Benzin Zamlarına
Kim Dur Diyecek
Dün yine benzine zam geldi ve biz vatandaşlarada gına
geldi. Son günlerde ardı ardına gelen akaryakıt zamları
ile şok olduk.
(Son bir ayda tam 6’ncı defa)
Petrolün büyük bir kısmını dışardan ithal ettiğimiz için
dünyada petrol fiyatları artarken ülkemizde de artmasına
bir anlam verebiliyorduk. Ancak dünyada petrol
fiyatlarında meydana gelen rekor seviyedeki düşüşlerin
ülkemizde yeterince uygulanmamasına bir anlam
veremiyoruz.
2004 yılı Ocak ayından itibaren petrol varil fiyatları
yükseliş trendi içerisine girmiş, son olarak da 11
Temmuz 2008'de 147 dolara
çıkarak tarihi bir rekor kırmıştı. 11 Temmuz'daki
rekorla birlikte petrol varil fiyatları son beş yılda
altı katlık bir artış göstermişti. Bu tarihi rekorun
ardından küresel finansal krizin tüm dünya tarafından
yoğun olarak hissedilmesi ve doların da değer
kazanmasıyla birlikte, petrol varil fiyatları hızlı bir
düşüş süreci içerisine girmiştir.
Petrol varil fiyatının rekor seviyede olduğu 11 Temmuz
2008'de, ülkemizde 95 oktan kurşunsuz benzin 3,38125-TL'den
satılıyordu.
11 Temmuz 2008'de 147 doları gören petrol varil
fiyatları, 2009 Mart ayında 35 dolar seviyesine kadar
geriledi. Ülkemizde o tarihteki 95 oktan kurşunsuz
benzin fiyatlarına baktığımızda 2,89250-TL satış
fiyatıyla satılmaktaydı.
11 Temmuzda 147 dolarla rekor kıran varil petrol
fiyatlarının;
35 dolar seviyesine gerilemesiyle
yüzde 76 oranında bir düşüş olmuştur.
Petrol varil fiyatında meydana gelen azalışın
ülkemizdeki fiyatlara yansımasına baktığımızda
durum hiç iç açıcı gözükmemektedir.
Petrol varil fiyatının ortalama yüzde 76 oranında
düşmesine rağmen;
dağıtım
firmaları
indirimin yüzde 14'ünü fiyatlara yansıtmışlardır.
Yani dağıtım
firmaları
petrol varil fiyatlarındaki artışları fiyatlarına çok
hızlı yansıtmakta, ancak düşüşler için ise
nazlanmaktadırlar.
Şimdi diyeceksiniz ki;
ülkemizde akaryakıttan alınan vergiler
çok yüksek.
Evet
size bu konuda
katılıyorum. Vergiler yüksek ama bu süre zarfında vergi
oranlarında herhangi bir değişiklik olmadıki.
Akaryakıttan alınan özel tüketim vergisi
(ÖTV) fiyattan bağımsız olarak,
litre başına
maktu
bir vergi
alınıyor.
Dolayısıyla fiyatlar
yükseldiğinde, akaryakıttan alınan ÖTV’de bir değişiklik
olmuyor.
Ancak Katma
değer vergisi
(KDV) fiyatlarda biraz değişikliğe neden olur. Çünkü
KDV’nin
matrahı
artacağı için, bundan kaynaklanan bir fark çıkar ama
bunun da etkisi sınırlı olacaktır.
Durum gösteriyor ki,
bu fiyat artışları dağıtıcı
firmaların
cebine giriyor. Peki vatandaşı bu haksız rekabet
karşısında kim koruyacak?
Evet serbest piyasa ekonomisi olsun ama bunun adı
vatandaşa kazık olmasın.
Dünyanın en liberal ekonomilerinde bile sınırsız bir
serbestlik sözkonusu değil. Yoksa serbest piyasa
dediğimiz ve insanlara çok sempatik gelen iktisadi
sistemin, kartel-tröst gibi kendi canavarlarını
doğurmaları içten bile değil.
Bu durum karşısında yetkili kurumların derhal
girişimlerde bulunması gerekiyordu.
Nihayet geçte olsa Enerji Piyasası Denetleme Üst Kurulu
(EPDK) akaryakıt fiyatlarının kanuna aykırı tespit
edildiğine karar vererek, akaryakıt şirketlerine 20.06.2009
tarihine kadar süre verdi. Eğer dağıtıcı şirketler o
tarihe kadar fiyat düzeltmesini yapmazlarsa gerekli
soruşturma yapılacaktır. EPDK'nın aldığı bu karar
aylardır dağıtım firmalarının vatandaşın cebindeki
parayı hortumladığının
tescilidir.
Peki dağıtım firmaları ne yaptı. Fiyatlarda gerekli
düzeltmeleri yaptılar mı? Bırakın fiyat indirmeyi EPDK
ve vatandaşlarla dalga geçercesine dünya petrol varil
fiyatları yükseldiği için yine zam yaptılar. Bu da
insanları çileden çıkarmaya yetti. Zaten küresel
ekonomik bir krizle mücadele ediyoruz buda bu işin tuzu
biberi oldu.
Akaryakıta yapılan bu zamlar üreticilerin maliyetlerini
artıracak ve enflasyonist baskıya neden olacaktır.
Anlaşılan dağıtım firmaları EPDK'nın yapmış olduğu
uyarıyı görmezden geliyorlar. Peki nereye kadar
vatandaşlar böyle sağmal
inek gibi sağılmaya devam edilecek? Sorusunu içten içe
sormaktan kendimi alamıyorum. Yoksa anlı şanlı bir
işadamının “Sermaye profesyonellerin elinde
toplanmalıdır. Cahil halk parayı neylesin” tezine
bilinçsiz bir şekilde hizmet mi ediyoruz? Her ne olursa
olsun, geniş kitleleri ilgilendiren böyle bir
durumda,
hükümetin devreye girip
piyasa oyuncularına
gerekli
gözdağını vermesi
kaçınılmaz olmaktadır. Aksi takdirde hep birlikte sağılmaya
devam edileceğiz.
Mahmut SUÇİÇEK
Vergi Denetmeni
mahmutsucicek@gmail.com
www.muhasebenet.net
www.vergisigorta.com
12.06.2009
Diğer makaleleri
|