İHRACAT DÖVİZLERİNİ
YURDA GETİRMEK ZORUNLU DEĞİL
Türk parasının kıymetini korumak
amacıyla, Türk parasının yabancı paralar karşısındaki
değerinin belirlenmesine ilişkin işlemler, dövizli işlemler ve
kambiyo işlemlerine ait düzenleyici esaslar 'Türk Parası
Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar' ile tespit
edilmiştir. Bu esaslara ve çıkarılan tebliğlere muhalefet ise
1567 sayılı 'Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'
ile ek ve değişiklerine muhalefet sayılmaktadır. Kambiyo
mevzuat düzenlemeleri; yukarıda belirtilen kanun, kararname ve
bunlara istinaden çıkmış tebliğler ve T.C. Merkez Bankası
genelgelerinden oluşur.
32 Sayılı kararın 8'inci maddesi hükmü uyarınca; ticari
amaçlarla ihraç edilen malların bedelinin, özel haller ve
mücbir sebepler hariç, fiili ihraç tarihinden itibaren en çok
180 gün içinde ihracatçılar tarafından yurda getirilmesi ve
bankalara veya özel finans kurumlarına, döviz ise satılmasının
zorunluluğu vardı. İhracat alacağı Türk Lirası ise tevsiki
zorunlu idi.
Ancak, ihracat dövizlerinin en az % 70'inin fiili ihraç
tarihinden itibaren 90 gün içinde getirilip bankalara veya
özel finans kurumlarına satılması halinde, geri kalan % 30'una
ihracatçı serbestçe tasarruf edebilmekteydi.
1567 sayılı yasanın 3'üncü maddesi hükmüne göre; yukarıda
belirtilen düzenlemelere aykırı hareket edenlere ise ağır para
cezası (yurda getirmekle yükümlü oldukları kıymetin rayiç
bedelinin yüzde beşi tutarında) uygulanmaktaydı.
İhracat dövizlerini yurda getirmemek artık suç değil..!
32 sayılı kararda, 08.02.2008 gün ve 2008/13186 sayılı kararla
yapılan bir değişiklik ile ihraç bedellerinin yurda getirme
zorunluluğu kaldırılmıştır. Değişiklik metni aşağıdaki
gibidir:
'MADDE 8 – İhracat bedellerinin tasarrufu serbesttir. Bakanlık
ihtiyaç duyulması halinde ihracat bedellerinin yurda
getirilmesine ilişkin düzenleme yapmaya yetkilidir.'
Bu değişiklikle genel olarak ihracat dövizlerinin yurda
getirilmesi serbest bırakılmış ve getirilmemesi suç olmaktan
çıkarılmıştır.
Ancak, kambiyo mevzuatına göre ihracat bedellerinin yurda
getirilmesinin serbest bırakılması, bu alacakların tahsil
edilmeyeceği anlamına gelmemektedir. Belli sürede
getirilmemesi suç olmaktan çıkmış, tasarrufu serbest kalmış
ise de; bu alacaklar tahsil edildiğinde, yurda getirilmese
bile, defterlere tahsilatla ilgili kayıtlar yapılmalıdır.
Nasıl ve ne şekilde para geliyor ve tasarruf ediliyorsa ona
göre yasal kayıtlara alınmalıdır. Bazı mükellefler tasarrufu
serbest olunca yurt dışından para gelmeyecekmiş gibi
algılamaktadırlar.
Genel olarak alacak yurt dışından bir şekilde gelecektir.
Orada kalacak değildir. Yurt dışında bir ödeme yapmayan veya
bankaya yatırmayan mükellefler mutlaka parayı bir gün
getirecekler. Yoksa para gelmez ise bir müddet sonra
sermayenin tamamı yurt dışında olur, o şirket çalışamaz.
Tasarrufu serbest dahi olsa muhasebeye kaydı gerekir..!
İhracat bedelleri yurt dışında başka bir mal alımı için
kullanılabilir veya yurt dışında bankaya yatırılabilir.
Ortaklar veya üçüncü kişilerin hesabına geçebilir. Nasıl
tasarruf ediliyorsa muhasebeye kayıtları yapılmalıdır. Döviz
olarak gelmiş ise ve döviz olarak bir yere ödeme yapılmış ise
DAB almaya ve bozdurmaya gerek yoktur. Ancak, döviz olarak
gelip muhasebeye kayda alınan yabancı para YTL’ye çevrilip
harcanıyor ya da kullanılıyor ise kesinlikle DAB’a
bağlanmalıdır. Döviz olarak gelip kasa ve bankada kalacak ise
de vergi kanunları uyarınca tevsikine ve yabancı para
cinsinden olanların vergi kanunları çerçevesinde
değerlemesinin yapılması da gerekir.
Bavul ticaretinde döviz getirmeye ve DAB ibrazına devam..!
Diğer taraftan dövizin serbest bırakılması sadece normal
ihracatlarla ilgili olup, 2008/2 sayılı KDV iç genelgesinde de
belirtildiği üzere; “hizmet ihracı, bavul ticareti ve bavul
ticareti kapsamında ihracat yapanlara ihraç kayıtlı teslimler”
nedeniyle KDV iadelerinde 26, 61 ve 84 nolu KDV tebliğleri
uyarınca aranan Döviz alım belgesi (DAB) istenmeye devam
edilecektir.
|