Muhasebe Rehberi sayfasına gitmek için tıklayınız

Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MAKALE:  12.01.2007    

ara

 Ana Sayfa 

        Staj-Stajyer Rehberi

Makaleler 

Danışma Hattı 

                  Pratik Bilgiler

Beş Dakika Ara 

          2007 Uygulamaları


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Cömert Kun

M.B.A

e-mail:comert.kun@tr.pwc.com
 

İŞ GÜCÜ TEMİNİNDE KDV TEVKİFATI

1-GİRİŞ

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 9. maddesine göre Maliye Bakanlığı gerekli gördüğü durumlarda, vergi alacağını emniyet altına almak amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilmektedir.

Bunun nedeni, bazı sektörlerde mal satan veya hizmeti yapan KDV mükelleflerinin, müşterilerinden aldıkları KDV’leri, beyan etmeyerek veya indirim tutarını olduğundan fazla göstererek, vergi dairesine ödememeleri, tahsil edilen katma değer vergisini azaltmak için çeşitli yollarla temin ettikleri sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgelerle Hazine’yi zarara uğratmasıdır.

Bakanlık kendisine verilen yetkiye dayanarak muhtelif katma değer vergisi tebliğleri ile, belli işlem türleri için KDV’nin kısmen veya tamamen işlemi yapana ödenmeyerek, işlemi yaptıran tarafından sorumlu sıfatıyla doğrudan vergi dairesine yatırılması mecburiyetini getirmiştir.

Başka bir anlatımla, KDV tevkifatı, KDV’nin tümünün veya bir kısmının, işlemi yapan mükellefin eline geçmeksizin doğrudan Hazine’ye intikal ettirilmesi suretiyle, verginin emniyet altına alınmasını sağlayan bir uygulamadır.

Vergi sorumlusu ile ilgili olarak 70 seri no.’lu KDV Genel Tebliği’nde Vergi Usul Kanununun 11. maddesine atıfta bulunularak “"Mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden, alım satıma taraf olanlar, hizmetten yararlananlar ve aralarına doğrudan veya hısımlık nedeniyle ya da sermaye, organizasyon veya yönetimine katılmak veya menfaat sağlamak suretiyle dolaylı olarak ilişkide bulunduğu tespit olunanlar müteselsilen sorumludurlar." hükmü yer almaktadır.

Müteselsil sorumluluk satın alınan mal veya hizmet bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisi, varsa gecikme faizi ve gecikme zammı ile sınırlıdır. Cezalar ise sorumluluk kapsamı dışında tutulmuştur.

2-İŞGÜCÜ TEMİNİNDE KDV UYGULAMASI

Maliye Bakanlığı, KDV Kanunu’nun 9. maddesinin kendisine vermiş olduğu yetkiyi kullanarak 28.02.2004 tarih ve 25387 sayılı Resmi Gazete’de 91 Seri No.’lu KDV Genel Tebliği’ni, ayrıca bu konuyla bağlantılı olarak 03.07.2005 tarih ve 25864 sayılı Resmi Gazete’de de 95 Seri No.’lu KDV Genel Tebliği’ni yayımlayarak, tevkifat yapılacak kuruluşları, tevkifat uygulanacak işlemleri ve tevkifat oranlarını belirlemiştir.

Bununla birlikte, 18.11.2005 tarih ve 25997 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 96 seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin “Tevkifat Uygulaması” başlıklı 5 no’lu bölümünün, işgücü hizmetlerinde tevkifat uygulaması” na ilişkin 5.1 alt başlığında; “işgücünü kendilerine hizmet akdi ile bağlı ücretli statüsünde hizmet erbabı çalıştırarak temin etmek yerine alt işverenlerden veya bu alanda faaliyette bulunan diğer kurum, kuruluş veya organizasyonlardan satın aldıkları” hizmetler için 01.12.2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere katma değer vergilerinin yüzde 90’ının tevkifata tabi tutulması ve bunlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi’ uygun görülmüştür.

