KURUMA ÖDENMEYEN SSK PRİMLERİNİN GİDER
YAZILMAMASI VE BU KONUDAKİ ÇELİŞKİLER
506 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNU
Madde
80-(değişik:1/12/1993-3917/1 Md.)
İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların
primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu
Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını
ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını
da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayin sonuna kadar
Kuruma ödemeye mecburdur.
Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarları Gelir ve Kurumlar
Vergisi uygulamasında gider yazılamaz
193 SAYILI GELİR VERGİSİ KANUNU
Madde-39) İşletme Hesabı Esasında Ticari Kazancın
Tespiti
İşletme hesabı esasına göre ticari kazanç, bir hesap
dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler
arasındaki müspet farktır.
Elde edilen hasılat, tahsil olunan paralarla tahakkuk
eden alacakları; giderler ise, tediye olunan ve
borçlanılan meblağları ifade eder
Emtia alım ve satımı ile uğraşanlarda ticari kazancın
bulunması için hesap dönemi sonundaki emtia mevcudunun
değeri hasılata, dönem başındaki emtia mevcudunun değeri
ise giderlere ilave olunur
Madde-40) İNDİRİLECEK GİDERLER
Safi kazancın tespiti edilmesi için, aşağıdaki
giderlerin indirilmesi kabul edilir.
1.Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi
için yapılan genel giderler;(4108 sayılı Kanunun 19.
maddesiyle eklenen hüküm geçerlilik; 01.01.1995
Yürürlük) (İhracat, yurt dışında inşaat, onarma, montaj
ve taşımacılık faaliyetlerinde bulunan mükellefler, bu
bentte yazılı giderlere ilaveten bu faaliyetlerden döviz
olarak elde ettikleri hasılatın binde beşini aşmamak
şartıyla yurt dışındaki bu işlerle ilgili giderlerin
karşılık olmak üzere götürü olarak hesapladıkları
giderleri de indirebilirler.)
2-(365 Sayılı Kanunun 2.maddesiyle değişen şekli)
Hizmetli ve işçilerin işyerinde veya işyerinin
müştemilatında iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç
giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı ( Bu
primlerin ve aidatın istirdat ‘ Geri isteme, Geri alma’
edilmemek üzere Türkiye’de kain sigorta şirketlerine
veya emekli ve yardım sandıklarına ödenmiş olması ve
emekli ve yardım sandıklarının tüzel kişiliği haiz
bulunmaları şartiyle) 27.maddede yazılı giyim giderleri
213 SAYILI VERGİ USUL KANUNU
Madde 174)-HESAP DÖNEMİ:
Defterler hesap dönemi itibariyle tutulur. Kayıtlar her
hesap dönemi sonunda kapatılır ve ertesi dönem başında
yeniden açılır.
Hesap dönemi normal olarak takvim yılıdır.
Şu kadar ki, takvim yılı dönemi faaliyet ve
muamelelerinin mahiyetine uygun bulunmayanlar için,
bunların müracaatı üzerine Maliye Bakanlığı 12 şer aylık
özel hesap dönemleri belli edebilir.
Yeniden işe başlama veya işi bırakma hallerinde, hesap
dönemi içinde bir yıldan eksik olan faaliyet süresi,
hesap dönemi sayılır.
Bu Maddeye göre özel hesap dönemi tayin edilenlerin
ticari ve zirai kazançları, hesap dönemlerinin kapandığı
takvim yılının kazancı sayılır
Madde 275)-İMAL EDİLEN EMTİA:
İmal edilen emtianın (Tam ve yarı mamul mallar) maliyet
bedeli aşağıda yazılı unsurları ihtiva eder:
1. Mamulün vücuda getirilmesinde sarf olunan iptidai ve
ham Maddelerin bedeli;
2. Mamule isabet eden işçilik;
3. Genel imal giderlerinden mamule düşen hisse;
4. Genel idare giderlerinden mamule düşen hisse; (Bu
hissenin mamulün maliyetine katılması ihtiyaridir.)
