Muhasebe  

Maliye

Vergi

Yasal Uyarı

Vergi Takvimi

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :  18 Kasım  2009

   Ana sayfa

   2010 Çalışmaları

   2010 Pratik Bilgiler

   Staj - Stajyer Rehberi

   Kanun-Mevzuat Rehberi

   Sosyal Güvenlik Rehberi

   Muhasebe Bilgi Rehberi

  Tekdüzen Hesap Planı

 

 


KOOPERATİFLERİN RESMİ DEFTER KAPANIŞ TASDİKLERİ

Kooperatiflerin Genel Kurul Toplantıları sonrası, Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüklerine müracaatlarında istenen evraklar arasında yer alan Yevmiye Defteri kapanışlarının noter tasdiklerinin talep edilmesi uygulanması, meslek mensuplarının ve Kooperatiflerin ciddi anlamda mağdur olmalarına sebebiyet vermektedir.

Konuya ilişkin Kooperatifler Kanununun 98. maddesinde;

 “Bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim Şirketlere ait hükümler uygulanır” hükmü yer almakta olup, yine TTK. nun 136. maddesi ise, ticari şirketlerin; Kolektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibaret olduğu, 18. maddesi ise adı geçen şirketlerin

Recep YAŞAR

 Mali Müşavir

Bursa SMMM Odası
Ticaret Mevzuatı Komisyonu Üyesi

tacir olduklarını ve buna göre Kooperatiflerin de tüzel kişi tacirlerin tutmakla yükümlü oldukları tüm defterleri tutmak zorunda olduklarını ve Türk Ticaret Kanununun 20/1. maddesine göre, defter tutmanın tacirlik sıfatına bağlı bir yükümlülük olduğu”  hüküm altına almıştır.     

Bu da göstermektedir ki, tacir sıfatına haiz olanlar (ticari şirketler; Kolektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketler) defter tutmak zorundadırlar ve bu zorunluluk öncelikle TTK. amir hükümlerinin bir gereğidir. Ancak, tacir sıfatına haiz olmak aynı zamanda V.U.K., Vergi Kanunları, Muhasebe Yasalarında belirtilen usul ve esasların da birlikte ele alınarak değerlendirilmesi sonucunu doğurmaktadır.    

Belirtilen hususlara ilişkin sağlıklı değerlendirme yapabilmek için hukuk ile muhasebeyi birlikte ele almak gerekmektedir.  

Bilindiği üzere en geniş anlamıyla, Hukuk, Toplumda  kişiler ve kurumlar arasındaki ilişkileri düzenleyen ve Devlet gücüyle kendisine uyulması yaptırıma bağlı kılınmış kurallar bütünü olup, Muhasebe ise, hesapsal kişiliğin önce kendisi, sonra da bunlarla ilişkili olanların hak ve sorumluluklarını belirlemek amacıyla varlık ve sermayelerine zaman içinde bunlardaki değer değişimlerine, yani masraf, hasılat ve kazançlarına ilişkin iş olgularını Yasaları, kurallara, ilkelere ve kurumlara uygun olarak belgeler üzerinde saptayarak hesap adı verilen çift yanlı çizgilere işleyen, izleyen, bunlarla varılan sonuçları çizelge ve raporlarla ortaya koyan, yorumlayan belgeleme ve araç olma özelliği taşıyan bir bilimdir.  

Bu iki tanımlamayı bir arada ele aldığımızda ise, muhasebenin uyması gereken hukuk kaideleri ortaya çıkmaktadır.

