|
Çinli Muhammed
Çin`in
değişik bölgelerinden on kişilik bir grup İstanbul`a
gelir.. Umre için İstanbul üzerinden kutsal
topraklara gideceklerdir.. Hepsi de yeni Müslüman
olmuşlar.. İslami bilgileri yok denecek kadar az..
Umrede ne yapacaklar, onu bile bilmiyorlar..
Yanlarına, kendilerine yardımcı olacak, hem Çince`yi
ve Arapça`yı iyi bilen, hem de İslami bilgisi olan
birini rehber olarak alırlar.. Takdire bakın ki,
Türkistan`daki Çin zulmünden kaçıp İstanbul`a
yerleşmiş bir Uygur, bu Çinlilere rehber olur.. Ve
birlikte yola çıkarlar.. Kısa zamanda aralarında iyi
de bir dostluk kurulur.. Seyahat esnasında yeni mü`min
olmuş bu insanlar, büyük heyecan yaşarlar.. Fakat
namazda okuyacakları Fatiha suresi dahil hiçbir şey
bilmiyorlardır.. Rehber bunlara bazı duaları
öğretmeye çalışır, ancak Çince telaffuz zor olduğu
için okuyamazlar.. Rehbere, `Namazlarda ne
okuyacağız` diye her sorduklarında, `Elhamdülillah,
La ilahe illallah, Allahu Ekber`i öğretmeye çalışır
Uygur asıllı rehber!. Onlar da namazlarda bunları
söylerler..
Önce Mekke`ye giderler.. Kabe`yi görür görmez adeta
kendilerinden geçerler.. Yeni doğmuş çocuklar misali
heyecan ve neşe içinde, kah ağlarlar, kah gülerler!.
İsimlerini değiştirirler.. Çan Çing, Muhammed olur,
Çun Fang da Hasan!. Ötekiler de diğer Allah
dostlarının isimlerini alırlar.. Fakat en farklıları
ismini Muhammed olarak değiştiren Çan Çing`dir..
Kıldığı her namazı gözleri yaşlı olarak bitirir
Muhammed.. Ve sürekli de rehbere sorular sorup
İslamiyet hakkında daha da bilgi öğrenmek ister..
Rehber de bildiklerini aktarır Muhammed`e!.
Muhammed ayni zamanda zengin bir işadamıdır.. Çin`de
fabrikaları ve işyerleri vardır.. Bir gün Muhammed
sorar; içki nedir, içkiye dinimiz nasıl bakar?.
Cevap verir rehber: `Rabbimiz içkiyi kesin olarak
yasaklamıştır, içilmesi, yapılması ve satılması
yasaktır!.` Bunun üzerine otele gelirler; Muhammed
telefonla Çin`deki kardeşini arar ve şöyle der:
`İçki fabrikamızı kapat!.. Allahımız öyle emretmiş,
bize de bu emre uymak düşer!.` Kardeşi bunu
yapamayacağını, eğer kapatırlarsa, yüz binlerce
dolar zarar edeceklerini söylerse de Muhammed
kapatılması için kararlıdır.. `Fabrikayı hemen
kapat, ben gelince borçları hallederim` der ve
fabrikayı kapattırır.. Yine bir gün başka bir soru
gelir rehbere Muhammed`den; `Kadın modası, kadınları
yarı çıplak resmetmek gibi faaliyetler de dinimizde
yasak mıdır?.` El cevap; `Evet yasaktır!.` Yine
hemen otele gider Muhammed ve Çin`i arar.. Bu sefer
de kardeşine moda evinin kapatılması emrini verir..
Kardeşinden yine itiraz gelir, ama dinleyen kim?.
Muhammed artık iman lezzetini tatmıştır.. Ne itiraz
dinler, ne de kararından vazgeçer ve her seferinde
de aynı kelimeler çıkar ağzından; `Rabbimiz emretti
ise, bize uymak düşer!.`
Grubun, Mekke`deki ziyaretleri biter ve Medine`ye
geçilir.. Muhammed ve diğer arkadaşları bir sabah
Medine`de, Efendimiz (sav)`in `cennet bahçesi` diye
işaret ettiği yerde sabah namazının farzına
dururlar.. Muhammed rehberin yanında, diğerleri de
onun yanında.. İlk secdeye varılır, secdeden
kalkılır ve ikinci secdeye varılır, ardından kıyama
kalkılır!. Fakat o da ne?.. Muhammed hala
secdededir.. Arkadaşları selam verir, ama Muhammed
hala secde vaziyetindedir..
Rehber o an; herhalde yorgunluktan olsa gerek,
Muhammed secdede uyudu, diye düşünür.. Elini uzatır,
omzundan hafifçe çeker ki, sağ tarafının üzerine
yuvarlanır Muhammed!. Evet, Muhammed secdede terk-i
hayat etmiştir!. Muhammed`i, ambulansa koyarak
hastanenin morguna kaldırırlar.. Rehber ve Çinli
Müslümanlar hastanenin önünde üzüntü içinde dönüp
dururlar.. O sırada lüks bir araba durur önlerinde,
arabanın içinden kılığı kıyafeti düzgün bir kişi
çıkar.. Herkes onu hürmetle karşılar, bu zat Medine`nin
ileri gelen yöneticilerinden biridir.. Hastane
yetkililerine sorar: `Bugün burada ölen bir Çinli
var mı?.` Evet, cevabını alınca şu açıklamada
bulunur: `Dün gece Efendimiz (sav) rüyamda bana
göründü ve buyurdular ki; yarın burada bir Çinli
kardeşim vefat edecek, onun cenazesi ile
ilgilenin!.` Bir anda her şey değişir.. Muhammed`i
morgdan alırlar ve Cennetü`l Baki`ye defnederler.
Evet değerli okuyucularım, gördünüz mü teslimiyeti?.
Ne diyordu Çinli Muhammed?.`Rabbim emrettiyse, bize
uygulamak düşer!.` Zararın, ziyanın, hiç önemi yok!.
İmana bakın!. Muhammed`in inancı tam bir sahabe
inancı..
Ne mutlu ona ki, alemlere rahmet olarak gönderilen
Sevgili Peygamberimiz (sav)`in ilgisine mazhar
oldu.. Ruhu için El Fatiha!..
|
|