ZİHNİMİZDEKİ MUHASEBE VE MANTIK YANILGILARI
“İnsanlara en adil şekilde dağıtılan nimet akıldır,
çünkü kimse aklından şikayetçi değildir.”
Montaigne akılla ilgili söylenecek çok şeyi tek bir
sözle açıklamıştır.
İnsan aklından memnun mudur? veya insan hep kendini mi
kandırır. Mantık yanılgıları insanın hep kendini
kandırmasından mı ibarettir. Düşünsel anlamda buna bir
çok anlam yükleyebiliriz.Şimdi size daha somut
örneklerle yaşadığımız mantık yanılgılarını daha çok
maddi boyutuyla anlatmaya çalışacağım.
Yabancılar tarafından
"mental accounting"
denilen insan mantığının akıldan,
mantıktan, rasyonellikten bazen ne kadar uzak olduğunu
gösteren bir nevi maddi yanılgılarımızın bütününü
anlatır.
Zihinsel muhasebe;
insanoğlunun nesnelere, eşyalara değer biçerken, aklında
bir durumu, alacağı eşyanın, harcadığı, kazandığı ve
kaybettiği paranın veya ekonomik bir karar vermek
amacıyla birkaç şeyin bedelini karşılaştırırken
kafasında yaptığı muhasebedir.
Günlük hayatta yaşadığımız çok basit olaylarda
bunlara şahit olabiliyoruz. İnsanlar aylık olarak
kazandıkları rutin parayı akıllarına kazımakta, onun
üzerindeki her meblağı havadan gelen bir para olarak
görmektedirler. Örneğin ilaç mümessilleri çok fazla
olanakları vardır.(arabalarının benzinleri, yemek
çekleri, giyim masrafları). Ancak bu döngü içerisinde
kendilerine ister istemez büyük bir harcamanın içinde
bulabilmektedirler. Her gün yemek yedikleri noktaları
değiştirmekte nasıl olsa şirket karşılıyor diyerek
verilen yemek çeklerini çok rahat bir şekilde
harcamaktadırlar. Oysaki o çekler kendilerine verildiği
andan itibaren kendilerinin olduğunun farkında
değillerdir. Biraz daha hesaplı davranmak yerine
zihinsel muhasebede tuzağa düşmüş insanlardır.
Kumar oynayanlar kumardan
kazandıkları parayı kaybettiklerinde hiçbir kayıpları
olmadıklarını düşünürler. Veya bir başka akıl
yanılgısına düşen birinin örneğin; sayısal lotodan
kazandığı 500 YTL'ye, çalışarak kazandığı 500 YTL'den
çok daha farklı bakması, bu paraları zihninde farklı
kasalara koyması ve
"haydan gelen huya gider"
mantığı ile ilkini har vurup harman savurmaya çok daha
yatkın olmasıdır.
Zihinsel muhasebe kavramını ortaya atan ilk bilim adamı
Richard Thaler
ABD’nin yaşadığı en büyük ekonomik krizi (Kara
Pazartesi olarak bilinen Amerika borsalarının 508 puan
birden düştüğü gün) açıklamıştır. Bu günün Amerikan
ekonomisine beklenenden daha az zarar vermesinin
ayrıntısı zihinsel muhasebeden kaynaklanıyor. Zihinsel
muhasebe teorisine göre, yatırımcılar borsada
kaybettikleri paraları gerçek bir birikim kaybı veya bir
para kaybından ziyade, kâğıt üstünde kazanılmış, sanal
paralar olarak algıladıkları için, ceplerinden veya
banka hesaplarından aynı miktarda nakit eksilseydi
panikleyecekleri kadar paniklemediler.
Daniel Kahneman
ve
Amor Tversky
bu alanda bir çok deney yapmışlardır. Bu çalışmalardan
bir tanesinde, deneklere bir
Broadway oyununa
gitmek üzere yolda olduklarını ve hayal etmeleri
söyleniyor, deneklerin bir kısmına, biletlerini önceden
aldıkları, tiyatroya ulaştıklarında ise 40 dolarlık
biletlerini kaybettiklerini ya da çaldırdıklarını fark
ettikleri söyleniyor, yeni bilet almak isteyip
istemeyecekleri soruluyor. Bu durumda çoğunluk yeni
bilet için 40 dolar daha harcamak istemiyor, deneklerin
büyük kısmı oyunu seyretmeden eve dönmeyi tercih
ediyorlar. İkinci bir gruba ise, biletsiz yola
çıktıkları, bilet almak için tiyatronun gişesine
geldiklerinde ise cüzdanlarından “40 doların kaybolmuş
ya da çalınmış olduğunu fark ettikleri söyleniyor (yani
ilk gruptaki denekler gibi, onlar da kırkar dolar daha
fakir durumdalar) ve bu durumda yine de bilet almak
isteyip istemeyecekleri soruluyor.” bu senaryoda ise
çoğunluk yeni bilet alıp oyunu seyretmeyi tercih
ediyorlar. iki gruptaki den ekler de kırkar dolar
kaybettikleri halde, ilk gruptakiler bilet çaldırmayı
kafalarında tiyatroyu seyretmekle bağdaştırıyorlar, ve
de ikinci defa bilet satın almaya yanaşmıyorlar; ikinci
gruptakiler ise nakit paranın çalınmasını tiyatro oyunu
ve bilet almaktan bağımsız bir olay olarak kategorize
ediyorlar, ve de genelde bir 40 dolar daha harcayıp
oyunu seyretmekte beis görmüyorlar.
