yararlanabilmek için,
genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü
olduğu kişiler tarafından ödenecek tutar olarak
ifade edilmektedir. Bu çalışma ile yapılan
değişikliklerle sağlık hizmetleri katılım payı
uygulamalarındaki son durum hakkında
değerlendirmeler yapılacaktır.
2.Katılım Payının Amacı
ve Türleri
Katılım payının alınma
amacının sağlık hizmetlerinin finansmanına
bireyin de katılması şeklinde değerlendirilse de
katılım payının bir amacı da sağlık
hizmetlerinin gereksiz kullanımını
engellemektir. Her hizmete ihtiyaç duyduğunuzda
belli bir miktar cepten ödeyerek hizmeti
alabileceksiniz, böylece eğer gerçekten
ihtiyacınız yoksa hizmeti almaktan
vazgeçeceksiniz. Burada önemli olan, katılım
payı oranlarının hizmet almayı engellemeyen
ancak gereksiz kullanımı engelleyen bir düzeyde
tutulabilmesidir.
Katılım payı, “Tedavi
Katılım Payı” ve “İlaç Katılım Payı” olmak üzere
iki şekilde düzenlenmiş olup; tedavi hizmetinden
alınan katılım payı da;
a)
Muayene katılım payı
b)
Tıbbi malzeme, protez ve ortez katılım payı
c)
Yardımcı üreme yöntemlerinden alınan katılım
payı olmak üzere üç farklı şekilde
düzenlenmiştir.
3. Katılım Payı
Uygulamaları
Bilindiği üzere, katılım payı uygulaması farklı
mevzuat hükümlerine dayalı olarak
uygulanmaktadır. Mevcut durumda SSK, Bağ-Kur
çalışanları ile bunların emeklileri, 5510 sayılı
yasadan sonra devlet memuru olanlar ile memur
emeklilerinin tedavi ve ilaç giderlerinin
karşılanmasına ilişkin usul ve esaslar 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu hükümlerine göre
belirlenmektedir.
5510 sayılı yasadan önce devlet memuru olarak
çalışanlar ve bunların bakmakla yükümlü
oldukları aile fertlerinin ve yeşil kartlıların
ayaktan ve yatarak tedavilerinin ve ilaç
giderlerinin kurumlarınca karşılanmasına ilişkin
usul ve esaslar ise Maliye Bakanlığı tarafından
belirlenmektedir.
3.1. Çıkarılan Tebliğler
Sosyal Güvenlik Kurumu,
5510 sayılı Kanunun ve Yönetmeliklerin
uygulanmasını göstermek amacıyla 29/10/2008
tarihli 27012 2. mükerrer sayılı Resmi Gazetede
6 sıra nolu
2008 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu
Sağlık Uygulama Tebliğ
yayımlanmıştır. Maliye Bakanlığı ise kapsamına
dahil kişiler ile ilgili olarak 31/12/2008
tarihli 27097 sayılı 7. mükerrer sayılı Resmi
Gazetede 7 sıra nolu Tedavi Katılım Payının
Uygulanması Hakkında Tebliğ yayımlanmıştır. Söz
konusu Tebliğler ile; kapsama dahil kişilerden,
ayakta tedavilerinde hekim ve diş hekimi
muayenelerinde, protez, ortez ve tıbbi malzeme
kullanımlarında ve yardımcı üreme yöntemi
tedavilerinde katılım payı alınmasına ilişkin
esas ve usuller belirlenmiştir. Her iki Tebliğ
Genel Sağlık Sigortasına geçiş öncesi uygulama
ve norm birliğini sağlamaya yönelik bir anlayışı
yansıtmak amacıyla büyük ölçüde benzer esaslar
ve uygulama kriterleri içermektedir.
