HÜSN-İ TALİL ve VARLIK BARIŞI
Hüsn-i
Talil, gerçek nedeni bilinen bir olay, olgu ya da
durumu, daha güzel ve hayali bir nedenle oluyormuş
gibi göstermektedir. Başka bir deyişle bir olgunun
veya olayın gerçek nedenlerini bir yana bırakıp onu
hoşa gidecek bir nedenle açıklamaya çalışmaktır.
13.11.2008 Tarih ve 5811 sayılı bazı varlıkların
milli ekonomiye kazandırılması hakkında kanun Resmi
Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanunun
amacı; gerçek ve tüzel kişilere ait olup yurt
dışında bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet ve
diğer sermaye piyasası araçları ve taşınmazların
milli ekonomiye kazandırılması ile yurt içinde
bulunan ancak işletmelerinin öz kaynakları içinde
yer almayan bu türden varlıkların sermaye olarak
konulmak suretiyle işletmelerin sermaye yapılarının
güçlendirilmesini sağlamaktır.
Özetle kanun gerekçesinde şunlar yazıyor. Ülkeye
acil bir para giriş sağlayarak, Türkiye’nin üretim,
istihdam ve enflasyon sorununu kalıcı halde
çözebilecek yatırım gerekliliğine kaynak
yaratılması, yirmi altı çeyrektir kesintisiz büyüme
başarısını yakalayan Türkiye ekonomisinin
canlılığının devam ettirilmesi ve yaşanmakta olan
küresel mali krizin ülkemiz açısından en az hasarla
atlatılabilmesi için ihtiyatlılık açısından önemli
bir kaynak sağlanması ve işletmelerin sermaye
yapılarının güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Evet, belki kanunun çıkış amacı bu olabilir ancak,
bu kanun ile yurtdışındaki paranın sorgusuz sualsiz
komik oranlarda vergiye tabi tutularak yurt içinde
kayıt altına alınması ekonomimizin ne kadar kötü
durumda olduğunu konusunda çok ciddi bilgiler
veriyor. Ülkenin sıcak paraya o kadar çok ihtiyacı
var ki artık parayı basmadan bir yerlerden bulalım
da nerden gelirse gelsin değirmenin kaynağını
sormayalım şeklindeki düşünce oluşmuş durumda.
Yıllar önce böyle bir çalışma yapılmış amacına
ulaşmamıştı. En olumlu yönü ile geçici bir vergi
sağlama ve likidite sıkıntısını çözme projesi gibi
gözükse dahi vergi oranları itibariyle kafalarda
soru işareti bırakmaktadır.
Bu kanunla, Yurt dışında bulunan ve yukarıda sayılan
varlıkların (döviz, altın, menkul kıymet ve diğer
sermaye piyasası araçları ve taşınmazların )beyan
edilen değerleri üzerinden % 2, Türkiye’de bulunan
kıymetlerin beyan edilen değerleri üzerinden ise %
5,oranında vergi ödenmesi ve diğer düzenlemelere
uyulması halinde, bildirilen veya beyan edilen
varlıklar nedeniyle 01.01.2008 tarihinden önceki
dönemlere ilişkin vergi incelemesi ve tarhiyatı
yapılmaması öngörülmektedir.
İşte tam bu noktada aklımıza şu soru geliyor, devlet
vergi yükünün neredeyse tamamını yüklediği çalışan
insanımıza, sanayimize ve gençlerimize ben bu parayı
ülkeye sokanı incelemiyorum hadisesini nasıl
açıklayacak? Kanunun çıkması ile başlayan süreçte,
Türkiye’ye sağlanacak para akışının kaynaklarının,
bu bağlamda dikkatle izlenmesi gerekmektedir.
İzlenmezse geçici çözümler ülke için olumlu gözüken
bir hayal, hedefinden sapıp bir kâbusa dönüşecektir.
%15-35 Gelir vergisi %20 Kurumlar vergisi oranına
tabi olan tüm kazançlara ait vergiler sanayici ve
ücretliler tarafından ödenirken bir yandan da %2
veya 5 lik vergiyle ülkeye para sokmanın hüsn-i
talilin yardımı dahi olsa olumlu görülecek bir
tarafı yoktur. Güzel bir isim tamlaması olan “Varlık
Barışı” vergisini yüksek oranlarda ödeyen ve bu
bilinçte olan herkesi rahatsız edecektir.
Diğer makaleleri
Ücret Politikaları Ve
Güneydoğu
Bireysel emeklilik ve
vergisel boyutu
Diğer makaleleri için
tıklayınız |