Kur
farkları prensip olarak Katma Değer Vergisi'ne tabi
olmaması gerekmektedir. Zira kur farkları tarafların
iradesi dışında ortaya çıkan ekonomik değişmelerden
kaynaklanmaktadır.
Danıştay’ ın, 9. D.’nin, 26.05.2004 tarih ve E.
2001/2624, K. 2004/3556 sayılı kararında;
Kur farklarının vade farkı olarak değerlendirilemeyeceği
ve KDV’ye tabi tutulamayacağı belirtilmiştir.
Söz konusu Karar, “Kur farklarının KDV Kanunu’nun
4. maddesi kapsamında müstakil bir hizmetin karşılığı
olarak kabul edilemeyeceği, 24/c maddesinde düzenlenen
vade farkı ile aynı anlama gelmediği ve Kanun koyucunun
kur farklarının KDV’ye tabi olmasını amaçlamadığı, bu
nedenlerle kur farklarının KDV’ye tabi tutulamayacağı”
şeklindedir.
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 20. maddesinin 1. bendine
göre; KDV’ nin matrahı, teslim ve hizmet
işlemlerinin karşılığını oluşturan bedeldir.
Bedel kavramı, aynı maddenin 2. bendinde de çok açık ve
oldukça geniş bir şekilde tanımlanmıştır. Kanun koyucu
ayrıca, bedel kavramının kapsamında kabul edilmeyen,
fakat mutlaka matraha dahil olması istenen gelir
kalemlerini ise Kanun’un 24/c maddesinde özel olarak
saymış ve matraha dahil etmiştir. Bunların içinde kur
farkları bulunmamaktadır. Kaldı ki, kur farklarının ne
20/2, ne de ismen 24/c maddelerinde tedvin edilmesine
teknik olarak imkan yoktur. Çünkü, bu maddelerde sadece
gelir olarak ortaya çıkan ve para ile temsil edilebilen
menfaatler yer almıştır. Kur farkları ise pozitif
olabileceği gibi, negatifte olabilmektedir. Kaldı ki,
her iki tarafında vergi mükellefi olduğu durumlarda,
satıcının hesapladığı KDV, alıcı tarafından
indirileceğinden, Devletin bu işlemden dolayı herhangi
bir kazancı da olmamaktadır. Çünkü, ortada gerçekte
yaratılmış bir katma değer bulunmamaktadır.
Öte yandan, vade farkı, faiz, prim, fiyat farkı gibi
matraha dahil olan unsurlarda taraflardan biri borçlu,
diğeri ise alacaklıdır. Borçlu bir taahhüt altına
girmekte, girdiği taahhüdün tutarı da belli
bulunmaktadır. Kur farkı ilişkisinde ise taraflardan
kimin kime borçlu olduğu belli değildir. Kur farkı
tarafların iradesine bağlı olarak ortaya çıkmamaktadır.
Bu nedenle, kur farkı gelirinin hizmet geliri olarak
değerlendirilmemesi gerekir. Dolayısıyla, kur
farklarının, müstakil bir hizmetin bedeli olarak kabul
edilmesi de mümkün değildir.
Bu niteliği nedeniyle de KDV’ye tabi olmaları mümkün
değildir.
Kur
farkları, özünde arızi nitelikte bir gelir olduğundan ve
bir mal teslimi veya hizmet ifasının karşılığını
oluşturmadığından, KDV’ye tabi tutulması mümkün
bulunmamaktadır.
Danıştay’ın yukarıda atıfta bulunulan kararı ve diğer
benzer kararları da bu
doğrultudadır. Danıştay’ın verdiği karar, kur
farklarının KDV’ye tabi tutulamayacağı doğrultusundadır.
Gelir İdaresinin kur farklarına ilişkin geneldeki
anlayışı kur farklarının katma değer vergisine tabi
olduğu yönündedir.
Ancak Gelir İdaresi, görüşünü tebliğ bazında
açıklamamış, olay bazında özelgeler vermekle
yetinmiştir.
Bu
özelgelerin bazılarında genel anlayıştan sapmalar olduğu
da görülmektedir.
