kadın ve
gençlerin istihdamını teşvik eden, SSK primlerini 5 puan
indiren düzenlemelere yer verildi.
5746 sayılı kanunla araştırma geliştirme faaliyetlerine
Ar-Ge indirimi, Gelir Vergisi stopaj teşviki, sigorta
prim desteği, Damga Vergisi istisnası, teknogirişim
sermayesi desteği ve alınan parasal desteklerin gelir
yazılmayıp fon hesabına aktarılması gibi birçok teşvik
getirildi. Kanuna göre teknoloji merkezi işletmelerinde,
Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile yasa
ile kurulan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlar
tarafından desteklenen Ar-Ge ve yenilik projelerinde,
rekabet öncesi işbirliği projelerinde, teknogirişim
sermaye desteklerinden yararlananlarca gerçekleştirilen
Ar-Ge ve yenilik harcamalarının tamamı vergi matrahından
ayrıca indirim konusu yapılacak. Yeni kanuna göre bu tür
harcamaların tümünün aktifleştirilmesi gerekiyor. Buna
göre söz konusu harcamalar, proje neticeleninceye kadar
geçici bir hesapta tutulacak. Proje neticelenince
iktisadi kıymet oluşmuşsa, amortismanlar aracılığıyla,
iktisadi kıymet oluşmamışsa da doğrudan gider yazılarak
aktifleştirilecek. Bu indirimden faydalanmak için
projenin tamamlanması gerekmiyor. Harcamanın yapıldığı
dönem indirim konusu olabilir. Kazancın yetersizliğinden
dolayı indirilemeyen tutarlar ise sonraki yıla
devredilecek ve yeniden değerleme oranında artırılacak.
Ar-Ge harcamaları, hem defterlerde hem de beyannamede
vergi matrahından indirileceği için yüzde 200 oranında
vergi matrahını azaltacak. Yani bir birimlik harcama,
matrahta 2 birimlik azalma meydana getirecek.
Hazırlanan tebliğ taslağında bu teşviklerden faydalanmak
için 50 işçi çalıştırılması gerektiği ifade ediliyorsa
da; kanun metnine bakıldığında 50'den az sayıda Ar-Ge
personeli çalıştıran KOBİ'lerin de; vakıfların, kamu
kuruluşlarının veya uluslararası kuruluşların desteğini
alarak yapacakları yenilik projeleri için kanunla
sağlanan desteklerden faydalanabileceği görülüyor. Bu
düzenlemenin getirdiği diğer bir yenilik de düzenlemeden
faydalanacak firmaların aynı zamanda üretim de
yapabilecek olmaları.
Kanunda Ar-Ge ve destek personelinin ücretlerine Gelir
Vergisi istisnası getirildi. Kapsama giren işletmelerde
çalışan söz konusu personelin; bu çalışmaları
karşılığında elde ettikleri ücretlerinin doktoralı
olanlar için yüzde 90'ı, diğerleri için yüzde 80'i Gelir
Vergisi'nden istisna edilecek. Bu çerçevede düzenlenen
kağıtlardan Damga Vergisi alınmayacak. Yine bu
personelin elde ettikleri ücretleri üzerinden hesaplanan
sigorta primi işveren hissesinin yarısı, her bir çalışan
için beş yıl süreyle Maliye Bakanlığı bütçesine
konulacak ödenekten karşılanacak.
Yeni fikre 100 bin YTL
destek
Kanunun getirdiği yenilikler arasında en çok dikkat
çekeni 'girişimcilik'e verilen destek oluşturuyor.
Üniversiteden bir yıl içerisinde mezun olacak kişiler
ile en çok beş yıl önce mezun olanların ve yüksek
lisans, doktora öğrencilerinin teknolojik ve yenilik
odaklı iş fikirlerinin katma değer ve nitelikli istihdam
doğuracağına kanaat getirilmesi halinde 100 bin YTL'ye
kadar destek hibe olarak verilecek. Üstelik bunun gibi
parasal yardımların pasifte, özel bir hesapta tutularak
işletmeye gelir yazılmaması dolayısıyla
vergilendirilmemesinin de önü açıldı. Eski uygulamada bu
tür yardımlar gelir olarak kaydedilip, işletme
kazancıyla birlikte vergilendiriliyordu. Beş yıllık süre
geçtikten sonra fondaki tutarların dağıtılması mümkün.
Bahsettiğim teşviklerden; yukarıda sıraladığım
işletmelerden Ar-Ge kapsamında faaliyet gösterenler
faydalanabilecek. Bir faaliyetin bu kapsama girmesi için
bilgi dağarcığını artırıcı çalışma olması, alanında
teknolojik gelişme sağlayan çıktıları özgün, deneysel,
bilimsel ve teknik içerik taşıyan faaliyet olması ve
sosyal, ekonomik ihtiyaçlara cevap verebilen
pazarlanabilecek yeni bir ürün, uygulama veya hizmet
olması gerekiyor. Bu yüzden piyasa araştırmaları, kalite
kontrol, sosyal bilimlerdeki araştırmalar, petrol
doğalgaz aramaları, biçimsel değişiklik mahiyetindeki
faaliyetler ve klinik çalışmaları gibi faaliyetler Ar-Ge
olarak kabul edilmiyor.
Şirketlerin prim yükü
hafifliyor
Bütün bu özel konulu teşviklerden sonra genele teşmil
edilebilecek yeni teşvikler için de yeni bir tasarı
Meclis'e sevk edildi. İstihdamı artırmak için birçok
yeni teşvik getiren tasarıda göze çarpan en önemli
husus, sigorta primlerindeki kolaylıklarda görülüyor.
Tasarıda, yeni işe alınacak ve fiilen çalıştırılacak
18-29 yaş arası işçilerle yaşı ne olursa olsun kadın
işçilerin prime esas kazanç alt sınırı üzerinden
hesaplanacak sigorta primi işveren hissesinin, ilk yıl
tamamının, ikinci yıl yüzde 80'inin, üçüncü yıl yüzde
60'ının, dördüncü yıl yüzde 40'ının ve beşinci yıl da
yüzde 20'sinin İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanması
öngörülüyor. Bundan başka, tasarı ile ekim ayından
itibaren, tüm sigortalıların sigorta primlerinden 5
puanlık kısma isabet eden tutarın Hazine tarafından
karşılanması öngörülüyor.
Ayrıca elli ve daha fazla sayıda işçi çalıştıran
işyerlerinde terör mağduru ve eski hükümlü
çalıştırılması zorunluluğuna son verilerek, özürlü
çalıştırma zorunluluğu, özel işyerleri için yüzde 3
olarak belirleniyor. Ayrıca bu çalışanların sigorta
primi işveren hissesinin sigorta primine esas kazanç alt
sınırına isabet eden kısmı, Hazine tarafından
karşılanacak.
Ahmet yavuz
Zaman / 05.05.2008
|