MALİ DİSİPLİN İÇERİSİNDE RÜŞVET
SUÇU VE KANUNİ BOYUTU
I.GİRİŞ
Bilindiği üzere Ekonomik
düzenlerin dinamiklerinde insan yaşamının yansımaları
mevcuttur. Kuşkusuz bu yansımaların çoğunluğu olumlu
yansımalar olup, geleceğe yönelik güzellikleri
ivmelendirirler. Ancak bazen bunun terside
olabilmektedir. Bu çirkinliklerden biride Rüşvet ve
Rüşvet Suçudur.
Nedir bu Rüşvet?
Yazılarımda her zaman
yararlandığım ve çok sevdiğim , kullandığım Türk Dil
Kurumu sözlüğünde
Yaptırılmak istenen bir işte yasa
dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye
mal veya para olarak sağlanan çıkar:
Olarak tanımlanmaktadır.
Çok farklı şekilleri bulunan
yolsuzluğun çok farklı tanımları bulunmaktadır..
Yolsuzluğun özel bir şekli olan rüşvet “kamu
görevlisinin performansını etkilemek için, görev gereği
yapmaması gereken uygunsuz bir ºşeyi yapması veya
yapması gereken bir ºşeyi yapmaması için gönüllü olarak
kendisine değerli bir ºşeyin verilmesi” olarak
tanımlanabilir.(1)
Yolsuzluk ve rüşvetle mücadele
son yıllarda uluslar arası kurum ve kuruluşlarda
üzerinde en çok çalışılan konuların başında
gelmektedir.(2)
Bu konuda OECD tarafından
hazırlanarak Türkiye’nin de aralarında bulunduğu çok
sayıda ülke tarafından imzalanan “Uluslar arası Ticari
İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Rüşvet
Verilmesinin Önlenmesi Sözleşmesi ” 15 Şubat 1999
yılında yürürlüğe girmiş olup, sözleşmenin ülkemizdeki
onay süreci 2000 yılında tamamlanmıştır.(3)Konuyla
ilgili olarak ülkelere, rüşvet için kullanılan teknikler
hakkında kendi vergi inceleme elemanlarının
bilgilendirilmesinde yardım etmek yanında vergi inceleme
elemanlarının yabancı kamu görevlilerine verilen
rüşvetin tespit edilmesinde kullanacakları ve aynı
zamanda yerel düzeyde kamu görevlilerine verilen rüşvet
gibi diğer rüşvet türlerini de tespit edebilecekleri
araçların sağlanması amacıyla OECD tarafından
yayımlanmış bulunan “Vergi İnceleme Elemanının Rüşvetle
Mücadele Rehberi” Gelir İdaresi Başkanlığı’nca Türkçe’ye
çevrilerek kullanıcılara sunulmuştur.
II. KANUNİ BOYUT
Kurumlar Vergisi Kanununda (KVK)
safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi
Kanununun (GVK) ticari kazanç hükümlerinin uygulanacağı
belirtilmiştir. Bu nedenle GVK’ da ticari kazançlara
ilişkin olarak indirilecek giderleri düzenleyen ilgili
madde hükmü ve gider kabul edilmeyen ödemeleri
düzenleyen madde hükmü kurumlar vergisi mükellefleri
için de geçerlidir. Ticari kazanç gibi hesaplanan kurum
kazancının tespitinde kurumlar vergisi mükellefleri,
GVK’nın ilgili maddesinde yer alan giderlere ilave
olarak KVK’da yer alan giderleri ve GVK’ nın ilgili
maddesinde yer alan gider kabul edilmeyen ödemelere
ilave olarak da KVK’ da yer alan kabul edilmeyen
indirimleri dikkate almak zorundadırlar
5237 sayılı Yeni Türk Ceza
Kanunu’nun 252'nci maddesine göre yabancı kamu
görevlilerine yarar teklif veya vaat edilmesi veya
verilmesi de rüşvet suçu olarak tanımlanmış olup cezai
kovuşturmaya tabi bir fiile ait
giderin yasal defterlere gider olarak kaydedilmesi de
mümkün değildir.
Türk Ceza Kanununda Rüşvet Suçu
ve Cezası 5237 sayılı ve 26.09.2004 tarihinde kabul
edilen yeni Türk Ceza Kanununun, Rüşvet başlığı taşıyan
252. maddesi aynen Aşağıdaki gibidir
(1) Rüşvet alan kamu görevlisi,
dört yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Rüşvet veren kişi de kamu görevlisi gibi
cezalandırılır. Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması
hâlinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hüküm olunur.
