Muhasebe Rehberi sayfasına gitmek için tıklayınız

Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  TÜRKİYE'NİN MUHASEBE REHBERİ  - MAKALE...               

ara

 Ana Sayfa 

Muhasebe Forum 

Makaleler 

Danışma Hattı 

Hakkımızda 

Beş Dakika Ara 

E-Posta Okumak 


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Eyup YÜCELİ

MuhasebeNet Site Yöneticisi
S.Muhasebeci Mali Müşavir
info@muhasebenet.net
  

    İNTERNET DÜNYASI VE YAŞANTIMIZ (Nostalji)

    Değerli Dostlarım, yumuşak bir giriş yapmak ve detayları oldukça fazla bir yazıyı okunur kılmak için hikaye gibi başlayalım. Önümüzdeki yıllarda hatta günlerde de diyebiliriz, işe, alışverişe, okula, hastaneye, postaneye, vergi dairesine, bankaya gitmeyeceksiniz. Sizi rahatlatmak için bunun bir şaka olduğunu söylemek isterdim. Ama, biraz abartılı da olsa gerçek bu. Para kazanılan alanların çoğu, daha doğrusu kazanılan paranın büyük bir yüzdesi, geleneksel anlamdaki işyeri mekanlarının dışında, belki evinizdeki masanın başında sarf edeceğiniz efora bağlı olacak. Alışveriş için orayı burayı gezip, ucuz ve kaliteliyi bulabilme zenaatı da yok olmak üzere. Aynı marka ve özelliklerde hangi mal nerede ne fiyata yazılımları ortalığı dolduracak. Büyük mağazalar sadece depo kullanmak suretiyle girdi maliyetlerini önemli ölçüde azaltacaklar. Size bir şeyler öğretir gibi yaparak havuç verirken, aynı zamanda veya aslında uslu çocuk olmanızı sağlamak ve gerektiğinde sopa atmak üzere yapılanmış müesseseler ve mezunları, sanal kurumlara terk-i mevki edecekler. Ilaçla tedavi için doktora gitme tamamen kalkacak, doktor muayene haneleri kapanacak, piyasada satılan bir aletle hastadan alınan emare ve bulgular saniyede 1 GB data aktaran fiber optik hatlardan doktorunuza ulaşacak, yalnız operasyonel konular ve tahliller için kliniklere gidilecek, dünyanın öbür ucundaki en iyi doktorlar ameliyatlara katılabilecekler. Doktorunuzla görüntülü cep telefonları sayesinde evinizden görüşeceksiniz. Cirolar, güvenli alışveriş için şirketlerin mecburen kayıtlı olacağı ortamlarda gerçekleşeceği için vergi kaçırılamayacak, idarenin harcamaları herkesin her an görebileceği şeffaflıkta olacak. Banka şubeleri kalkacak, 500 metrekarelik merkezden yönetilecek her şey. Dahası para kalkacak, birimi ve adı kalacak sadece. Böyle şey olmaz demeyin, ucu göründü bile.Yüz yıllık bir hikaye var. 1900'lü yıllarda insanlara sorarlar o sene, 2000 yılında dünya olsa olsa nasıl olur diye. Çok uçuk cevaplar gelir. Ancak bir kaçı müstesna, bu hayaller daha 1905’te gerçek olur (Cenevre, Bilim Tarihi Müzesi). Eskiden 40 yılda kat edilen mesafenin bugün 40 günde kat edildiğini zaten görüyoruz da, daha iyi müşahade için Münih’teki Deutsche Museum ziyaret edilmeli.

