5345 SAYILI YASAYLA YENİDEN
YAPILANAN GELİR İDARESİNDE MÜKELLEF HAKLARI VE ADANA VERGİ
DAİRESİ BAŞKANLIĞI UYGULAMALARI
21. yüzyıl kurumların baş
döndürücü bir hızla değişim yaşadığı , insan haklarının,
bu anlamda bireyin ön planda olduğu bir yüzyıl olarak
kendinden söz ettirmektedir.
İçinde yaşadığımız bilgi çağında değişim çabalarının da
yoğunluk kazanmasıyla kurumların ayakta kalabilmeleri
büyük ölçüde vatandaş odaklı bir yönetim anlayışı ile
mümkün olabilmektedir.
Bilgi çağı daha esnek, dinamik ve yenilikçi bir yapıyı
gerçekleştirmeyi, iletişim ve işbirliği içinde olmayı,
daha fazla organizasyona bağlı çalışmayı ve hizmetin
odağında insan olduğu düşüncesiyle hareket etmeyi ve iş
heyecanını istemektedir.
5345 sayılı yasa ile gelişmiş ülke uygulamaları örnek
alınarak hayata geçirilen Gelir İdaresi Başkanlığı ve
Başkanlığın taşradaki temsilcileri olan 29 ilde kurulan
Vergi Dairesi Başkanlıkları ile
yukarıda temel çerçevesi çizilen
anlayışın büyük ölçüde
hayata geçirileceği yeni bir döneme girilmiştir.
Yeni dönemle birlikte merkezde
Mükellef Hizmetleri Daire Başkanlığı
ve taşrada Mükellef
Hakları ve İletişim Müdürlükleri
hayata geçirilmiş ve mükellef haklarının ön planda olduğu
bir örgütlenme modeline geçilmiştir.
Bu güne kadar mükellefin ödevleri ve yükümlülüklerini ön
planda tutan uygulamalar öncelik taşırken yeni dönemle
birlikte mükellef haklarının da en az ödev yükümlülükleri
kadar önemli olduğu bir döneme girilmiştir. Anayasamızın
73. maddesine göre verginin
devletin egemenlik gücüne dayanarak
herkesten mali gücüne
göre alınan bir kamu geliri niteliğini taşıması mükellef
hakları konusunun önemini daha da arttırmaktadır.
Son dönemde Gelir İdaresi Başkanlığı ve Vergi Dairesi
Başkanlıklarında insana ve teknolojiye yapılan yatırımlar
dikkat çekmektedir. Bu yatırımlar daha nitelikli hizmet
sunumunu da beraberinde getirmektedir. Tahsilatta
bankacılık sisteminin yaygınlaştırılması, e-beyanname gibi
uygulamalar sunulan kamu hizmetinin niteliğini ve mükellef
memnuniyetini de sağlamaktadır.
Mükellef hakları konusunda mükellef - idare ilişkilerinin
sağlıklı bir zemine oturması son derece önemlidir.
Günümüzde mali idarenin mükellefe dönük yüzü büyük ölçüde
vergi daireleridir. Mükellefe hizmet sunumunun büyük
ölçüde gerçekleştirildiği vergi dairelerinin her yönüyle
nitelikli hizmet sunan bir yapıya kavuşturulması son
derece önemlidir. Vergi Dairelerimiz teknolojik alt
yapısını tamamlamış, temiz, modern hizmet binaları
yanında, kaliteli ve nitelikli hizmet sunan güler yüzlü
çalışanları ile örnek olmak zorundadır.
Adana Vergi Dairesi Başkanlığı olarak son bir yıl içinde
tüm hizmet birimlerimizde yaşanan fiziki sorunlar büyük
ölçüde ortadan kaldırılmış, hizmet binalarımız temiz
ortamlarda hizmet verilen bir konuma kavuşturulmuştur.
Yine 1504 çalışanımızın tamamına yakın kısmı
mükelleflerimize daha nitelikli ve güler yüzlü hizmet
sunumunun gerçekleştirilebilmesi amacıyla toplam kalite
eğitimlerine tabi tutulmuştur. Bu eğitimlerimiz 2006
yılında da devam edecektir. Son 1 yıllık süreçte tüm
personelimizde bu anlamda olumlu değişmeler yaşanmıştır.
