Yabancı para ile yapılan
satışlar ve sözleşmeler makalemizin konusunu
oluşturmaktadır. Son yıllarda ülkemizde ve
bilhassa bölgemizde kira, ücret ve satılan
malların bedelleri döviz cinsinden
belirlenmekte ve buna göre sözleşmeler ve
akitler yapılabilmektedir. Yapılan
sözleşmeler genellikle ya Euro yada Dolar
bazında gerçekleşmektedir. Bu sözleşmeler
yapılırken büyük bir çoğunluk bu yabancı
para ile yapılan sözleşmelerin hangi
hallerde suç teşkil ettiğini
bilmemektedirler ve bilmeden de kambiyo suçu
işleyebilmektedirler.
(T.C.
Merkez Bankası'nın 16 Mart 2001 Tarih ve
2001/YB-8 sayılı Genelgesi)
Bu durum 1567 Sayılı Türk Parası Kıymetini
Koruma Hakkındaki kanunla yayımlanan 32
Sayılı Kararda açıkça yer almaktadır. Bu
kararın amacı: “Türk parasının kıymetini
korumak amacıyla, Türk parasının yabancı
paralar karşısındaki değerinin
belirlenmesine, döviz ve dövizi temsil eden
belgelere (menkul değerler ve diğer sermaye
piyasası araçları dahil) ilişkin tüm
işlemler ile dövizlerin tasarruf ve
idaresine, Türk parası ve Türk parasını
temsil eden belgelerin (menkul değerler ve
diğer sermaye piyasası araçları dahil) ithal
ve ihracına, kıymetli maden, taş ve eşyalara
ilişkin işlemlere, ihracata, ithalata,
özelliği olan ihracat ve ithalata,
görünmeyen işlemlere, sermaye hareketlerine
ilişkin kambiyo işlemlerine ait düzenleyici,
sınırlayıcı esaslar bu Karar ile tayin ve
tespit edilmiştir.“şeklindedir.
Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkındaki 32
Sayılı Kararın 4/c maddesi “Türkiye'de
yerleşik kişilerin, dışarıda yerleşik
kişilerden, Türkiye'de yapacakları işlemler
nedeniyle döviz kabul etmeleri serbesttir.”
Bu maddeye göre Türkiye’ de yerleşik kişiler
Türkiye’ de yerleşik olmayan kişiler ile
yabancı para cinsinden yapmış oldukları
sözleşmelerin kanuna aykırı olmadığı, ancak
Türkiye’de yerleşik kişilerin yine Türkiye’
de yerleşik kişiler ile yabancı para
cinsinden yapmış oldukları sözleşmelerin
kanuna aykırılık teşkil ettiği ve kambiyo
suçu işlendiği görülmektedir. Nitekim
Borçlar Kanunumuzun 83.maddesinde “Mevzuu
para olan borç memleket parasiyle ödenir”
denilmekle borç ödemeleri
karşılıklarının ülke parası (TL) ile
ödeneceği belirtilmektedir.
Ülkemizde ve bilhassa
bölgemizde döviz ile kira, ücret, mal ve
hizmet alımlarına ilişkin bir takım
sözleşmelerin yabancı para cinsinden
yapılmasının suç olduğu bilinmemekte ve
bilmeden de olsa bir kambiyo suçu
işlenebilmektedir. Bu suçun tespiti halinde
doğan cezai müeyyidenin karşılığında para
cezası uygulanabilmektedir. 1999 yılına
kadar bu cezalara uygulanan para cezaları 5
ile 50 TL. arasında iken, 1999 yılından
yapılan bir düzenleme ile bu cezalar her yıl
yeniden değerleme oranında artırılarak
uygulanmaktadır. 2009 yılına uygulanacak
%2,2 yeniden değerleme hesaplaması
yapıldığında 2010 yılı için belirlenen para
cezası 750.-TL.dır.
Türk Parası Kıymetini Koruma
hakkındaki 32 Sayılı Kararın 4/c maddesi
“Türkiye'de yerleşik kişilerin, dışarıda
yerleşik kişilerden, Türkiye'de yapacakları
işlemler nedeniyle döviz kabul etmeleri
serbesttir” hükmünden yola çıkılarak Türkiye
de yerleşik olanlar ile Döviz cinsinden
yapılan sözleşmelerin suç olduğunun
bilinmemesinden dolayı halen bu tür
sözleşmeler ile karşılaşabilmekteyiz. Bu
durumda yapılabilecek en doğru uygulama
günümüz şartlarına göre yeniden
hazırlanabilecek yeni yasal düzenlemeler ile
mümkün olabilecektir.
Aydın ANATÜRK
SMMM / Antalya
iletisim@yenilikcigrup.com