Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN / YORUM :   01.04.2008
    

  Ana Sayfa 

  Muhasebe Forum 

  2008 Çalışmaları

  Asgari Geçim İndirimi Rehberi

  Transfer Fiyatlandırması Reh.

  Staj-Stajyer Rehberi

  2008 Pratik Bilgiler

 Yasal Uyarı

 

 

 


Hikmet Güneş

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

hikmetgunes@turmob.org.tr
Gaziantep

 

KURUMA ÖDENMEYEN SSK PRİMLERİNİN GİDER YAZILMAMASI VE BU KONUDAKİ ÇELİŞKİLER
 


506 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNU

Madde 80-(değişik:1/12/1993-3917/1 Md.)

İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayin sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur.

Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarları Gelir ve Kurumlar Vergisi uygulamasında gider yazılamaz

193 SAYILI GELİR VERGİSİ KANUNU

Madde-39) İşletme Hesabı Esasında Ticari Kazancın Tespiti
İşletme hesabı esasına göre ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler arasındaki müspet farktır.
Elde edilen hasılat, tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacakları; giderler ise, tediye olunan ve borçlanılan meblağları ifade eder
Emtia alım ve satımı ile uğraşanlarda ticari kazancın bulunması için hesap dönemi sonundaki emtia mevcudunun değeri hasılata, dönem başındaki emtia mevcudunun değeri ise giderlere ilave olunur

Madde-40) İNDİRİLECEK GİDERLER

Safi kazancın tespiti edilmesi için, aşağıdaki giderlerin indirilmesi kabul edilir.
1.Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler;(4108 sayılı Kanunun 19. maddesiyle eklenen hüküm geçerlilik; 01.01.1995 Yürürlük) (İhracat, yurt dışında inşaat, onarma, montaj ve taşımacılık faaliyetlerinde bulunan mükellefler, bu bentte yazılı giderlere ilaveten bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hasılatın binde beşini aşmamak şartıyla yurt dışındaki bu işlerle ilgili giderlerin karşılık olmak üzere götürü olarak hesapladıkları giderleri de indirebilirler.)
2-(365 Sayılı Kanunun 2.maddesiyle değişen şekli) Hizmetli ve işçilerin işyerinde veya işyerinin müştemilatında iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı ( Bu primlerin ve aidatın istirdat ‘ Geri isteme, Geri alma’ edilmemek üzere Türkiye’de kain sigorta şirketlerine veya emekli ve yardım sandıklarına ödenmiş olması ve emekli ve yardım sandıklarının tüzel kişiliği haiz bulunmaları şartiyle) 27.maddede yazılı giyim giderleri

213 SAYILI VERGİ USUL KANUNU
Madde 174)-HESAP DÖNEMİ:
Defterler hesap dönemi itibariyle tutulur. Kayıtlar her hesap dönemi sonunda kapatılır ve ertesi dönem başında yeniden açılır.
Hesap dönemi normal olarak takvim yılıdır.
Şu kadar ki, takvim yılı dönemi faaliyet ve muamelelerinin mahiyetine uygun bulunmayanlar için, bunların müracaatı üzerine Maliye Bakanlığı 12 şer aylık özel hesap dönemleri belli edebilir.
Yeniden işe başlama veya işi bırakma hallerinde, hesap dönemi içinde bir yıldan eksik olan faaliyet süresi, hesap dönemi sayılır.
Bu Maddeye göre özel hesap dönemi tayin edilenlerin ticari ve zirai kazançları, hesap dönemlerinin kapandığı takvim yılının kazancı sayılır
Madde 275)-İMAL EDİLEN EMTİA:
İmal edilen emtianın (Tam ve yarı mamul mallar) maliyet bedeli aşağıda yazılı unsurları ihtiva eder:
1. Mamulün vücuda getirilmesinde sarf olunan iptidai ve ham Maddelerin bedeli;
2. Mamule isabet eden işçilik;
3. Genel imal giderlerinden mamule düşen hisse;
4. Genel idare giderlerinden mamule düşen hisse; (Bu hissenin mamulün maliyetine katılması ihtiyaridir.)
5. Ambalajlı olarak piyasaya arz edilmesi zaruri olan mamullerde ambalaj malzemesinin bedeli.
Mükellefler, imal ettikleri emtianın maliyet bedellerini yukarıki unsurları ihtiva etmek şartiyle diledikleri usulde tayin edebilirler
Görüleceği üzere, Sosyal Sigortalar Kanunun 80.maddesi ödenmeyen ssk primlerinin gelir vergisi ve kurumlar vergisinden indirilemeyeceğini savunarak , indirilebilmesi için ödenme şartı koymuştur.

