Telif Kazançları İstisnası
Serbest meslek kazancı niteliğinde olan fikir ve sanat
eserleri veya telif kazançlarını belirli şartlar
dahilinde gelir vergisi’nden istisna tutan "Telif
Kazancı İstisnası"
GVK’nun 18. maddesinde "Serbest
Meslek Kazançlarında İstisna"
başlığı altında düzenlenmiştir.
Sözkonusu düzenleme ile telif kazançlarından elde edilen
hasılatın gelir vergisinden istisna olduğu hüküm altına
alınmıştır.
Az
önce bahsettiğimiz maddeye baktığımızda sanki telif
haklarından elde edilen kazancın hiçbir şekilde
vergilendirilmeyeceği ve vergi konusu dışında
bırakılacağı anlaşılıyor. Oysa biraz sonra yapacağımız
açıklamalardan durumun hiç de böyle olmadığını
göreceksiniz.
Madde
metnine göre Telif kazançları istisnasından
yararlanabilmenin şartları aşağıda gibidir:
-
İstisnadan müellif, tercüman, heykeltraş, hattat, ressam,
bestekar, bilgisayar programcısı, mucitlerin
kendileri ve mirasçıları
yararlanabilir.
-
Telife konu olan eserin, şiir, hikaye, roman, makale,
bilimsel araştırma ve incelemeler, röportaj, fotoğraf,
film, radyo ve televizyon oyunu gibi nitelikte olması
gerekir.
-
Eserlerin gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı,
radyo ve videoda yayınlatılması veya kitap, CD,
disket,resim,heykel ve nota halindeki eserleriyle ihtira
beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut
haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle
gelir elde edilmesi gerekir.
Aynı
maddenin son fıkrasına geldiğimizde karşımıza bir çok
vergi kanunlarında yeralan ünlü kahramanımız
"şümulü yoktur"
çıkmaktadır. Bu fıkra hükmü ile elde ettiğimiz telif
kazançlarının Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesine
göre vergileneceği belirtilmiştir.
Gelir
Vergisi Kanunu 94’üncü maddesine baktığımızda ise telif
kazançları nedeniyle yapılacak ödemelerden % 17 oranında
stopaj gelir vergisinin kesileceği hüküm altına almıştır.
Görüldüğü üzere; telif kazançlarında tam bir istisna
uygulamasından bahsetmek mümkün değildir. Ancak telif
kazançlarını elde edenler şu avantajlardan yararlanmış
olmaktadırlar. Elde edilen telif kazancının tutarı ne
olursa olsun stopaj gelir vergisi oranı %17 (artan
oranlı tarife uygulanmıyor) olarak uygulanmakta ve 213
sayılı Vergi usul Kanunu’nun şekle müteallik (işe
başlamayı bildirme, defter tutma ve beyanname verme gibi...)
yükümlülükleri yerine getirmek zorunda kalmıyorlar.
Diğer
taraftan Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesine göre
serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve
hizmetlerin vergiye tabi olacağı hüküm altına alınmıştır.
Serbest meslek faaliyetlerini mutad ve sürekli bir
şekilde yapanlar gerçek usulde katma değer vergisine
tabi olacak, arızi nitelik (sürekli olmayan) taşıyan
serbest meslek faaliyetlerinde ise vergi
uygulanmayacaktır.
Buna
göre, GVK 18. maddesindeki Telif kazançları kapsamına
giren faaliyetlerin sürekli olarak yapılması gerçek
usulde katma değer vergisi mükellefiyetini
gerektirmektedir. Bu faaliyetlerin süreklilik
arzetmeyecek şekilde arızi olarak yapılması halinde ise
Katma Değer Vergisi aranılmayacaktır. (19 Nolu KDV Genel
Tebliği)
GVK’nun 18’inci madde kapsamına giren teslim veya
hizmetlerin sürekli
yapılması durumunda KDV
mükellefi esasen bu kazancı elde eden kişilerdir. Ancak
Maliye Bakanlığı, KDVK’nun 9.maddesinin kendisine
verdiği yetkiyi kullanarak telif kazancı elde eden kişi
yerine, işleme taraf olanın GVK’nın 94.maddesinde
belirtilen kişi ve kuruluşlardan olması halinde, KDV’nin
bu kişi ve kuruluşlar tarafından sorumlu sıfatı ile
beyan edilip ödenmesini uygun görmüştür. Aksi takdirde
sürekli olarak telif kazancı elde eden kişinin, KDV
mükellefi olarak beyanname vermesi gerekecektir.
Telif
kazançları ile ilgili olarak Katma Değer Vergisi
Kanunu’nda da tam bir istisnadan söz etmek mümkün
değildir. Telif kazancını elde eden kişi sürekli olarak
bu işten gelir elde ediyorsa KDV’ye tabi olacak, sürekli
olmadan, arızi bir şekilde kazanç elde ediyorsa KDV’ye
tabi olmayacaktır.
Mahmut SUÇİÇEK
Vergi Denetmeni
mahmutsucicek@gmail.com
www.muhasebenet.net
www.vergisigorta.com
20.04..2009
Diğer makaleleri |