Türkiye'nin Muhasebe Rehberi   I  Yayınlanan En Son Mevzuatlar  I  2010 Vergi Takvimi  I   2010 Yılı Muhasebe Uygulamaları  I  Beyanname Rehberi  
Ana sayfa Yasal Uyarı Künye Danışma Hattı Güncel Bilgi Arşivi

      Çalışma Hayatı Rehberi

 MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   27KASIM 2010

  Vergi Rehberi 

  2010 Çalışmaları 
  2010 Pratik Bilgiler 
  Staj - Stajyer Rehberi
  Maliye Rehberi
  BEŞ DAKİKA ARA !...
  Makale Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi  

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

 

 
   

HİLENİN MALİYETİ  

Pek az insan meslek hayatına yalancı, dolandırıcı ve hırsız olmak amacıyla başladı. Sonunda bu, birçokları için alın yazısı haline geldi. Joseph T. Wells (CFE[1]) 

İş dünyası hilenin kıskacında! Gerçek şu ki; bu bir iddia değil, bir tespit. Hem de istatistiksel ve finansal verilerle ispatlanmış bir tespit. Bu yazının amacı iş dünyasının dikkatini, hilenin maliyetine ve hile sonunda ortaya çıkan yıkımın bedeline çekerek sadece kurumsal değil toplumsal bir sorun olan hileye karşı duyarlılığı artırarak milli servetin korunmasına katkı sağlamaktır.  

Ülkemizde kurumsal yönetim ilkeleri henüz yaygın olarak uygulanmamaktadır. Ayrıca faaliyet gösteren şirketlerin ağırlıklı olarak aile şirketi olmasının da etkisiyle, organizasyonlar sağlam temeller üzerinde oturmak yerine, salt hatıra dayalı ve kontrolsüz güven odaklı yapılar haline dönüşmüştür. Muhasebe-finans, satın alma, pazarlama-satış gibi ana hiyerarşik departmanlara bölüştürülen yönetim sistemine, maalesef denetim gibi tüm organizasyonların olmazsa olmazı haline gelen bir işletme unsuru dâhil edilmemiş ve genellikle de pahalı ve gereksiz bir yönetsel lüks olarak görülmüştür. Bu durumda akla gelmesi gereken soru; 

Hangisi makbul?  Denetimin maliyeti mi, hilenin maliyeti mi? sorusudur. 

Hilenin maliyeti, ACFE[2] tarafından açıklanan rakamlara göre yıllık yaklaşık 990 Milyar dolar! Yine ACFE’nin 2010 hile raporuna göre yıllık işletme gelirlerinin %5’i çalışan hilelerine kurban gitmektedir. Bu sarsıcı rakamlar bizi ilk bakışta bile şok ediyor olsa da, kar organizasyonu açısından bakıldığında daha da yıkıcı bir etkiye sahiptir. Örneğin, yüzde 10 karla çalışan hile kurbanı bir işletmede, tespit edilen kaybın 150.000 TL. olduğunu varsayacak olursak, bu işletme ortaya çıkarılan zararı telafi edebilmek için 1.500.000 TL. tutarında satış yapmalıdır. Aynı işletmenin, birim satış fiyatı ortalama 500 TL. olan bir ürünü satmakta olduğunu düşünelim. Bu işletmenin, hileyi kompanse edebilmek için satması gereken ürün miktarı 3.000 birimdir. Kaldı ki örnek analizlerdeki veriler bir çok hile vakasına göre son derece mütevazi ve minimum seviyedeki rakamlardır. Bu yaklaşım tüm işletme organizasyonlarına kendine özgü reel rakamlar kullanılarak uyarlanabilir.  

İşletmeler faaliyetlerini sürdürebilmek için çeşitli maliyetlere katlanırlar. Hammadde, işçilik, vergi, reklam, kira, araştırma-geliştirme giderleri gibi ticari faaliyetin doğal sonucu olan standart maliyetlerin yanında, göz ardı edilmemesi gereken en önemli maliyet unsuru hile maliyetidir. Hile maliyeti analiz edilirken dikkat edilmesi gereken husus, onu sadece parasal olarak hesaplamaya çalışmamak, sonuçlarını daha geniş kapsamlı ele almak ve bir takım gizli zararları da önceden görerek yukarıdaki soruya cevap vermektir. Hilenin kelebek etkisi bazen firmada çalışanlar açısından, bazen de firmanın çalıştığı diğer kurum ve kuruluşlar açısından önemli neticeler doğurabilir. Çalışanlar işsiz kalabilir ve hatta başka iş bulmakta zorlanabilirler. İşletme piyasadaki itibarını kaybederken bankalar ve diğer kredi kuruluşları nezdinde tüm kredibilitesini de yitirebilir. Bu dolaylı maliyetler, hile kurbanı bazı işletmelerde maddi zararlardan daha da pahalıya mal olabilir.   www.muhasebenet.net