 

Muhasebe;

 

- Vergi Usul Yasası ve Diğer Vergi Yasaları ile Türk Ticaret Yasası ve Sermaye Piyasaları’nı oluşturan Yasa’ larda gösterilen hükümler çerçevesinde ve,

 

- Muhasebenin düzeninin yaratılması için çıkartılan Muhasebenin Temel Kavramları ile Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri çerçevesinde oluşturulmaktadır. Muhasebenin Temel Kavramları ise, 12 Maddeden oluşmaktadır, bu temel kavramlara uygun olan muhasebe düzeni ve Mali Tablolar o işletmenin gerçek durumunu yansıtacak, diğer bir anlatımla, kayıtların bu temel kavramlar çerçevesinde yaratılmamış olması o işletmenin gerçek durumunu yansıtmayacaktır.

 

Türk Ticaret Yasasının 66. maddesi ve sonra gelen hükümlerine göre;

 

Hükmi Şahıs Tacirler, Yevmiye Defteri,  Defter-i Kebir, Envanter Defteri, Karar Defteri,

Hakiki Şahıs Tacirler ise,  Yevmiye Defteri, Defter-i Kebir, Envanter Defteri veya işletmenin mahiyeti ve önemine göre sadece işletme defteri tutmak mecburiyetindedirler.

 

Vergi Usul Yasası Açısından ise; 

 

Bilanço Esasına Göre defter tutan Mükellefler, Vergi Usul Yasası'nın 182 ve sonraki maddeleriyle getirilen hükümlere göre, Yevmiye Defteri, Defter-i Kebir, Envanter Defteri,

 

İşletme Hesabı Esasına Göre defter tutan Mükellefler ise, Vergi Usul Yasası'nın 193. maddesi hükümleri ışığında, İşletme Hesabı Defteri ve Envanter Defteri tutmak mecburiyetindedirler.

 

Ayrıca bütün mükellefler işyerinin ve işin özelliklerine ve mükellefiyetin derecesine göre ek defterlerde tutmaktadırlar.

           

Yasal defterlerin tasdik zamanı  ile ilgili hükümler Vergi Usul Yasasının 221. maddesinde yer almıştır.

 

Buna göre,

 

a.        Bilanço esasına göre defter tutacak mükelleflerin, kuruluş aşamasında kullanılacak olan defterler, kullanılmaya başlanmadan önce tasdik edilmek üzere ticaret sicili memurluğuna veya noter'e ibraz edilir. (TTY. Md. 69, VUY. Md. 223)

 

b.       Öteden beri işe devam etmekte olanlar, defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ay içinde,

 

c.         Hesap dönemi Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilenler, defterin kullanılacağı hesap döneminden önce gelen son ay içinde,

 

d.        Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler, işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde,

 

e.        Tasdike tabi defterlerinin dolması nedeni ile veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar, bunları kullanmaya başlamadan önce, defterlerini tasdik ettirmek mecburiyetindedirler.

 

Ticari hayatımızda uygulaması pek görünmemekle birlikte Türk Ticaret Yasında bulunuyor olmasından  ve Noterlerin bazı seneler istemiş olmasından dolayı, Türk Ticaret Yasasının 69. Maddesindeki hükümlere göre,  Tasdik için notere başvurmadan önce, bağlı bulunulan Ticaret Sicili Memurluğundan sicil tasdiknamesinin alınması ve bu tasdiknamenin notere ibraz edilmesi gerekmektedir. Ayrıca gene aynı maddeye göre yasal defterlerin tacirin lehine delil olarak kabul edilebilmesi için tacirler tutmaya mecbur oldukları diğer defterlerle tutmak istedikleri defterlerin her birinin nev’i ve mahiyetleriyle sayfa sayılarını gösteren iki nüsha beyannameyi bu defterleri kullanmaya başlamadan önce sicil memuruna vermeye mecburdurlar. Ticaret Sicili Memurluğu bu beyannamelerden birisini tasdik ederek tacire geri verir. 

Yasal defterlerini ertesi yılda da kullanmak isteyenler, Vergi Usul Yasasının 222. maddesi hükümlerine göre kullanacakları yılın Ocak ayı içinde, hesap dönemleri Maliye Bakanlığı’nca tespit edilen mükellefler, bu dönemin ilk ayı içinde eski defterlerindeki tasdiki yeniletmek mecburiyetindedirler. 

