KRİZİN
MUHASEBESİ OLUR MU?
I.GİRİŞ
Bilindiği üzere , Ülkemiz son dönemlerde yoğun olarak
krizin etkilerini hissetmeye başladı. Krizin tarifine ve
kaynaklarına ilişkin bu anlamda başta Üniversiteler
olmak üzere her kesim tarafından yorumlar ve açıklamalar
yapılmış ve yapılmaktadır. Bu yönü ile 2008 yılı, 2009
yılına göre daha şanslı gibi......
Peki Kriz nedir ve ne anlama gelmektedir?
İktisadi açıdan Türk Dil Kurumu Sözlüğünde Kriz,
aşağıdaki gibi tarif edilmektedir; kriz Fr. crise ...
ekon. Çöküntü. 6. mec. Bir ülkede veya ülkeler arasında,
toplumun veya bir kuruluşun yaşamında görülen güç dönem,
bunalım, buhran: "Krizin ne kadar sürdüğünü bilmiyorum."
-F. R. Atay. kriz bk. bunalım BSTS / İktisat Terimleri
Sözlüğü 5. mec. Bir toplumun, bir kuruluşun veya bir
kimsenin yaşamında görülen güç dönem, bunalım, buhran: §
"Bundan dahi kriz yani buhran dedikleri afet meydana
çıkarak ticarete arız olan durgunluk sanayisi de tatil
eylediğinden erbâb-ı mesâî ile elleri böğürlerinde boş
ve işsiz kalırlar." -Ahmet Midhat Efendi,
Ülkelerin kendi iç dinamikleri ve iktisadi yapıları ,
krizin etkilerini daha farklı hissetmeleri sonucunu
doğuracaktır. Kimi Ülkeler örneğin, yoğun sermaye
kayıpları ile birlikte istihdam kayıpları yaşarken, kimi
ülkeler ise çok daha acımasız etkiler ile karşılaşacak
ve ekonomileri çökme noktasına gelecektir.
II. GLOBAL KRİZLER VE KRİZ MUHASEBESİ
Global krizin etkilerini hissetmede ve çözümleri
üretmede Ülkemizin sosyo psikolojik ve sosyo ekonomik
açıdan şanslı olduğu görüşünü taşımaktayım. Bilakis
kavramı derinleştirmek mümkündür. Döviz uygulamalarından
, istikrardan , yatırım tasarruf eşitliği gibi temel
bazı kavramlardan yola çıkarak çeşitli yorumlar yapmakda
mümkündür. 'KRİZ VE MUHASEBE MESLEĞİNDE VİZYON' başlıklı
bir yazısında NAİL SANLI Üstad, (TÜRMOB Genel BaşkanYard.)
''Ülke olarak zor bir dönem yaşıyoruz. Yıllardır kronik
yüksek enflasyonla yaşamaya alışan bizler, dönemsel
ekonomik krizlerin yanı sıra süreklilik arz eden bir
kriz ortamını da adeta yaşar olduk.''diyerek aşağıdaki
somut örneği vermektedir;
''Basiretsiz yönetimler sonucu sadece iki kamu
bankasının görev zararı 23 katrilyon liradır.
Hortumlanarak içleri boşaltılan ve fona devredilen
bankaların bizlerin sırtına yüklediği yük ise 16.3
katrilyon liradır. Sadece bu iki rakamın toplamı 39.3
katrilyon liradır. Bu da 2001 yılı için hedeflenen 32
katrilyonluk vergi hedefinden daha büyüktür.Yapılacak
işler ve alınacak tedbirler aşağı yukarı bellidir; eksik
olan ve esas olan halkımızın bunları uygulayacak
olanlara güvenidir. Bu güven sağlanmadığı sürece
fonksiyonlarını kaybetmiş bütçe, yolsuzluğa uygun
zeminler, yurtdışına kaçırılmış özel yerli sermaye ve
güvensizlik ortamının yarattığı tedirginlik ile bu
ekonomik spazm çözülemeyecektir. Kamu maliyesi
vergilendirme ve hazine ile birlikte çökmüştür. Kamu
maliyesinin bile yarısı kayıtdışıdır. Son beş yıldır
hazine hesapları TBMM'de ibra edilmemektedir.Bu
fedakarlık için öncelikle güvenin tesis edilmesi ve
yolsuzluklara izin verilmeyen ekonomik denetim düzeninin
yerleşmesi gerekmektedir.''
Bununla birlikte meslek mensubu olan bizlerinde her
zaman ifade etmiş olduğu üzere Denetim kavramının
önemine binaen,''Bugün yaşadığımız olaylarda muhasebe
mesleğinin ve ekonominin denetiminin önemi çok açık bir
şekilde ortaya çıkmıştır. Yaşadığımız kamu kaynaklı
krizin temelinde, kaynakların çarçur edilmesi ve
yolsuzluklar yatmaktadır. İşte bu hastalığın panzehiri
ise denetimdir.''(1) Demektedir.
