KURUMLAR VERGİSİNDE BEYAN VE VERGİ
KESİNTİSİ
I.GİRİŞ
Malum olduğu üzere, içinde bulunduğumuz günlerde
Kurumlar Vergisinin Beyanı dolayısı ile meslek
mensuplarımız açısından fevkalede bir yoğunluk
sözkonusudur.
Özellikle bu beyan döneminde ‘ilişkili kişi ve
kuruluşlar’ yönü ile Mali İdaremiz, sürekli olarak
mükelleflere yönelik bilgilendirme çalışmalarında
bulunmaktadır. Elbetteki her beyan döneminde olduğu
üzere bazı konularda özellikle ‘Beyan ve Vergi
Kesintisi’ konularında sıkıntılar yaşanmaktadır.
Bu vesile ile uygulayacılara önemli bazı hatırlatmalarda
bulunmak gerekmektedir.
II.KURUMLAR
VERGİSİNDE BEYAN
Bilindiği üzere Kurumlar Vergisi Kanunumuz da ikinci
bölümde Beyan başlığı altında madde 14’ de
(1)
Kurumlar vergisi, mükellefin veya
vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunur.
Beyanname, ilgili bulunduğu hesap döneminin sonuçlarını
içerir.
(2) Her mükellef vergiye tâbi kazancının tamamı için bir
beyanname verir. Ancak, tüzel kişiliği bulunmayan
iktisadî kamu kuruluşları ile dernek ve vakıflara ait
iktisadî işletmelerden her biri için, bunların bağlı
olduğu kamu tüzel kişileri ile dernek ve vakıflar
tarafından ayrı beyanname verilir.
(3) Kurumlar vergisi beyannamesi,
hesap döneminin
kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden
yirmibeşinci günü akşamına kadar
mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilir.
(4) Mükelleflerin şubeleri, ajansları, alım-satım büro
ve mağazaları, imalâthaneleri veya kendilerine bağlı
diğer iş yerleri için, bunların bağımsız muhasebeleri ve
ayrılmış sermayeleri olsa dahi ayrı beyanname verilmez.
(5) Kooperatiflerin gelirlerinin vergi kesintisine tâbi
tutulan taşınmaz kira gelirlerinden ibaret olması
halinde, bu gelirler için beyanname verilmez.
(6)
Mükellefin bağlı olduğu vergi
dairesi, kurumun kanunî veya iş merkezinin bulunduğu
yerin vergi dairesidir.
(7) Maliye Bakanlığı, mükelleflerin bağlı oldukları
vergi dairelerini, kanunî veya iş merkezlerine
bakmaksızın belirlemeye yetkilidir.
(8) Beyannamelerin şekil, içerik
ve ekleri Maliye Bakanlığınca belirlenir.
Mükellefler beyanlarını bu
beyanname ile yapmak veya bu beyannamelerde yazılı
bilgilere uygun olarak bildirmek zorundadır.
‘ demektedir.*(1) Gelir İdaresi
Başkanlığı
III. KURUMLAR VERGİSİNDE VERGİ
KESİNTİSİ
Yine uygulamada, en fazla sıkıntı
ve karışıklığın yaşandığı konulardan biri de ‘Vergi
Kesintisi’ konusudur. Buna ilişkin olarak madde 15’ de
(1)
Kamu idare ve kuruluşları, iktisadî kamu kuruluşları,
sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları,
dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî
işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler,
gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve
serbest meslek erbabı, ziraî kazançlarını bilânço veya
ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler;
kurumlara avanslar da dahil olmak üzere nakden veya
hesaben yaptıkları aşağıdaki ödemeler üzerinden istihkak
sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben % .....oranında
kesinti yapmak zorundadırlar:
a) Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre
birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım
işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak
yapılan hakediş ödemeleri.
b) Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması
karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri.
c) Her nevi tahvil (ipotek finansmanı kuruluşları ve
konut finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilen
ipotekli sermaye piyasası araçları, varlık teminatlı
menkul kıymetler dahil) ve Hazine bonosu faizleri ile
Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan
menkul kıymetlerden sağlanan gelirler (Döviz cinsinden
yahut dövize, altına veya başka bir değere endeksli
menkul kıymetlerin itfası sırasında oluşan değer
artışları kesintiye tâbi tutulmaz.).
