YÖNETİMDE
MUHASEBEYİ NE KADAR
KULLANIYORUZ ?
İşletmelerin
kuruluş amacı; bir iş veya hizmeti başarmak ve bunu
yaparken de en az kendi işlevini sürdüreceği kârı elde
etmektir. Bir işletmede, bir faaliyet yapılıyorsa
mutlaka parasal çalışma da var demektir. Parasal
olayların kayıtlarını da tutmak gerekir. Bu kayıtların
tutulmasını, yönlendirilmesi ve planlanmasını ise
muhasebe yapar. İşletme yönetimi, faaliyet plan ve
sonuçlarını elde etmeden karar alamaz. Yönetim
fonksiyonunu yerine getiremez. Yönetime, bu konuda
muhasebe birimi yardımcı olur.
Muhasebe; bir
işletmedeki finansal işlem ve olayları parayla ifade
etmek amacıyla kaydetme, sınıflandırma, özetleyerek
rapor etme, rapor ve sonuçları yorumlama işlevi
üstlenir. Bu fonksiyonu ile muhasebe, işletme
yönetiminin eli ayağıdır. İstatistiki bilgiler ve
faaliyetlerle ilgili diğer rakamsal bilgiler olmadan
yönetim karar alamaz. Alsa da sağlıklı olmaz.
O halde yönetim
ve yönetici için muhasebe çok önemlidir. Bir işletme
kurulurken de, dağıtılırken de muhasebe son ana kadar
işletme yönetiminin yanında olmak zorundadır. Bir
işletmede imalatı durdurabilirsiniz. Pazarlamayı
durdurabilirsiniz. Tüm faaliyeti durdura bilirsiniz. Bu
kadrolarda çalışan tüm elemanları işten çıkarabilirsiniz
ama muhasebeci en son şirketi de tasfiye eder öyle
ayrılır. Muhasebe bu kadar önemlidir işletme ve yönetim
için.
Aslında
düşündüğümüzde her işin bir muhasebesi vardır. En ufak
ilişkimizde ne kazandık ne kaybettik diye muhasebesini
yaparız. Şu işi yapsak ne kazanırız diye düşünürüz. Hep
düşündüğümüz şeylerin parasal yönünü de hesap ederiz.
Paralandırırız ki kazancımızı bilelim. Ne yaptığımızı,
ne yapmak istediğimizi, hedefe ulaşıp ulaşmadığımızı, ne
kadar ulaştığımızı ve seneye ne kadar ulaşmak
istediğimizi hesap ederken hep yanımızda muhasebe
vardır.
Her şeyde
muhasebe var bu doğru. Özellikle profesyonel çalışmak
zorunda olan, uluslar arası rekabetin odağında çalışan,
milyon dolarları toprağa gömüp yatırım yapan, dünyadaki
teknolojik değişime, müşteri beklentilerine ayak
uydurmaya çalışan işletmelerin yönetim sırasında
muhasebe bilgilerine çok ihtiyaçları olacaktır. Ama
ülkemizde gerek kayıt dışılığın getirdiği rehavet,
gerekse denetimsizliğin sonucu işletme ve tacirlerin
sadece maliye için defter tuttukları, defterin ve
muhasebenin başka bir fonksiyonu yokmuş gibi gördükleri
bilinen bir gerçektir.
Ancak, son
yıllarda mali idarenin bilgi toplama, ekonomik olayları
kayıt altına alma, çapraz bilgi kontrolleri gibi
uygulamaları ve kayıt dışılığı kontrol altına alma
çalışmaları, muhasebesine önem vermeyen firmaları
sıkıntıya sokacaktır. Bu nedenle, bir çok firma
muhasebenin önemine inanmış, detaylı, açık ve gerçek
bilgiye dayalı muhasebe tutulmaya başlanmış ise de henüz
farkında olmayan firmalarda yok değil.
İşte, bu güne
kadar maliye için defter tuttuğuna inanan işletmelerimiz
artık, kendi devamlılıkları ve yönetimleri için muhasebe
tuttuklarının bilincine varmaya başlamışlardır. Bu çok
önemli bir gelişmedir. Bu tür firmaların sayısı
gelecekte hızlı bir şekilde artacaktır.
Öte yandan,
detaylı bir muhasebe tutulmasıyla da iş bitmemektedir.
Detaylı ve sağlıklı muhasebe tutmak belki mali idareye
karşı görevleri yerine getirme açısından olumlu bir
gelişme ise de; esas olan muhasebede oluşan bilgilerin
okunması ve yönetim tarafından yönetimde kullanılmasının
sağlayacağı faydalardır.
Muhasebe; bir
işletmenin kârı, kârlılığı, maliyetleri, bütçesinin
planlanması, stok miktar ve tutarlarının belirlenmesi,
faaliyet giderleri, pazarlama ve dağıtım giderleri,
nakit akışı ve nakit ihtiyacı, finansman planlaması, öz
kaynak ihtiyacı, net çalışma sermayesinin belirlenmesi
işlevi görürken, bu konularda yöneticiler muhasebeden
ya da muhasebeciden bilgi almak ya da birlikte karar
vermek zorundadırlar.
