Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE MAKALELER :   17 Aralık 2009

  Ana sayfa

  2009 Yılı Çalışmaları

  Pratik Bilgiler

  Staj - Stajyer Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

  Muhasebe Bilgi Rehberi 

 Tekdüzen Hesap Planı

 

 

 


Mahmut SUÇİÇEK

Vergi Denetmeni


mahmutsucicek@gmail.com

www.vergisigorta.com

 

Şüpheli Alacak Ne Zaman Giderleştirilmeli?

 

Mükellefler tahsili şüpheli hale gelen ticari alacaklarını, bazı şartları taşıması şartıyla vergi mevzuatımıza göre gider olarak yazabilmektedir. Bu şekilde yazılan gider, dönem gelirini ve dolayısıyla vergi matrahını azaltır. Böyle bir hak kanunda yer almasına rağmen hangi dönemde gider yazılacağına dair mevzuatta net bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle bu durum, denetim elemanları tarafından düzenlenen inceleme raporlarında eleştiri konusu yapılabilmektedir. Peki şüpheli alacaklar ne zaman giderleştirilecektir?  

Bizde bu yazımızda, şüpheli alacağın ne zaman giderleştirilmesi gerektiği konusunda yargının görüşleri, idarenin görüşü ve kendi görüşümüzü ortaya koymak suretiyle olayı irdelemeye çalışacağız. 

213 sayılı VUK'nun 323 maddesinde;"Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

1.  Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;

2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar; şüpheli alacak sayılır.

Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.

Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir." şeklinde hüküm altına alınmıştır.

213 sayılı VUK'nun ilgili maddesine göre şüpheli hale gelen bir alacak için karşılık ayırmak için öncelikle ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olması gerekiyor. Diğer gelir unsurları açısından söz konusu olmamaktadır. 

Yani daha önce yasal defterelere hasılat olarak kaydedilen  ve yasa metninde belirtilen şartları taşıyan alacaklar karşılık ayırmak suretiyle giderleştirilebilir. Ancak yukarıda belirttiğimiz kanun metninde, şüpheli hale gelen alacağın ne zaman gider yazılacağı konusunda net bir hüküm bulunmamaktadır.

Karşılığın zamanlaması hususunda net ve anlaşılır bir hükmün kanunda yer almaması uygulamada, mükellefler ile denetim elemanları arasında “cezai” bir takım fikir ayrılıklarının doğmasına vesile olabiliyor. 

Madde metninde yer alan "değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılır" hükmünden hareketle idare olaya, alacağın şüpheli hale geldiği dönemde karşılık ayrılacağı şeklinde görüşünü ortaya koymaktadır. (Örn. Bursa V.D.B.’nin 11.02.2008 tarihli özelgesi) Ayrıca denetim elemanları tarafından yapılan incelemelerde de  bu yönde raporlar düzenlenmektedir. Kısacası idaredeki yaygın kanaat, alacağın şüpheli hale geldiği dönemde giderleştirileceği şeklindedir. 

Danıştayın ise bu konuyla ilgili farklı kararları bulunmaktadır. Vermiş olduğu  bazı kararlarda mükelleflerin sonraki dönemde de kanun maddesindeki şartları taşıması şartıyla, şüpheli alacaklarına  karşılık ayırabileceğine hükmetmiştir. Danıştay’ın idari yargının üst mercii olması hasebiyle, kanun yorumu mali idarenin ve denetim elemanlarının yorumundan daha önceliklidir. Böyle olmakla birlikte, karşılık ayırma konusunda Danıştay’ın bunun tam tersi durumda kararları da mevcuttur. 

Görüleceği üzere bu konu hakkında net bir bakış açısı mevcut değil. Bizim görüşümüz ise, kanun metninde yer alan şartları taşıyan şüpheli alacakların sonraki dönemlerde de gider yazılabileceği şeklindedir. Çünkü sonraki dönemlerde karşılık ayrılması şüpheli alacak vasfını etkilemez. Yani bir dönem şüpheli alacak olan bir alacak sonraki dönem başka türlü bir olacak olamaz. Aksi takdirde mükelleflere kanunla verilen bir hakkın yorum farklılığından dolayı bertaraf edilmesi yoluna gidilmiş olacaktır. 

Aslında mükelleflerin alacağın şüpheli hale geldiği dönemde değilde bir sonraki dönemde karşılık ayırması hazinenin lehine olmaktadır. Şüpheli hale gelen alacak kar zararı etkilediğinden, ilk dönemde gider yazılmış olsaydı, ilk dönemin karı azalacak, dolayısıyla ödenmesi gereken vergi azalacaktı. Oysa mükellef ilk dönemde gider yazmayıp, sonraki dönemde gider yazdığı için, erteleyebileceği bir vergi tutarını, tersine, ilk dönemde ödemiş olacaktı. Burada, şüpheli alacağı sonraki dönemde giderleştirdiğinde ancak ve ancak sonraki dönemin matrahını azaltabilecektir.   

Bu defa, alacağın şüpheli hale geldiği dönemde mükellefin kar değilde zarar ettiğini kabul edelim. Böyle bir durumda ise mükellef o dönemde gider yazmış olsaydı, şüpheli alacak tutarı kadar bir zarar artışı olacaktı ve sonraki dönemde elde edilecek kardan beyanname üzerinden indirim konusu yapacaktı. Mükellef zarar ettiği dönemde değilde sonraki dönemde şüpheli hale gelen alacağı gider yazmış olsaydı, o kadarlık bir kar azalışı ile birlikte önceki dönemin zararı beyanname üzerinden indirim konusu yapılacaktı. Dolayısıyla her durumda mükellefin lehine bir durum ortaya çıkmamaktadır.  

Dolayısıyla giderleştirme olayına salt seçimlik hak olarak bakılması ve ilgili dönemde bu hak kullanılmazsa sonraki dönemde kullanılmaz kanısı doğru olmamaktadır. Kanunun lafzından da böyle bir ifade yer almamaktadır. Benzer bir hususta, örneğin amortisman mevzuunda kanun koyucu, amortisman gideri indirimininde süre seçeneğini kesin çizgilerle sınırlamakta,  seçimlik bir hak bırakmaktadır (VUK. Md: 320). Oysa şüpheli alacaklarda süre kısıtı madde metninde yer almamaktadır.    

Durum böyle olmakla birlikte, her olayın kendine özgü özellikleri olabilir ve uygulamayı etkileyen parametreleri içerisinde barındırabilir. Ancak yukarıda bahsettiğimiz durumlarda hazinenin zararından bahsetmek mümkün değildir. Buna rağmen yapılan incelemelerde buna dayanarak mükellef adına yapılan tarhiyatlar, hakkaniyete uygun düşmemektedir. Ama herşeye rağmen, ben sorun yaşamak istemiyorum diyorsanız alacağın şüpheli hale geldiği dönemde gider yazmanızı salık veriyoruz.

Mahmut SUÇİÇEK

Vergi Denetmeni
mahmutsucicek@gmail.com

www.muhasebenet.net

www.vergisigorta.com

17.12.2009

Diğer makaleleri

 
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght © 2005 -2008  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.