Otomobil
Kiralamanın Vergisel Avantajı
Ticari faaliyet
icra edilirken binek otomobil,
işletmelerin ihtiyaç duyduğu önemli iktisadi kiymetlerdendir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun
40’ıncı maddesinin
ticari kazançtan indirilebelicek giderler kısmında,
işletmelerin ticari kazanç elde etmek için kullanmış
oldukları taşıtların maliyetini amortisman ayırmak
suretiyle; akaryakıt ve bakım onarım giderlerini ise
direkt gider kaydederek kazançlarından indirim konusu
yapabilecekleri belirtilmiştir.
Yine mezkur
kanunun ilgili maddesinde,
işletmelerin işte kullanmış oldukları binek
otomobillerin kira bedelini
ticari kazançlarından veya kurum
kazançlarından indirim konusu yapabilecekleri
belirtilmektedir.
Türk Ticaret
Kanunu’na
göre mükelleflerin basiretli bir
iş adamı gibi hareket etmeleri gerekmektedir.
TTK’da yer alan bu gereklilik, klasik
iktisat teorisi'nde; kendisine
maksimum fayda sağlayan seçenegini
tercih eden, rasyonel davranan ve kendi çıkarlarını
düşünmesi gereken ekonomik insan modeli’nin
kanunda karşılık bulmuş halidir. İşletmeler
de, sadece iktisadi işlemlerinde değil,
mali nitelikli işlemlerinde de optimist bir
şekilde davranmalıdırlar. Kazancın artması,
maliyetlerinin ve giderlerinin ise azaltılması için
gereken önlemleri uygulamak bu varsayımın gereğidir.
Günümüzde seçilen doğru metodlarla mükellefler mali
açıdan önemli miktarlarda finansman kaynağı
sağlayabilmektedir.
Biz de,
bu yazımızda mükelleflerin
işletmelerine taşıt almaları mı,
yoksa kiralamaları mı daha
avantajlı? sorusunu ele alıp, yukarıdaki
açıklamalarımız bağlamında
karşılaştırmalı olarak cevabını
ortaya koyup, mükelleflerin
optimist bir şekilde karar almalarına kaktı
sağlamaya çalışacağız.
Hem otomobil
alımında hemde kiralamada akaryakıt ve bakım-onarım
giderleri kazançtan indirilebileceği için bu anlamda bir
karşılaştırma yapılmayacaktır.
* * *
Mükellefler
işletmeleri için aldıkları ve ticari kazanç elde etmek
için işletmelerinde kullandıkları taşıtların maliyetini,
GVK’nın 40’ıncı
ve VUK'nun 313’üncü maddesine
istinaden amortisman ayırabilirler. Amortisman
ayırdıkları bu tutarları yasal
defterlerine gider kaydedecek ve dönem
kazançlarından
indirim konusu yapabileceklerdir.
Bir
örnek vermek suretiyle konuyu somutlaştıralım;
Örneğin bir
mükellef 2008 yılı Ocak ayında
30.000-TL tutarında bir otomobil almıştır. 333
No’lu Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliğine göre,
otomobillerde amortisman oranı %20'dir. Böyle bir
durumda mükellef 2008 yılında elde ettiği kazançtan,
almış olduğu otomobil maliyetinin
%20'si olan 6.000-TL'yi amortisman ayırmak suretiyle
kazancından indirim konusu yapabilir. Yani mükellef
almış olduğu otomobil için 2008 yılında toplam 6000-TL
gider yazabilir.
Otomobil alan mükellef, ayrıca
satın almış olduğu araç
için yılda iki defa Motorlu
Taşıtlar Vergisi
ödemek zorundadır. Mükellef
ödemiş olduğu bu vergiyi Motorlu
Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun
14’üncü maddesine istinaden gider
olarak ticari kazançlarından indirim konusu yapamaz.
Dolayısıyla otomobil satın alındığında,
bu konuda da mükellef için bir külfet
söz konusu olmaktadır.
* * *
Otomobil alacak
mükelleflerin ticari kazançları veya kurum
kazançlarından indirim konusu yapacakları
gider tutarını özetle yukarıda açıkladık. Şimdi de olaya
bir işletmenin araç almaktan ziyade bunu kiraladığı
varsayımında bulunur isek durum nasıl olacaktır? bunu
yine bir örnek yardımıyla açıklamaya
çalışalım;
Örneğin Mükellef, yukarıdaki
örnekte yer alan 30.000-TL değerindeki aracı bu defa
aylık 1.000-TL ‘ye kiralıyor. Araç
kiralamada, aracı kiraladığımız kişinin mükellef olup
olmadığı önem arzetmekedir. Eğer aracı kiraladığımız
kişi gerçek usulde mükellef kişi ise bu şahıs bize 1.000
TL +%18 KDV dahil tutarında bir fatura düzenleyecek ve
biz bu faturaya istinaden KDV'yi
ilgili dönemde indirim konusu yapacağız. Geri
kalanını gider yazarak kazancımızdan indireceğiz.