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunun 39.maddesi olan işletme hesabı esasından ticari karın tespitinde elde edilen hasılat ve tahakkuk etmiş ama, tahsil edilmemiş alacakları, nakten ödenen bedeller ile tahakkuk etmiş olan meblağları ifade etmektedir. Bu durumda SSK’nun 80.maddesi ile GVK’nun 39.maddesi uyuşmamakta ve ticari kazancın tespit ruhuna aykırı olmaktadır. Zira Gelir vergisi tahakkuk ve tahsil (Ödeme) esasına dayanmaktadır. Dolayısıyla Gelir vergisi esası ile SSK’nun 80.Maddesi uyuşmamaktadır

Yine 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunun 40/2 maddesinde safi kazancın tespitinde indirilecek giderler olarak anılan bu maddede ödenme koşulundan anlaşılması gereken, ödenen sigorta primlerinin Türkiye’de kain olan sigorta şirket ve kurumlarına ödenmesini ifade etmektedir.

213 Sayılı V.U.K’nun 275.maddesinde ise imal edilen mamulün maliyet bedelini: mamule düşen işçilik bedelinin eklenmesi ile ortaya çıkması gerektiğini kanun koyucu açıkça belirtmiştir. Eğer kanun koyucu ödenmeyen ssk primlerini giderleştiremezsiniz demiş olsa idi; burada bir ekleme yapardı. Veya genel anlamda tüm vergi mevzuatlarında açıkça ödenmeyen hiçbir gider indirim konusu yapılamaz diyebilirdi. Demek ki; işverenlerce ödenmeyen ssk primlerinin gider yazılamayacağına dair sadece 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununda bir açık ifade yer almasına rağmen diğer vergi kanunlarında bu konuda bir açıklama yapılmamıştır

Sosyal sigortalar kurumuna işverenlerce ödenen ssk primleri de 6183 sayılı Amme alacakları kanunu kapsamında değerlendirildiğinden dolayı, diğer amme alacaklarından bir farkı bulunmamaktadır. Dolayısı ile gider yazılmasında bir sakınca bulunmamaktadır.

Ayrıca sosyal sigortalar kurumundaki gelir-gider dengesinin sağlanması amacı ile kanun koyucular alacakların hemen tahsil edilmesi amacı ile; böyle bir ifade koymuş olabilirler

İlgili döneme ilişkin bir gideri ödenmedi diyerek, matraha eklemek kanunlarımızda net olmadığı gibi aynı zamanda Muhasebenin temel kavramlarından olan dönemsellik-maliyet esası kavramı-Tam açıklama kavramlarına da ters düşecektir.

Konuya ilişkin Danıştay’ın da farklı görüşleri bulunmaktadır.

Muhasebe ve vergi uygulamalarında terettüde yol açan bu konunun ; gerek TÜRMOB ve gerekse Maliye Bakanlığı yetkilileri birlikte çalışarak konunun açıklığa kavuşturulması gerektiğini düşünüyorum. Konu ile ilgili değişik uygulamalar mevcut bulunmaktadır. Bu konunun bir an önce açıklığa kavuşturularak uygulamada birlik yolunun açılmasını ve meslek mensupları arasındaki uygulama-yorum farklarını ortadan kaldırıcı bir düzenlemenin yapılması gerekmektedir
 


Hikmet Güneş

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

hikmetgunes@turmob.org.tr

Gaziantep /01.04.2008

 

 


Copyrıght © 2005 -2008  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.