Dünya sayısal bölünmeyi yaşıyor. Her 100 kişiye düşen bilgisayar sayısı gelişmiş ülkelerde 68’e kadar yükselirken, geri kalmış ülkelerde yüzde 1-2 ler seviyesinde seyrediyor. İnsanların ancak yüzde 10-15'i internet kullanabiliyor. Bunu engellemek için gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasında köprü niteliğinde uluslararası organizasyonlarca başlatılan çalışmalar devam ediyor. Milletlerarası Telekomunikasyon Birliği’nin (ITU) EC-DC (Electronic Commerce for Developing Countries) girişimi ve gene ITU ile Dünya Ticaret Örgütü arasındaki ortak çalışmalar ve diğer sivil inisiyatiflerin çalışmaları bu cümledendir.
Internet'in gücü her şeyi değiştirmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde, hükümetlerin konuya ilgisi yetersiz kalsa da, kamudan ziyade özel sektörün bu konuda yoğun çalışmalar yaptığı gözlenmektedir. Bilgi devrimi insanlara eğitim ve sağlık başta olmak üzere birçok alanda önemli kolaylıklar müjdelemektedir. Yakın gelecekte, eczacılık, eğitim, seçim ve kamu hizmetlerinin öncelikle sayısal ortamlara kayacağı öngörülmektedir. Ancak olayı sürükleyen boyut mali, sınai, ticari alanlarda getirilen kolaylıklardır.
1998'de 43 milyon, 2000’de 1,1 milyar , bugün 4 milyar ABD Doları tutarındaki internet yoluyla yapılan satışların (e-iş) hacminin 2005’i takip eden bir kaç yılda trilyon dolarlara ulaşacağı gibi abartılı tahminler yapılmakta, çok kısa süre içinde dünya ticaretinin üçte ikisinin internet üzerinden yapılacağını hesaba katan altyapısal ve hukuki düzenlemelerin gerektiği, bulunacak çözümlerin güvenli ve düşük maliyetli olmasının önem taşıdığı hususları, başbakanların , cumhurbaşkanlarının katıldığı forumlarda tartışılmaktadır.
Güvenli bilgi ve ticaret toplumunda, (özellikle mali ve ticari sektörde) kesintisiz 24/7 hizmetleri, geleneksel yöntemden çok daha ucuza gerçekleştirilebilecek, güvenliğe, kişiselliğe ve gizliliğe yönelik kullanıcılarda oluşan hassasiyet ve beklentiler karşılanabilecektir.
Sabırlarınızı zorlamadan, internet ortamında ticaret ve iş nasıl yapılacak? sorununa kabaca temas ettikten sonra konuları ilerletelim. Modemli bir PC’ye sahip olan ticaret erbabı, bir RA’ya (Registration Agency- bir kasaba ticaret odası mesela) müracaatla gerekli kayıt olma, yazılım ve donanım elde etme safhalarından geçecek. RA’nın bağlı olduğu CA (Certification Agency- Türkiye Odalar Birliği diyelim) nezdinde de akreditasyonu yapılacak olan mezkur şahıs, ülke içinde sanal iş alemine adım atabilecek. Yurt dışı bağlantıları için, kendi RA ve CA’sının milletlerarası geçerlilik elde etmiş olması, yani bir üst halkaya akredite olması yeterli olacak. Ayrıntılarını ileride vereceğimiz tekniklerle güvenli internet ortamında iş ve ticaret yapmaya başlayabilecek.


Avustralya ve Irlanda vergi toplamada, ABD ve Avustralya sağlık sigortası otomasyonunda, Ingiltere Telekom ve Savunma Bakanlığı ihalelerinde güvenli internet ortamını tercih etmekte ve kullanmaktadır. Malta yakında e-hükümet’e geçmek için hazırlıklarını tamamlamış bulunmaktadır.


Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO), hükümetlerin artık sağlık sektörünü yürütemediğini ve özel sektör bazlı düzenlemelerin kaçınılmaz olduğunu seslendirmektedir. Milletlerarası kuruluşların bu kabullerinde en belirleyici unsur, bilhassa geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde hızlı gelişen bilgi çağına mahalli idari mekanizmanın uyum sağlayamamasıdır. Hızlı, güvenli ve ucuz hizmet için sağlık telematiği altyapısı şarttır. Insan dolaşımındaki büyük artış sebebiyle, özellikle bulaşıcı hastalıklar konusundaki tedbirlerin zamanlıca alınabilmesini teminen bilgi teknolojisinden istifadeye yoğun ihtiyaç duyulmaktadır. WHO , bu yolda çalışmalar yapmakta, Güney Afrika ve Meksika'da deneme projeleri yürütmektedir. Birazdan temas edeceğimiz güvenlik burada da kendini göstermektedir. Zira WHO, bu süreçte hastaya ait bütün bilgilerin kesin gizliliği olduğu ve hasta ile doktor dışındakilerin erişimine kapalı tutulması gerektiğini ön şart olarak ileri sürmektedir. Bu çerçevede ITU Sağlık bölümü Tele-Tıp konusunda örnek uygulamalar ortaya koymuş, Mozambik, Gürcistan, Malta, Lübnan, Senegal, Özbekistan, Etyopya'da vakalara hızlı müdahale, video-ameliyat, gerektiğinde bilgi akışı gerçekleştirilmiştir. Yarının sanal hastaneleri için gelişmeler, ITU ve WHO tarafından hem dikkatle izlenmekte, standardlar oluşturulmakta, hem de bu vadideki çalışmalar teşvik edilmektedir.
ABD, Japonya, Malezya, Singapur ve Avrupa ülkelerinin önemli ilerlemeler kaydederek hukuki prosedürü hemen hemen tamamladıkları, büyük yazılım ve donanım şirketlerinin konuları paylaşarak inisiyatif grupları oluşturdukları görülmektedir. Baltimor Technologies (Nasdaq ve Londra borsasında kullanılan yazılımların sahibidir) , Intel, Oracle, Hewlett Packard, Rainbow (New York borsasına hizmet veriyor), Valicert (ABD ve Japonya, 33 bankaya sertifikasyon hizmeti veriyor) WISekey, KLegal, KPMG (Hollanda), Datamatics (Hindistan, Fortuna 500'de ilk 10 sırada yer almaktadır), Vordel (son kullanıcı yazılımları) elektronik ticaret konularında düzenlen toplantı ve seminerlerde en fazla boy gösteren firmalardır. Sözkonusu toplantılarda üzerinde en fazla durulan tabii ki müşteriye ait bilgilerin gizliliği (consumer confidency) , bunun iktisadi ve ticari açıdan vazgeçilmez nitelik taşıdığıdır. Ayrıca konunun avukatlık hizmetlerinden vergi toplamaya kadar değişik alanlara uzandığı da göz önünde bulundurulmalıdır.
Avrupa Birliği (AB) de, sanal alemde iş ve ticaret konusunu kendi içinde ve milletlerarası arenada tartışmaktadır.


- Elektronik imzanın hukuki zemininin iyice belirlenmesi gerektiği, kuvvetli inanılırlık, gönüllü katılım (voluntarily accreditation),

-Tek bir kayıt yed-i emini diye adlandırabileceğimiz Registration Agency (RA) veya kurulacak emniyetli ağ içinde ticaret yapacakların ihtiyacı olan ruhsatı verecek sertifika yed-i emini Certification Agency (CA) yerine, seviyesi eşit bir kaç kuruluşun hizmet vermesi (no prior authorization),
- Kişi ve şirketler arasında ayrım gözetilmemesi (non-discrimination) ,
- Kamu sektörü iç işleyişi için milli mevzuatın sözkonusu olabileceği, ancak dış ticarete sözkonusu mal ve hizmet alımlarının milletlerarası kurallarla yapılması,
- Sertifikalandırmada minimum kurallı düzenleme,
AB tarafından üzerinde hassasiyetle durulan konu başlıklarıdır.

AB'de bu konudaki çalışmalara Haziran 2000 itibariyle hız verilmiş, 19 Temmuz 2000'de ülkeler bazında uygulama denemesine başlanmıştır. AB, Birleşmiş Milletler’in bu konuyla ilgili kuruluşu UNCITRAL, ABD ve Japonya ile birlikte kesif çalışmalar yapmaktadır ( www.europa.eu.int/eur-lex/en den geniş bilgiye erişilebilir).

E-imza konusunda son derece ciddi çalışmalar vardır. 4 Eylül 1998'de Başkan B. Clinton'un katılımıyla 'First International Digital Signing' konferansı ABD’de gerçekleştirilmiştir. 24 Kasım 2000'de ise asya ülkeleri 'e-ASEAN Data Signing Ceremony' adıyla bir toplantı yapmışlardır.

