ŞİRKETLERİN SERMAYE VE BİLANÇOLARI
Bilanço, bir işetmenin aynasıdır. Neyi var, neyi yok
gösterir. Bir tarafta işletmenin varlıkları, diğer
tarafta bu varlıkların hangi kaynaklardan elde
edildiğini gösterir. Bilanço, bir işletmenin herhangi
bir tarihteki durumunu gösterir. Bu özelliği ile bilanço
bir çok kesime özet bilgiler verir.
Bunlar; işletme sahipleri, çalışanlar, bankalar, kredi
kuruluşları, vergi idaresi, yatırımcılar, işçi
sendikaları, şirket ortakları vb. kişi ve kurumlardır.
Bu kişiler, bilançolara bakarak, o şirket hakkında bir
karara varırlar. Mesela,banka kredi verirken bir takım
analizler yaparak,o şirkete ona göre kredi verir.
Şirkete ortak olacaklarda; şirketin neyi var neyi yok,
durumu nedir diye bakarak karar verirler. Amacımız
bilançoyu anlatmak değil elbet. Ama kısaca bilançonun ne
işe yaradığından bahsedersek, yazacağımız konularında
anlaşılması sağlanacaktır.
Ülkemizde aile şirketlerinin çoğu kurulduktan sonra uzun
bir müddet sermaye artırımında bulunmamaktadırlar.
Genellikle, nakit ihtiyaçlarını ortaklar cari hesabından
borçlanarak şirketi döndürmeye çalışırlar. Bu konu,
bugüne kadar önemsenmemişti. Gerek mali idare ve gerekse
bankacılık sektörü ortak cari hesaplarını da öz sermaye
unsuru görüp geçmişlerdi. Ama Avrupa’da 01.01.2007
tarihinden ve ülkemizde de 01.01.2008 tarihinden
itibaren BASEL II kararları uygulanmaya başlayacaktır.
Bu uygulama ile artık ortak cari hesapları öz sermaye
unsuru değil bir borç olarak kabul edilecektir.
Dolaysıyla bankaların ve kredi kuruluşlarının
değerlendirmelerinde; kredibilite bu tutar kadar düşük
çıkacaktır. Bir çok firma bankaların kapısından geri
dönecektir.
Her
ne kadar ülkemizde 01.01.2008 de uygulama başlayacaksa
da bazı bankalar şimdiden belli kriterleri
aramaktadırlar. Ayrıca, bir çok banka ve kredi kuruluşu
yabancı (Avrupa) kökenli olup, bunlar ister istemez
01.01.2007 de uygulamaya geçeceklerdir.
Öte
yandan gerek Türk Ticaret Yasasının önümüzdeki aylarda
değişmesi ve gerekse gelir vergisi yasasında
harcamaların kaynağının araştırılması ile ilgili
düzenleme çalışmaları sonuçlandığında artık şirketler
sermayeyi hele şu kadar milyon YTL arttıralım
diyemeyecekler. Bunun kaynağını izah etmek durumunda
hatta vergisini ödemek durumunda kalabilirler. Tabi ki
yasalar çıkar ve uygulanırsa. Ama bir gün bunlar olacak
ve kaçınılmazdır.
Ayrıca,kurumsallaşma yolunda adım atmak isteyen
firmaların, artık birer FİNANSAL planlama ve bilanço
değerlendirme çalışması başlatması gerekmektedir. En
azından yılda bir defa bilanço analizleri yapılmalı ve
işletmenin nerede olduğu, gelişme ve gerilemesi var mı
araştırılmalıdır. Şirketin yeni kaynaklara ihtiyacı var
mı yok mu bunlar belirlenmelidir.
Bunun için iyi bir
bilanço okuma yapılması
lazımdır. Bilançolar,teknik bilgiye sahip kişilere
okutturulmalı ve yönetim kurullarında değerlendirilerek
gereği yerine getirilmelidir. Yani BASEL II uygulanmasa
ya da vergi yasaları değişmese bile her işletme
bilançolarını yılda bir defa kontrol ettirilmelidir.
Sermaye hesabı bir işletmenin yada bilançonun
prestijidir. Gerçekte işletmede kullanılan sermayenin,
SERMAYE hesabında görünmesi o firmayı prestijli kılar.
Güven verir. Kayıt dışı çalışan bir firma görüntüsünden
kurtarır.
Peki,
saydığımız riskleri bertaraf etme ve kurumsallaşma adına
ne yapılmalı, nasıl yapılmalı, sermaye artışı nasıl
yapılmalı, ne kadar attırılmalı ve ne zaman
arttırılmalıdır.
Sermaye
artırmadan önce, bilançonun bir uzman kişiye
okutturulması ve analizinin yaptırılması gerekir. Bu
analiz raporu üzerine, şirketin o günkü nakit ihtiyacı
ile önümüzdeki birkaç yıllık olası nakit ihtiyacı hesap
edilerek sermayenin kaç YTL arttırılacağına karar
verilmesi gerekir.
Kaç
YTL artış yapılacağı belirlendikten sonra, artışın nakit
olarak mı yapılacağı yoksa şirketin öz kaynakları
arasında yer alan bazı kalemlerden mi karşılanacağı
belirlenmelidir. Öncelikle öz kaynaklar arasında bilanço
da yer alan aşağıda belirtilen kalemler sermaye
artışında kullanılabilir. Bunlar;
-Geçmiş
yıl kârları,
-Sermaye düzeltmesi olumlu farkları,
-Değer
artış fonları,
-
İştirak Hisseleri ve Gayrimenkul Satış Karından oluşan
Fonlar,
-Özel
fonlar, dır.
Bu
kalemlerden, bilançoda yer alanlar sermaye artışında
kullanılabilir. Bu kalemlerin sermayeye ilavesi kâr
dağıtımı sayılmadığından, hiçbir vergiye tabi değildir.
Bunları sermayeye ilave ederek, bilançoyu da
sadeleştirmiş olursunuz. Sadece 1.1.2006 tarihinden
sonra iştirak hisseleri ve gayrimenkul satış kârlarının
%25 lik kısmı vergiye tabi. % 75 ‘i vergiden
istisnadır.
Sermaye artış tutarından yukarıdaki kalemlerin
toplamı düşüldükten sonra kalan kısım nakit olarak
arttırılmalıdır. Hatta nakit arttırılacak kısımdan
ortaklar hesabındaki borç
miktarı mahsuben ödendikten sonra kalan
kısım
nakit ödeme olarak arttırılabilir.
Ne
zaman arttırılmalı derseniz. Bayramdan hemen sonra 2007
yılı yılbaşı gelmeden. İşin latife kısmı bu tabi ama
harcamaların kaynağı önümüzdeki yıl sorulacaksa, 2007
yılında Avrupa ve Avrupa firmaları BASEL II’ ye
geçecekse ve işletmenizin de öz kaynak eksiği varsa,
rasyolarınız olumsuz ise yılbaşından önce yapılarak 2006
yılı bilançolarınızı sağlıklı ve reddedilmeyecek bir
hale getirmenizde fayda vardır.
İzleyen yıllarda da bilançolarınızı okutup,
analizlerinizi yaptırmanızda fayda vardır. Sağlıklı,
istikrarlı ve bol kârlı bilançolar dileğiyle, hoşça
kalın.
Hüseyin
BOZKURT
Yeminli Mali Müşavir
huseyinbozkurt@firatymm.com
Fırat YMM
Gaziantep |