gerektiği 1 Seri
No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
Hakkında 6111 Sayılı Kanun Genel Tebliğinde
açıklanmıştı. Bununla birlikte, mükelleflere daha
etkin ve kaliteli hizmet sunulması, vergi
dairelerinin iş yükünün ve kırtasiyeciliğin
azaltılması bakımından 6111 sayılı Kanunun 2 nci
maddesi hükmünden; - Her bir
taşıta ilişkin toplam borçları,
- Tüm borçları,
için yararlanmak isteyen
mükelleflerin Başkanlığımız internet adresi (http://www.gib.gov.tr/)
üzerinden internet vergi dairesine erişmek suretiyle
başvuruda bulunmalarına imkan sağlanmıştır.
Ancak, muhtelif kanunlarda yer
alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar,
kefiller, şirket ortakları, kanuni temsilciler,
yeminli mali müşavirler ve serbest muhasebeci mali
müşavirler gibi amme borçlusu sayılan kişilerin 6111
sayılı Kanunun 2 nci maddesinden yararlanmak için
elektronik ortamda başvuruda bulunmaları mümkün
olmayıp bu kişilerin ilgili vergi dairelerine yazılı
başvuruda bulunmaları gerekmektedir.
6111 sayılı Kanunun 2 nci
maddesinden yararlanmak üzere elektronik ortamda
müracaat eden mükelleflere ödeme tabloları
mükellefin talebi ve gerekli şartların bulunması
koşuluyla elektronik ortamda doğrudan, e-posta
yoluyla, vergi dairesinde elden veya taahhütlü posta
yolu ile verilebilecektir.
Diğer taraftan, 6111 sayılı
Kanunun 2 nci maddesi hükmünden yararlanılmasının
şartlarından biri de dava açılmaması, açılmış
davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına
başvurulmaması olduğundan, 6111 sayılı Kanun
hükümlerinden yararlanmak üzere başvuran
borçluların, tahsilat işlemlerinden dolayı açtıkları
davalardan da vazgeçmeleri gerekmektedir.
Bu itibarla, borçlarını 6111
sayılı Kanunun 2 nci maddesi hükmünden yararlanarak
ödemek isteyen ve buna ilişkin başvurularını
elektronik ortamda yapan mükelleflerin yararlanmak
istedikleri borçlara ilişkin olarak dava açıp
açmadıkları ivedilikle araştırılacak ve bu borçlara
ilişkin devam eden ihtilafın bulunması durumunda,
söz konusu davalardan vazgeçtiklerine dair yazılı
dilekçeyi onbeş gün içinde vergi dairesine intikal
ettirmeleri, aksi halde anılan Kanun hükmünden
yararlanamayacakları hususu bir yazı ile
mükelleflere tebliğ edilecektir.
6111 sayılı Kanunun 2 nci maddesi
hükmünden yararlanan, ancak belirlenen sürede
davalardan vazgeçildiğine dair dilekçeleri vergi
dairelerine intikal ettirmeyen mükellefler anılan
Kanundan yararlanma haklarını kaybedeceklerinden
başvuruları geçersiz sayılacak ve hazırlanan ödeme
tabloları iptal edilecektir.
Ayrıca, 6111 sayılı Kanunun 2 nci
maddesi hükmü kapsamında borçlarının
yapılandırılmasını isteyen ancak yurt dışında
bulunan mükelleflerin faks yoluyla müracaatta
bulunmaları halinde, söz konusu başvuruları kabul
edilecektir. Bu durumda, mükellefler tarafından
istenilmesi halinde ödeme tabloları faks yoluyla
gönderilebilecektir. Ancak, mükelleflerin 6111
sayılı Kanun hükmünden yararlandıkları borçları ile
ilgili bir ihtilaflarının bulunması durumunda bu
ihtilaflarından vazgeçtiklerine dair dilekçeyi
yazılı olarak göndermeleri icap etmektedir.