Sonuçlar hem ilginç hem de içerden
baktığımızda dışardan neler yaptığımızı insan mantığının
ne kadar basit yanılgılara düştüğünü gözler önüne
seriyor.
Karar vericinin alternatifler hakkında tam bilgiye sahip
olduğu, alternatifin sonuçları hakkında
tam
bir bilgiye ulaşabildiği, bu sonuçlara uygun olarak net
bir tercih ortaya koyabileceği ve
alternatiflerin sonuçlarını karşılaştırabileceğinin
varsayılması gerçek yaşamla
uyuşmamaktadır. Karar alıcıların rasyonel-ekonomik karar
modelinden ziyade insan zihninin
kısıtlı hesap yapma kapasitesi, sorunun karmaşıklığı ve
belirsizliği, gerekli bilgiye tam olarak
ulaşılamaması ve bu bilginin zamanında bulunamaması
nedeni ile karar verici gerçek
yaşamda çeşitli kısıtlayıcı faktörlerin etkisi
altındadır. Sınırlı rasyonellik olarak adlandırılan
bu
durumda karar vericinin kararının en rasyonel seçenekten
ziyade en tatminkar seçenek
üzerinde oluştuğu varsayılır.
Örnekler o kadar çok ki; Günlük hayatta sıklıkla
yaşadığımız kredi kartları bunu hemen hemen hepimizin
yaşadığı basit örneklemelerden de anlayabiliriz. Bir
market harcaması yapıyoruz nakit alacaksak çok dikkatli
fuzuli harcamalardan özenle sakınıyoruz ancak kredi
kartıyla alışveriş yapıyorsak bir çok fuzuli harcama
yapıyoruz oysaki onu da ödüyoruz hem de fazlasıyla o da
bizden
çıkan bir para neticede
faiziyle ödeme zamanı yaşadığımız stresi de eklersek
mantığın fiiliyata etkisi markette yaptığımızı muhasebe
hatasını da gözler önüne seriyor.
Taksitli harcamaları da bu yanılgıların içine dahil
etmek mümkün peşin almanız mümkün olmayan bir montu veya
ayakkabıyı fiyatının çok üstünde taksitle olduğu zaman
alabiliyoruz. Ayda 10 YTL ne olacak ki oysaki
ödediğimiz para aynı 12
taksitle toplamda 120 YTL bir anda çok zorumuza
gidebilir.
Hiç olmazsa bu mantıksal yanılgıya hepimiz düşmüyor
muyuz? Bilimsel anlamda iyi pazarlama stratejileri
insanların bu zayıf noktası üzerine de kurulabiliyor biz
kendi eksik noktamızı bir türlü görmek istemiyoruz.
İnsanlar mantıklarında parayı, nereden geldiği, nerede
saklandığı ve nasıl harcandığına bakarak kategorize
etmeye çalışıyorlar en önemli nokta ise şu para paradır
zaman zamandır
1 dakika bir dakikadır 1 Dolar
1 Dolardır
insan mantığı buna zaman içerisinde zihni yanılgılara
daha rasyonel yaşamaya alışmakla mantık yanılgılarından
kurtulacaktır.
Bu yanılgılardan kurtulmanın en önemli faydası
ise daha rasyonel hedeflere ulaşmada her bireyin ayrı
ayrı fayda maksimizasyonunu yaparak elindeki kıt
kaynaklarla en iyiye ulaşmanın sağlamasından geçmektedir.
Çünkü dünya ekonomisinde çok olan şey paradır artacak
şey ve bitmeyecek şey paradır oysaki dünyadaki
doğal kaynaklar hızla
tükenmektedir
ekonomik sıkıntıları aşmanın yolu ihtiyaçların
belirlenmesi ve anlamsız harcamalardan sakınılmasından
geçmektedir.
İlker ERSERİM
ilkerserim@firatymm.com
Fırat YMM Denetçisi
27.11.2006 |