Elbetteki tespit ve saptamalarda verilebilecek örnekler
zaman içerisinde sistemik açıdan çok fazla değişim
göstermemektedir. Ekonomik sistemler çok dinamik olmakla
birlikte, belirli sarmal formulleri bünyesinde
barındırmaktadır. Bu döngü, zaman içinde herhangi bir
noktada kriz etkisi yaratmaktadır.
Bir ülkede meydana gelen para, bankacılık, dış borç,
ödemeler dengesi veya reel sektör krizleri makro açıdan
ülke ekonomisini, mikro açıdan da işletmeleri genellikle
olumsuz yönde etkiler. Krizle birlikte ortaya çıkan
döviz kuru artışları, para ve sermaye piyasasındaki
gelişmeler, değişken faizli borçlanmadan kaynaklanan
finansman giderleri, düşük kapasite kullanımından doğan
boş kapasite maliyetleri işletmenin mali tablolarını da
doğrudan etkiler. Etkinin büyüklüğü ve yönü krizin
niteliğine ve uygulanan muhasebe politikasına göre
değişir. Bu bakımdan kriz dönemlerinde uygulanan
muhasebe politikaları ve krizin mali tablo üzerindeki
etkisi olağan faaliyetlerden ayrı bir başlık altında
veya mali tablo dipnotlarında raporlanmalıdır. Zira bu,
muhasebenin tam açıklama, sosyal sorumluluk ve kamunun
aydınlatılması ilkelerinin bir gereğidir.(2)
Ekonomik kriz; para, bankacılık, dış borç, ödemeler
dengesi veya reel sektör krizlerine bağlı olarak meydana
gelebileceği gibi; küreselleşmenin sonucu olarak, başka
ülkelerden sıçrama yoluyla da ortaya çıkabilir. Hangi
sebepten meydana gelirse gelsin -istisnaları olmakla
birlikte- ekonomik kriz işletmeleri genellikle olumsuz
yönde etkiler. Krizle birlikte ülkedeki üretim-tüketim
dengesi bozulur, girdi maliyetlerinin artmasıyla
üretilen mamul fiyatları yükselmeye başlar, bazı yatırım
kararları ertelenir veya tamamen vazgeçilir. İşsizlik
artışıyla birlikte işletmelerin istihdam yapıları
bozulur; çoğu firma, çalışanların bir kısmını işten
çıkarır veya ücretsiz izin verir. Satışlar daha çok
peşin yapılmaya başlanır ve talep yetersizliğinden
dolayı kapasite kullanım oranlarında düşmeler meydana
gelir, satış problemleriyle birlikte örgüt içi
çatışmalar da başlayabilir. Sermaye yetersizliği ile
karşı karşıya kalan firmalar kolaylıkla özkaynak temin
edemezler; bu da kredi maliyetlerinin artmasına,
borçların vadesinin kısalmasına neden olur. Netice
itibariyle işletmelerin likidite yapılarında bozulmalar
meydana gelir, alacakların vadelerinde tahsil edilme
imkânı azalır, bir takım alacaklar şüpheli veya tamamen
değersiz hale gelebilir. Tabiatıyla tüm bu olumsuzluklar
işletmelerin mali tablolarına yansır. İşletme ilgilileri
kararlarını mali tablo ve raporlara dayanarak verirler.
Bu yüzden karar vericiler açısından mali tabloların
açık, anlaşılır, ihtiyaca
uygun ve zamanında sunulma gibi nitelikleri taşıması
önemlidir. Sözkonusu nitelikleri taşımayan bir mali
tabloya dayanarak verilecek kararın isabet oranı azalır.
Bu bakımdan mali tablolar hazırlanırken ekonomik krizin
neden olduğu etkilerin ayrıca açıklanması, kamuyu
aydınlatmanın gereği olduğu gibi, muhasebenin temel
kavramlarından tam açıklama ve sosyal sorumluluk
kavramlarının da gereğidir.
Ekonomik krizin neden olduğu etkilerin mali tablolarda
raporlanmasına yönelik olarak muhasebe uygulamalarına
yön veren muhasebe standartlarında, sermaye piyasası ve
vergi mevzuatımızda özel bir düzenleme bulunmamaktadır.
