Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE MAKALELER :   02 Nisan 2009

  Ana sayfa

  2009 Yılı Çalışmaları

  Pratik Bilgiler

  Staj - Stajyer Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

  Muhasebe Bilgi Rehberi 

 Tekdüzen Hesap Planı

 

 

 


MURAT ÇELİK

Seranit Granit

Muhasebe Müdür Yardımcısı

İnşaat ve Şirketler Muhasebesi Uzmanı

muratcelik@mrcelik.com 

 

İŞLETMELERİN KURUMSALLAŞMA VE ŞİRKETLEŞME GEREKLİLİKLERİ

 

I-GİRİŞ

Şirketleşme ve şirket yapılandırması günümüzde KURUMSALLAŞMA olarak adlandırılmakta ve önemi ülkemizin yaşamış olduğu ekonomik krizlerden sonra her geçen gün daha da artarak devam etmektedir. İçinde bulunmuş olduğumuz global krizden etkilenmemek, duygu ve hislerimizle değil de bilimsel verilere hareket ederek en az etkilenebilir, yapacak olduğumuz akılcı yatırım ve planlamalarla hem şirketimizi ayakta tutabilir hem de büyüme ivmemizi sürdürebiliriz.

İşte bütün bunları başarabilmek için gerekli olan en önemli etken sağlıklı bir veri kaynağı, iyi yapılmış görev dağılımı, güvenilir bir muhasebe, anlaşılır bir raporlama ve sistemli bir otokontrol mekanizmasıdır. Üretim maliyetlerimizden, ödeyecek olduğumuz vergilere kadar her şeyimizi yıllık bazda planlayabiliriz

Bunun yanında gıda sektörü gibi zorlu sektörde faaliyet göstermenin güçlüğüne hijyen, sağlıklı olma ve her gün aynı lezzeti tutturabilme gibi devamlılık isteyen konularda sürekli aynı başarıyı gösterebilmek hiçte kolay bir iş değildir.

Gıda sektöründe faaliyet gösterip marka olmayı başarmış birçok firmanın başarısının arkasında iyi bir iş planlaması, istikrar, doğru yer ve zamanda doğru hareketi yapabilme, hijyen, temizlik ve sağlık standartlarını sadece belge üzerinde değil bizzat uygulayarak hayata geçirmekten geçmektedir.

TSE belgesinin bile hiçbir öneminin kalmadığı, İSO belgesi olmayan firmanın neredeyse kalmadığı, gıda sektörü için olmazsa olmaz olan ISO 22000 HACCP BELGESİ alanında lider olan bütün firmalarda olduğu günümüzde, tüketiciler de hızla bilgilenerek güvenilir marka imajı olan yerlerden alışveriş yapmaktadır.

Hiç kuşkusuz marka olmanın en önemli şartı reklam olmasına karşın, sürdürülebilir ve güvenilir marka olmanın şartı da ŞİRKET YAPILANMASI’ndan geçmektedir.

Açmış olduğumuz iş yerinde, seçmiş olduğumuz bayiimize, işyerimizde çalışan elemandan, bayiimizin tezgahtarına kadar her şey markanızın bir temsilcisi olduğunu asla unutmayın.

 

II- HERKES NİÇİN ŞAHIS İŞLETMESİ YERİNE ŞİRKET KURUYOR?

Şirketleşme her şeyden önce kurumsallaşma ve ticari itibar demektir. Şahıs işletmesinin kurulup ticari faaliyete başlayabilmesi sıradan bir A4 kağıdına yazılan dilekçe ile mümkün olabilecek kadar basittir. Kapanışı da keza aynı şekilde yoldan geçen vatandaşa kızıp kapatıyorum ben diyecek kadar da kolay.