Bu konuda mükelleflerimizden bu değişimi ifade eden
teşekkür mesajları almamız bizlere büyük bir mutluluk ve
heyecan vermektedir.
Aşırı iş yükünün azaltılması, çalışanlarımızın ve
mükelleflerimizin daha çağdaş, modern ortamlarda hizmet
verilmesini sağlamak amacıyla pilot 2 vergi dairemizde 1
Şubat - 28 Şubat tarihleri arasında 1 aylık süreyle önemli
bir çalışma tamamlanmıştır. Bu çalışmayla dairemize gelen
mükellef profilinin belirlenmesi, sonuçların ortaya
konulması, mükelleflerin dairelerimize niçin geldikleri,
vergisel iş ve işlemleri gerçekleştirirken ne kadar zaman
harcadıkları, gelen kişinin yaşı, cinsiyeti v.b hususlar
tespit edilmiş ve değerlendirmeye alınmıştır.
Değerlendirme sonucunda alınacak önlemlerle yürütülen
hizmetlerin daha kısa ve verimli bir şekilde yürütülmesi,
internet uygulamalarının yaygınlaştırılarak aşırı
yığılmaların önlenmesi, iş yükünün büyük ölçüde
hafifletilmesi sağlanabilecektir.
Adana Vergi Dairesi Başkanlığı olarak mükellef hakları
kavramı içinde değerlendirdiğimiz ve yukarıda
açıkladığımız genel uygulamalar yanında mükelleflerimizin
vergi uygulamaları ile ilgili olarak sahip oldukları
haklar ve vatandaşlık hukukundan kaynaklanan ve tüm
vatandaşlarımızın sahip olduğu genel hakları da vardır. Bu
konuyla ilgili Başkanlığımızca ayrıntılı bir çalışma
sonucu hazırlanan Mükellef Hakları Başkanlığımız İnternet
sitesinde yayınlanmıştır (adanavdb.gov.tr) .
Mükelleflerimizin sahip oldukları Dilekçe Hakkı , Bilgi
Edinme Hakkı, Dava Açma Hakkı, Temsil Hakkı, Eşit Muamele
Görme Hakkı, Müşteri Memnuniyeti gibi Genel Hak kavramı
içinde değerlendirilebilecek hakları olduğu gibi (Bu
haklarla ilgili ayrıntılı açıklamalar internet sitemizde
Mükellef Hakları bölümünde yer almıştır.) Vergi
Kanunlarının uygulamalarına dönük hakları da aşağıda özet
olarak açıklanmaya çalışılmıştır.
·
Uzlaşma ve Cezalarda İndirim Hakkı :
İkmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergilerle
bunlara ilişkin vergi ziyaı cezalarının tahakkuk edecek
miktarları konusunda, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Ek
1-11. maddelerine istinaden mükellefler ile Vergi Dairesi
arasında uzlaşma imkanı vardır.
Vergi Usul Kanununun mükelleflere tanıdığı Vergi Ziyaı,
Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük cezalarında indirim hakkı
ise 376. maddede düzenlenmiştir. Bu maddeye göre
mükellefler, tarh edilen cezaları ihbarnamenin tebliğ
tarihinden itibaren 30 gün içinde ilgili vergi dairesine
başvurarak vadesinde ödeyeceğini bildirmesi halinde; Vergi
Ziyaı Cezasında birinci defada yarısı, Usulsüzlük veya
Özel Usulsüzlük Cezalarının üçte biri indirilir.
·
Pişmanlık Hakkı :
213 sayılı Vergi Usul Kanununun pişmanlık ve ıslah
başlıklı 371. maddesine göre; beyana dayanan vergilerde
vergi ziyaı cezasını gerektiren, vergi kanunlarına aykırı
hareketlerini ilgili makamlara kendiliklerinden haber
veren mükelleflere belli şartları yerine getirmeleri
kaydıyla vergi ziyaı cezası kesilmemektedir.
Bu uygulama ile mükellef vergisini pişmanlık zammı ile
birlikte ödemek suretiyle cezaya muhatap olmaktan
kurtulmaktadır. İdare açısından da bu müessesenin önemi
büyüktür.
