Burada yapılmaktan imtina edilen ye da
tam tersi yapılmaması istenildiği halde yapılan fiil
karşılığında uğranılacak zarar ile cezai yaptırımının
orantılı olması beklenir.
Ekonomiyi etkileyen kurallar ve cezalar konulurken,
bundan etkilenecek kesim, etkileneceklerin uyum ve
adaptasyon süreçleri, verecekleri tepki, sonuç ve
hedefler gibi birçok ekonomik, sosyal ve toplumsal
faktör göz önünde bulundurulur. Daha doğrusu tüm
bunların çok iyi analiz edilerek sonrasında uygulamaya
geçilmesi gerekmektedir.
Şimdi içinde bulunduğumuz toplumda mükellef, muhasebeci
ve devlet vazgeçilmez üçlüsüne bir göz atalım. Kriz
ekonomisinde ayakta kalma mücadelesi veren mükellef,
giderlere hiç karışmadan sadece mükellefin karına ortak
olan ve istekleri her geçen gün artan devlet ve devletin
isteklerini yerine getirmek için 7/24 çalışmak zorunda
kalan, bunun karşılığında da mükelleflerden parasını
alamayan muhasebeci. Genel işleyişe baktığımızda
mükellefler belirli periyotlarda belge, evrak ve diğer
işlemlerini muhasebelerine iletirler, muhasebede aldığı
bu verileri mali ve yasal mevzuat çerçevesinde
beyannamelere taşıyarak devlete iletir. Bu periyot
normal şartlarda aylıktır.
Şu bir gerçek ki; devlet muazzam bir elektronik alt
yapıya sahip ve her geçen gün sahip olduğu veri tabanını
genişleterek, mükellefler üzerindeki hâkimiyet ve
kontrolünü arttırıyor. Mükellefler ise devletin ne
istediğinden ziyade kirasını, işçi maaşlarını, elektrik
ve telefon faturalarını ödeme derdinde, vergi ve SGK
borcu olmayan neredeyse parmakla gösterilecek kadar az.
Muhasebeciler ise devletle mükellef arasında her geçen
gün daha da törpüleniyorlar. Bu üçlü yapının işleyişinde
yaşanan sorunların birçok nedeni var ama burada değinmek
istediğim konu bu sorunlar değil, böylesine sorunlu bir
yapıda, mükellefin ve muhasebecilerin içinde bulunduğu
durum yok sayılarak SGK’nın getirdiği yeni uygulama!
12 mayıs 2010 tarih ve 27579 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan tebliğe göre; “işverenler, sigortalıların
istirahatlı oldukları süreleri, istirahat süresinin
bitimini takip eden 5 iş günü içinde elektronik ortamda
SGK’ya göndermek zorundalar”. Burada istirahat şayet on
günden az ise sorun yok fakat on günden uzun ise her
onar günlük sürenin sonundan itibaren bildirimde
bulunulması gerekiyor.
Şimdi sıkı durum bu bildirimi yapmadığınızda ya da
yanlışlıkla muhasebecinize bildirmeyi unuttuğunuzda yani
geciktirdiğinizde 5510 sayılı Kanunun 102. maddesi
birinci fıkrasının (i)bendi gereği asgari ücretin 5
katı; bildirimin 5 işgünü sonrası gönderilmesi halinde
ise yine aynı maddenin aynı bendi gereği asgari ücretin
2 katı tutarında idari para cezası uygulanacaktır.
Aman dikkat! Kazanamadığınız paraları devlete ceza
olarak kaptırmayın. Tedbirinizi alın cezalardan da
muhasebecinizi sorumlu tutmayın.
İ.Burak OĞUZ
S.M.M.M.
burak@noktax.com
muhasebenet.net
Yasal Uyarı
Diğer makaleleri
-Konsinye Olarak İhracat Yapılabilir mi?
-Yabancı
para birimi ile fatura düzenlenebilir mi?
-Raporlu
Çalışana Ücreti Nasıl Ödenir ?
-Bağış
ve Yardımların Vergiden İndirilmesi
-Damga
Vergisinde “Nüsha” ve “Suret” ayrımı!
-Serbest
Bölgelerde Stopaj Karmaşası
-Tarım
projelerine 200.000 TL'ye kadar hibe destek
-Kâğıt
Fatura Tarih Oluyor!
-Kira
Gelirlerinin Beyan Dönemi Başladı
-Ücretlerde
Gelir Vergisi Düştü
-Yurt
dışından kullanılan kredilerde stopaj ve KDV
-Ücretlerde
Gelir Vergisi Düştü |