BİNEK OTOMOBİLLERİNİN ALIMINDA YER ALAN ÖTV VE KDV’NİN
DÖNEM SONU İŞLEMLERİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
I- GİRİŞ
Bilindiği üzere dönem sonu işlemleri, belli bir tarih
itibariyle işletmenin mali tablolarının doğru
oluşturulması ve işletmenin ticari ve mali karının
yasalar uygun tespiti açısından varlık ve kaynakların
envanteri ila bu varlık ve kaynakların değerleme
işlemine tabi tutulmasıdır. Değerleme işlemine bu açıdan
bakıldığında iki aşamadan geçtiği görülmektedir. Birinci
aşamada değerlemeye konu iktisadi kıymetlerin tespiti,
ikinci aşama ise bu tespit edilen iktisadi kıymetlerin
değerleme günü itibariyle değerinin takdir ve
tespitidir.
Gelir ve Kurumlar vergileri gibi kazanç ve irat
üzerinden alınan vergilerde, iktisadi kıymetlere ait
değerler, vergi matrahının oluşumunu doğrudan etkiler.
Özellikle, vergi sistemimizde olduğu gibi, kazancın
tespitini öz sermaye mukayesesine bağlayan sistemlerde
vergi matrahı, dönem sonu ve dönem başında işletmeye
dâhil iktisadi kıymetlerin değerleri esas alınmak
suretiyle tespit edilir.
Muhasebe ve işletmecilik yönünden iktisadi kıymetlerin
değişik ölçülerde değerlenmesi mümkündür. Ancak bunlar
vergi uygulaması bakımından dikkate alınmazlar.
Değerlemenin vergi matrahının tespiti ve dolayısıyla
alınacak vergi yönünden arz ettiği önem paralel olarak,
değerleme esas ve ölçüleri vergi hukukunda belli ve özel
kurallara bağlanmıştır.
Vergi Usul Kanunu’nun 258 ve 259. maddelerinde
değerleme, “vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili
iktisadi kıymetlerin vergi kanunlarında gösterilin gün
ve zamanlardaki değerlerin tespiti ’’ şeklinde
tamamlanmıştır. Vergi Usul Kanunu’nun 258 ve devam eden
maddelerinde her bir aktif ve pasif kıymetin nasıl
değerleneceği hüküm altına alınmıştır. VUK’nın 260.
maddesine göre; değerlemede iktisadi kıymetlerden her
biri tek başını dikkate alınır. Teamülen aynı cinsten
sayılan malların ve düşük kıymetli müteferrik eşyanın
topluca değerlenmesi mümkündür.
Vergi Usul Kanunu’nun 261. maddesinde, değerleme;
iktisadi kıymetin nevi ve mahiyetine göre, maliyet
bedeli, borsa rayici, tasarruf değeri, mukayyet değer,
itibari değer, vergi değeri, rayiç bedel ve emsal bedeli
ve ücreti ölçülerden biri ile yapılır.
Binek otomobilleri maliyet bedeli ile değerlenir. Binek
otomobillerinin alımında Katma Değer Vergisi Kanunu ve
Özel Tüketim Vergisi Kanunu çerçevesinde hesaplanan ve
fatura üzerinde yer alan ÖTV ve KDV’yi maliyet veya
gider unsuru olarak dikkate almak suretiyle
değerlendirmelerine ilişkin hususlar makalemizin
konusunu oluşturmaktadır.
II- BİNEK OTOMOBİLLERİNDE DEĞERLEME
Vergi Usul Kanunun 269. maddesine göre; iktisadi
kıymetlere ait bilumum gayrimenkullerle,
gayrimenkullerin mütemmim cüzü ve teferruatı ile tesisat
ve makineler, gemiler ve diğer taşıtlar, gayri maddi
haklar maliyet bedeli ile değerlenir. Maliyet bedeli,
VUK’nın 262. maddesinde, iktisadi bir kıymetin iktisap
edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle
yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin
toplamını ifade eder. Maliyet bedeli ile değerlenecek
iktisadi kıymetler; Arazi ev arsalar, yeraltı ve yerüstü
düzenleri, binalar, tesis, makine ve cihazlar,
demirbaşlar, diğer maddi duran varlıklar, yapılmakta
oturan yatırımlar ve taşıtlardır. Maliyet bedelinin
oluşumu ile maliyet bedeline eklenmesi gereken giderler
açısından binalar, gemiler, tesisat ve makinelerle
taşıtlar aynı hükümleri taşır . Gayrimenkullerin, satın
alma bedeli yanında; makine ve tesisatta gümrük
vergiler, nakliye ve montaj giderler, mevcut bir binanın
satın alınarak yıkılmasından ve arsanın tesviyesinden
doğan giderler, maliyet bedelini oluşturur.
V.U.K.’nun 272. maddesine göre; gayrimenkulü genişletmek
veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak, ömrünü
uzatmak suretiyle yapılan giderler maliyet bedeline
eklenir .
Ancak, normal bakım, onarım ve temizleme giderleri
maliyet bedeline eklenmez direk gider olarak dikkate
alınır.
