Ücret Politikaları Ve
Güneydoğu
Ücret, üretim faktörlerinden birisi olan emeğin
üretimden aldığı paydır.Anayasa’nın 55. maddesinde
ücret, “emeğin karşılığı” şeklinde tanımlanmıştır.
devlet çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir
ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan
yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.
Emek
faktörü Avrupa Birliği ülkelerinde sosyal bir varlık
olan insanın mutlu edilebilmesi ilkesine dayanır. Kuruma
bağlılığı artırmak, verimliliği yükseltmek ve çalışanı
mutlu etmek olmazsa olmazlarındadır. Uluslar arası
şirketlerin kendi firma kültürünü ve stratejilerinin
yansıtmaları şirketin gelecekteki vizyonu ve dış çevre
ile ilişkisinde belirleyici unsurları oluşturuyor.
Oysa ülke olarak bu ideallerin ne kadar uzağında
olduğumuzun farkında değiliz. Çünkü öncelikli olarak
işgücünün parayla ölçüldüğü önemli olanın kurum
kültüründen ziyade düşük ücretli çalıştırma
alışkanlığından bahsedebiliriz. Trilyonluk yatırımlar
yapılıyor işin içine alınan işçileri tercih etme sebebi
maalesef sadece düşük ücretli olmasından kaynaklanıyor.
Betona yapılan yatırım değer olarak maalesef insan
faktörünün oldukça üzerinde kalmaktan öteye gidemiyor.
Bu nedenle Ülkemizde ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde
ücret politikasının asgari ücret politikası üzerinden
yürütüldüğünü söylemek yanlış olmaz. Elimizdeki veriler
çalışanların Fransa’da yüzde 16.8’i, Bulgaristan’da
yüzde 16’sı, Letonya’da yüzde 12’si, Lüksemburg’da yüzde
11’i, Litvanya’da yüzde 10.3’ü ve Romanya’da yüzde
9,7’si asgari ücret aldığını, Türkiye’de ise asgari
ücretli oranının araştırmalarına göre yüzde 40’ı
geçtiğini söylüyor.
Bu oran ülkede ne kadar asgari ücretli çalışan olduğunu
göstermenin yanı sıra aslında maaşı gizlenmiş büyük bir
kesimin olduğunu da gösteriyor. Bordro üzerinde
gösterilen ücret ile işçinin maaşı özellikle doğu
bölgelerine gittikçe açılıyor. Aynı zamanda
Güneydoğudaki sanayicilerin gelenekçi yapıları nedeniyle
zarar ettikleri takdirde maliyetleri kısmanın yolu ilk
olarak işçisine verdiği ücret ve dolayısıyla işçi
çıkarma yolu oluyor. Şirket sahibinin eş-dost-akraba ve
hemşeri kollamaları çalışanları sadece ücret yönünden
değil, ücrete bağlı adalet sağlamanın mümkün olmamasını
sağlıyor. Bu nedenle işyerlerinde adaletli bir ücret
politikasının olmadığını çalışanların ücretlerinin iş
yeri sahiplerinin iki dudağının arasında olduğu
hepimizin bildiği bir gerçektir.
Şunu çok iyi biliyoruz ki insan emeği sadece anlık
çalışmanda ibaret değildir. Devamı olan işgücü işyerine
kurumsal kültürler kazandırır. Büyük olmak isteyen
kurumlar çalışanları ile büyümek zorundadır. Ancak
işsizlik oranı, kalifiye eleman yetiştirememe ve
çalışanın sabır göstermemesi gibi nedenlerle işçinin iş
değiştirme oranı artmaktadır. İş değiştirme oranı
arttıkça hem işçi hem işveren işyerine ve ülke katma
değerine yeterince fayda sağlayamamaktadır. Bu yüzden
Güneydoğuda ücret politikası deyince aklımıza asgari
ücret politikasından başka bir şey gelmemektedir
İlker ERSERİM
Fırat YMM Denetçisi
|