Türk Ticaret Kanunu amir hükümleri gereği, Kapanış tasdikine tabi defterler, yevmiye defterleri ve envanter defterlerinden ibarettir. Defter-i kebir için kapanış tasdiki mecburiyeti getirilmemiştir. Türk Ticaret Yasasının 70. maddesinin son fıkrasına göre yevmiye defterinin yeni senenin en geç Ocak ayı sonuna kadar notere ibraz edilip son kaydın altına noterce (görülmüştür) sözü yazılarak mühür ve imza ile tasdik ettirilmesi gerekmektedir. Türk Ticaret Yasasının 72. maddesinde de envanter defteri ile ilgili hükümlere yer verilmiş olup ayrıca noter tarafından yapılacak muameleler hakkında Yevmiye Defterinin konu edildiği 70. maddeye atıf yapılmıştır. Envanter defterinin iş yılı bitiminden itibaren geçen üç ayı izleyen birinci ayın sonuna kadar kapatılması ve kapanış tasdikinin yapılması gerekmektedir.  

Ayrıca, diğer mevzuatlarda da kapanış tasdiki ile ilgili olarak hiçbir mecburiyet getirilmemiştir

Tasdiki mecburi olan defterlerin, süresi içinde tasdik ettirilmemesi sonucunda doğacak cezalar Vergi Usul Yasasının 352. maddesinde gösterilmiştir.

 

Bu hükümlere göre;

 

a. Yasal sürenin sonundan başlayarak bir ay geçtikten sonra tasdik ettirilen defterler hiç tasdik ettirilmemiş kabul edilmekte ve birinci derecede usulsüzlük cezası kesilmektedir.

 

b. Tasdiki mecburi olan defterlerden herhangi birinin tasdik muamelesinin, yasal sürenin sonundan başlayarak bir ay içinde yaptırılmış olması halinde ikinci derecede usulsüzlük cezası kesilmektedir.

 

Kapanış Tasdiki Yaptırılmamasının Türk Ticaret Yasası Açısından Sonuçları

 

a. Türk Ticaret Yasasının 82, 83/1, 85. ve 86. maddeleri ile tacirlerin tutmakta oldukları defterlerin kendi lehlerine delil olarak kullanılması ile ilgili hükümlere yer vermiş bulunmaktadır.  

Ancak, bu hükümlere göre defterlerin, tacirlerin kendi lehlerinde delil olabilmesi için Yasaya uygun olarak tutulması zorunluluğu bulunmaktadır.  

Defterlerin Yasaya uygun olarak tutulması tabirinin içinde defterlerin yasalarda gösterildiği şekilde düzgün tutulmasının yanında açılış ve kapanış tasdiklerinin de yasalarda gösterildiği şekilde yapılmış olması gereğinin de bulunduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle tasdike tabi defterlerin Türk Ticaret Kanununu hükümleri gereği kapanış tasdikinin yapılmaması halinde bu defterlerin tacirlerin kendi lehlerinde delil olarak kullanılabilmesine olanak bulunmadığı belirtilmektedir. 

Tacir, ticari defterlerini Vergi Usul Kanunu, Muhasebe yasaları ve ilgili diğer yasalarda belirtilen emredici hükümler gereği, açılış tasdikleri, yasalarda belirtilen şekil ve sürelerde yapacak ve yine, yasalarda gösterildiği şekilde düzgün tutacak ama, süre yetersizliği nedeniyle kapanış tasdikini yapamayacak ve ondan sonra tuttuğu defterler sahibi lehine delil olarak kabul edilmeyecek, bu durum hem meslek mensupları açısından hem de Mükellefler açısından istenmeyen sıkıntılı durumların oluşmasına zemin hazırlayabilecektir. Kaldı ki, konuyu sadece kapanış tasdikine endekslemek beraberinde bazı suiistimalleri de getirebilecektir.