E-ticaret, e-imza ve e-iş konularındaki gelişmelerin tahmin edilenden daha hızlı geliştiği ve ülkelerin hukuki, ticari altyapılarını mevcut sınai alt yapı ile bile olsa bu yönde değiştirmeye başladıkları görülmektedir.
Meselenin bam telini oluşturan husus, alt yapının güvenliği (security) veya güvensizliğidir. Güvenlik denilince akla, kredi kartı veya sertifika sahiplerince kullanılan özel güvenlikli anahtar (token) ile yapılan transferler, ödeme talimatları, bilet rezervasyonları ve ev bankacılığı (home-banking) nın geldiği, bunun haberleşen tarafların kimliklerinin doğrulanması (authentication), mesajın gizliliği (confidentiality) ve bütünlüğü (integrity), karşılıklı güven, mali ve hukuki altyapı (satın alınan/satılan malların faturası, makbuzu ...) ilk etapta akla gelenlerdir. Yapılan islemlerden sonra gerekli basılı malzemenin dökümlerinin de yazıcıdan alınması ve hukuki geçerliliği olması gerektiği untulmamalıdır.
Ingiltere'de, bu işlerle ilgili, 'UK Electronic Communication Act'e (ECA) adlı kanuni düzenlemeye göre, gerekli kriptografiyi de üstlenecek bir CSP'nin (Certification Service Provider)'ın kurulmak üzere olduğu, ECA'nın kullanımı teşvik ve güven vermek açısından gönüllü onay veren bir şema öngördüğü, sayısal imza sağlayıcılarının CSP tarafından yetkilendirileceği, gene CSP'lerin kullanımı sınırlama yetkilerinin olacağı da gelen haberler arasındadır.

Güvenli ticari ortama giriş için gerekli tekniklerden PKI (Public Key Infrastructure), e-iş (e-business) alanında en hızlı büyüyen teknoloji olup, bu teknolojiyi üreten şirketler uluslararası niteliktedir. PKI sisteminde RSA kripto mantığı kullanılmakta, şifreleme PC'nin içinde gerçekleşmekte, üretilen sayısal imza 10 üzeri 24 bit uzunluğunda olmaktadır.

Bu sahadaki kavramları kısaca açıklamak konunun daha iyi anlaşılmasına vesile olabilecektir.
Digital Certificate (DC), kullanıcı şahıs ve kuruluşların fiziki olarak açık anahtarlara bağlandığı ve güvenilen üçüncü bir tarafın çıkardığı elektronik belgedir. Güvenlik sistemleri ile ilgili olarak, ticari işleme katılan tarafların kimlik tesbitinde, belgelerin e-imza prosedüründe, mesajın bütünlüğünün sağlanmasında ve elektronik olarak yapılan işlemin inkar edilememesinde DC kullanılmaktadır (ITU-T X.509 tavsiye kararı).

CA-Certification Authority, sayısal imzayı kullanarak fiziki kimliği açık anahtarla (PKI) birleştiren sayısal kimlik belgesini üretir, tipik bir ağ özelliği taşır. Halen Avustralya, Japonya ve Singapur'da CA hizmeti verilmekte olup, Hindistan, Çin ve Endonezya'da CA çalışmaları tamamlanmak üzeredir.
RA-Registration Authority, sayısal kimlik (DC) için başvuran şahsın, kimliğinin doğruluğunu araştırır ve CA'dan o şahıs için sayısal kimlik hazırlanmasını talep eder, hiyerarşik yapıda CA'nın altında yer alır ve CA'nın arayüzü (interface) olarak hizmet verir.
VA-Validation Authority, CA veya başka üçüncü şahıslar tarafından sunulan hizmetler için taraf konumundadır, e-işlemin gerçekleşmesi halinde 'delil' teşkil etmek üzere, DC (sayısal kimlik) nin geçerliliği, sayısal makbuz temini ve güvenilir noterlik hizmetini verir.
Bugün kullanılan kredi kartı sisteminin PC'lere uyarlanmasıyla PKI'ın kullanımı mümkün olabilecektir. Ancak, daha etkin çözüm 'token' dır (zamanla yıpranmayan anahtar). Bahis konusu token, sayısal kimliği ve gizli anahtarı depolamada kısıtlı bir kapasite ile kullanılan akıllı kart veya anahtar şeklindeki bir donanım cihazıdır. Bazı semboller, şifreleme ve diğer bilgiler için gereken kriptografîk algoritmaların depolanmasında kullanılır. Bir 'smart card' veya 'token' ve 'password' ile güvenli ortamda iş yapılabilecektir. Cep telefonlarında kullanılan SIM kartının öngörülen 'smart card' ile birleştirilerek kullanılması üzerinde de çalışılmaktadır.
Güvenli ağ (tünel de diyebiliriz) oluşturmaya çalışan sivil milletlerarası kuruluşlara temas etmiştik. Bunlardan mesela WISekey ortamına dahil olmak için RA'ya (registration authority) e-mail ile talep, yüzyüze görüşme, 'password', sertifika için CA'ya (certification authority) müracaat ve 'token' teslimi aşamaları bulunmaktadır. Müracaatçının, bir PC, gerekli yazılım (software,az gelişmiş ülke RA'larına parasız, gelişmiş ülke RA'larına 2000 ABD Doları civarında bedelle variliyor), token veya kart için hard ware (slot'a girebilecek seri port büyüklüğünde) sahibi olması yeterlidir. RA ve CA’lara verilecek sertifika sıralaması, bronz (en az 500 üyeli kurumlara), gümüş (en az 10 000 üyeli şehir veya ülke), altın (en az 50.000 üye, ülke veya ülkelerarası) ve üst kurum
olarak platin şeklinde belirlenmiştir. Ileride bir PKI akademisinin kurularak merkezileşecek bilgi ve tecrübenin dağıtımı da sağlanabilecektir.
Altın veya platin sertifikalı ağlar, haberleşme, e-ticaret ve e-iş için güvenli, izole sanal adalar oluşturarak güvenilir insanların güvenli haberleşmesi sağlanacaktır. Sanal ticaretin doğuracağı e-iş'de risk yönetimi ve getireceği sigortalandırma konusunda da hızlı çalışmalar sürdürülmektedir.