4. Sağlık Uygulama Tebliğinin
Katılım Payı Düzenlemesine Danıştay Freni
Sigortalıların özel hastanelerdeki ayaktan
tedavilerinde ve diş muayenelerinde uygulanan 10
TL'lik katılım payı; Danıştay 10. Dairesi
tarafından
2008/11388 esas numaralı Danıştay kararı ile
yürütmeyi durdurmuştur. Danıştay, söz konusu
Sosyal Güvenlik Kurumu uygulamasını iki açıdan
sorunlu bulmuştur.
a)
Katılım payının alınmasına dair uygulamanın
yönetmelikle
düzenlenmesi
gerekirken, SGK tarafından
tebliğle
düzenlenmesi,
b)
Özel sağlık kurum ve kuruluşlarına
başvuranlardan 10 TL alınırken, kamu kurumlarına
başvuran hastalardan daha düşük katılım payı
alınmasının objektif bir gerekçesinin
bulunmaması.
Bu iki gerekçeyle, katılım payı
uygulamasının yürütmesi durdurulmuştur. Danıştay
10. dairesi tarafından verilmiş olan yürütmeyi
durdurma kararına istinaden; Sosyal Güvenlik
Kurumu yeni bir genelge yayınlayarak 02 Haziran
2009 tarihinden geçerli olmak üzere;
a)
2008 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama
Tebliği’nin “Ayakta tedavide hekim ve diş hekimi
muayenesi katılım payı” başlıklı (6.1) numaralı
maddesinde yer alan tutarlar uygulanmayacaktır.
b)
Birinci basamak sağlık kuruluşlarında yapılan
muayene ile aile hekimliği uygulamasına geçilen
illerde, aile hekimi muayenelerinden katılım
payı alınmayacaktır.
c)
Kurumla sözleşmeli ikinci ve üçüncü basamak
resmi ve özel sağlık kurumlarında hekim ve diş
hekimi muayenesi için katılım payı,
2
(iki) TL olarak uygulanacağı hüküm
altına alınmıştır.
Sosyal Güvenlik Kurumunun yapmış olduğu
düzenleme yalnızca 2008 Sağlık Uygulama Tebliği
için geçerli olup, 5510 sayılı yasa hükümlerine
tabi olmayan devlet memurlarını kapsamamaktadır.
Maliye Bakanlığı Tedavi Uygulama Tebliği ve
Tedavi katılım Payının Uygulanması Hakkında
Tebliğ hükümleri yürürlüktedir.
5. 5917 sayılı Torba
Kanun ile Getirilen Düzenlemeler
Bilindiği üzere, devlet
memurlarının ve yeşil kartlıların tedavi katılım
payının yasal dayanağı 2009 yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanununun 28’inci maddesidir. Bugüne kadar
yaşanan tecrübeler gösteriyor ki, bütçe kanununa
bütçe dışı kanunlarla ilgili maddeler
eklendiğinde Anayasa Mahkemesi şimdiye kadar hep
iptal etmiştir. Bunu da iptal edeceğini şimdiden
söyleyebiliriz. Bu yüzden ilgili
maddenin Anayasa Mahkemesi’nden döneceği
düşünülerek 2009 yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanununun 28’inci maddesi hükümleri, 10
Temmuz 2009 tarih ve 27284 sayılı Resmî Gazetede
yayımlanan; “Bütçe Kanunlarında Yer Alan Bazı
Hükümlerin İlgili Kanun Ve Kanun Hükmünde
Kararnamelere Eklenmesi İle Bazı Kanun Ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Yasa” (kamuoyunda torba yasa olarak
bilinen yasa) ile 178 sayılı Maliye Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnameye eklenmiştir.
Ayrıca, 5917 sayılı torba
yasa ile katkı paylarında birinci basamak ile
diğer sağlık kuruluşları arasında fark belirleme
konusunda yetki alınmıştır. Kanunun
yasalaşmasının ardından, katılım payları için
yeni bir sistem getirilmiştir. Buna göre,
katılım payı tutarı 2 TL olarak belirlenirken,
katılım payı tutarını birinci basamak sağlık
kuruluşlarında yapılan muayenelerde almamaya ya
da daha düşük tutarla belirlemeye, ikinci ve
üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında önceki
basamaklardan sevkli olarak başvurulup
başvurulmadığı dikkate alınmak suretiyle farklı
oranlarda belirleme konusunda kamuya yetki
verilmiştir.