(2)Rüşvet alan veya bu konuda
anlaşmaya varan kişinin, yargı görevi yapan, hakem,
bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması
halinde, birinci fıkraya göre verilecek ceza üçte birden
yarısına kadar arttırılır.
(3) Rüşvet, bir kamu görevlisinin,
görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya
yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir
yarar sağlamasıdır.
657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 29. maddesinde, devlet memurlarının doğrudan
doğruya veya aracı eliyle hediye istemeleri ve görevleri
sırasında olmasa dahi menfaat sağlama amacı ile hediye
kabul etmeleri veya iş sahiplerinden borç para
istemeleri ve
almaları yasaklanmıştır.
Aynı Kanunun 30. maddesinde ise,
devlet memurunun denetimi altında bulunan veya kendi
görevi veya mensup olduğu kurum ile ilgisi olan bir
teşebbüsten, doğrudan doğruya veya aracı eli ile her ne
ad altında olursa olsun bir menfaat sağlaması
yasaklanmıştır.
Bununla birlikte, Vergi inceleme
elemanlarının Tespit Etmiş oldukları Rüşvet olaylarını
Ceza Kanunu uygulayıcılarına Rapor Etme
Zorunluluklarının Olup Olmaması:
Vergi Usul Kanunu madde ve 360
yazılı kaçakçılık veya iştirak suçlarını tespit eden
maliye müfettişleri, hesap uzmanları ile bunların
muavinleri ve gelirler kontrolörleri ile stajyer
gelirler kontrolörleri tarafından doğrudan doğruya ve
vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar
tarafından ilgili vergi dairesinin bulunduğu
defterdarlığın veya gelirler bölge müdürlüğünün
mütalaası ile, keyfiyetin yetkili Cumhuriyet Savcılığına
bildirilmesinin mecburi olduğu hükme Bağlanmıştır.
- Defter ve kayıtlarda hesap ve
muhasebe hileleri yapanlar
- Gerçek olmayan veya kayda konu
işlemlerle ilgisi bulunmayan kişilere adına hesap
açanlar,
- Deftere kaydı gereken hesap ve
işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu
doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter,
belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedenleri,
- Defter, kayıt ve belgeleri
tahrif edenleri veya gizleyenleri,
- Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı
belge düzenleyenleri veya bu belgeleri kullananları-
Yasal defter kayıt ve belgeleri yok edenler veya
sayfalarını yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar
veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl ve
suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak
düzenleyenler veya bu belgeleri kullananları,
- Belgeleri Maliye Bakanlığı ile
anlaşması olmadığı halde basanlar ile sahte olarak
basanlar veya bu belgeleri kullananları.(4)
Türk Ceza Kanunu’nun Kamu
görevlisinin suçu bildirmemesi kenar başlıklı 279.
maddesinin 1. fıkrasında, kamu adına soruşturma ve
kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle
bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara
bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme
gösteren kamu görevlisinin, altı aydan iki yıla kadar
hapis cezası ile
cezalandırılacağını, aynı maddenin
2. fıkrasında da, suçun adli kolluk görevini yapan kişi
tarafından işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre
verilecek cezanın yarı oranında arttırılacağı hüküm
altına alınmıştır. Buna göre, vergi denetim
elemanlarının yaptıkları incelemeler esnasında, gerek
rüşvet ve gerekse yolsuzlukla ilgili bir işlemi
öğrenmeleri durumunda, ilgili mercileri haberdar
etmeleri yasal bir zorunluluk olmaktadır.
III.SONUÇ
İnsanlık kendi geleceğini
düzenleme yolunda mutlak surette bu pislikten kendini
arındırmak zorundadır. Yasal sınırlar çizilmiş olup bu
konuda rüşvet alan , veren ve bu meseleyi görmezden
gelen , bildirimde bulunmayan her ilgili suç
işleyecektir.
Ne güzel demişler,
‘Rüşvet
alanda , verende günah işler.’
Yararlanılan Kaynak
(1),(2),(3),(4),
VERGI INCELEME ELEMANININ RÜŞVETLE MÜCADELE REHBERI
/Gelir İdaresi Başkanlığı/ OECD 2006/ ANKARA
Kadir Dodi
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
İşletme Yönetimi Bilim Uzmanı
www.muhasebenet.net
15.09.2008
-Diğer makaleleri için tıklayınız
-İşletmelerde
iç denetimin önemi
-Elektronik
ortamdaki ticaretin vergisel boyutu
-VERGİSEL
DENETİMLERDE TEMSİL VE AĞIRLAMA GİDERLERİNİN ÖNEMİ |