Bunun yanında şirket kurmak ise bazı sorumluluklar ve yükümlülükler getirmektedir. Öncelikle en az 2 ortağın olması, bir ana sözleşmenin hazırlanarak koyulacak sermayenin, yapılacak işin, merkez ve şubelerinin yazılarak bir taahhüt altına girilmesi demek şirket kurmak. Yapılacak işin konusuna göre bir takım mercilerden izin alınması demektir. Meslek odaları ve birliklerine bağlı olarak hareket etmek demek. Bir iş yaparken ortaklarına danışarak karar almak, bu kararı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettirerek şirket ile ilişkili bütün borçlu ve alacaklılara duyurmuş olmak demektir. Yani kafalarına göre ben böyle istedim, yaptım oldu değil, yasal izin ve prosedürlerle olabilmek demektir.

Bu itibarla ticari faaliyetleri esnasında sermaye yetersizliği yaşayan işletme ve şirketler banka ve finans kurumlarından kredi alarak finansman açıklarını kapatmakta, gayrimenkul, araç alımı gibi yüksek tutardaki sabit varlıkların alımı için kredi kullanma ihtiyacı hissetmekte, bayilik ve  distribitörlük gibi anlaşmalar yaparken ve resmi ve özel kurumların ihalelerine girerken karşılarında ciddi bir müessese görmek isteyen karşı taraflar şirketleri tercih etmektedirler.

Siz olsanız bir günde kapatılıp pılını pırtını toplayıp gidebilecek bir şahısla mı yoksa tamamen kanunlarla kurulup yasal prosedürü olan şirketlerle mi iş yapmak istersiniz.

 

III- ŞİRKET KURMANIN AVANTAJLARI NELERDİR?

 

a-Alacaklılara Karşı Sorumluluklar Açısından

Şahıs firmalarında, firma sahibi bütün mal varlığı ile alacaklılarına karşın sorumludur. Olur ya işler kötü gider, sağa sola, bankalar ve vergi daireleri ile SSK gibi kamu kurumlarına borçlanır. İşte böylesi olması muhtemel kötü ve üzücü durumlarda alacaklılar açacakları alacak davası sonucunda firma sahibinin bütün mal varlığına el koyabilir.

Limited Şirketlerde ise sermaye taahhüt borcunu tamamen yerine getirmiş ortağın, artık şirket borçlarından sorumluluğu söz konusu olmaz. Ancak sermaye taahhüt borcu bulunan ortak, şirket borçlarından, şirketin ödeme gücü olmaması kaydıyla, bakiye sermaye taahhüt borcu ile sınırlı olarak sorumlu olup, aşan kısımdan sorumluluğu yoktur. Bu nedenle şirketten alacaklı olanlar, alacaklarını şirketten alamadıkları takdirde, bir başka deyişle şirket aleyhine yapılan takibin semeresiz kalması durumunda, şirket ortağına, şirkete olan borcu dolayısıyla müracat edebilir. Sermaye ödemesini şirkete yapmış bir ortaktan şirket adına olan  hiç bir ticari alacak talep edilemez.

Şirketin kamu kurum ve kuruluşlarına olan borçları ise biraz farklı olup ortağın sermayesi oranında sorumlulukları vardır. Yani ortak şirketin %50 sine sahip ise vergi, ceza, SSK Primi borçlarının % 50 si oranında ortaktan talep edilir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un 35. maddesinde 29.7.1998 tarihine kadar yer alan eski hükme göre, limited şirket ortakları, şirketçe ödenmeyen ve şirketten tahsil imkanı bulunmayan kamu alacaklarından dolayı, şirkete koydukları veya koymayı taahhüt ettikleri sermaye tutarı ile sorumlu bulunmakta ve takibata tabi tutulmaktaydı. Bu hüküm 29.07.1998 tarihinden itibaren 4369 Sayılı Kanunla değiştirilerek, ortakların sorumlulukları daha da ağırlaştırılmıştır. Yeni hükme göre, limited şirket ortakları, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacaklarının tamamından, kendi sermaye payları oranında, doğrudan doğruya ve sınırsız olarak sorumlu ve bu Kanun hükümleri gereğince takibata tabi bulunmaktadırlar.