Şöyleki;
-
Satışın yapıldığı tarihte döviz cinsinden toplam bedel
cari kur üzerinden Türk Lirasına çevrilerek, bu tutar
üzerinden katma değer vergisi hesaplanıp aynı dönemde
beyan edilecektir.
-
Döviz cinsinden bedel kısmen veya tamamen sonraki
tarihlerde tahsil ediliyorsa tahsilin yapıldığı
dönemdeki kur farkı üzerinden katma değer vergisi
hesaplanıp beyan edilecektir.
-
Alıcının erken ödeme yapması nedeniyle matrahta bir
değişiklik meydana gelirse, bu değişiklik KDV Kanunu'nun
35. maddesine göre düzeltilecektir
-
Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade
edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi
doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi
halinde, satıcı ve alıcı lehine ortaya çıkan kur farkı,
esas itibariyle vade farkı mahiyetinde olduğundan,
matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi
gerekmektedir.
- Yurt içinden
dövize endeksli olarak satın aldığınız mal ve hizmetler
nedeniyle katma değer vergisine ait toplam bedelin,
dövize endeksli olarak belirlenmesi durumunda vergiyi
doğuran olayın meydana geldiği tarih ile ödeme tarihi
arasında şirketiniz aleyhine ortaya çıkan kur farklarına
ait katma değer vergisinin kur farkı bedeline iç yüzde
oranı uygulanmak suretiyle, dövize endeksli toplam
bedele katma değer vergisinin dâhil edilmemesi durumunda
ise vergiyi doğuran olay ile ödeme tarihi arasında
aleyhinize oluşan kur farkları üzerinden ayrıca katma
değer vergisinin hesaplanması gerekmektedir, (27,02,2009
tarih, B.07.1.GİB.04.99.16.01/2-Muk-431 Sayı, kur
farklarında KDV. uygulaması hk. Özelge)
-
Gayrimenkul satışlarında katma değer vergisini doğuran
olay tapuya tescil ya da gayrimenkulün tapuya
tescilinden önce kişinin kullanımına tahsis edilmesiyle
gerçekleşeceğinden muhtelif tarihlerde döviz olarak
tahsil edilen avanslarla birlikte bedelin belirlendiği
toplam döviz tutarı vergiyi doğuran olayın meydana
geldiği teslim tarihindeki cari kur üzerinden YTL’ye
çevrilerek bulunacak bedel üzerinden katma değer vergisi
hesaplanacaktır. Diğer taraftan mal teslimi veya
hizmetin ifasından önce peşin tahsil edilen avanslar,
bir teslim ve hizmetin karşılığını oluşturmadığından
katma değer vergisine tabi bulunmamaktadır. Ancak, avans
olarak tahsil edilen döviz bedeli için ya da teslimden
önce fatura veya benzeri belge düzenlenmesi halinde,
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 10/b maddesine göre
faturanın düzenlendiği tarih itibariyle dövizin cari kur
üzerinden YTL’ye çevrilerek, bulunacak bedel üzerinden
katma değer vergisi hesaplanacağı tabiidir.
(09.05.2008 tarih, B.07.1.GİB.04.99.16.01/2-Muk.278
sayı, Dövize endeksli konut ve işyeri teslimlerinde kur
farklarının katma değer vergisi karşısındaki durumu hk.
Özelge)
- Katma Değer
Vergisi Kanunun 17/4-g maddesi hükmü uyarınca katma
değer vergisinden istisna edilen hurda metal
teslimlerine ilişkin işlem tarihi ile bedelin tahsil
edildiği tarihler arasında ortaya çıkan lehte ya da
aleyhte kur farkları, asıl işlem vergiden istisna
edildiği için katma değer vergisine tabi olmayacaktır.
