SUSMAK..!
Bu gün sizlere “Susmak” konusunda bir şeyler yazacağım.
Kısa bir başlık ama anlamı o kadar geniş ki; bazen bir
ok gibi keskin ve öldürücü, bazen bir dost kadar müşfik
ve onurlandırıcı, bazen altı harf kadar küçük, bazen de
kitaplara sığmayacak anlamlar içerir. Bu güzel sözcük
hakkında sohbet edeceğiz. Nerden çıktı bu kelime
diyebilirsiniz. İnsan ilişkilerinde büyük bir öneme
sahip olduğu için en az mali konular kadar önemli
gördüğüm için sizlerle paylaşıyorum.
Susmak aslında ilk bakışta hoş değil. Yani konuşmak,
meseleleri irdelemek doğruyu bulma adına her zaman güzel
ve doğrudur. Ama bazen susmak çözüm olur. Bazen de
tarafları düşündürmeye başlar.
İnsanlar ;
- Konuya yabancı ise , bilgisi yoksa
- Konuşulanları basit buluyorsa, boş iş olarak
görüyorsa,
- Abes konular konuşulursa ya da şaşılacak durumlar
karşısında,
- Karşısındakini anlamak istemiyorsa,
- İletişim kesildiğinde ve bittiğinde,
- Söyleyeceği yalan ya da karşısındakini kaybetmeme ve
incitmemek için,
- Korktuğu ve çekindiği için,
- Sindirildiyse, suçluysa,
- Doğru olmasına rağmen karşısındakine anlatmakta
yetersiz kaldığına inanıyorsa,
- Konuşmak içinden gelmiyorsa,
- Konuyu değiştirmek için,
- Belli meseleleri unutmak için,
- Umutsuz kaldıklarında,
Susmayı tercih ederler. Görüldüğü gibi aklımıza gelen 13
tane susma sebebi. Öte yandan susma nasıl olur ona
bakmak gerek. Susmak bir çok şekilde ifade edilir.
Bunlar ;
- Duymamış gibi yapmak,
- Aldırmıyor önemsemiyor görüntüsü vererek,
- İncindiğinde susar,
- Kızgınlık anında söyleyecek bir söz bulamazsa,
- Ne hakla soruyorsun, sana ne demek için ,
- Tepki için veya öfke ile, susma olarak ifade edilir.
Susmanın bir çok anlamı vardır. Susma şekline ve yerine
göre anlam yüklemek mümkündür. Ama her susmak bir anlam
içerir. Bunları şöyle sıralamak mümkündür.
- Ben susuyorum sen anla,
- Sana verecek cevabım yok,
- Seni ilgilendirmez, bu işe karışma,
- Seni unutuyorum, gibi anlamlar taşır.
Susmak netice itibariyle insanlar üzerinde olumsuz
etkiler bırakırlar. En önemli etkileri;
- Susmak insanları kırar,
- En ağır sözden bile etkilidir,
- En acı haberden üzücü,
- İletişimin tıkandığı noktadır,
- Tıkanıklığın başlangıcı,
- Sonu hazırlayıcı nokta,
İnsanlar sustukça ilişkileri aralanır ama boyutu artar.
Sözler yerini sessizliğe bırakır. Sevgiler aşınmaya,
güvenler yok olmaya başlar. Susuldukça paylaşımlar
azalır ve sessizce tümden biter kelimeler. Aslında
susmak yokluktur. Susmak bazen sorunların varlığına
işarettir. Bazen de sorun yokken sorun üretildiğinin
belirtisidir. Susmak vurucu ve adeta öldürücü bir eylem
biçimidir. Susmak hiçbir zaman diyalogun önüne
geçmemelidir. Kısa süreli tepki anlamında fayda sağlasa
da susmak öz itibariyle iyi bir şey değildir. Buraya
kadar ikili ilişkilerde susmadan bahsettik. Kişisel
iletişimde suskunlukla ilgili aşağıda belirttiğimiz
sözler konuyu daha iyi açıklamaktadır.