Limited şirketlerle ilgili bu düzenleme 29.7.1998 tarihinden sonra doğan borçlar için geçerlidir. 29.7.1998 tarihinden önce doğmuş borçlar için ise, ortakların sorumluluğu konusunda anılan maddenin eski şekli geçerlidir. Yeni hükme göre, örneğin 5 milyar TL sermayeli bir limited şirkette 1 milyar TL’lık iştirak payı bulunan yani yüzde 20 ortaklık payı olan bir ortağın, şirketin vergi dairesine olan 500 milyar TL tutarındaki borcundan kaynaklanan sorumluluğu borcun yüzde 20’si olan 100 milyar TL olacaktır. Ortakların buradaki sorumluluğu müteselsil değil, müşterek sorumluluktur. Dolayısıyla her bir ortak borcun tamamından değil, sadece hissesi oranındaki kısım için takip edilebilir.

b-Vergi ve Giderlerin Kayıt Edilmesi Açısından

Şahıs işletmelerinde kesilen faturalar hasılat olarak kayıt edilmekte, üretim için alınan ham madde ve yardımcı malzemeleri alış olarak ve kira, elektrik, telefon, su ve personel giderleri masraf olarak kayıt edilerek aradaki fark vergilendirilmektedir. Basit bir hesaplama yöntemi olan bu sistem ile çıkan vergi matrahı üzerinden Gelir Vergisi ödenmektedir. Matrah yükseldikçe de vergi oranı artmakta doğal olarak ödenen vergi de fazla olmaktadır.

1.1.2008 tarihinden geçerli olmak üzere Gelir Vergisi Oranları

7.800 Yeni Türk Lirasına kadar

%15

19.800 YTL'nin 7.800 YTL'si için 1.170 YTL, fazlası

%20

44.700 YTL'nin 19.800 YTL'si için 3.570 YTL, fazlası

%27

44.700 YTL'den fazlasının 44.700 YTL'si için 10.293 YTL, fazlası

%35

Yukarıdaki tablodan da anlayacağınız gibi kar arttıkça vergi de artacaktır. Oysa Limited Şirketler Kurumlar vergisi ödedikleri için %20 olan sabit kurumlar vergisi oranı üzerinden vergilerini öderler. Limited şirketleri kullanmış oldukları çeklerin koçan masrafından, bankaya ödemiş oldukları komisyonlara kadar, kredi kartlarının pos masraflarından, Beyannameler için ödemiş oldukları damga vergisine birçok harcamayı gider olarak gösterebilmektedirler. Hal böyle olunca da hem vergi oranı daha düşük hem de şirketin yapmış olduğu her türlü masrafı gider kayıt edebilmektedirler. İş yükü fazla, cirosu yüksek olan işletmeler açısından bu çok önemlidir. Çünkü birçok harcamasını gider olarak gösteremediklerinden fazladan vergi ödemektedirler. Ancak bir çok işyeri sahibi Muhtasar (Stopaj), SSK ve KDV nin de şirket olunduğunda azalacağını düşünmektedirler.

Bu konudaki tereddütleri gidermek için bu vergilerin neler olduğunu ve nasıl hesaplandığını anlatırsak sanırım kafalarda soru işaretleri kalmamış olur.

SONUÇ

Şirketlerde Genel Müdür ya da Yönetim Kurulu Başkan veya Üyesi olmak deyim yerinde ise tam bir ateşten gömlek. Hal böyle olunca da özellikle bu görevlerde bulunan kimselerin  İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ  ile VERGİ USUL KANUNU VE TÜRK TİCARET KANUNU KARŞISINDAKİ SORUMLULUKLARI konusunda çok iyi bir eğitimden geçerek bilinçlenmelerinde fayda vardır. Bunun yanında Şirket yapılandırmasına giderek sorumluluk devri yanında hukuki sorumluluklarını da devir etmeleri hem şirketlerinin geleceği hem de şahsi gelecekleri açısından faydalı olacaktır.

 

MURAT ÇELİK

İnşaat ve Şirketler Muhasebesi Uzmanı

www.muhasebenet.net

02.04.2009

 

  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght © 2005 -2008  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.