 

b.        Türk Ticaret Yasasının 68. maddesinin son fıkrası, tacirlerin saklamakla mükellef oldukları defterleri, yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi afetler sebebiyle kaybetmeleri halinde tacirin bu durumu öğrenmesinden itibaren 15 gün içinde mahkemeden zayi belgesi alabilmesine olanak sağlayıcı hükümler ifade etmektedir. Ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20.11.1992 Tarih ve esas: 1991/3729, Karar:  1992/10671 Sayılı Kararı gereğince ticari defterlerini onaylatmayan tacirlerin Türk Ticaret Yasasının 68/4 maddesinde sözü edilen zayi belgesini alma imkânları bulunmamaktadır. Türk Ticaret Yasası hükümlerine göre tasdik mecburiyeti açılış ve kapanış tasdiklerini kapsadığından kapanış tasdiki bulunmayan defterler içinde zayi belgesi alma olanağı bulunmamaktadır.

c. Türk Ticaret Yasasının 67. maddesinin 3 ve 4. bentlerinde defterlerin tutulması ile ilgili cezaî hükümler açıklanmıştır. Bunlara göre Türk Ticaret Yasasının 66. maddesinin 1 ilâ 3. bentlerinde tutulması mecburiyeti bulunan defterlerin Yasaya uygun şekilde yerine getirilmemesi halinde bu konudan sorumlu olanlar yüz liradan bin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar. Ayrıca diğer yasalarda bulunan cezaî hükümler saklı bulunmaktadır. (Türk Ticaret Yasası Md. 67/3).  Hakimler, noterler, sicil memurları ve diğer memurla, resmi muameleler dolayısıyla bir tacirin defter tutma mükellefiyetine aykırı hareket ettiğini öğrenince keyfiyeti savcılığa bildirmek zorundadırlar. (Türk Ticaret Yasası Md. 67/4) 

 

Kapanış Tasdiki Yaptırılmamasının İcra İflas Yasası Açısından Sonuçları

 

a.       İcra İflas Yasasının 310. maddesinin 5. fıkrasındaki “Ticaret Yasasının 66. maddesinin birinci fıkrasının 1 ilâ 3. bentlerinde sayılan defterleri hiç veya Yasanın emrettiği şekilde tutmamış ise” hükmü kendisinde bulunan kimsenin iflas etmesi halinde taksirli sayılacağını açıklamakta ve bunların Türk Ceza Yasasına göre cezalandırılacağını bildirmektedir. Bu durumda kapanış tasdiki yaptırmamış bir tacirin iflas etmesi halinde “taksirli müflis” sayılacak ve Türk Ceza Yasası hükümlerine göre cezalandırılacaktır.

 

b. İcra İflas Yasasının 285. maddesi Konkordato talebinde bulunan bir tacirin, tetkik merciine defterlerinin vaziyetini bildiren bir cetvel vermesi mecburiyetini getirmiştir. Bu maddede “Bu cetvelde, bilhassa Ticaret Yasasının 66. maddesi hükmünce tutulması mecburi defterlerin hepsinin tutulmuş olup olmadıkları gösterilir” hükmü yer almaktadır. Defterlerin tutulmuş olup olmamasına yukarıdaki maddelerde de açıklandığı üzere defterlerin açılış tasdiklerinin yapılmış olması gereğinin yanında kapanış tasdikinin de yapılmış olması gereği bulunmaktadır. Defterlerin kapanış tasdiki yapılmamışsa tetkik mercii tacirin konkordato talebini reddedebilmektedir.