2- KESİNLEŞMEMİŞ VEYA DAVA
SAFHASINDA BULUNAN AMME ALACAKLARI
a)
İkmalen, re'sen veya idarece yapılmış vergi
tarhiyatlarına karşı açılmış davalara ilişkin olarak
6111 sayılı Kanunun yayımlandığı 25.2.2011 tarihi
itibarıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (d)
bendi uyarınca verilen 30 günlük sürenin veya aynı
Kanunun 26 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince
dosyanın yeniden işleme konulmasına ilişkin bir
yıllık sürenin sona ermemiş olması halinde bu
davalara konu alacaklar için 6111 sayılı Kanunun 3
üncü maddesi hükmünden yararlanılması mümkün
bulunmaktadır.
b)
2577 sayılı Kanunun 7 nci maddesinde "1. Dava açma
süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen
hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış
ve vergi mahkemelerinde otuz gündür..." hükmü yer
almaktadır.
Buna göre, ilgili kanunlarda
belirlenmiş olan sürelerde idari işleme karşı dava
açılması gerekmektedir. Bu sürelerden sonra açılan
davalar yargı mercileri tarafından süre yönünden
reddedilmektedir.
Vergi/ceza ihbarnamelerinin
mükelleflere ne zaman tebliğ edildiği vergi dairesi
kayıtlarında detaylı şekilde yer aldığından,
mükelleflerin dava açma süreleri bu kayıtlar esas
alınarak tespit edilecek ve bu kayıtlara göre
davanın, dava açma süresi içinde açıldığı tespit
edilirse 6111 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi, dava
açma süresinden sonra açıldığı herhangi bir
tereddüde yer bırakmayacak şekilde tespit edilirse
anılan Kanunun 2 nci maddesi hükümleri
uygulanacaktır.
Diğer taraftan, söz konusu
alacaklara ilişkin olarak açılmış olan davaların
vergi mahkemesi tarafından süre yönünden
reddedildiği halde bu karara karşı 25.2.2011
tarihinden önce ilgisine göre Danıştaya veya bölge
idare mahkemesine başvurulmuş olması durumunda da
mükellefler 6111 sayılı Kanunun 2 nci maddesinden
yararlanabileceklerdir.
c)
6111 sayılı Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin
olarak ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilen
vergi ve kesilen cezalara karşı birden fazla
vergi/ceza ihbarnamesinin tek dosyada ihtilaf konusu
yapıldığı ve vergi mahkemesince ihtilafın tek
dosyadan incelenerek karar verildiği hallerde
davanın tek ihtilaf olarak dikkate alınması
gerekmektedir. Bu davalarda ihbarnamelerin bir kısmı
için terkin, diğer kısmı için tasdik ya da tadilen
tasdik kararı verilmesi halinde ise ihtilafın anılan
Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b)
bendi kapsamında değerlendirilmesi icap etmektedir.
3- MATRAH VE VERGİ
ARTIRIMINA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR
a)
6111 sayılı Kanunun 6 ve 7 nci
maddelerine göre gelir/kurumlar vergisi matrah
artırımında, katma değer vergisi artırımında bulunan
mükelleflerin, artırıma konu dönemlere ilişkin
olarak vermiş oldukları "Mal ve Hizmet Alımlarına
İlişkin Bildirim Formu" (Form Ba) ile "Mal ve Hizmet
Satışlarına İlişkin Bildirim Formu"nu (Form Bs)
artırım nedeniyle düzeltme mecburiyetleri
bulunmamaktadır.
b)
6111 sayılı Kanunun 6, 7 ve 8 inci maddeleri
uyarınca yapılacak matrah ve vergi artırımlarında,
artırıma esas alınacak matrah ve vergi tutarlarının
tespitinde anılan Kanunun yayımlandığı 25.2.2011
tarihinden önce verilmiş bulunan beyannameler ile
anılan Kanunun yayımlandığı tarihten önce kesinleşen
tarhiyatlar esas alınmıştır.
Buna göre, 6111 sayılı Kanunun
yayımlandığı 25.2.2011 tarihinden itibaren verilen
düzeltme beyannameleri ile Kanunun 5 inci maddesi
kapsamında verilen beyannameler matrah ve vergi
artırımının hesabında dikkate alınmayacaktır. Aynı
şekilde, matrah ve vergi artırımına konu dönemlerle
ilgili olarak ikmalen, re'sen veya idarece tarh
edilmiş ve Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla
ihtilaflı bulunan alacaklarla ilgili olarak Kanunun
3 üncü maddesinden yararlanmak üzere yapılan
başvurular nedeniyle tahakkuk eden alacaklar da
matrah ve vergi artırımının hesabında dikkate
alınmayacaktır.
