İŞ GÜCÜ TEMİNİNDE KDV
TEVKİFATI
1-GİRİŞ
3065 sayılı Katma Değer
Vergisi Kanunu’nun 9. maddesine göre Maliye Bakanlığı
gerekli gördüğü durumlarda, vergi alacağını emniyet altına
almak amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları
verginin ödenmesinden sorumlu tutabilmektedir.
Bunun nedeni, bazı
sektörlerde mal satan veya hizmeti yapan KDV
mükelleflerinin, müşterilerinden aldıkları KDV’leri, beyan
etmeyerek veya indirim tutarını olduğundan fazla
göstererek, vergi dairesine ödememeleri, tahsil edilen
katma değer vergisini azaltmak için çeşitli yollarla temin
ettikleri sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı
belgelerle Hazine’yi zarara uğratmasıdır.
Bakanlık kendisine verilen
yetkiye dayanarak muhtelif katma değer vergisi tebliğleri
ile, belli işlem türleri için KDV’nin kısmen veya tamamen
işlemi yapana ödenmeyerek, işlemi yaptıran tarafından
sorumlu sıfatıyla doğrudan vergi dairesine yatırılması
mecburiyetini getirmiştir.
Başka bir anlatımla, KDV
tevkifatı, KDV’nin tümünün veya bir kısmının, işlemi yapan
mükellefin eline geçmeksizin doğrudan Hazine’ye intikal
ettirilmesi suretiyle, verginin emniyet altına alınmasını
sağlayan bir uygulamadır.
Vergi sorumlusu ile ilgili
olarak 70 seri no.’lu KDV Genel Tebliği’nde Vergi Usul
Kanununun 11. maddesine atıfta bulunularak “"Mal alım ve
satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak
ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu
yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde verginin
ödenmesinden, alım satıma taraf olanlar, hizmetten
yararlananlar ve aralarına doğrudan veya hısımlık
nedeniyle ya da sermaye, organizasyon veya yönetimine
katılmak veya menfaat sağlamak suretiyle dolaylı olarak
ilişkide bulunduğu tespit olunanlar müteselsilen
sorumludurlar." hükmü yer almaktadır.
Müteselsil sorumluluk satın
alınan mal veya hizmet bedeli üzerinden hesaplanan katma
değer vergisi, varsa gecikme faizi ve gecikme zammı ile
sınırlıdır. Cezalar ise sorumluluk kapsamı dışında
tutulmuştur.
2-İŞGÜCÜ TEMİNİNDE KDV
UYGULAMASI
Maliye Bakanlığı, KDV
Kanunu’nun 9. maddesinin kendisine vermiş olduğu yetkiyi
kullanarak 28.02.2004 tarih ve 25387 sayılı Resmi
Gazete’de 91 Seri No.’lu KDV Genel Tebliği’ni, ayrıca bu
konuyla bağlantılı olarak 03.07.2005 tarih ve 25864 sayılı
Resmi Gazete’de de 95 Seri No.’lu KDV Genel Tebliği’ni
yayımlayarak, tevkifat yapılacak kuruluşları, tevkifat
uygulanacak işlemleri ve tevkifat oranlarını
belirlemiştir.
Bununla birlikte, 18.11.2005
tarih ve 25997 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 96 seri
No.lu KDV Genel Tebliği’nin “Tevkifat Uygulaması” başlıklı
5 no’lu bölümünün, işgücü hizmetlerinde tevkifat
uygulaması” na ilişkin 5.1 alt başlığında; “işgücünü
kendilerine hizmet akdi ile bağlı ücretli statüsünde
hizmet erbabı çalıştırarak temin etmek yerine alt
işverenlerden veya bu alanda faaliyette bulunan diğer
kurum, kuruluş veya organizasyonlardan satın aldıkları”
hizmetler için 01.12.2005 tarihinden itibaren geçerli
olmak üzere katma değer vergilerinin yüzde 90’ının
tevkifata tabi tutulması ve bunlar tarafından sorumlu
sıfatıyla beyan edilmesi’ uygun görülmüştür.
