MALİYETSİZ SATIN ALMA GÜCÜ: NEZAKET
Nezaket sözcüğü, TDK sözlüğüne Arapçadan geçmiştir.
Nezaket, saygılı ve ince davranma,
incelik,naziklik,zarafet olarak tanımlanmıştır. Gerek
özel yaşamımızda gerekse iş yaşamımızda nezaket
göstermek ya da nazik davranmak daima bizi ön plana
çıkarır.Ve genellikle istediğimizi almamıza yardımcı
olur. Nezaketsiz davranış ise insanın kredisini tüketir
ve herkesin bizden kaçmasına yol açar.
Nezaketsizlik, bir çok davranış şekli olarak karşımıza
çıkmaktadır.
-Küçümsemek,
-Önemsememek,
-Kabalık, terbiyesizlik,
-Kişisel saldırılar (ırkçılık,dini ayrımcılık ve küfür)
-İftira.
Nezaketsizlik toplumların değer yargıları,örf ve
adetleriyle de doğrudan ilgilidir. Bazı toplumlarda ayıp
sayılmayan hareketler, diğer bazı toplumlarda çok
nezaketsiz görülebilir.
Bazen bir kişiye hakaret olarak başlayan nezaketsizlik,
bazen bir projeye veya emeğe saygı duymamak olarak da
karşımıza çıkabilir.
Bazı kişiler genetik olarak nezaketsizdirler. Bazıları
ise bunun farkında bile değildirler. Bazen sinirli
olmanın arkasına sığınırlar, bazen de huylarının.
Bazıları farkına varıp özür diler. Bazıları ise pişkin
davranıp normal davranış olarak kabul ederler.
Sinirliler genellikle özür dilerler. Şahsi çıkarlar
gündeme geldiğinde nezaketsizlikte ortaya çıkar.
Bazen nazik davranma da işe yaramamaktadır. Her kapıyı
açar gibi görünse de bazen ne kadar nazik davranılsa da
karşısındaki nezaketten anlamaz. Bazıları kabalıktan
anladığı için nezaket her zaman işe yaramayabilir ama
bunlar istisnadır. Nazikçe söylediğiniz bir işi bazen
yaptıramazsınız. Bunun üzerine ilk çatışma başlar.
Dönüpte aynı kişiye sert çıkıp ileri geri konuştuğunda o
işin yapılması sağlanabilmektedir. Tabi ki bu durum
istisnadır.
Bir önemli nokta da sizin tek taraflı uzun süre
nezaketli olmanız, size çok şey kaybettirebilir. Bu da
nezaketin bedeli olsa gerek. Bu bedelin hayal kırıklığı
yaratmaması için bilinçli ve farkında olarak hareket
etmemiz gerekir.
Nezaketsizlik;
İnsanları mutsuz yapar, sonuçta vazgeçirtebilir veya
uzaklaştırabilir.
İnsanları öfkelendirir, sonuçta nezaketsiz yorumlar
sergilenebilir.
İnsanlar güvenini kaybeder ve sonuçta tartışmalara çözüm
getirmek zorlaşır.
Konfüçyüs ahlakın temelini,
Kendini, ev halkını, milletini yönlendirme ve barışı
sağlama yolunu bulma olarak açıklamıştır.
Yine beş şeyi her şeye uygulama yeteneğini de erdem
olarak tanımlamış ve mükemmel bir erdemin unsurlarını
ise ağırbaşlılık, cömertlik, samimiyet, doğruluk ve
nezaket olarak açıklamıştır.
Bu unsurları ise şöyle belirtmiştir:
Ağırbaşlı isen saygısızlık görmezsin
Cömert isen her şeyi elde edersin.
Samimi isen halk sana güvenir
Doğru isen çok şeyi başarırsın.
Nazik isen başkalarını hizmetinde kullanabilirsin
“Büyük ve üstün insan yalnız doğruluğu, küçük insan ise
yalnız faydayı
düşünür” diyen Konfüçyüs iyi ahlaklı yada erdemli
insanın nazik olmasını ve nezaketi elden bırakmaması
gerektiğini belirtmiştir. Ve bu tanımlamalarda nezaketin
başkasına etkisini, işini yaptırabilmesini ve bu günkü
tabirle kapıları açabilmeyi sağladığını özellikle
vurgulamıştır.
Nezaketin duygusal boyutunu ise bakın ünlü şair Nabi
nasıl dile getirmiş.