Ayrıca bu konuyla ilgili yapılmış bir akademik çalışmaya
da rastlanmamıştır. Ekonomik krizin işletmeler ve onun
mali tabloları üzerindeki etkilerinin tümünün bir makale
kapsamı içerisinde incelenemeyeceği, bunların her
birinin ayrı bir çalışma konusu olduğu açıktır.(3) Bir
ülkedeki ekonomik dalgalanmalar, mal ve hizmet üreten
sektörlerde veya ülke ekonomisinin tamamında
üretim-tüketim dengesini bozarak işletmelerin girdi,
üretim, fiyat, yatırım kararları, istihdam imkanları,
kar marjları, kalite düzeyleri, kapasite kullanım
oranları gibi göstergeler de değişiklikler meydana
getirir (Poyraz, 2002: 124-125). Ekonomik krizle
firmaların üretim seviyesi, istihdam imkanları ve ücret
hadlerindeki düşüşle birlikte, üretilen mamullerin
satışında da sorunlar meydana gelir. Ayrıca firma içinde
çatışmalar ortaya çıkar ve verimlilik düşmesine yol açar
(Puxty, 1997:716). Ortaya çıkan yüksek faiz oranları,
bankaların topladıkları mevduatı kredi
olarak firmalara yansıtmasına engel olur ve kredilerin
vadeleri kısalır, bu da firmaların likidite yapılarını
bozar. Tabiatıyla bu olumsuzluklar işletmelerin mali
tablolarına yansır. Ekonomik krizlerin mali tablolar
üzerindeki etkileri büyük ölçüde şunlardır (Uzay, 2004:
239-240):
-Kur farklarından kaynaklanan büyük zarar veya kar
rakamları,
-Enflasyon karlarının hızlanarak artması,
-Sermayenin küçülmesi,
-Teknik iflasların oluşması,
-Stokların artması,
-Tahsilat güçlüklerine bağlı olarak ticari alacakların
artması,
-Alıcıların ödeme güçlüklerine bağlı olarak şüpheli
alacakların artması,
-İşçi çıkarılmalarına bağlı olarak kıdem tazminatı
ödemelerinin artması,
-Ciddi zarar rakamları ile karşılaşılması,
-Çok sayıda şirketin kapanması ve tasfiye edilmesi.(4)
olarak ifade edilmektedir.
Ayrıca ülkemiz açısından 2009 yılına ilişkin Hazine
müsteşarlığı finansman programını açıklamış ve net
borçlanma artışını ilgililere sunmuştur. Küresel krizin
kamu borçlanma maliyetleri etkisi bu yönü ilede önem
arzetmektedir. Üretimde hasıl olan-olacak- etkiler ve
işsizlik, kriz muhasebesini anlamamıza yardımcı
olacaktır.
III.SONUÇ
Bilinen bir gerçek var ki, global ekonomik krizler her
daim, belirli zaman dilimlerinde yaşanmaktadır ve
yaşanacaktır. Ortaya çıkan sonuçları ve nedenleri sadece
siyaset üretenlere yüklemek haksızlıktır. Kuşkusuz,
İşletme sahip ve yöneticilerinin bu krizlerde katkıları
tartışmasızdır. Tartşılır olan veya olabilecek olansa,
Elbetteki, döviz kurlarında olumlu, olumsuz etkiler gibi
bir sürü etkenin tek tek neden ve sonuç olarak
sayılabileceğidir.. Bununla birlikte, Globalleşen
Dünyada vaki olabilecek daralmalar, her daim Kriz
muhasebesi kavramını gündemde tutacaktır.
Yararlanılan Kaynaklar
(1)archive.ismmmo.org.tr/docs/malicozum/55MaliCozum/03%20%2055%20NAİL%20SANLI.doc
(2,(3),(4),iibf.erciyes.edu.tr/akademik/aozkan/kriz.pdf
-Makalenin Yayın Bilgisi: "Ekonomik Kriz ve Muhasebe
Uygulamalarına Bazı Yansımalar" Hacettepe Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi", Cilt: 23,
Sayı:2, 165-180 (2005).
KADİR DODİ
S.M.M.M
İşletme
Yönetimi Bilim Uzmanı/Doktora Öğrencisi
ASMMMO
Denetim Standartları Komisyon Üyesi
kadirdodi@gmail.com
17.01.2009
-Diğer makaleleri için tıklayınız
-Vergi,
muhasebe denetimlerini yaparken dikkat edilmesi gereken
unsurlar
-Ekonomik
krizin yönetiminde mali müşavirlerden faydalanmamak bir
aymazlıktır...
-Evde
ders vermek mümkün müdür mümkünse vergisel
yükümlülükleri..
-Vergi
Yargısı ve Mali Müşavirlik
-Mali
disiplin içerisinde rüşvet suçu ve kanuni boyutu
-İşletmelerde
iç denetimin önemi
-Elektronik
ortamdaki ticaretin vergisel boyutu
-VERGİSEL
DENETİMLERDE TEMSİL VE AĞIRLAMA GİDERLERİNİN ÖNEMİ |