Türkiye’de durum: Konu çeşitli platformlarda tartışılmakta, tutucu kesimin mukavemetine rağmen ilerleme de kaydedilmektedir. Tüzel kişilerin, karar alma mekanizmalarındaki hızın ve hitap ettikleri çevrenin çapının darlığının da katkısıyla, alt yapı oluşturma da epey mesafe aldıkları görülmektedir. Ancak, ülke geneline yayılacak bir e-ticaret ağı için, daha genel nitelikli çalışmaları hükümetin yapması gerekmektedir. Hukuki boyut da dikkate alınarak, ilgili bakanlıkların konu üzerindeki var olduğunu bildiğimiz çalışmalarını yoğunlaştırmaları ülkemizin ve insanımızın menfaatinedir. Dış Ticaret Müsteşarlığının öncülüğü ve himayesinde Adalet Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, TOBB, IMKB ve Türktelekom ile konuyla ilgili derneklerin katılım ve katkıları, hukuki ve teknik altyapının en az yanlışla kurulmasını sağlayabilecektir. Bu Çerçevede, Adalet Bakanlığınca hazırlanmakta olduğunu duyduğumuz e-imza kanun tasarısı iyi bir adımdır. Bu tasarıda, gayr-ı menkullerin el değiştirmesi gibi bazı konular eskiden olduğu gibi bırakılıyorsa da, ilerde doğabilecek ihtiyaçlara göre yeni düzenlemeler her zaman mümkündür.

Iç ticarette olduğundan belki daha da fazla, dış ticarette muhatabınızın güvenilirliği, malın ve paranın, önceden mutabık kalınan şartlarda teslimi, ihtilaf halinde yetkili mahkemelerin önceden tesbiti çok önemlidir. Bir diğer husus, ticari sır olayıdır. Mesela, Istabul’da şube açmış bir yabancı şirket, merkeziyle yaptığı, mesela stok kontrolüyle ilgili bilgi alışverişini kimsenin bilmesini tabiatıyla istemeyecek ve şifreli haberleşmeyi tercih edecektir. Devletin her türlü haberleşmeyi, güvenlik ve milli menfaatlerle ilgili gerekçeler öne sürerek denetlemek istemesi ve bu meyanda, şifreli haberleşmenin kodlarının önceden kendisine teslimi benzeri bir niyet güden düzenlemeye gitmesinin, iç ve dış e-ticareti kökünden baltalayacağı açıktır. Keza, evvelce temas ettiğimiz üzere, çok gizli olan doktor-hasta ilişkisinin (devlet kurumu da olsa) üçüncü şahıslarca bilinmesi, ileride şantaj ihtimalini akla getirecek, güven sarsılacağı gibi, ilişki de zehirlenecektir. Bazı ülkelerdeki uygulamaların bütününü gözden kaçıran, kısıtlayıcı maddeleri öne çıkaran yaklaşımlar da gerçekçi değildir. Zira, informatik alt yapının yüzde 85’e yakınını zaten ellerinde bulunduran 3-5 ülkenin, getirdikleri sınırlamaların zararlarını en alt seviyede tutmaları mümkündür. Ayrıca, dış sermaye gibi bir problemleri de yoktur. Uzun vadede ise, piyasa kendi dışlarında da oluşmaya başlayacağından, kısıtlamalarla yaşayabileceklerini sanmıyoruz. Türkiye’de e-iş’in altyapısının kurulmasında yukarıda endişelerin dikkate alınması, zaman ve efor israfını önleyecektir kanaatindeyiz.