(08.04.2008 tarih, B.07.1.GİB.04.99.16.01/2-Muk.264
sayı, Hurda metal teslimlerine ilişkin lehte ya da
aleyhte ortaya çıkan kur farklarında katma değer vergisi
hk. Özelge)
- Vadeli
alınan malların Katma Değer Vergisi faturanın
düzenlendiği veya teslimin yapıldığı tarihte
gerçekleştiğinden oluşan vade farkları ve fiyat farkları
mal bedelinden ayrı olarak bir finans hizmeti şeklinde
değerlendirileceğinden uygulanacak Katma Değer Vergisi
oranı (%18) olacaktır. Borcun vadesinde ödenmemesi
nedeniyle oluşan kur farklarında geç ödemeye esas olan
borç KDV hariç tutar olarak belirlenmişse vergi, kur
farkına işlemin tabi olduğu oran uygulanmak suretiyle
hesaplanacaktır. Söz konusu borç katma değer vergisi
dahil olarak belirlenmişse, vergi katma değer vergisi
farkı üzerinden işlemin tabi olduğu orana göre içyüzde
uygulanmak suretiyle hesaplanacaktır. (09.08.2001
tarih, KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.16.812 sayı, Borcun
Vadesinde Ödenmemesi Sonucu Vade kur Ve Fiyat Farkı Hk.,
Özelge)
-15.05.2001
tarihinden evvel dövize endeksli olarak satılan bir mala
ilişkin bu tarihten sonra doğacak vade farkı şeklindeki
kur farklarında malın tesliminde geçerli olan KDV oranı
uygulanacaktır. Ancak ödemenin aksaması halinde doğacak
vade farkı şeklindeki kur farkları tümüyle bir finans
hizmetinin karşılığı olacağından mal bedelinden ayrı
olarak değerlendirilmesi ve genel oranda (%18) katma
değer vergisi hesaplanması gerekmektedir. 15.05.2001
tarihinden evvel satılan malın tarafınıza bu tarihten
sonra iadesinde fatura düzenlenmesi ve alışta esas
alınan katma değer vergisi oranının uygulanması
gerekmektedir. (05.11.2001 tarih, KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.18.24.5602
sayı, Kur farkı faturalarında KDV oranı Hk. Özelge)
-Vadeli satılan
malın katma değer vergisi dahil bedelinin dövize
endeksli olarak tespit edilmesi ve bedelin bir kısmının
veya tamamının kararlaştırılan vadelerde ödenmesi
halinde oluşan vade farkı mahiyetindeki kur farkları
katma değer vergisini de ihtiva ettiğinden mükelleflerce
bu tutarlar üzerinden malın teslim tarihindeki geçerli
katma değer vergisi oranı esas alınıp iç yüzde
uygulanarak katma değer vergisinin hesaplanıp beyan
edilip ödenmesi gerekmektedir. (04.10.2000 tarih, KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.16.24.25-23129/5319
sayı, kur farklarında uygulanacak KDV Hk. Özelge)
Buna göre, teslim
veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil
edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı
için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada
gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı
tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak
suretiyle KDV hesaplanacaktır.
Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı
oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı
tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve
hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV
hesaplanması gerektiği şeklindedir.
-
Maliye Bakanlığı’nın vermiş olduğu diğer bir özelge de
ise;
“Bedelinin döviz cinsinden ifade edildiği işlerde,
ödemenin vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihten
sonra yapılması durumunda bu ödeme nedeni ile ortaya
çıkacak kur farkı tutarı üzerinden fatura düzenlenerek
katma değer vergisi hesaplanacaktır.
Diğer taraftan ödemeden önce, dönem sonlarında yapılan
değerleme nedeniyle ortaya çıkan kur farkı için fatura
düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.
denilmektedir.
Özetle,
Dövizli sipariş avanslarında kur değerlemesinin nasıl
yapılacağı konusu tartışmalıdır. Bu konuda yayınlanmış
hiçbir genel tebliğ yoktur. Sadece birkaç Özelge ve
birbirine zıt Danıştay kararları ile Turmob tarafından
yaptırılmış araştırma raporları mevcuttur.
Konu hakkındaki Danıştay Kararları aşağıdaki tabloda
özetlenmiştir :
Danıştay Karar Tarihi
Daire No.
Ve No . Kararın
Özeti
:
3 6.2.1997-E.1995/4701
K.1997/486 Taraflar arasında yapılan
mukavelenin yürürlükde
bulunması, ihracattan vazgeçilmemiş olması nedeniyle
alınan avansların borç niteliği kazandığı
söylenemeyeceğinden, borç olarak değerlemeye tabi
tutulması mümkün değildir.