Binek otomobiller, taşıt olarak maliyet bedeli ile
değerlenir, diğer maliyet bedeli ile değerlenen iktisadi
kıymetlerde olduğu gibi, binek otomobilin alınması
sırasında ödenen kur farkları ve kredi faizleri iktisadi
kıymetin aktife girdiği tarihe ait dönemde maliyetine
eklenir . Takip eden dönemlerde ise maliyete eklenmesi
veya doğrudan gider yazılması ihtiyaridir.
Söz konusu madde çerçevesinde, noter giderleri, mahkeme,
kıymet takdiri, komisyon giderleri, emlak vergisi, özel
tüketim vergisi, faaliyet konusu bunların işletilmesi
ile ilgisi olmayan binek otomobili KDV’si maliyet
bedeline eklenmesi veya dorudan gider yazılması
serbestliği bulunmaktadır.
Binek otomobillerine ilişkin KDV ve ÖTV gider yazılması
veya maliyet bedeli olarak dikkate alınması açısından
durum özellik arz etmektedir.
III- BİNEK OTOMOBİLLERİNE İLİŞKİN ÖTV VE KDV’NİN
DEĞERLENDİRİLMESİ
Katma değer vergisinde esas itibariyle indirim
mekanizmasına dayanan bir vergilendirme şekli olup,
taşıtların alımı sırasında ödenen Katma Değer Vergisi,
KDVK’nın 29. maddesine göre ve bu maddede belirtilen
şartlar çerçevesinde, ilgili dönem KDV beyannamesinde
indirim olarak dikkate alınır. Aynı kanunun 30/b
maddesinde ise faaliyetleri kısmen veya tamamen binek
otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde
işletilmesi faaliyeti kapsamında satın alınan binek
otomobilleri hariç işletmelerin aktiflerine
kaydettikleri binek otomobillerine ait KDV indirim
konusu indirim konusu yapılamamaktadır.
Bu kapsamda indirilemeyen Katma Değer Vergisi, V.U.K.’nun
270. maddesi çerçevesinde, maliyet veya gider unsur
olarak dikkate almaları ihtiyari olup, mükelleflerin
seçimine bırakılmıştır. Maliye Bakanlığı, binek
otomobillerine ait olup indirilemeyen KDV’nin doğrudan
gider yazılması veya maliyet unsuru olarak dikkate
alınmasının bir sakınca olmadığı görüşündedir .
Binek otomobillerin satın alınması sırasında faturada
ayrıca hesaplanan ve KDV’ninde matrahını oluşturan
ÖTV’nin gider yazılması veya maliyete ilave edilmesi
hususunda 5035 sayılı yasa ile V.U.K.’nun 270.
maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişiklikle
mükelleflere ihtiyarilik getirilmiştir. Bu doğrultuda
mükellefler binek otomobillerine ait ÖTV’yi gider
yazabilecekleri gibi maliyete eklemek suretiyle
amortismana da tabi tutabileceklerdir.
IV- SONUÇ
İşletmelerin dönem sonunda yapacağı işlemler açısından,
dönem başında “vergi planlaması” yapması, vergi
kaçırmaya teşebbüs etmek yerine vergi avantajlarını
kullanmak suretiyle son düzenlemeler çerçevesinde
yapılan vergi oranlarındaki indirimlerini de dikkate
alarak dönem içerisinde de “vergi yönetimi” yapması
dönem mali karının tespiti açısından önem arz
etmektedir. Bu çerçevede değerlendirildiğinde,
mükelleflerin binek otomobillerine ait ÖTV ve KDV’yi
seçimlik olarak gider veya maliyet unsuru olarak dikkate
alması, otomobilin satın alındığı dönemde çıkan mali
karın büyüklüğüne bağlı olacaktır.
Bugün vergi mükellefleri, Maliye Bakanlığı’nın hızlı bir
şekilde vergi oranlarındaki indirimlerine göstereceği en
önemli yaklaşım vergi avantajlarını en iyi şekilde
kullanarak vergi kaçırmaya yönelik davranışlarına en
geniş manada son vermeleri beklenmektedir.
KAYNAKÇA
KIRIKTAŞ, İlhan; “Yıl Sonu İşlemlerinde KDV Yönünden
Özellik Taşıyan Durumlar” Yaklaşım Yayımları, Yıl:15,
Say:169, Ocak–2007
KÜÇÜK, Sema; “Değerleme ve Dönem Sonu işlemleri”
Yaklaşım Yayımları, Yıl:15, Say:169, Ocak–2007
TUĞLU, Ali; “Amortismanlarda Özellik Arzeden Durumlar”
Yaklaşım Yayımları, Yıl:15, Say:169, Ocak–2007
Mükelleflerin söz konusu madde çerçevesinde ÖTV’yi gider
yazmaları veya maliyete atmaları sadece binek
otomobilleri için değil ÖTV’ye tabi diğer iktisadi
kıymetleri içinde geçerlidir.
Yrd. Doç. Dr. Keramettin
TEZCAN
Ç.Ü. Hukuk Fakültesi Dekan Yrd.
www.muhasebenet.net
23.12.2009 |