Ancak uygulamada yaşanan bazı
güçlükler nedeniyle Maliye Bakanlığı 31.12.2005 tarih ve
26040 sayılı Resmi Gazete’de tevkifat uygulamasının
kapsamı ve uygulamaya yönelik bazı örneklerin yer aldığı
97 seri No.’lu KDV Genel Tebliği’ni yayınlamıştır.
Söz konusu tebliğin “2.2
Tevkifat Uygulamasının Kapsamı” bölümünde düzenlemenin
eleman temini şeklindeki hizmetleri kapsadığı, eleman
temin hizmetleri dışındaki hizmet ifalarının tevkifat
uygulaması kapsamında değerlendirilemeyeceği
belirtilmiştir.
Eleman temini ile hizmet
ifasının ayrımını yapabilmek için tebliğde belirtilen
örneklere bakıldığında tevkifatın yapılması için:
-
Alt işveren ilişkisinin/niteliğinin bulunması,
-
Bir hizmetin tamamlayıcısı olmaması,
-
Sevk, idare ve kontrolün fiilen hizmeti alan
tarafından gerçekleştirilmesi,
-
İşgücü teminin niteliğinin bulunması
gerektiğine işaret
edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunun 2.
maddesine göre “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal
veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl
işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile
teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan
ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu
işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş
aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt
işveren ilişkisi denir.” hükmü yer almaktadır.
İş gücü temini açısından İş
Kanunu’ndaki madde hükmünü ele aldığımızda, asıl işin bir
bölümünün veya yardımcı fiillerin fason olarak diğer bir
işverene yaptırılması olarak nitelendirilebilecektir.
Başka bir ifadeyle bir şirket yaptığı asıl işe olan
konsantrasyonunu bozmamak için şirket için gerekli olan
yan dal işleri alt işverene yaptırabileceği gibi, asıl
işinin uzmanlık gerektiren bir bölümünü de alt işverene
yaptırabilecektir.
İş gücü temini şirket dışında
uzman kuruluşlardan olabileceği gibi özellikle grup
şirketlerde birbirleri arasında da olabilmektedir.
Topluluk dahilindeki şirketlerde bazı çalışanlar grup
içerisindeki diğer şirketler için iş yapmakta ve
personelin ücretleri bazen ücret olarak, bazende gider
katılım payı adı altında hizmet verilen şirkete
yansıtılmaktadır.
Söz konusu işlemlerinde
tevkifata tabi olup olmayacağı yapılan hizmetin eleman
temini mi yoksa hizmet ifası olup olmamasına göre
değişiklik arzedecektir.
Hizmeti yapan elemanların,
hizmeti alan işletmenin bilfiil sevk ve idaresi altında
çalışıp çalışmadıkları veya verilen hizmetin, hizmet
taahhüdü olup olmadığı konusu önem arzetmektedir.
Bunun ayrımının yapılması
oldukça güçtür ve bu güçlük uygulamadaki sorunların da
kaynağıdır. Bu konunun çözümü için kullanılabilecek
anahtar, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler ve
bunların hükümleridir. Ayrıca işlemin sürekliliği,
bağımsız bir eylem olarak ifade edilip edilemeyeceği,
yansıtmanın belli bir kar marjı ile yapılıp yapılmadığı
ise dikkate alınması gereken diğer konular olarak
karşımıza çıkmaktadır.
3-SONUÇ
İş gücü temininde dikkatten
kaçabilecek bir konu olan grup şirketler arasındaki
personel kullanımı konusunda vergi kanunları ve iş kanunu
açısından durumun değerlendirilmesi ve yansıtma
faturalarında KDV tevkifatının yapılıp yapılmayacağı
konusunda işin niteliği üzerinde titizlikle durulması
gerekmektedir. Herhangi bir incelemede eleman temininin
niteliğine bakılarak eleştiriye maruz kalınabilecek ve
cezalı tarhiyat yapılabilecektir.
KAYNAKÇA
1) 91-95-96 ve 97 seri no’lu
KDV Genel Tebliğleri
2) İhsan Akar-İbrahim Bulut
İş gücü hizmetlerinde Vergi Tevkifatı
http://www.zekiaytekin.com/portal/index.php?option=com_content&task=view&id=1061&Itemid=113
3) Veysi Seviğ- İş gücü
alımında KDV tevkifatı- Dünya Gazetesi 20.10.2006
|