Haddeden geçmiş nezaket yal ü bal olmuş sana
Mey süzülmüş şişeden ruhsar-ı al olmuş sana
Şöyle gird olmuş Frengistan toplanmış bir yere
Sonra gelmiş kuşe-i ebruda hâl olmuş sana
Leblerin mecruh olur dendan-ı sin-i buseden
Bu hâletle la'lin öptürmek muhal olmuş sana
Yok bu şehr içre vasfeylediğin dilber Nedima
Bir peri suret görünmüş bir hayal olmuş sana
Diyor ki şair;
Nezaket bile yetmez hâlindeki inceliği anlatmaya,
Nezaket senin tavırlarının yanında kaba bir metal gibi
kalır.
Nezaketi haddeden geçirmiş, ince bir tel haline
getirmişler,
O da gelmiş sana duruş, yürüyüş, konuşuş, gülümseyiş
olmuş.
Şarabı damıtmışlar, bekletmişler, süzmüşler,
Kalan saf şarabın kırmızı rengini yüzüne allık olarak
sürmüşler.
Yüzünün pembeliği şarap gibi başımı döndürüyor.
Avrupa dedikleri nedir ki, onun içinde dışında ne
güzellik varsa,
İnsanı cezbeden neyi varsa, senin kaşının köşesinde
duran küçük benin kadardır ancak.
Bütün Avrupa toplanmış kaşının köşesinde küçük bir ben
haline gelmiş.
Buse; öpücük kelimesinin yazılışını bilirsin, sin harfi
ile yazılır. O sin harfinin dişleri vardır. O kadar
ince, o kadar nahifsin ki buse kelimesinin geçtiği yerde
kelimenin içindeki sin harfinin dişleri dudaklarını
yaralar, bu yüzden seni görsem bile dudaklarından
öpmenin imkanı değil ihtimali bile yok.
Şair burada;
Kenar dilberini hayal ederek duyduğu soyut bir güzelliği
ve ruhunun derinliğinde hissettiği,özlediği güzelliği
anlatıyor. Bu tür bir güzelliği görebilmek de ayrı bir
özelliktir. Herkes göremez, hissedemez. Çünkü, bu
hisleri kelimelerle ifade etmek kolay olmasa gerek.
Ve şair;
Ne çok işin var biliyor musun?
Daha nazik olacaksın. Yetmeyecek. Çünkü işin daha
ilerisi de var.
“Kenarın dilberi nazik olur amma nazenin olmaz.”
Diyerek bir hanım için naziklikten öte birde nazeninlik
(ince yapılı,nazlı,cilveli) olduğunu vurguluyor. Ve
hayalindeki dilberin nazenin olamadığını anlatıyor.
Kimbilir şair nezaketin de bir asalet,eğitim,görgü ve
kültür işi olduğunu vurgulamak istemiştir.
Nezaketi bir bütün olarak düşündüğümüzde başkasına
saygısızlık ve hakaret etmeyen, nazik davranan,
küçümsemeyen, iftira etmeyen, saldırmayan ve menfaati
için kullanmayan bir davranış şekli olarak algılamak
gerekir.
İşte bu özelliklere sahip bir insanın, gerek iş
yaşamında ve gerekse özel yaşamında nezaket kurallarına
uymak kaydıyla açamayacağı kapı yoktur. Herkese kendi
işini yaptırtabilir. Ondan olumlu olarak faydalanabilir.
Ama bu özelliklerden bir tanesi eksik bile olsa o kişi
birilerine ulaşabilse de, ona bir işi yaptırabilse de
gün gelir nezaket eksikliği o yetkiyi o kişinin elinden
alır. Dolaysıyla nezaketin o muhteşem satın alma gücü
ortadan kalkar. Şairin dediği gibi “Daha nazik
olacaksın. Yetmeyecek. Çünkü işin daha ilerisi de var.”
sadece bir an değil,nezaketin devamlılığının esas
olduğunu,her şeye rağmen nazik olunması
gerektiğini,ayrıca nezaketin bir asalet ve görgü işi
olduğunu belirtmiş ve nazik de olsa nazenin olmayınca
her şey boşa gidebileceğini vurgulamıştır.
Yazımı Mary Wortly Montagu’ nun “ NEZAKETİN maliyeti
yoktur ama her şeyi satın alır” sözü ile bitirirken, her
şeyi satın alacağınız maliyetsiz sermayelere sahip
olmanız dileğiyle hoşça kalın.
|