adedinde Hesaplanan KDV gösteren
bir mükellef Gelir veya Kurumlar vergisi
yönünden matrah artırımı yapmak zorunda bırakılarak
cezalandırılmaktaydı. Örnek uygulama da buna göre
düzenlenmişti.
Bu durum ise, Kanunun 7/2-c
maddesindeki “Şu Kadar Ki” şeklinde başlayan kısmın
genel tebliğde yanlış yorumlanarak ve konudan
ayrılınarak genelleştirilmesinden kaynaklanmaktaydı.
Konuyu farkettiğimde, Adana Vergi
Dairesi Başkanlığı Grup Müdürü Sayın İbrahim KUMLUCA
ile görüştüm ve ibrahim beyin katkılarıyla konuyu
Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’na
ulaştırdık ve aşağıdaki genelgenin yayınlanması
gerçekleşti. Bu konudaki yardımlarından dolayı Sayın
KUMLUCA’ya şükranlarımı sunuyorum. www.muhasebenet.net
21.04.2011 tarih ve 2011/4 Seri No’lu
6111 Sayılı Kanun İç Genelgesinin 2. Bölümünün son
parağrafında yapılan açıklama aşağıdaki gibidir.
“Mükelleflerin, artırımda
bulunacakları yıl içindeki dönemlere ilişkin
verdikleri beyannamelerin bir kısmında hesaplanan
vergi bulunuyor, diğer kısmında hesaplanan KDV yer
almıyorsa KDV artırımı, 6111 Sayılı Kanunun
7/1.Maddesine göre yapılacaktır. Buna göre, sözü
edilen mükellefler, hesaplanan KDV bulunan
beyannamelerinde yer alan hesaplanan KDV tutarlarını
toplayacak, çıkan toplama ilgili yıl artırım oranını
uygulamak suretiyle KDV artırım tutarını
hesaplayacaklardır. Bu şartları taşıyan
mükelleflerin Gelir/Kurumlar vergisi bakımından
matrah artırma ve karşılaştırma yapma zorunlulukları
bulunmamaktadır”.
Yukarıda yapılan düzeltme sonucunda,
12 adet KDV beyanı veren mükelleflerde, İstisna veya
Tecil Terkin kapsamındaki işlemleri dışındaki
nedenlerle beyannamelerinin bir kısmında hesaplanan
KDV yoksa Gelir veya Kurumlar vergisi yönünden
artırım yapma zorunluluğu kaldırılmıştır.
SMMM İbrahim GÜLER
Adana SMMM Odası Vergi Mevzuatı
İnceleme Komisyonu Başkanı
26.04.2011 |