3 4.6.1996-E.1995/2225
K.1996/2127 Yurt dışındaki alıcıdan
alınan sipariş avansları işletmenin borcudur,
yıl sonunda değerlenir ve kur
farkı gider yazılır. Zira ihracat, gerçekleşmemiş avans,
para borcuna dönüşmüştür.
3 6.2.1997-E.1995/4701
K.1997/486 Alınan avans alelade
borç niteliği taşımaz, dönem sonlarında kur
değerlemesine tabi tutulmaz. Zira sipariş iptal
edilmemiş olduğundan bu avans, para borcu değildir.
4 15.2.1997-E.1996/5110
K.1197/4886 İhracat için alınan
avans, kur değerlemesine tabi tutulur ve kur farkı gider
yazılır. Kaldı ki bu olayda ihraç işlemi durdurulmuştur.
3 13.10.1998-E.1997/186
K.1998/3459 Gerçekleşmeyen ihracat
nedeniyle artık kalan (alınan) avans borcu
değerlendirilemez ve kur farkı gider yazılamaz.
4 27.2.1998-E.1996/5110
K.1997/4886 İhracat Körfez krizi
dolayısıyle gerçekleşmemiş
olduğundan buna ilişkin olarak alınan avans; para
borcu niteliği kazanmıştır, diğer alacak ve borçlar gibi
değerlenir.
3 10.6.1999-E.1997/1308
K.1999/ 2437 İhracata ilişkin olarak
peşin tahsil olunan .........
dolar avans davacı şirketin
borcudur.
Kur
değerlemesine tabi tutulur ve kur farkı gider yazılır.
3 25.2.1999-E.1997/2370
K.1999/692 Yapılacak ithalatın
bedeline mahsuben, yabancı satıcıya ödenen sipariş
avansı dövizli alacaktır. Dönem sonunda kur
değerlemesine tabi tutulması ve kur farkının gelir
yazılması gerekir.
Vergi Dava 06.11.1998-E.1997/159
Genel Krl. K.1998/326
Kredili ithalatta fatura
bedeli dışında satıcıya vade farkı ödenmesi
halinde KDV. matrahına ilave edilmesi gerekir.
9 10.10.2002-E.2002/3605
K.2002/4126 VADE FARKLARININ
KDV'YE TABİ OLMASI ( Taksitli Mal Satışlarında – Özel
Finans Kurumunun Döviz
Üzerinden Yaptığı Taksitli Satışta Vadeler Arasındaki
Lehe Kur Farklarına da KDV Uygulanması Gereği )
Görüldüğü
gibi bu kararların bir kısmında, avansın sipariş iptali
veya siparişin gerçekleşmemesi nedeniyle para borcuna
dönüşmesi hali mevcuttur. Diğer kararlar ise sayıca
yetersiz ve çelişkilidir. Bu itibarla Danıştay’ın konu
hakkındaki görüşü henüz netleşmemiştir.
Dövizli sipariş
avanslarının kur değerlemesi karşısındaki durumunu ele
alan, yazar görüşleri ise aşağıda kısmen
özetlenmiştir :
Yazar Adı :
Yayın : Görüş
Özeti
:
Muzaffer KÖKVER
Ramazan
YAKIŞIKLI
Vergi Dünyası
Eylül 1996 Avanslar VUK’nun
283 ve 287 nci maddeleri
uyarınca kayıtlardaki TL. değeri
ile değerlenir, yani kur değerlemesine tabi tutulamaz.
Kur değerlemesi yapılırsa ortaya çıkan kur farkı gelir
veya gider yazılmaz, siparişe konu işlemin maliyeti veya
hasılatı ile
ilişkilendirilmek üzere geçici bir hesapta bekletilir.
Necati
UĞUR Maliye Sigort.Yoruml.
1 Nisan 1997
Avanslar, borç ve alacaklar gibidir, kur değerlemesine
tabi tutulur, kur farkları herhangi bir borç ve alacağın
kur farkı gibi işlem görür.
