Köylerde Kaçak Yapılaşma ve Mevzuat
Geçen gün internette
“Kuzgunlular Okulumuz Kapanmasın Kampanyası Açtı”
haberini arıyordum ki karşıma “Tirebolu’da Kaçak
Yapılaşma” başlıklı haber çıktı. Haberde “ilçeye bağlı
Kuzgun Köyünde denetim yapan il jandarma komutanlığı
ekipleri Hasan K. ve Muammer G’nin kendi arazilerine
kaçak yapı yaptığını belirledi. Zanlılar hakkında
“Plansız Alanlar İmar Yönetmeliğine” muhalefetten dolayı
yasal işlem uygulanacağı bildirildi” deniyordu. Birden
afalladım. Habere konu Muammer G, uzun yıllar köy
derneğimizin başkanlığını yapmış, köye gittiğinde
kalacak yeri olmadığı için dedesinden kalan eski evi
onarmaya çalışan bir arkadaşımızdı. Kaçak bir şey
yapması söz konusu olamazdı ama bu işte bir bityeniği
olmalıydı. Acaba izin neydi, imarsız alanlar ne demekti?
Köylerde inşaat izni nasıl alınıyordu? Merakımı
kamçılayan bu sorulara cevaplar bulmalıydım.
Araştırınca bazı sonuçlara ulaştım ama yine de bazı
eksiklikler var herhalde. Bir kere bu yönetmelik 1985
yılında yayımlanmış ve 1999 yılında önemli değişiklikler
geçirmiş. Yönetmelik gerçekten çok detaylı ama özetle
her önüne gelenin köy de olsa her yere ev
yapamayacağını, yaparsa da belli koşulları içermesini
söylemiş. Yönetmeliğin 57.maddesi “Köy ve mezraların
yerleşik alanlarında ve civarında sadece köy nüfusuna
kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca yapılacak konut,
tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar ile müştemilat
binaları yapı ruhsatı ve yapı kullanma iznine tabi
değildir. Ancak, yapı projelerinin fen ve sağlık
kurallarına uygun olduğuna dair valilik görüşü
alınmasından sonra, muhtarlıkça izin verilmesi ve bu
izne uygun olarak yapının yapılması şarttır. İnşa edilen
yapının fen ve sağlık kurallarına uygunluğu İmar
Kanununun 30 uncu maddesine göre valiliklerce
belirlenir. Valilikler, talep halinde köy yerleşik
alanlarında yapılacak yapılar için, yörenin geleneksel,
kültürel ve mimari özelliklerine uygun olarak üretilmiş
projeleri temin edebilirler” denmiştir. Bu maddenin
kendine verdiği yetkileri kullanan valilik, köylerde
yapıların izne tabi olarak yapılmasını ve binaların
yapılabilmesi için de tapu, mimari ve statik projesinin
olmasını istemiştir. Esaslı tamirlerle ilgili olarak da
“binanın plan ve görüşüne, statik bünyesine tesir
etmeyen esaslı tamirler ruhsata tabi olup, bunlar için
plan, proje resim ve hesap istenmez” demiştir.
www.muhasebenet.net
Buna göre “köylerde evler 2 katı yüksekliği de 6,5
metreyi geçemez. Her müstakil konutta en az; 1 oturma
odası, 1 yatak odası veya nişi, 1 mutfak veya yemek
pişirme yeri, 1 banyo veya yıkanma yeri, 1 hela,
bulunur. 3 veya daha az odalı konutlarda yıkanma yeri
ile hela aynı yerde olabilir”di. Yine bu yönetmeliğe
göre “üst ölçek planı bulunmayan iskan dışı alanlarda
bulunan parsellerde; inşaat alanı katsayısı %5 den fazla
olmamak, yapı inşaat alanları toplamı hiçbir koşulda
(250) m.yi geçmemek, saçak seviyelerinin tabii zeminden
yüksekliği (6.50) m.yi ve 2 katı aşmamak, yola ve parsel
sınırlarına (5.00) m.den fazla yaklaşmamak şartı ile bir
ailenin oturmasına mahsus bağ ve sayfiye evleri, kır
kahvesi, lokanta ve bu tesislerin müştemilat binaları
yapılabilir” denilmektedir.