Böylece Danıştay'ın farklı
katkı payı ücreti alınmasının yasal dayanağı
bulunmadığı iddiasıyla aldığı yürütmeyi durdurma
kararının zemini de ortadan kalkmıştır.
6. Danıştay 7 sıra nolu Tedavi
Katılım Payının Uygulanması Hakkında Tebliğin,
Özel Sağlık Kurum ve Kuruluşlarına İlişkin Hasta
Katılım Payı Alınmasının Yürürlüğünü Durdurdu
Maliye Bakanlığı aleyhine açılmış
bulunulan ve 31.12.2008 tarih ve 27097
(7.mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
Tedavi Katılım Payının Uygulanması Hakkında
Tebliğin 6’ncı Maddesinin, Özel Sağlık Kurum ve
Kuruluşlarına ilişkin kısmının iptali ve
yürütmesinin durdurulması konulu davada,
Danıştay 10’uncu Dairesi tarafından 2009/2169
Esas sayılı kararı ile Devlet memurlarından
10.-TL katılım payı alınmasının yürütmesini
durdurulmasına karar verilmiştir.
Danıştay tarafından yürütmesi
durdurulan dava konusu kararın, davalı Maliye
Bakanlığı’na Tebliğinden itibaren 7 gün içinde
İdari Dava daireleri Kuruluna itiraz hakkı
bulunmakta olup, Maliye Bakanlığı itiraz hakkını
kullanmadığı takdirde 30 gün içerisinde
Danıştay’ın vermiş olduğu yürütmeyi durdurma
kararı çerçevesinde yeni bir düzenleme yapmak
durumunda kalacaktır.
7. Sonuç
Ülkemizde ilk defa Sosyal
Güvenlik Kurumuna tabi olanlardan alınmaya
başlayan katılım payı daha sonra devlet
memurları ve yeşil kartlılardan da alınmaya
başlanmıştır.
Sağlık hizmetinden
faydalananlardan aldıkları hizmet esnasında
bütçelerini zorlamayacak miktarda bir katkı payı
alınması, parasal değerden öte sağlık sisteminin
dengeli kullanımını kontrol etmek üzere
kullanılan araçlardan biridir. Çeşitli
basamaklarda ve çeşitli hizmet türlerinde bu
katkı payları farklılaştırılarak hizmet talep
edenler yönlendirilmeye çalışılır. Bu katkı
payının hizmete ihtiyacı olanın hizmet almasını
önlemeyecek derecede düşük, gereksiz ve aşırı
hizmet talebini önleyecek derecede de yüksek
olması amaçlanır. Dolayısı ile toplumu oluşturan
bireylerin alım gücü, talep edilen hizmetin
önceliği ve yeri bu katkı payının farklı
olmasına etki etmektedir. Katkı payı kaç lira
olursa olsun parasal bir değer olarak değil,
sağlık sisteminin sağlıklı olarak yönetilmesinde
kullanılacak önemli bir araç olarak
görülmelidir.
Uygulamalarda bunun hakkaniyetli
olup olmadığı, alınma yeri ve miktarı
tartışılabilir. Ancak katkı payının önemli bir
araç olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Sağlık
hizmetinde israfı, gereksiz ve aşırı kullanımı
engellemeye yönelik geliştirilen mekanizmalar
toptan ortadan kaldırılırsa, bir sonraki
basamak, sürdürülebilirliğin ortadan kalkması ve
o hizmetlerin hiç verilmez olmasıdır.
Sonuç olarak katılım payı
uygulamasının belki de en önemli unsuru alınacak
katılım payının tutarıdır. Katılım payının
tutarı kişinin evrensel bir hakkı olan sağlık
hakkını kaldırmamalı, hastayı tedaviden
vazgeçirecek kadar yüksek belirlenmemelidir.
Ramazan ŞENER
Mali Hizmetler Uzmanı
rsener@comu.edu.tr
03.09.2009
-Diğer
makaleleri |