Örneğimize göre,
mükellef bir yıl içinde (1.000 x
12 Ay) =12.000-TL
kira bedeli ödeyecek
ve bunu gider olarak
değerlendirip yıllık kazancından
indirim konusu yapabilecektir.
Eğer aracı
kiraladığımız kişi mükellef değil ise,
o zaman bu kişinin bize fatura kesmesi gibi bir durum
olmayacaktır. Bu durumda yapılması gereken bazı şeyleri
bizim yapmamız gerekmektedir. Aracı kiraladığımız kişiye
yaptığımız ödeme nedeniyle GVK 94/5.a maddesine
istinaden, yüzde 20 oranında
tevkifat yapıp bunu muhtasar beyanname ile beyan etmemiz
gerekiyor. Ayrıca bu hizmet KDV’ye
de tabi olduğu için, aracı
kiralayan işletme KDV kanunun 9’uncu
maddesine istinaden sorumlu sıfatıyla KDV tevkifatı
yapacak ve bunu 2 No’lu
KDV beyannamesi ile vergi dairesine ödeyecek,
ödediği dönemde ise kendisinin vermiş
olduğu 1 No’lu
KDV beyannamesinde bunu indirim
konusu yapacaktır
Örneğimizde otomobilin
mükellef olmayan kişiden net
olarak 1.000-TL ye kiralandığını
kabul edersek, böyle
bir durumda aracı kiralayan işletme,
net tutarı önce brütleştirecek sonra bu tutar üzerinden
GVK’nın 94’üncü
maddesine göre yüzde 20 oranında
tevkifat yapıp, muhtasar
beyanname ile beyan edecektir.
Burada brütleştirilen tutarın tamamı gider yazılacak,
dolayısıyla mükellefin aylık olarak gider yazabileceği
tutar (1.000/0,80)= 1.250-TL olacaktır. 12 aylık süre
sonununda yıllık olarak 15.000-TL gider,
ticari kazançtan veya kurum
kazancından indirim konusu yapılabilecektir..
Ayrıca otomobil
kiralamada, araç
işletmenin aktifinde olmadığı için
Motorlu Taşıtlar Vergisini ödeme gibi bir durum
söz konusu değildir.
* * *
Yaptığımız
açıklamaları toparlamaya çalışalım. Eğer mükellef
örnekte vermiş olduğumuz tutarda bir
otomobil satın alırsa bir yılda
6000-TL, mükellef olan birisinden araç kiraladığında
12.000-TL ve mükellef olmayan birisinden araç
kiraladığında ise 15.000-TL tutarındaki gideri
kayıtlarına intikal ederek kazancından indirim konusu
yapabilir. Görüleceği üzere
vergisel açıdan araç kiralama
yöntemi çok daha avantajlı olmaktadır.
Ayrıca araç
işletmenin aktifinde kayıtlı olduğunda aracın
trafik sigortası, kaskosu, MTV'si ve muayenesi gibi
birçok formaliteyle uğraşmak
zorunda kaldığınız gibi sermayenizin bir kısmını
araç alım finansmanında kullanmak zorunda kalırsınız.
Oysa araç kiraladığınızda
bunların hiçbiriyle ilgilenme gibi bir durumunuz
bulunmamakta ve araç için kullanacağınız
finansmanı başka yönlere yönlendirme imkanınız
doğmaktadır.
Dolayısıyla araç
kiralamak, hem vergisel açıdan
hem de uğraşılması gereken birçok resmi muameleden
kurtulabilme açısından daha avantajlı
bir yöntemdir.
Burada bizim amacımız,
olayı irdelemek ve mükelleflere
bir persfektif sunmak oldu. Tercih
yapmak ise sizlere kalmış birşey.
Son tahlilde, basiretli bir mükellefi, hem ticari
işlerinde hem de mali ödevlerinde en makulü yakalayan
kişi olarak tanımlamak yerinde olacaktır. Aksi takdirde,
bu gün basiretli olarak görünen bir iş adamını, yarın
öbür gün krize yenik düşüp beyaz bayrak çekenlerin
kervanında görebilmek işten bile değil.
Mahmut SUÇİÇEK
Vergi Denetmeni
mahmutsucicek@gmail.com
www.muhasebenet.net
www.vergisigorta.com
13.11.2009
Diğer makaleleri |