|
|
Prim yapılandırmasında son günler |
|
Kamuoyunda prim affı olarak bilinen prim
yapılandırması 2 Mayıs 2011 tarihinde sona
erecek. SGK kayıtlarından oldukça yüksek olan
prim borçlarında indirim getiren yapılandırma
borçlu işverenler için önemli avantajlar
sağlamaktadır.
Dünyadaki finansal kriz ile başlayan ve kısmen
de olsa ülkemizi de etkileyen ekonomik kriz
sürecinde sosyal sigorta primlerini ödeyemeyen
işverenlere kolaylık getirmek için çıkarılan
6111 sayılı “torba kanun” 25 Şubat 2011
tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak
uygulaması başladı. Kanunun |
|
|
yayımı tarihinden itibaren iki ay içinde
yapılandırma başvurularının yapılması gerekmektedir.
Prim yapılandırması sosyal güvenlik kurumuna prim
borcu olan işverenleri kapsamaktadır. Diğer yandan
işverenlerin sosyal güvenlik destek prim borçlarını,
topluluk sigortası prim borçlarını da kapsamaktadır.
Diğer yandan işverenlerden ve sigortalılardan
kesilen işsizlik sigorta prim borçları da
yapılandırma kapsamındadır. Bilindiği gibi işsizlik
sigortası prim tahakkukları sosyal güvenlik kurumuna
verilen bildirgeler ile birlikte tahakkuku yapılır.
Sosyal Güvenlik Kurumu toplanan işsizlik sigortası
primlerini takip eden ay içinde işsizlik sigortası
fonuna aktarır. Tabii, tahakkuk edip ödenmeyen
işsizlik sigortası prim borçları sosyal güvenlik
kurumu tarafından takip ve tahsil edilir.
Yapılandırma kapsamına giren bir diğer borç türü ise
idari para cezalarıdır. Prim borçları için
yapılandırma tabiri kullanılabilir. Çünkü prim
aslında herhangi bir indirim söz konusu değildir.
Ancak idari para cezalarının aslında indirim
yapılmaktadır.
Örneğin; idari para cezası borcu olan işveren, bütün
yasal yolları tüketip para cezası tahsil aşamasına
gelmişse cezasının yarısı terkin ediliyor.
Yasal yollar nelerdir? İşveren itiraz etmiş olabilir
ve itirazı reddedilmiştir. Dava açmış olup davayı
kaybetmiş olabilir. Veya itiraz süresi ile dava
süresini kaybetmiş olabilir. Bu durumlarda idari
para cezası muaccel hale gelmiştir. İşte bu tür
idari para cezalarının işleyen faizleri ile birlikte
yüzde ellisi de silinir. Kalan yüzde ellilik kısma
TEFE/TÜFE oranlaması yapılarak borç güncel hale
getirilir.
İdari para cezasında ikinci yol ise henüz tahsil
aşamasına gelmemiş olan cezalarda yüzde 75’lik
terkin yani silinme söz konusudur. İdari para
cezasında henüz kanun yolları tükenmemişse yani
itiraz yolu, dava yolu açıksa veya davalık olmuş
ancak sona ermemişse bu tür cezalarda yüzde 75’lik
terkin söz konusudur. Tabii ki işverenin davadan
feragatı kabul etmesi gerekir.
Prim yapılandırmasının önemli bir kalemi de Bağ-Kur
sigortalılarının borçlarıdır. Esnaf Bağ-Kur
borçluları ile Tarım Bağ-Kur borçluları bu kapsama
girmektedir. Ayrıca isteğe bağlı sigortalıların
borçları da yapılandırma kapsamına alınmıştır.
Bağ-Kur sigorta prim borçluları için yapılandırma
ile getirilen önemli bir avantajda emekliliği
geldiği halde borcunu ödeyip emekli olamayan
sigortalılara getirilen kredi imkânıdır. Sosyal
Güvenlik Kurumu ile Ziraat Bankası arasında yapılan
protokol ile emekliliği gelmiş ancak borcu olan
Bağ-Kur sigortalılarının borcunu Ziraat Bankasından
alınan kredi ile kapatılmasının yolu açılmıştır.
Sigortalı bu şekilde emekli olup banka borcu beş
yıllık süre içinde aydan aya emekli maaşından
kesilerek ödenecektir.
Sonuç olarak 2 Mayıs 2011 tarihinde başvurusu son
bulacak olan prim yapılandırmasının borçlu
işverenler ve sigortalılar için önemli bir fırsat
olduğunu hatırlatıp bu güzel imkândan
faydalanmalarını tavsiye ediyoruz...
Sosyal Güvenlik Müfettişleri Derneğinden Basın
Duyurusu
Yaklaşık 15 gün önce hain bir saldırı sonucu vefat
eden Muğla SGK il müdürü merhum Naci Şahin için
Sosyal Güvenlik Müfettişleri Derneğinin açıklamak
zorunda kaldığı basın duyurusunu sizlerle paylaşmak
istiyorum. Vatanına ve milletine hizmet dışında
başka bir gayesi olmayan merhum kardeşime belki de
son defa görevimi yapmak adına bu duyuruyu köşeme
alıyorum.
“Sosyal Güvenlik Kurumu Muğla İl Müdürü ve aynı
zamanda meslektaşımız olan Naci ŞAHİN 8 Nisan 2011
tarihinde alçakça ve haince bir saldırı neticesinde
hayatını kaybetmiştir.
Merhum Naci ŞAHİN Başmüfettiş iken herhangi bir
maddi menfaat mülahazası içine girmeden sadece ve
sadece milletine, devletine ve kurumuna faydalı
olabilmek düşüncesiyle sekiz ay önce bu görevi kabul
etmiş ve bu menfur saldırı anına kadar canla başla
çalışarak vazifesini hakkıyla yerine getirmiştir. İl
müdürlüğü görevine getirilmesinin kendisine hiçbir
maddi katkısı olmamıştır. Buna mukabil
meslektaşımız, üç sosyal güvenlik kurumunun
getirdiği devasa ve yıllanmış sorunları, görev yeri
olan Muğla ilinde çözmeye çalışmış, yıllardır sessiz
kalınan sorunlara bir müfettiş cesaretiyle çözümler
üretmiş, insanımıza daha iyi hizmet verme gayreti
içerisinde gecesini gündüzüne katmış ve asla şahsi
bir beklenti içine girmemiştir. Öyle olsaydı çok
sevdiği müfettişlik mesleğini bırakıp memleketinden
uzak bir yerde böylesine zorlu bir görevi yürütmeye
evet demezdi.
Hal böyle iken bazı çevre ve gruplar insafla,
insanlıkla ve vicdanla telif edilemeyecek manalara
gelen açıklama izah ve yorumlar yapmakta, caniyi
masum, saldırıyı haklı, merhumu “hak etmiş” gibi
göstermeye çalışmakta ve tam bir sorumsuzluk örneği
sergilemektedirler.
Unutulmamalıdır ki makamı, mevkii, konumu ne olursa
olsun bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek
gibidir ve hiçbir sebep bir cana alçakça kıymayı
haklı göstermez.
Bu sebeple; müteveffanın yakınlarını rencide edecek,
vicdanları yaralayacak, kin ve nefrete sebep olacak
sorumsuz açıklamalardan, izah ve yorumlardan
kaçınılması gerektiğini hatırlatır, merhum
meslektaşımız Naci Şahin’e Allah’tan rahmet, kederli
ailesine sabır, milletimize başsağlığı dileriz.”
Şerif Akçan / Türkiye |
|
|