 

Belgelerin Kayıtlarla Uyumlu Olması

 

Yasal Defterlere yazılı bulunan muhasebe kayıtlarından çoğunlukla   sonuca ulaşacak bilgileri alabilme olanağı bulunmamaktadır. Örneğin bir alacak davasında mahsup fişlerinde Alıcılar veya Satıcılar hesaplarının tek kalem halinde detay yapılmadan yazılması durumunda bu alacak ve borç ilişkisini çözmenin olanağı bulunamamaktadır.  Bu veya bunun gibi durumlarda defterlere yazılan bilgilerin dayanağı olan belgelerin, diğer bir anlatımla Muhasebe Fişlerinin incelenerek sonuca ulaşılması gerekmektedir.  

Belgelerin incelenmesinde “Belgelerin Yasalar Karşısındaki Durum” un dışında  önemli bir nokta, Muhasebe fişlerinin altındaki belgelerin muhasebe fişinin muhteviyatı ile tutarlı olup olmadığı hususudur. Ayrıca taraf kayıtlarının tevsiki açısından muavin kayıtlarında incelenmesi ve yevmiye defteri ve muhasebe fişi muhteviyatı çerçevesinde mutabakatlarının yapılarak konunun aydınlatılmasına dikkat edilmesi gerekmektedir. 

Belge kelimesi, Türk Dil Kurumu sözlüğünde, “Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film vb, vesika, doküman” olarak tanımlanmaktadır. Vergi yasalarının uygulanması açısından “Belge”, tutulan defter ve kayıtların ispatı, tevsiki, açıklanması için gerekli olan her türlü vesikalardır

Maliye Bakanlığı, kullanılması ve bulundurulması gereken belgeleri, bu belgeler üzerinde yazılı olması gereken bilgileri tespit etmeye yetkili bulunmaktadır. Vergi Usul Yasası’nın kayıtlarının tevsiki bölümündeki, ispat edici kayıtlar başlıklı 227. Maddesi, bu konuya açıklık getirmektedir. 

Tasdiki zorunlu belgeler içinde Fatura’nın ayrı bir yeri bulunmaktadır. Çünkü fatura, ticari hayatımızda en çok kullanılan belge özelliğini taşımaktadır.   

Fatura, Türk Ticaret Yasasının 23 maddesinde ve Vergi Usul Yasasının 229 ilâ 232 maddelerinde konu edilen, müşteri ile satıcı arasında meydana gelen ticari ilişkiyi belgelendirmeye yarayan bir araçtır. 

Türk Ticaret Yasası ile Vergi Usul Yasasındaki fatura ile ilgili hükümleri bir arada düşünmemiz ve buna göre Mali ve Hukukî açıdan faturayı tanımlamamız gerekmektedir. 

Muhasebenin dayanağı olan Muhasebe fişleri ve bunların altındaki belgelerin yanında bu belgelerin oluşumuna kadar geçen safhada tarafların kullandıkları sözleşme, karşılıklı mektuplar, senet, çek gibi birçok belge de konuyu sağlıklı değerlendirebilmek açısından önem taşımaktadır.

 

 Defterlerin Delil Olma Hali

 

1. Türk Ticaret Yasası Açısından

 

a.        Türk Ticaret Yasasının 82, 83/1, 85 ve 86 maddelerinde tacirlerin tutmakta oldukları defterlerin kendi lehlerine delil olarak kullanılması ile ilgili hükümlere yer vermiş bulunmaktadır. Ancak bu hükümlere göre defterlerin, tacirlerin kendi lehlerinde delil olabilmesi için yasaya uygun olarak tutulması zorunluluğu bulunmaktadır. Defterlerin yasaya uygun olarak tutulması tabirinin içinde defterlerin yasalarda gösterildiği şekilde düzgün tutulmasının yanında açılış ve kapanış tasdiklerinin de yasalarda gösterildiği şekilde yapılmış olması gereği de bulunmaktadır. Bu nedenle tasdike tabi defterlerin kapanış tasdikinin  (Türk Ticaret Yasası’nın 70. maddesine göre Yevmiye Defterinin yeni senenin engeç Ocak ayı sonuna kadara kapanış tasdikinin yaptırılması gerekmektedir) yapılmaması halinde bu defterlerin tacirlerin kendi lehlerinde delil olarak kullanılabilmesine olanak bulunmamaktadır.

