Vergi İncelemelerine Süre
Geldi
Uzun süre kamuoyunda tartışılan
torba kanun tasarısı resmi gazetede yayımlanarak
yürürlüğe girdi. Sözkonusu kanun ile başta vergi
kanunları olmak üzere birçok kanunda değişiklik
yapıldı. Yapılan önemli değişikliklerden bir
tanesi de vergi incelemelerine süre getirilmesi
oldu.
Çağdaş vergi uygulamalarında mükellef hakları,
vergi idarelerinin önem verdiği konuların
başında gelmektedir. Vergi incelemelerinin
yapılmasında incelemenin başladığı tarihin açık
olarak belirlenmesi ve öngörülebilir bir sürede
bitirilmesi mükellef hakları açısından
vazgeçilmez unsurlardandır. Ülkemizde de Gelir
İdaresi Başkanlığı kurulduğu tarihten itibaren
mükellef haklarına büyük önem verilmeye
başlanmış ve bu çerçevede vergi incelemelerine
süre getirilerek büyük bir adım atılmıştır.
Yapılan düzenleme ile bundan sonra yapılacak
incelemelerde incelemeye başlamadan önce vergi
incelemesine başlanıldığı hususu bir tutanağa
bağlanacak ve bir örneği mükellefe bir örneği
bağlı bulunulan birime bir örneği de mükellefin
vergi dairesine gönderilecektir.
Düzenleme ile birlikte vergi incelemesi yeni
esaslara bağlanarak, “tam” ve “sınırlı” olmak
üzere ikiye ayrılmakta ve incelemeye başlandığı
tarihten itibaren, tam inceleme yapılması
halinde en fazla bir yıl, sınırlı inceleme
yapılması halinde ise en fazla altı ay içinde
incelemelerin bitirilmesi hüküm altına
alınmıştır. Peki bu süreler içerisinde
incelemeler bitmezse ne olacak? Böyle bir
durumda, inceleme elemanı idareden ek süre
talebinde bulunabilecek ve idare altı ayı
geçmemek üzere ek süre verebilecek. Daha sonrada
idare bu durumu gerekçeleri ile birlikte
mükellefe bildirmesi gerekmektedir.
Yapılan düzenleme mükellef hakları açısından son
derece önemli olmasına rağmen içinde bazı
sorunları barındırmaktadır. Tam ve sınırlı
incelemenin tanımının yapılmaması ve incelemeye
tam olarak hangi tarihte başlandığının net
olarak ortaya konulmaması uygulamada bazı
sıkıntıları beraberinde getirecektir.
Denilebilir ki incelemeye başlama tutanağı ne
zaman düzenlenmişse o tarihte incelemeye
başlanmış kabul edilir. Ama o zamanda
incelemelere süre getirilme uygulaması biraz
anlamını yitirmektedir.
Bir örnek yardımıyla durumu ortaya koyalım.
Diyelim ki idare inceleme elemanını 2010 yılında
bir mükellefin 2008 hesaplarını incelemek üzere
görevlendiriyor. Bilindiği üzere tarh zamanaşımı
süresi içinde vergi incelemesi yapılıyor. Yani
2008 yılı hesapları incelenecek olan mükellef en
son 2013 yılına kadar incelenmesi gerekir. Aksi
takdirde tarh zamanaşımına uğrar. Böyle bir
durumda inceleme elemanı 2012 yılında incelemeye
başlarsa ve o yılda incelemeye başlama
tutanağını düzenlerse incelemeye başlama tarihi
o mu olacak yoksa işin inceleme elemanına
verilen tarih olan 2010 yılımı olacak. Eğer
incelemeye başlama tarihi tutanağın düzenlendiği
tarih olarak kabul edilirse; incelemeye geç
başlanılmasından dolayı mükellefler haksız bir
yere gecikme faizi ile karşı karşıya
kalacaklardır. Böyle bir durumda ise
incelemelere süre getirilmesi anlamını yitirmiş
olacaktır.
Diğer önemli sıkıntılardan bir tanesi de bu
incelemeleri kimler bir yıl veya altı ay gibi
bir sürede yapacaktır. Bilindiği üzere Maliye
Bakanlığında farklı birimler tarafından vergi
incelemesi yapılmakla birlikte; vergi
incelemelerinin %90’ı, vergi denetim gücünün
%80’ini oluşturan Vergi Denetmenleri tarafından
yapılmaktadır. Vergi incelemelerinin büyük
çoğunluğunu yapan Vergi Denetmenleri
üzerlerindeki iş yüküne baktığımızda kanunda
yapılan düzenleme çerçevesinde tam incelemelerin
bir yıl veya sınırlı incelemelerin altı ay
içinde bitirilmesi mümkün görünmemektedir.
Düzenlemeyi yapan idarede bunun farkında olmalı
ki bu maddenin yürürlülük tarihini 01.01.2011
olarak belirlemiştir.
Kimisi denetim elemanı incelemeye başlasın ve
tutanak aşamasına getirdikten sonra incelemeye
başlama tutanağını düzenlesin diyebilir. Bu bir
yöntem olarak kabul edilebilir ama bunu mükellef
kabul edecek mi? Ayrıca böyle bir uygulama ile
kanunu dolaylı yoldan delmiş oluruz. Dolayısıyla
incelemelere de süre getirilmesi amacından
sapmış olur.
İncelemelere süre getirilmesi mükellef hakları
açısından son derece önemli bir düzenleme
olmakla birlikte ihtilaf konusu oluşturacak
sıkıntıları da içerisinde barındırmaktadır.
Durum böyle olmakla birlikte; yazımızı son
günlerde popüler olan anayasa değişikli için
kullanılan yetmez ama evet sözüyle bitirmek
istiyorum. Yapılan düzenleme mükellef hakları
açısından yetmez ama evet diyoruz.
Mahmut SUÇİÇEK
Vergi Denetmeni
mahmutsucicek@gmail.com
muhasebenet.net
25.08.2010
Yasal
Uyarı
|