Çevremizdeki birçok işletme, hiç hesaba katmadığı ya da yanlış hesapladığı bir riskle karşı karşıya kalmış durumda. Çünkü hileden daha büyük risk, hileye giden tüm açık yolları kapattığını ve hileyle karşılaşabilecek son işletme olduğunu zannetme yanılgısıdır. Unutulmamalıdır ki hile yapmaya karar vermiş bir çalışan, tüm kontrol mekanizmalarının üstesinden gelerek, amacına ulaşana kadar her türlü ticari işlemi kendi istediği şekle sokacaktır. Zira hilekar çoğu zaman kurnazdır ve hep bir adım öndedir. ‘Bana bir şey olmaz’ diyerek hileyi hafife alan işletmeler ise, en sevdiği çalışma ortamlarıdır.  

Hile denetimi literatüründe 10-10-80 kuralı denilen bir yaklaşım vardır. Bu kurala göre, çalışanların %10’u şartlar ne olursa olsun kesinlikle çalmaz, %10’u,  her durumda ve şartlar ne olursa olsun çalar, kalan %80 ise hile denetimi disiplini içerisindeki hileyi önleme ve hileden korunma prosedürlerinin birincil hedefi olan çalışan tablosudur. Çünkü çalışanların %80’i ancak eline fırsat verilirse bu fırsatı suiistimal eder ve çalar.  

Hilenin tespit edilmesi ve önlenmesi çalışmalarının işletmelerde birincil sorun haline geldiği günümüzde hile yapan çalışanın portresi de büyük önem arz etmektedir. Zira hile maliyetini hesaplamada hilecinin konumu, yaşı, iş tecrübesi gibi unsurlar da belirleyici birer kriterdir. Görev dağılımı açısından yapılan bir analize göre hilelerin %80’den fazlası şu altı departman tarafından gerçekleştirilmiştir;  www.muhasebenet.net

Muhasebe (%22)

Operasyon (%18)

Satış (%13,5),

Üst yönetim (%13,5)

Müşteri Hizmetleri (%7,2)

Satın Alma (%6,2) 

Vaka sayısına göre yapılan yukarıdaki dağılım gerçekleştirilen bir diğer analize göre çok ilginç bir şekilde değişmektedir. Hilenin verdiği maddi zararın boyutuna göre yapılan bu ikinci analiz, sıralamayı aşağıdaki şekle dönüştürmüştür.  

Üst Yönetim (%18)

Yönetim Kurulu (%17)

Hukuk (%12)

Satın Alma (%10,8)

Finans (%9,7)

Halkla İlişkiler/Pazarlama (%5,4) 

ACFE 2010 hile raporunun ortaya koyduğu bir diğer etkileyici gerçek, hilekar çalışanların yaş ortalamasıdır. Vaka başına ortalamada, kayıtlara geçen hilekarların %38’lik kısmı 31-45 yaşları arası olarak tespit edilmiştir. Ancak kaybedilen varlık açısından bakıldığında en yüksek zararı, 60 ve üzeri yaştaki çalışanların verdiği görülmektedir. Hiç şüphesiz bu rakamlar, ortaya çıkarılan ve dünya üzerindeki hile denetçileri tarafından ACFE’ye raporlanan vakalar temel alınarak hesaplanmış oranlardır. Bu oranlar, hilenin tespit ve teşhisi ile önlenmesi çalışmalarına ışık tutmak ve karar verici taraflara kıyas yapmaları açısından fikir verebilmekten öteye geçemez.  

Evvelce de belirttiğimiz gibi iş dünyasının dikkatini, hilenin maliyetine ve hile sonunda ortaya çıkan yıkımın bedeline çekerek, hileye karşı duyarlılığı artırma amacıyla kaleme aldığımız bu yazının sonunda, büyüklüğü her ne olursa olsun ülkemizde faaliyet gösteren tüm işletmelerin, hilenin can yakıcı gerçekliğini düşünmeye başlamış olması ve haksız yere kaybedilen milli servetin gerçek hak sahiplerinde muhafaza edilmesi amacıyla, ülkemize yeni girmiş olan hile denetim sistemini kullanarak yetkin profesyonellerin yardımına başvuracağını ümit etmekteyiz. 

[1] Hile Denetçisi

[2] Association of Certified Fraud Examiners – Hile Denetçileri Birliği

İsmail AKI
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Adli Muhasebeci
ismailaki@fcsconsultancy.com

Diğer makaleleri

-Hile nedir ? Çalışan hileleri ve hile denetimi

Yasal Uyarı
 
   

 
 

 

 

 
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght  © 2005-2010 www.muhasebenet.net www.muhasebenet.com. Her hakkı saklıdır.