NİETZCHE diyorki; “ En kaba söz, en kaba mektup bile
susmaktan daha yürekli ve dürüstçedir. Susanlar hemen
her zaman incelik ve nezaketten yoksundurlar. Bir
itirazdır susku,yutmak kötü kılar kişiyi. Görüyorsunuz
kabalığın değerini düşürtmek istemiyorum; en insanca
karşı koyma yoludur o, çıtkırıldım çağımızda en başta
gelen erdemlerimizden biridir.” Ünlü düşünür en kötü ve
kaba iletişimi, iletişimsizliğe (susmaya) tercih
etmiştir. Hatta susmayı kabalık ve nezaketsizlik olarak
irdelemiştir.
Alberts Camus da; “Umutsuzluk susar, kaldı ki susmak
bile, eğer gözler konuşursa bir anlam taşır. Gerçek
umutsuzluk can çekişme ya da uçurumdur.” Diyerek
susmanın derecesine işaret etmiştir. Çok katı bir
susmayı umutsuzluk ve uçurum olarak görmüştür. Dozunun
iyi ayarlanması gerektiğini belirtmiştir.
Susmayı öğrenmek; anlamayı ve anlatmayı da öğrendiğimizi
gösterir. Kişi olarak ne anlattığımıza değil hep ne
öğrendiğimize yani karşının ne dediğini anlamamıza önem
vermeliyiz. Karşımızdakini öncelikle dinlememiz lazım.
Ağzı açıkken kimse bir şey dinleyemez. Ben konuşurken
dinlerim diyen biri “Ben hiçbir şey dinlemek ve
kendimden başkasından hiçbir şey öğrenmek istemiyorum'
demektedir.
Toplum içinde susmak ile ilgili birkaç şey söylemek
gerekirse; konuşulan konuya hakim olan, hitabeti
kuvvetli olan ve karşındakini sıkmayacak tarzda ve boş
olmayan konularda konuşmak ve sorunlarımızı nezaket
kuralları çerçevesinde görüşmek daima faydalıdır. Ama
tersi durumlarda fazla konuşmak, lüzumsuz konuşmak hiç
hoş değildir. Ünlü bir atasözümüz vardır. “Söz gümüş ise
sükut altındır.” Burada konuşmak gümüş ise susmak
altındır diyerek, susmayı daha kıymetli gösterip,
toplumda daima çok dinleyip, az konuşmayı tavsiye
etmektedir. Zira Anadolu toplum ve oda kültüründe
dinleyerek öğrenme esastır. Küçükler hep dinler
büyüyünce ve kendilerini yetiştirince konuşurlar. Günün
koşullarında bu doğrudur. Yine “ İki dinle bir söyle “
öz deyişimiz de buna örnektir.
Öte yandan demokratik toplumlarda kişilerin
özgürlüklerine sahip çıkmaları, haklarını aramaları ve
iyi bir toplum yaratma adına susmamaları, gerektiğinde
konuşmaları ve susturulmamaları lazımdır. Geçmişimize
baktığımızda bu anlamda toplum hep susturulmaya
çalışılmıştır. 21 yüzyılda halen bir kamu görevlisi
kendi idaresine en ufak özlük hakkı ile ilgili bir dava
açtığında bile düşman ilan edilmektedir. Hak aramak hep
masraflı ve eziyetli olmuştur.
Tüm bunlar bireylerin bilinçlenmesi ve bilinçli toplumun
oluşturulmasıyla mümkün olacaktır. O halde, “Susma” yı
genel olarak değerlendirdiğimizde olumlu bir kavram
olmadığını görürüz. Ama uzatmamak ve ortamına göre
karşıyı düşündürmek adına kısa süreli susmak da faydalı
gibi görünüyor. Hepinize hangi anlamda olursa
olsun,susmak zorunda kalmayacağınız günler dilerim..!
Hüseyin
BOZKURT
Yeminli Mali Müşavir
huseyinbozkurt@firatymm.com
Fırat YMM
Gaziantep |