Anlaşıldığı kadarıyla bu yönetmelik gereği valilik
yetkilerini yerel kolluk kuvvetince kullanmış, izinsiz
yapıldığını bir şekilde istihbar ettiği inşaatlara
tespit için jandarma göndermişti. Köylerde önümüzdeki
günlerde ve yıllarda çok kişinin başına iş açacak bu
yönetmelik gereği yerleşik alanlar hızlıca tanımlanmalı
ve buralar dışına ev yapılması önlenmelidir. Yerleşik
alanla ilgili yönetmelikte “Köy ve mezraların cami, köy
konağı gibi köy ortak yapıları ile köy nüfusuna kayıtlı
ve köyde sürekli oturanlar tarafından, yapımı tarihinde
yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine uygun olarak inşa
edilmiş yapıların toplu olarak bulunduğu yerlerde mevcut
binaların en dışta olanlarının dış kenarlarından
geçirilen çizginin içinde kalan alan köy yerleşik
(meskun) alanını; bu çizgi ile 100 m. dışından
geçirilecek olan, valiliklerce tespit edilerek il idare
kurulunca karara bağlanan sınırın içinde kalan alan köy
yerleşik alanı civarını tanımlar” denilmek suretiyle bir
tanım yapılmışsa da Karadeniz Bölgesinin dağınık
yapılaşması karşısında daha özel bir tanım getirilmesi
gereği ortadadır.
Ayrıca bir proje isteniyorsa ki isteniyor, valilik ve
özel idare o yörenin şartlarına uygun 4-5 tip proje
yaptırıp, ev yaptırmak isteyen köylülere ücretsiz olarak
vermelidir. Bu tip projeler için çok cüzi ücretler
alınarak, köylülerin projeli evler yapması mutlaka temin
edilmelidir. Bununla ilgili internette Biga
Kaymakamlığı’nın uygulaması olumlu bir örnek olarak
karşımızdadır. Haberde “Köylerde inşaat yapmak için fen
ve sağlık kurallarına uygunluğunun tasdik ettirilmesi ve
muhtarlıktan izin alınması gereken iki şart olarak
aktarıldı. Kaymakam Gündoğan inşaat yapmak için 5 adet
farklı metrekarelerde hazır proje çizdirildiği ve bu
projelerden kendini uygun olanı köylerde ev yaptırmak
isteyen vatandaşların kullanabileceği belirtti. Tasdikli
olan projelerin 50 lira kırtasiye masrafı karşılığı
verilmesine birlik üyelerince karar verildi”
deniliyordu. Ayrıca bu haberde köylerde en büyük
sorunlardan biri olarak göze çarpan çöp sorununa da
değinilerek “Kaymakam Mustafa Gündoğan 74 köyde 691
konteynır ile çöp toplama hizmetinin devam ettiğini
belirtirken 40 köyün yılda kişi başı iki lira olan
hizmetten yararlanma bedellerini ödemediğini söyledi”
diyerek bir başka gerçeğe parmak basılıyordu. Gerçekten
Karadeniz Bölgesinin en büyük sorunu çöp sorunudur ve
sorun her geçen gün önü alınamaz şekilde büyümektedir.
Gelişigüzel her yere ve özellikle derelere ve obuz tabir
edilen yerlere atılan çöpler, birikerek Harşit Çayına
oradan da Karadeniz’e dökülmek suretiyle suları
kullanılamaz hale getirmektedir. Biga Kaymakamlığının bu
güzel uygulaması baz alınarak köylere bir veya birkaç
çöp konteynırı konulması ve bunun zaman zaman
boşaltılması gerekmektedir. (Toplana çöplerin, nereye,
nasıl boşaltılacağı ise bir başka yazının konusu olarak
karşımıza çıkacaktır.)
İbrahim BALCIOĞLU
S.Muhasebeci Mali Müşavir
ibalcim@gmail.com
www.muhasebenet.net
29.05.2009 |