ç) Mevduat faizleri.
d) Katılım bankaları tarafından katılma hesabı
karşılığında ödenen kâr payları.
e) Kâr ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kâr
payları.
f) Birinci fıkranın (c) bendinde yer alan menkul
kıymetlerin geri alım veya satım taahhüdü ile elde
edilmesi veya elden çıkarılmasından sağlanan gelirler.
(2) Vergiden muaf olan kurumlara dağıtılan (Kârın
sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz.) Gelir
Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının
(1), (2) ve (3) numaralı bentlerindeki kâr payları
üzerinden, bu maddenin üçüncü fıkrası uyarınca vergi
kesintisine tâbi tutulan kazançlar hariç olmak üzere %
..... oranında vergi kesintisi yapılır.
(3) Emeklilik yatırım fonlarının kazançları hariç olmak
üzere, Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d)
bendinde yazılı kazançlardan, dağıtılsın veya
dağıtılmasın, kurum bünyesinde % ..... oranında vergi
kesintisi yapılır.
(4) Bakanlar Kurulu, bu maddede belirtilen vergi
kesintisi oranlarını, her bir ödeme ve gelir için ayrı
ayrı sıfıra kadar indirmeye, kurumlar vergisi oranına
kadar yükseltmeye ve aynı sınırlar dahilinde üçüncü
fıkrada belirtilen kazançlar için fon veya ortaklık
türlerine göre ya da portföylerindeki varlıkların
nitelik ve dağılımına göre farklılaştırmaya yetkilidir.
(5) Bu madde gereğince vergi kesintisi yapmak zorunda
olanlar, bu vergileri ödeme veya tahakkukun yapıldığı
yer itibarıyla bağlı oldukları vergi dairesine,
vergilendirme dönemini izleyen ayın yirminci günü
akşamına kadar muhtasar beyanname ile bildirmeye
mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununda belirlenen usûl ve
esaslar, bu maddeye göre verilecek muhtasar beyannameler
hakkında da uygulanır. Şu kadar ki, bu maddenin üçüncü
fıkrası uyarınca yapılan kesinti, kurumlar vergisi
beyannamesinin verildiği döneme ait muhtasar beyanname
ile beyan edilir.
(6) Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, kesintiye
tâbi kazanç ve iratları ödeyenleri hak sahiplerine karşı
borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri
ifade eder.
(7) Yapılacak vergi kesintisinde kazanç ve iratlar
gayrisafî tutarları üzerinden dikkate alınır. Kesilmesi
gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi
halinde vergi kesintisi, ödenen tutar ile ödemeyi
yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden
hesaplanır.
(8) Bu maddede belirtilen ödemelerden yapılan vergi
kesintisi, kesinti yapanların kayıt ve hesaplarında
ayrıca gösterilir.’ Demektedir.*(2) Gelir İdaresi
Başkanlığı
IV.SONUÇ
Vergi İdaremiz, uzunca bir süredir
mükellefin beyanını esas almakta olup, bu yönüyle
mükellefe; ‘Ben sana inanıyor
ve güveniyorum’ demektedir. Ancak olası bir incelemede,
mükellefin beyanında doğru ve güvenilir sonuçlar
çıkmaması halinde ise
sonuçlarına katlanacağınıda belirtmektedir. Vergi
İdaresi bu yönü ile üzerine düşeni yapmakta ve
mükelleflere her türlü kolaylığı sağlamaktadır.
Elbetteki, Ticari kazanç elde ediliyorsa, bunun mutlak
surette Vergisinin ödenmesi gerekmektedir. Bu tartışma
götürmez bir gerçektir.
Bu yönü ile Mali Müşavirlerimize,
önümüzdeki süreçlerde geniş yetkilendirme ve
sorumlulukların geleceğide tahminlerin içindedir.
‘Hayatı paylaşarak yaşayınız.’
Kadir Dodi
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
İşletme Yönetimi Bilim Uzmanı
www.muhasebenet.net
kadirdodi@gmail.com
--Yazarın
Diğer makaleleri için tıklayınız |