·
Düzeltme Talebi Hakkı :
Mükelleflerin dava açma süresi içerisinde veya sonrasında
yaptıkları düzeltme talepleri vergi dairelerince Vergi
Usul Kanunu düzeltme hükümleri çerçevesinde
düzeltilmektedir. Hatta bunu bir adım öne götürerek anılan
kanunun 121. maddesinde idarece tereddüt edilmeyen açık ve
mutlak vergi hatalarının mükellefin başvurusu olmadan
re’sen düzeltilebileceği belirtilmiştir.
Vergi Usul Kanununda yer alan düzenlemeler çerçevesinde,
tamamen yanlış veya eksik yapılan bir işlem sonucunda
ortaya çıkan tarhiyat, tahakkuk veya tahsil işlemi her
aşamada düzeltilebilmektedir.
·
Şikayet Yolu İle Müracaat Hakkı :
Vergi Usul Kanununun 124’üncü maddesi gereğince vergi
mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları
düzeltme talepleri reddolunan mükellefler, şikayet yolu
ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilirler. Burada da
talepleri reddolunanlar, 2577 sayılı İdari Yargılama
Usulü Kanunun 37/b maddesine göre; söz konusu idari eylemi
Vergi Mahkemeleri nezdinde dava konusu yapabilirler.
·
İtiraz ve Mülahaza Hakkı :
V.U.K.’nun 141’inci maddesine göre, inceleme esnasında
lüzum görülen hallerde, vergilendirme ile ilgili olaylar
ve hesap durumları ayrıca tutanaklar ile tespit ve tevsik
olunabilir. İlgililerin itiraz ve mülahazaları varsa
bunlar da tutanağa geçirilebilmektedir..
·
Mahremiyet Hakkı :
Vergi Mahremiyetinin sınırları Vergi Usul Kanununun 5.
maddesinde belirlenmiş, gerek Türk Ceza Kanunu gerekse
Vergi Usul Kanununda bu yasaklara uymayanlara ciddi hapis
cezaları öngörülmüştür. Yasalar tarafından açıkça yetki
verilmediği sürece, mükellefler hakkındaki bilgiler hiçbir
şekilde ifşa edilmemektedir.
·
Tecil-Taksitlendirme Hakkı :
Tecil amme borcunun ödeme vadesinin ertelenmesini ifade
eder. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
kanunun önemli ve işlerlik taşıyan müesseselerinden
biridir. Anılan kanunun 48. maddesinde; amme borcunun
vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolmuş
malların paraya çevrilmesi mükellefi çok zor duruma
düşürecek ise amme borcunun tecil edilebilme imkanı
sunulmuştur.
Vergi Kanunlarında yer alan mükellef hakları kavramı
içinde değerlendirilebilecek hakların sayısını daha da
artırabiliriz. Biz burada önemli gördüğümüz mükellef
haklarını belirtmeye çalıştık.
Adana Vergi Dairesi Başkanlığı olarak
mükellefleri hakları ve ödevleri konusunda sağlıklı bir
şekilde bilgilendirerek ilgili mevzuatı herkes için eşit
ve adil bir şekilde uygulamak ve güler yüzlü bir hizmet
sunmak, sorunların çözümünde yapıcı bir yaklaşımda
bulunmak mecburiyetinde olduğumuzu biliyoruz.
Yine başkanlığımız çalışanları olarak “Devlet idaresinde
olanlar halkın hizmetinde olduklarını unutmamalıdırlar.”
Sözü temel ilkemiz olup bütün uygulamalarımızı bu anlayış
çerçevesinde gerçekleştirmek çabası içindeyiz.
Başkanlığımızın tüm personeli mükelleflerimize yapıcı
yaklaşım gösterirken, sorunları nasıl çözebiliriz anlayışı
ile hareket etmektedir. Yeni yapılanma ile önümüzdeki
süreçte mükellef memnuniyetinin en üst seviyede
gerçekleştiği, mükellef haklarının uygulanması ve hayata
geçirilmesi konusunda hem çalışanların hem
mükelleflerimizin daha duyarlı olacağı bir değişimin
gerçekleşmesi kaçınılmazdır.
Fatih ACAR
Adana Vergi Dairesi Başkanı
|