Tebliğ ve
Vergilendirmedeki Önemi
Tebliğ; kelime
anlamı olarak “duyurma, haber verme” anlamına
gelmektedir ve aynı zamanda vergilendirme
sürecinin de önemli aşamalarından birini teşkil
etmektedir.
Resen, ikmalen
veya idarece yapılan tarhiyatlarda verginin
tahakkuk aşamasından önce tebliğ edilmesi
gerekir. Tarh edilen verginin mükellefe
bildirilmesinin yanında vergi borcunun tahsilatı
sırasında ve daha bir çok vergilendirme
işleminde yapılan işlemin hüküm ifade edebilmesi
için tebliğatın yapılması gerekir. Tebliğ
sayesinde mükellefler kendileri hakkında yapılan
işlemlerden haberdar olabileceklerdir. Bunun
soncunda mükellefler yapılan işlemi ya onaylayıp
tebligatın içerdiği hükümlerinin gereğini
yapacak ya da ilgili işlemi onaylamayıp yargı
yolu dahil olmak üzere itiraz hakkını
kullanabilecektir.
7201 sayılı
Tebligat Kanunu
Tebliğin
vergilendirmeki önemine geçmeden önce tebliğ ile
ilgili düzenlemelere kısaca bakmakta yarar
vardır. 19.02.1959 tarihinde resmi gazetede
yayımlanan 7201 sayılı Tebliğat Kanunu ile
tebliğe ilişkin genel düzenlemeler hüküm altına
alınmıştır. Kanunun 1’nci maddesinde Kazai
merciler, genel ve katma bütçeli
daireler, belediyeler,
köy hükmi şahsiyetleri, barolar
ve noterler tarafından yapılacak
tebliğlerin bu kanunda yer alan hükümlere
göre yapılacağı belirtilmiş, yine aynı
kanunun 51’inci maddesinde Mali tebliğlerin ise
kendi kanunlarında açıklık olmadığı durumlarda
yine bu kanunun genel hükümlerine göre
yapılacağı hususu hüküm altına alınmıştır. 7201
sayılı tebliğat kanununda bu hükümler olmasına
karşın 213 sayılı Vergi Usul Kanununda tebliğ
esasları vergi hukuku özellikleri göz önünde
tutulmak suretiyle ayrıca düzenlenmiştir. www.muhasebenet.net
Dolayısıyla
vergilendirme ile ilgili tebliğlerin Vergi Usul
Kanunundaki esaslara göre yapılması, Vergi Usul
Kanununda açıklık bulunmayan hallerde ise 7201
sayılı kanun hükümlerine göre yapılması gerekir.
(Bkz. 7201 sayılı kanun md.51)
Vergi Usul
Kanunu’nda Tebliğ
213 sayılı
V.U.K.’na göre tebliğ; vergilendirmeyi
ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların
yetkili makamlar tarafından mükellefe, vergi
sorumlusu veya ceza sorumlusuna bildirilmesidir.
Vergilendirme süreci tarh, tebliğ, tahakkuk ve
tahsil aşamalarından oluşmaktadır. Tahakkuk
fişinin dışında ilave olarak alınacak vergi ve
bununla ilgili cezanın tahakkuk edip
kesinleşmesi için ilgiliye duyurulması
zorunludur. Örneğin;
- Vergi ve
ceza ihbarnameleri,
- Bazı
hallerde takdir kararları
- Vergi
Mahkemesi kararları üzerine düzenlenen ödeme
ihbarnemeleri
- Ödeme
emirleri
- İnceleme
elemanlarının çıkaracağı yazıların
- Düzeltme
talebinin reddine dair yazılar vb…
Hüküm ifade
etmesi için mükellefe tebliğ edilmesi gerekir.
213 sayılı
Vergi Usul Kanunun 93. Maddesine göre; tebliğ,
posta vasıtası ile veya memur eliyle muhatabın
bilinen adresinde yapılır. İlgilinin kabul
etmesi şartı ile tebliğin daire veya komisyonda
yapılması da mümkündür. Adresi bilinmeyenlere
ise ilan yoluyla yapılır. www.muhasebenet.net
Buna göre
vergi usul kanununda dört tür tebliğ usule
belirtilmiştir. Bunları kısaca sıralayacak
olursak;
1. Posta
İle Tebliğ Usulü
Normal usul,
tebliğin posta vasıtası ile yapılmasıdır. (VUK
99.madde) Posta ile tebliğ edilecek evrak Maliye
bakanlığının belirlediği özel zarflar içerisine
konularak postaya verilir. Posta memuru da
gerekli tebligatı yapar.
2. Memur
Vasıtasıyla Tebliğ
Maliye
bakanlığı postada ki gecikmeleri önlemek ve
vergilendirme ile ilgili işlemlerin daha hızlı
yürümesi için posta yerine, memur vasıtası ile
tebliğ yaptırmaya yetkilidir. www.muhasebenet.net
3. İlan
Yoluyla Tebliğ Usulü
İlanen tebliğ
esas itibariyle adresleri bilinmeyenlere
yapılacak tebliğ usulüdür. VUK’nun 103.’uncu
maddesine göre; muhatabın adresi hiç bilinmezse,
muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş
olur ve bu yüzden mektup geri gelirse, başka
nedenlerden dolayı posta ile ve yabancı
memlekette bulunanlara tebliğ yapılmasına imkan
bulunmazsa tebligat ilan yoluyla yapılır. Bu
yöntemdeki önemli husus, mükelleflere
ulaşabilmek için tüm imkanların kullanılması
gerekir. Bunlardan sonuç alınamaz ise ancak
ilanen tebliğ yoluna gidilebilir. Diğer türlü
uygulamalar vergi yargısı tarafından
kaldırılabilmektedir.
4. Daire ve
Komisyonda Tebliğ Usulü
Tebliğ prensip
olarak posta veya memur eliyle muhatabın bilinen
adresinde yapılır. Ancak bazı hallerde muhatabın
kabul etmesi şartıyla tebliğat daire veya
komisyonda yapılabilir.
Tebligatlarda Tarihin Vergilendirme İçin Önemi
Birçok
uygulamada olduğu gibi tebliğ hükümlerinde de
yasa koyucu, hem mükelleflerin haklarında
yapılan işlemlerden haberdar olabilmesi
bakımından hem de vergi idaresinin
tahakkuk-tahsilat işlemlerinin sıhhati
bakımından sıkı düzenlemeler getirmiş, izlenecek
yöntemleri tek tek va’zetmiş, bunları sistematik
şekilde kanun hükmü olarak sıralamıştır. www.muhasebenet.net
Dolayısıyla
mükelleflerin yasalarca kendilerine verilen bazı
haklari kullanılabilmesi için tebliğin yapıldığı
tarih çok önemli olmaktadır. Hak düşürücü süre
olarak kabul edilebilir. Örneğin re’sen tarhiyat
sonucu mükellefe tebliğ edilen bir ihbarnameye
karşı kanun koyucu bazı haklar tanımıştır.
Mükellef otuz gün içinde indirim talebinde
bulunabilir, tarhiyat sonrası uzlaşma talebinde
bulunabilir veya vergi mahkemesinde dava
açabilir. Mükellefin bahsettiğimiz bu ve buna
benzer haklardan yararlanabilmeleri için tebliğ
tarihine büyük onem verilerek gerekli notlarin
alınıp ilgili kişilere bildirilmesinde büyük
yarar olacaktır.
Mahmut SUÇİÇEK
Vergi Denetmeni
mahmutsucicek@gmail.com
vergisigorta.com
muhasebenet.net
Yasal
Uyarı
|