Bu durumda,
muhasebe bilgilerinin sağlıklı ve detaylı olması yanında
bu bilgilerin iyi bir şekilde okunması, bu bilgilerin
karar alma sırasında dikkate alınması, işletme yararına
olacaktır. Bu bilgileri işletmenin aylık, üç aylık, altı
aylık ya da yıllık periyotlarla mizanlarından
okunabileceği gibi, bilanço ve gelir tablolarından da
okunabilir. İşletmenin faaliyet sonuçlarını, varlık,
borç ve alacak durumunu yıl sonunda bilanço ve gelir
tablosu en iyi şekilde açıklar. Ancak, bu bilgileri ya
da başka bilgileri ara dönemlerde veya istenildiği günde
işletmenin mizanından okumak mümkündür. Zira mizan
bilgileri sağlıklı olduğu takdirde bilanço da sağlıklı
olur. Çünkü bilanço, mizandan çıkarılır. Yıl içinde
mizanını okutan ya da okuyan yöneticiler yıl sonunda
sağlıklı bir bilançoya kavuşabilirler. Ya da işlerin
nasıl gittiğini yıl içinde günü gününe görerek tedbir
alabilirler. İş işten geçmeden müdahale edebilirler.
Zira, bilanço çıkarıldıktan ve kesinleştikten sonra bazı
şeyleri düzeltmek zor, ya da imkansızdır. Ama gününde
mizanını iyi okuyanlar, bilançolarını istediği gibi
çıkarma imkanına sahip olabilirler. Bilançolar, en az 3
yıl bankalara, diğer kurumlara verilmekte ve işletmeyi
tanıtan bir mali tablo olmaktadır. Örneğin öz kaynağı
eksiye düşmüş, borçları çoğalmış, rasyoları olumsuz
yönde bozulmuş bir işletmenin bilançosunu yıl geçtikten
sonra düzeltemezsiniz. Sermaye artışı yapsanız da başka
bir kaynak yaratsanız da o bilançoya etki etmez. Ama
bunu yıl içinde fark eden işletmeler bilançolarını
düzeltebilirler. Onun için özellikle işletmelerin mizan
okumaya önem vermeleri gerekir.
Gerek mizan ve
gerekse bilançoların okunması muhasebe bilgisine sahip
kişilerce yapılması gerekir. Orta büyüklükteki her
işletmede genelde bir muhasebeci çalışmaktadır. Bu
kişilerden işletme ile ilgili muhasebe verilerinin
raporlanması ve yorumlanması istenmelidir. Muhasebeci
yetersiz kalıyorsa dışardan mali müşavirlerden ve
yeminli mali müşavirlerden yardım alınmalıdır. Mizan ve
bilançoları okuyarak, buradaki bilgileri kararlarında
kullanan yöneticilerin kararları sağlıklı olur.
Dolayısıyla yönetimleri de başarılı olur. Öyle ise
öncelikle sağlıklı, güncel, açık ve detaylı bir
muhasebenin tutulmasına önem vermek ve sonra da bu
bilgileri raporlar halinde alarak sonuçlarını
yorumlayarak yönetimde kullanmak gerekir. Muhasebe
görevini ifa edenlerin de, konuları ile ilgili yönetime
katılmalarında fayda vardır.
13 yıl önce
yaşanmış bir olayı aktararak yazımı bitirmek istiyorum.
Hatay’ dan G.Antep’e bir fabrikayı satın almaya gelen
bir iş adamı muhasebecisi ve avukatı ile Organize
sanayideki fabrika binasına gelip geziyor. Sonra birde
muhasebeye geçelim, muhasebecim incelesin sonra satış
protokolünü avukatımız yazsın diyor. Muhasebeye
geçiyorlar resmi evraklar şehirde bir Muhasebecide.
Neyse istetiyorlar bir mizan ve bilanço geliyor.
Muhasebeci bakıyor ki o kadar makine bilançoya kayıtlı
değil. İş adamına efendim bu makineler kayıtlı değil.
Sermayesi de şu kadar. Cüzi bir rakam söylüyor.Adam
ayağı kalkıp tamam biz böyle bir fabrika almayız deyip
geri dönüyor.
Bu olayın başka
versiyonu durumlarda oluyor. Bir işletme alım satıma
konu oluyor. Protokoller imzalanıyor, iş bitiyor.
Kaporolar veriliyor. Resmi işlemleri yapmaya sıra
geldiğinde; işte şu kadar makine var bu fatura
edilecek, işte şu kadar stokta mal var bu fatura
edilecek. Şu kadar da KDV de ödeyeceksiniz deniyor
sonradan. Bu yüzden alım satım yarıda kalıyor,
vazgeçiliyor.
Bu durumların
hepsi muhasebeye önem vermemekten, muhasebeciye
danışmamaktan ve muhasebe bilgilerini yönetimde
kullanmamaktan ileri gelmektedir. Muhasebe bilgilerine
önem vermeyenler, yönetimde bu bilgileri kullanmayanlar
ve bu amaçla mizan ve bilançolarını okumayan ya da
okutmayan yöneticiler ve firmalar başarısızlığa
mahkumdurlar.
Unutmayın iyi bir
yönetici ve yönetim; bilgi akışı sağlayan ve bu bilgiyi
iyi yorumlayarak kullanan takımdan çıkar. Bu takımları
da takım liderleri oluşturur. Takım liderleri, takım
üyeleri kadar da olmasa da o üyelerin yaptığı işi
bilecek kadar bilgiye sahip olmazlarsa lider olamazlar.
Ve elindeki gücü çalıştıramazlar. Veyahut o takım
üyelerini fark edemez ve ondan faydalanamazlar.
|