4- DİĞER HUSUSLAR
a)
213 sayılı Kanunun 124 üncü maddesi uyarınca
mükelleflerin şikayet yoluyla
Bakanlığımıza/Başkanlığımıza yapmış oldukları
müracaatlara konu alacaklar, 6111 sayılı Kanunun 2
nci maddesi kapsamında yapılandırılacaktır. Ancak,
mükelleflerin madde hükmünden yararlanabilmeleri
için açılmış davalardan vazgeçmeleri gerektiği
tabiidir.
Söz konusu davalardan vazgeçme
dilekçelerinin asıllarının davada taraf olan
Başkanlığımıza gönderilmesi ve Başkanlığımızca da bu
dilekçelerin ilgili yargı merciine gönderilmesi icap
etmektedir.
Öte yandan, 6111 sayılı Kanunun
ilgili maddelerinden yararlanmak için müracaatta
bulunan mükelleflerin yararlandıkları kamu alacağı
ile ilişkili olarak şikayet yoluyla müracaat
dışındaki sebeplerle Bakanlık/Başkanlık aleyhine
açılan davanın bulunması halinde Kanun hükümlerinden
yararlanabilmeleri için bu davalardan da
vazgeçilmesi gerekmekte olup,
Bakanlığımızın/Başkanlığımızın davalı konumunda
olduğu davalara dair ihtilaftan vazgeçme
dilekçelerinin de ivedi olarak Başkanlığımıza
gönderilmesi gerekmektedir.
Buna göre,
Bakanlığımızın/Başkanlığımızın taraf olduğu davalara
ilişkin ihtilaftan vazgeçme dilekçelerinin
ivedilikle davaya konu dosya numarası ilgi tutulmak
suretiyle Başkanlığımıza gönderilmesi sağlanacaktır.
b)
6111 sayılı Kanunun 2 nci maddesi hükümlerinden,
muhtelif kanunlarda yer alan sorumluluk
düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket
ortakları, kanuni temsilciler, yeminli mali
müşavirler ve serbest muhasebeci mali müşavirler
gibi amme borçlusu sayılan kişiler sorumlu oldukları
tutar dikkate alınarak yararlanabilecek ve bu Kanun
kapsamında kendileri adına yapılandırılan borcun
tamamını ödemeleri şartıyla sorumlu oldukları bu
alacaklara yönelik sorumlulukları sona erecektir.
Ancak, yapılandırılan borcun bir
kısmının ödenmesi durumunda ödedikleri tutar kadar
Kanundan yararlandırılacak ve Kanundan
yararlanılarak ödenen tutara karşılık olarak
tahsilinden vazgeçilen alacaklar da dikkate alınarak
sorumlu tutulacakları bakiye alacak tutarı tespit
edilecektir.
Diğer taraftan, asıl amme borçlusu
dışında amme alacağının ödenmesinden sorumlu bulunan
kişiler tarafından 6111 sayılı Kanun hükümlerinden
yararlanılması durumunda, asıl amme borçlusunun
Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası
gereğince yerine getirmesi gereken cari dönem ödeme
şartı söz konusu borçlar için bu kişiler hakkında
aranılmayacaktır.
c)
Ecrimisil alacakları ile ilgili olarak 6111 sayılı
Kanunun 2 nci maddesi hükmünden yararlanmak üzere
vergi dairesine yapılan müracaatlar üzerine
ecrimisil ihbarnamesi veya düzeltme ihbarnamesine
karşı açılan davalardan vazgeçilebilmesi için
başvuru dilekçesinin bir örneğinin davanın tarafı
olan milli emlak dairesi başkanlığına/milli emlak
müdürlüğüne/malmüdürlüğüne gönderilmesi
gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini ve gereğini
rica ederim.
Mehmet KİLCİ
Bakan a.
Gelir İdaresi Başkanı
|