|
|
Mükellef hukuku
ve beyan sürelerine ilişkin bir öneri |
|
Mükellef hukuku
son zamanlarda çok kullanılan bir kavram
durumundadır.
Bir şeyi kırk defa söylerseniz olur kabilinden
mükellef hukuku sık tekrar edilerek belki
mükellef hukukunun daha fazla gözetildiği bir
yapıya kavuşmak mümkün olabilir.
Müteşebbis veya mükellef kamu kurumlarıyla
muhtelif şekillerde karşı karşıya gelirler. Kamu
kurumlarından izin, ruhsat, teşvik veya destek
talep ederek veya vergi, sigorta primi gibi
kamusal yükümlülükleri ödeyerek ya da adalet
talep ederek. Bütün bu iletişimlerde üzerinde
durulması ve gözden uzak tutulmaması gereken |
|
|
nokta müteşebbis veya mükellefin
hukukunun gözetilmesidir. Kamu tarafına gelince
kamunun işi daha zordur aslında. Çünkü bir yandan
kamunun hakkını koruyacak, ayırma kayırma gibi
farklı bir duruma sebebiyet vermeyecek, bir yandan
da mükellef veya müteşebbise adil davranacak.
Bizde öteden beri gelen uygulamaya bakıldığında kamu
tarafından genellikle işin birinci tarafı olması
gerekenden daha fazla abartılmış ve adeta kamuya
yaptığı işlem ve eylemden dolayı soru sorulamaz bir
yapı tercih edilmiştir. Ceberut devlet anlayışı
dediğimiz bu yapı özellikle teknolojik gelişmeler ve
dünya ile iletişimin artmasına bağlı olarak
değişmeye başlamıştır.
Teknolojik gelişmelerin getirdiği şeffaflaşma artık
her şeyin daha yakından izlenebilir ve gözlenebilir
olmasını sağlamış, bu durum kamu görevi yürütenleri
de işin ikinci tarafını yani sadece kamu tarafını
değil ilişkide bulunanın hukukunu da gözetme
gereğine daha fazla önem vermeye zorlayıcı etken
olmuştur. Bütün bu gelişme ve değişmelere rağmen
kamu tarafının bazen kendisinden beklenilmeyen
ölçüde acemilikler yapması söz konusu
olabilmektedir. Bazen de bir kuralı konulduğu günün
şartları ile değil sanki mutlak ve değişmez gibi
görmenin getirdiği sıkıntılar bu istenilmeyen
durumların doğmasına neden olabilmektedir.
Bir örnek olarak, beyan süreleri teknolojik gelişme
ve e-beyan uygulamasına bağlı olarak
değiştirilmişti. Ödemenin de bankacılık sisteminden
ve elektronik ortamda yapılabilmesini sağlamak ve
burada herhangi bir aksaklık yaşanmaması bakımından
da beyan süreleri ile ödeme süreleri arasına birkaç
gün zaman farkı konulmuştu. Bunun yapılmasının
altında hem Gelir İdaresi hem de bankaların bilgi
işlem sistemlerindeki gelişme, uyum dikkate alınmış
ve herhangi bir mağduriyet olmaması için böyle bir
zaman farklılığına gidilmişti.
Geçen zaman içerisinde GİB bilgi işlem sistemi son
derece geliştirilmiş ve tüm tahsilat birimleri ile
web tabanlı yapı oluşturulmuştur. Banka sistemiyle
uyum kısmı da artık hatasız işler bir konuma
oturmuştur. Gelir İdaresi kayıt dışılığı önleme
konusunda teknolojik imkanlardan maksimum
yararlanmak üzere elektronik ortamda daha çok bilgi
ve belge ister hale gelmiştir. Ba-Bs formları
yanında mizanların istenilmesi gibi örnekler bu
noktadaki en bariz olanlardır. Doğal olarak idarenin
bu taleplerini yerine getirmek üzere emek harcayan
ve esasen mesleki faaliyeti bu olan muhasebeci mali
müşavir ve yeminli mali müşavir meslek mensupları
ise zaman zaman talep edilen bu bilgiler ile birden
fazla beyanname süresinin bir araya gelmesi
durumunda idareden yetkisi dahilinde olan süre
uzatımı taleplerinde bulunmaktadır. En son bu hafta
başında yaşanan durum bunun en bariz örneğini
oluşturmuştur. Muhtasar beyanname KDV beyannamesi ve
kurumlar vergisi beyannamesinin son verilme günü
çakışmıştır. Tabii bu durum idarenin sisteminde de
yoğunluk nedeniyle sıkıntılara neden olmuş ve
beyanname verme süresinin bitimine dakikalar kala
idare kurumlar vergisi beyanname verme süresini
uzatmak gereğini duymuştur.
Aslında idarenin belirlenen süreleri değiştirmemek
için ısrar etmesinde ciddi haklılık bulunmaktadır.
Bu durum meslek camiası açısından da daha iyi zaman
planı yapılma alışkanlığı ve haksız rekabetin
önlenmesi açısından önem arz etmektedir. Ama bu tür
olağanüstü durumlarda da idarenin istisnai olması
gereken bu süre uzatımı işlemini çok daha önceden
ilan etmesi yazımızın başında belirttiğimiz mükellef
hukukunun gözetilmesi bakımından çok daha uygun
olacaktır.
İleride bu sıkıntıların daha az yaşanması bakımından
projesi devam etmekte olan elektronik fatura
uygulamasının mümkün olan en hızlı şekilde
uygulamaya konulması ve belki de özellikle gelir ve
kurumlar vergisi beyanname verme sürelerinin
diğerleriyle hiçbir şekilde çakışmayacak şekilde ay
sonuna alınması yararlı olacaktır. Beyanname
sürelerine yönelik bir değişiklik yapılırken
muhtasar beyannamenin tekrar ayın 20'sine, KDV'nin
de ayın 25'ine alınması değerlendirilebilir.
Osman ARIOĞLU
oarioglu@bugun.com.tr
Bugün |
|
|