Gelişmeler, elektronik imzaya (e-imza) ve hukuki düzenlemeye zorlamakta ve fakat bu düzenlemenin küresel olması gerekmektedir. Fiziki imza ve kağıda olan ihtiyacın ortadan kalkacağı bir süreç yaşandığı günümüzde, bazı hükümetler olaya karmaşık bakarak aslında kendilerini oyalamaktadır. UNCITRAL'in 1996'daki model hukuki düzenlemesinin özellikle AB için örnek teşkil ettiği, 1995'ten günümüze Utah, Washington, Florida gibi eyaletler ile Italya, Almanya, Malezya, Singapur, Hindistan, Avustralya, Ingiltere, Hong-Kong ve Kolombiya'nın e-imza ve e-ticaret konusunda yasal düzenlemeler yaptığı, yılda iki kat büyüyen Asya e-ticaret pazarının, kripto cihazlarının ithalat/ithalatına yönelik mevcut mevzuatı, yetersiz, eski ve uygulanamaz bıraktığı, gelişen teknoloji karşısında standardizasyonun önem kazandığı dikkatlerden kaçmaması gereken hususlardır. Onaylı en son düzenlemelere www.law.upenn.edu/bll adresinden ulaşılabilmektedir.
ABD, Japonya, Singapur ve Malezya gibi ileri teknoloji ülkeleri, sivil inisiyatiflerle işbirliği içindedir. Meydana geltirilecek güvenli ticaret toplumunda, ileri ülkelerin kendi içinde birden fazla merkezler oluşturacakları şüphesizdir. Ticaret hacmine göre, ‘müşteri/satıcı-RA-CA-VA’ zinciri sayısı veya altın ağ sayısı mesela ABD’de 100 iken , Afrika kıtasının tamamında belki yalnızca iki olabilecektir. Ancak, gelişmekte olan ülkeler bakımından 'domain'in, demokratik, istikrarlı, demilitarize, kolay ulaşılabilir alt yapısı olan bir şehirde/ülkede kurulması bir zaruret olup, aday şehirler arasında çeşitli faaliyetlerle ön plana çıkma gayretleri devam etmektedir. Istanbul’un konumu çok elverişli olmasına rağmen, bilinen genel sorunlar yüzünden adaylık için adı öne çıkamamaktadır. Akıllı bir koordinasyonla, hiç olmazsa bölge ülkelerinin merkezi CA’sını (root CA) Ankara veya Istanbul’da kurma çalışmaları için kollar sıvanırsa netice alınabileceğini sanıyoruz. Mevcut yapının kaybettirdiklerine acı bir halka daha eklenerek fırsatlar heba olmasın.

Bilgi alışverişinde olduğu gibi, küresel ticaretin de internet ortamına kaymasıyla e-ticaretin doğru veya yanlışlığının tartışılması noktası geride kalmıştır. Bütün çalışmalar; son kullanıcıya ve ticari partnerlere güven verici, gizliliği dikkate alan, son kullanıcı isteği dışında, CA, RA, hükümetler ve üst kuruluşların (ticaret odaları vs), e-imza, e-ticaret ve haberleşme (şifrelenmiş ve sertifikalı) ortamındaki kişi ve kuruluşlarla ilgili verilere erişmesine izin vermeyen güvenli bir bilgi akışının kurulmasına odaklanmıştır. Istense de, bazı mülahazalarla istenmese de küreselleşen dünyada, milli mevzuatın global mevzuat dışında kalması mümkün değildir. Hukuki ve teknolojik donanımla ilgili altyapının bir an önce gerçekleştirilmesi ülke menfaatinedir. Aksi takdirde, dünya ticaretinden alınan pay küçülebileceği (ihracatta daralma, internet ortamı dışındaki daha dar ve kalitesiz mal arzına mahkum olma) gibi, hukuki altyapının eksik veya yeterince küresel olmamasından dolayı hem güvensiz (belki de mevcut mevzuat çerçevesinde yasal olmayan) e-iş yapılmak zorunda kalınacak, hem de iş adamları yurt içinde ve yurt dışında zararlara uğrayabileceklerdir. (Kaynakça, Semerkand)
   
 

 

 


Copyrıght © 2005  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.