 

b.        Türk Ticaret Yasasının 67. maddesinin 3. ve 4. bendlerinde defterlerin tutulması ile ilgili cezai hükümler açıklanmıştır. Bunlara göre Türk Ticaret Yasasının 66. maddesinin 1 ila 3. bendlerinde tutulması mecburiyeti bulunan defterlerin yasaya uygun şekilde yerine getirilmemesi halinde bu konudan sorumlu olanlar yüz liradan bin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar. Ayrıca diğer yasalarda bulunan cezai hükümler saklı bulunmaktadır. (TTY. Md. 67/3).

 

Hakimler, noterler, sicil memurları ve diğer memurlar, resmi muameleler dolayısıyla bir tacirin defter tutma mükellefiyetine aykırı hareket ettiğini öğrenince keyfiyeti savcılığa bildirmek zorundadırlar. (TTY. Md: 67/4).

 

c.         Türk Ticaret Yasasının 68. maddesinin son fıkrası, tacirlerin saklamakla mükellef oldukları defterleri, yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi afetler sebebiyle kaybetmeleri halinde tacirin bu durumu öğrenmesinden itibaren 15 gün içinde mahkemeden zayi belgesi alabilmesine olanak sağlayıcı hükümler ifade etmektedir. Ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20.11.1992 Tarih ve Esası: 1991/3729, Karar: 1992/10671 Sayılı Kararı gereğince ticari defterlerini onaylatmayan tacirlerin Türk Ticaret Yasasının 68/4 maddesinde sözü edilen zayi belgesini alma imkanları bulunmaktadır. Türk Ticaret Yasası hükümlerine göre tasdik mecburiyeti açılış ve kapanış tasdiklerini kapsadığından kapanış tasdiki bulunmayan defterler içinde zayi belgesi alma olanağı bulunmamaktadır.

 

2. İcra İflas Yasası Açısından

 

a.        İcra İflas Yasası’nın 310. maddesinin 5. fıkrası “Ticaret Kanununun 66’ncı maddesinin birinci fıkrasının 1 ilâ 3’üncü bendlerinde sayılan defterleri hiç veya Kanunun emrettiği şekilde tutmamış ise” hükmü kendisinde bulunan kimsenin iflas etmesi halinde taksirli sayılacağını açıklamakta ve bunların Türk Ceza Yasası’nın göre cezalandırılacağını bildirmektedir. Bu durumda kapanış tasdiki yaptırmamış bir tacirin iflas etmesi halinde “taksirli müflis” sayılacak ve Türk Ceza Yasası hükümlerine göre cezalandırılacaktır.

 

b.        İcra İflas Yasası’nın 285. maddesi konkordato talebinde bulunan bir tacirin, tetkik merciine defterlerinin vaziyetini bildiren bir cetvel vermesi mecburiyetini getirmiştir. Bu maddede “Bu cetvelde, bilhassa Ticaret Kanununun 66’ncı maddesi hükmünce tutulması mecburi defterlerin hepsinin tutulmuş olup olmadıkları gösterilir” hükmü yer almaktadır. Defterlerin tutulmuş olup olmamasına yukarıdaki maddelerde de açıklandığı üzere defterlerin açılış tasdiklerinin yapılmış olması gereğinin yanında kapanış tasdikinin de yapılmış olması gereği bulunmaktadır. Defterlerin kapanış tasdiki yapılmamışsa tetkik mercii tacirin konkordato talebini reddedebilmektedir.

 

3. Vergi Usul Yasası Açısından

 

Yasal defterlerin tasdik mecburiyeti ile ilgili olarak Vergi Usul Yasası’nda da hükümler bulunmaktadır.  

Vergi Usul Yasası’nda kapanış tasdiki ile ilgili bir hüküm bulunmamaktadır. Kapanış tasdiki Türk Ticaret Yasası hükümlerine göre yapılmaktadır.  