5. Ambalajlı olarak piyasaya arz edilmesi zaruri olan
mamullerde ambalaj malzemesinin bedeli.
Mükellefler, imal ettikleri emtianın maliyet bedellerini
yukarıki unsurları ihtiva etmek şartiyle diledikleri
usulde tayin edebilirler
Görüleceği üzere, Sosyal Sigortalar Kanunun 80.maddesi
ödenmeyen ssk primlerinin gelir vergisi ve kurumlar
vergisinden indirilemeyeceğini savunarak ,
indirilebilmesi için ödenme şartı koymuştur.
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunun 39.maddesi olan işletme
hesabı esasından ticari karın tespitinde elde edilen
hasılat ve tahakkuk etmiş ama, tahsil edilmemiş
alacakları, nakten ödenen bedeller ile tahakkuk etmiş
olan meblağları ifade etmektedir. Bu durumda SSK’nun
80.maddesi ile GVK’nun 39.maddesi uyuşmamakta ve ticari
kazancın tespit ruhuna aykırı olmaktadır. Zira Gelir
vergisi tahakkuk ve tahsil (Ödeme) esasına
dayanmaktadır. Dolayısıyla Gelir vergisi esası ile
SSK’nun 80.Maddesi uyuşmamaktadır
Yine 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunun 40/2 maddesinde
safi kazancın tespitinde indirilecek giderler olarak
anılan bu maddede ödenme koşulundan anlaşılması gereken,
ödenen sigorta primlerinin Türkiye’de kain olan sigorta
şirket ve kurumlarına ödenmesini ifade etmektedir.
213 Sayılı V.U.K’nun 275.maddesinde ise imal edilen
mamulün maliyet bedelini: mamule düşen işçilik bedelinin
eklenmesi ile ortaya çıkması gerektiğini kanun koyucu
açıkça belirtmiştir. Eğer kanun koyucu ödenmeyen ssk
primlerini giderleştiremezsiniz demiş olsa idi; burada
bir ekleme yapardı. Veya genel anlamda tüm vergi
mevzuatlarında açıkça ödenmeyen hiçbir gider indirim
konusu yapılamaz diyebilirdi. Demek ki; işverenlerce
ödenmeyen ssk primlerinin gider yazılamayacağına dair
sadece 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununda bir açık
ifade yer almasına rağmen diğer vergi kanunlarında bu
konuda bir açıklama yapılmamıştır
Sosyal sigortalar kurumuna işverenlerce ödenen ssk
primleri de 6183 sayılı Amme alacakları kanunu
kapsamında değerlendirildiğinden dolayı, diğer amme
alacaklarından bir farkı bulunmamaktadır. Dolayısı ile
gider yazılmasında bir sakınca bulunmamaktadır.
Ayrıca sosyal sigortalar kurumundaki gelir-gider
dengesinin sağlanması amacı ile kanun koyucular
alacakların hemen tahsil edilmesi amacı ile; böyle bir
ifade koymuş olabilirler
İlgili döneme ilişkin bir gideri ödenmedi diyerek,
matraha eklemek kanunlarımızda net olmadığı gibi aynı
zamanda Muhasebenin temel kavramlarından olan
dönemsellik-maliyet esası kavramı-Tam açıklama
kavramlarına da ters düşecektir.
Konuya ilişkin Danıştay’ın da farklı görüşleri
bulunmaktadır.
Muhasebe ve vergi uygulamalarında terettüde yol açan bu
konunun ; gerek TÜRMOB ve gerekse Maliye Bakanlığı
yetkilileri birlikte çalışarak konunun açıklığa
kavuşturulması gerektiğini düşünüyorum. Konu ile ilgili
değişik uygulamalar mevcut bulunmaktadır. Bu konunun bir
an önce açıklığa kavuşturularak uygulamada birlik
yolunun açılmasını ve meslek mensupları arasındaki
uygulama-yorum farklarını ortadan kaldırıcı bir
düzenlemenin yapılması gerekmektedir
Hikmet Güneş
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
hikmetgunes@turmob.org.tr
Gaziantep /01.04.2008
|