Safiye ÖNGEN
Yaklaşım
Ocak 1999
Avanslar dönem sonlarında kur değerlemesine tabi
tutulabilir.
Yunus ŞENGÖZ
Maliye Sigort.Yoruml.
1 Eylül 1999
Avans, para borcu veya alacağını değil, mal veya hizmet
verme veya alma edimini ifade eder. Sipariş iptal
edilmediği sürece, para borcu veya alacağı sayılmaz,
dolayısıyle dönem sonlarında
kur değerlemesine tabi tutulamaz.
Yılmaz ÖZBALCI
Oluş Sirküler
IV / 50
Yabancı para cinsinden alınan ve verilen avansların,
diğer borç ve alacaklar gibi işleme tabi tutulması
gerekir.
Sema
KÜÇÜK Yaklaşım
Eylül 2000
Avans alacak veya borcu, diğer finansal alacak veya
borçtan farksızdır.
Mehmet CANPOLAT
Vergi Dünyası
Temmuz 2000
Avans, mal veya hizmet verme edimini içeren bir akit ile
ilgili bulunduğu sürece ve akit bozulmadıkça "para
borcu değildir” bu nedenle kur değerlemesine tabi
tutulmaz. Akit bozulursa para borcuna dönüşür ve kur
değerlemesini ancak o zaman gerektirir.
Görüldüğü üzere, yazarlar arasında da görüş birliği
yoktur.
Ancak sipariş avanslarında kur değerlemesi yapılmaması
veya yapılmışsa ortaya çıkan kur farklarının ilgili
işlemin bedeli veya maliyeti ile ilgilendirilmesi görüşü
ağır basmaya başlamıştır.
Verilen veya alınan sipariş avansları, para alacağını
veya para borcunu ifade etmez.
Bunlar, ileride teslim alınacak veya teslim olunacak
mallara veya hizmetlere ait bedellerin tamamını veya bu
bedellerin bir bölümünü temsil eder.
-
Nitekim Tek Düzen Hesap Planında, verilen ve alınan
sipariş avansları, alacak ve borç kalemleri içinde
mütalaa edilmemiş, bunlara özel ana hesaplar açılmıştır.
Verilen sipariş avanslarının “15 STOKLAR”
grubundaki 159 no.lu hesapta izleniyor olması, bu
avanslara alacak veya borç gözüyle değil, alınacak veya
satılacak mal veya hizmet gözüyle bakıldığını
göstermektedir.
Bu
noktada aslolan maliye ile ihtilaf yaratmayacak çözümler
bulup uygulamaktır.
Konu, üç farklı uygulama şekli ile çözüme
kavuşturulabilir.
Birinci uygulama şekli, TL bazlı işlem yapmaktır.
Taraflar arasında malın fiyatı döviz olarak
belirlenmekle birlikte, bedelin tahsil olunan yabancı
para avanslarının TL toplamından oluşacağı
kararlaştırılmışsa böyle bir işlem kur değerlemesine
konu olmayacaktır.
İkinci uygulama şekli, Döviz bazlı işlem yapmaktır.
-Bu
ahvalde kararlaştırılan yabancı para birimine göre
fatura tanzim edilecektir.
-Dövize endeksli uygulamada kur değerlendirmesi
yapılmalıdır.
-TL
tutarı olarak lehine fark doğan taraf karşı tarafa kur
farkı faturası kesmelidir.
-Kur farkı KDV’ ye tabi olacaktır.
Üçüncü uygulama şekli ise, malın teslim tarihindeki kuru
üzerinden fatura tanzim edilmesidir.
Bu
ahvalde yine TL + KDV tutarında kur farkı faturası
tanzim edilmesi gerekmektedir.
Bilgilerinize sunar,
tüm meslektaşlarıma sevgi ve saygılarımla hayırlı
bayramlar, işlerinde kolaylıklar ve bol kazançlar
diliyorum.
Mali Müşavir -
Recep YAŞAR
Bursa Mali
Müşavirler Odası Üyesi
rmmuhasebe@hotmail.com
recepyasarsmm.com |