Şirketlerin kuruluş aşamasında kullanacakları defterler, kullanılmaya başlanmadan önce tasdik edilmek üzere ticaret sicili memurluğuna veya notere ibraz edilir. (T.T.Y. Md. 69, VUY Md. 223)  

Öteden beri işe devam etmekte olanlar, defterlerin kullanılacağı yıldan önce gelen son ay içinde, hesap dönemi Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilenler, defterin kullanılacağı hesap döneminden önce gelen son ay içinde

Yeniden işe başlayanlar. sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler, işe başlama, sınıf değiştirme yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi mükellefiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde,  

Tasdike tabi defterlerin dolması nedeni ile veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar, bunları kullanmaya başlamadan önce defterlerini tasdik ettirmek mecburiyetindedirler.  

Yasal defterini ertesi yılda kullanmak isteyenler, kullanacakları yılın ocak ayı içinde, hesap dönemleri maliye bakanlığınca tespit edilen mükellefler, bu dönemin ilk ayı içinde eski defterlerindeki tasdiki yenilemek mecburiyetindedirler (V.U.Y. Md. 222)

 

Defterleri Süresi İçinde Tasdik Ettirmemenin Sonuçları

 

a. Usulsüzlük Cezası

 

Tasdiki mecburi olan defterlerin süresi içinde tasdik ettirilmemesi soncunda doğacak cezalar Vergi Usul Yasası’nın 352. maddesinde gösterilmiştir.  

Bu hükümlere göre, 

Yasal sürenin sonundan başlayarak bir ay geçtikten sonra tasdik ettirilen defterler hiç tasdik ettirilmemiş kabul edilmekte ve birinci derecede usulsüzlük cezası kısalmaktadır.

Tasdiki mecburi defterlerden herhangi birinin tasdik muamelesinin, yasal sürenin sonundan başlayarak bir ay içinde yaptırılmış olması halinde ikinci derecede usulsüzlük cezası kesilmektedir.

 

b. Re’sen Takdir

 

Vergi Usul Yasası’nın Re’sen Vergi Tarhı başlıklı 30. maddesinin 3 no.lu bendi ”Bu kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsi veya bir kısmı tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş olursa veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmezse” hükmü ile, bu defter sahiplerinin Re’sen takdir ile karşı karşıya kalacaklarını belirtmektedir.

 

Bu hükümlere göre süresinde tasdik ettirilmeyerek hiç tasdik ettirilmemiş kabul edilen defterler re'sen takdir konusu yapılacaktır.

 

Düzenlenmemiş Sayılan Faturanın Delil Olma Niteliği

 

Vergi Usul Yasasının Faturanın Nizamı başlıklı 231. maddesinin 5. bendinde “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır” hüküm bulunmaktadır. 

Türk Ticaret Yasasının 23. maddesinin 1. fıkrasında ise “Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden, diğer taraf, kendisine fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” hükmü bulunmaktadır. 

Vergi Usul Yasasının 231/5. maddesine göre hiç düzenlenmemiş sayılan bir fatura, faturayı düzenleyen tarafından bir mal teslimi veya hizmet sunumu dolayısıyla düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu nedenle faturayı düzenleyen tarafın muhasebesinde gelir hesapları içinde yer alması, bu fatura ile satılmış olan emtianın envanter kayıtlarından düşülmesi ve bedeli alınmamışsa faturayı alanın cari hesabına, bedeli alınmışsa bu bedelin kasa veya banka hesaplarına girilmiş olması gerekir. 

Aynı faturanın, faturayı alan tarafın muhasebesindeki gider, demirbaş veya maliyet hesaplarında bulunması, bedeli ödenmiş ise bu tutarın banka ya da kasa hesaplarından düşülmüş olması, ödenmemiş ise faturayı verenin cari hesabına girilmiş olması gerekmektedir. 