Ancak uygulamada yaşanan bazı güçlükler nedeniyle Maliye Bakanlığı 31.12.2005 tarih ve 26040 sayılı Resmi Gazete’de tevkifat uygulamasının kapsamı ve uygulamaya yönelik bazı örneklerin yer aldığı 97 seri No.’lu KDV Genel Tebliği’ni yayınlamıştır.

Söz konusu tebliğin “2.2 Tevkifat Uygulamasının Kapsamı” bölümünde düzenlemenin eleman temini şeklindeki hizmetleri kapsadığı, eleman temin hizmetleri dışındaki hizmet ifalarının tevkifat uygulaması kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir.

Eleman temini ile hizmet ifasının ayrımını yapabilmek için tebliğde belirtilen örneklere bakıldığında tevkifatın yapılması için:

-         Alt işveren ilişkisinin/niteliğinin bulunması,

-         Bir hizmetin tamamlayıcısı olmaması,

-         Sevk, idare ve kontrolün fiilen hizmeti alan tarafından gerçekleştirilmesi,

-         İşgücü teminin niteliğinin bulunması

gerektiğine işaret edilmiştir. 

4857 sayılı İş Kanunun 2. maddesine göre “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.” hükmü yer almaktadır.

İş gücü temini açısından İş Kanunu’ndaki madde hükmünü ele aldığımızda, asıl işin bir bölümünün veya yardımcı fiillerin fason olarak diğer bir işverene yaptırılması olarak nitelendirilebilecektir. Başka bir ifadeyle bir şirket yaptığı asıl işe olan konsantrasyonunu bozmamak için şirket için gerekli olan yan dal işleri alt işverene yaptırabileceği gibi, asıl işinin uzmanlık gerektiren bir bölümünü de alt işverene yaptırabilecektir.

İş gücü temini şirket dışında uzman kuruluşlardan olabileceği gibi özellikle grup şirketlerde birbirleri arasında da olabilmektedir. Topluluk dahilindeki şirketlerde bazı çalışanlar grup içerisindeki diğer şirketler için iş yapmakta ve personelin ücretleri bazen ücret olarak, bazende gider katılım payı adı altında hizmet verilen şirkete yansıtılmaktadır.

Söz konusu işlemlerinde tevkifata tabi olup olmayacağı yapılan hizmetin eleman temini mi yoksa hizmet ifası olup olmamasına göre değişiklik arzedecektir.

Hizmeti yapan elemanların, hizmeti alan işletmenin bilfiil sevk ve idaresi altında çalışıp çalışmadıkları veya verilen hizmetin, hizmet taahhüdü olup olmadığı konusu önem arzetmektedir.

Bunun ayrımının yapılması oldukça güçtür ve bu güçlük uygulamadaki sorunların da kaynağıdır. Bu konunun çözümü için kullanılabilecek anahtar, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler ve bunların hükümleridir. Ayrıca işlemin sürekliliği, bağımsız bir eylem olarak ifade edilip edilemeyeceği, yansıtmanın belli bir kar marjı ile yapılıp yapılmadığı ise dikkate alınması gereken diğer konular olarak karşımıza çıkmaktadır.

3-SONUÇ

İş gücü temininde dikkatten kaçabilecek bir konu olan grup şirketler arasındaki personel kullanımı konusunda vergi kanunları ve iş kanunu açısından durumun değerlendirilmesi ve yansıtma faturalarında KDV tevkifatının yapılıp yapılmayacağı konusunda işin niteliği üzerinde titizlikle durulması gerekmektedir. Herhangi bir incelemede eleman temininin niteliğine bakılarak eleştiriye maruz kalınabilecek ve cezalı tarhiyat yapılabilecektir.

 KAYNAKÇA

1) 91-95-96 ve 97 seri no’lu KDV Genel Tebliğleri

2) İhsan Akar-İbrahim Bulut İş gücü hizmetlerinde Vergi Tevkifatı

http://www.zekiaytekin.com/portal/index.php?option=com_content&task=view&id=1061&Itemid=113

3) Veysi Seviğ- İş gücü alımında KDV tevkifatı- Dünya Gazetesi 20.10.2006

 

 

Copyrıght © 2005-2007  www.muhasebenet.net- Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.