Bir faturanın düzenlenmesinin, faturayı veren ile alan arasındaki bir ticari ilişki, bir anlaşma sonucunda olduğu gerçeğinden hareketle Vergi Usul Yasası‘nın 231/5 maddesi hükümlerine göre fatura hiç düzenlenmemiş kabul edilse bile, taraflar arasındaki iş münasebetinin belirtisidir ve bu konuda delil teşkil etmesi gerekmektedir. 

Bunun dışında Vergi Usul Yasasının 231/5. maddesi sonucunda oluşacak cezai hükümler muhakkak ki saklı olacaktır. 

Özetle,  

Ticari işletmeler ve Kooperatifler,  iktisadi ve mali durumlarını, yukarıda da belirtilen borç ve alacak ilişkilerini ve her iş yılı içinde elde edilen sonuçları belirlemek amacı ile işletme yapısı ve önemine bağlı olarak ticari defter tutmak durumundadırlar.  

Ticari defterlerin, mükelleflerin lehine delil olarak kullanılabilmesi ve cezai müeyyidelerle karşılaşılmaması için tasdik ettirilmesi zorunluluğu bulunmakta olup, bu husus temel olarak Vergi Usul Kanunu’nda düzenlemiş olup Türk Ticaret Kanunu’ nda da benzer düzenlemeler yer almaktadır.  

Fakat, söz konusu Kanunların arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Buna göre, Vergi Usul Kanunu, ticari defterler için açılış ve ara tasdiki zorunluluklarını öngörmesine karşın, kapanış tasdikine ilişkin bir düzenleme içermemiştir. Buna karşılık, TTK, yevmiye defteri ve envanter defteri açısından, açılış tasdikinin yanı sıra bir de kapanış tasdiki öngörmüş bulunmaktadır. Mükelleflerin kapanış tasdiki mecburiyetine uymaması halinde TTK, TCK ve İİK’da yer alan müeyyidelerle karşılaşmaları söz konusudur. Bu müeyyidelerin en önemlisi ve etkini, işletmelerin  ticari defterlerini uyuşmazlık hallerinde kendi lehlerine delil olarak kullanma haklarını yitirmeleridir.  

Aslında yapılması gereken, defter ve belge düzeninin, mali tablolara ilişkin esaslarına uyulmaması halinde, müeyyideleri de kapsayacak şekilde ve ilkeleri ile birlikte tek bir Muhasebe Kanunu’nda toplanmasıdır. Çünkü, belge, kayıt ve defter düzeni, ne vergi hukukunun ne de ticaret hukukunun konusudur. Bu düzenlemelerin yeri, bir özel hukuk dalı olan muhasebe hukukudur. Dolayısı ile ticari defterlerin kapanış tasdikine ilişkin hükümlerin burada yer alması halinde, uygulamadan doğan sorunlarda ortadan kalkmış olacaktır.

 Halen uygulamaya girmesi beklenen Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nda, tacirlerin tutacağı defterlerin Muhasebe Standartları Kurulu tarafından bir tebliğ ile belirleneceği ifade edilmektedir. Bunun yanında, tüm defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin noter tarafından yapılacağına  da hükmedilmektedir. Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odaları ve meslek mensupları ile, işletmelerin yegane temennisi, konunun yeni TTK. tasarısı ile çözüme kavuşturularak yasalar arasındaki farklılıkların ve akabinde mağduriyetlerin giderilmesi yönündedir.  

Aksi halde, Meslek Mensupları ve hizmet verdikleri Kooperatif ve işletmeler, ileride telafisi mümkün olmayacak maddi ve cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabileceklerdir.

 

Mali Müşavir

Recep YAŞAR

Bursa Mali Müşavirler Odası
Ticaret Mevzuatı Komisyonu Üyesi

rmmuhasebe@hotmail.com

www.muhasebenet.net
18.11.2009

    
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght © 2005 -2009  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.