Şirket ortağı
Bağ-Kur’lunun kazanç beyanı
5510 sayılı yasaya göre, işveren olan
bağ-kurlular yanında çalıştırdıkları kişilere ödedikleri
ücretten daha az beyanda bulunamayacaklardır.
Örneğin manav işleten gerçek kişi vergi mükellefi Ahmet
bey dükkanında çalıştırdığı Mehmet’e aylık 2.000 lira
brüt ödemede bulunuyorsa kendiside bağ-kur kazancını en
az 2.000 lira olarak bildirmek ve buna göre prim ödemek
durumundadır.
İşveren ise...
Prime esas kazançların belirlendiği ve sınırlarının
çizildiği 5510 sayılı kanunun 80. maddesinde aşağıdaki
ifade yer almaktadır. “Sigortalı aynı zamanda işveren
ise aylık prime esas kazancı, çalıştırdığı
sigortalıların prime esas günlük kazancının en
yükseğinin 30 katından az olamaz. Aylık prime esas
kazancı, çalıştırdığı sigortalının otuz günlük prime
esas kazancından düşük olduğu tespit edilen
sigortalıların aylık prime esas kazançları, tespit
edilen kazanç düzeyine çıkartılarak aradaki farkın
primi, 89 uncu madde hükümlerine göre gecikme cezası ve
gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsil edilir.”
Burada sigortalının işveren olup olmadığının, işverenin
kim olduğu yani işverenin tanımı ve tespiti
gerekmektedir.
İşveren kimdir?
İşverenin tanımlandığı kanunun 12. maddesinde ise
işveren aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır.
“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c)
bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştıran
gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan
kurum ve kuruluşlar işverendir.
İşveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin
bütününün yönetim görevini yapan kimse, işveren
vekilidir. Bu Kanunda geçen işveren deyimi, işveren
vekilini de kapsar.”
Bu durumda, Bağ-Kurlu olan limited şirket ortakları veya
anonim şirket yönetim kurulu üyesi ortakları işveren
sayılamayacağından bu kişiler şirkette
çalıştırılanlardan daha az Bağ-Kur kazancı beyanında
bulunabileceklerdir.
Şirkette çalışan müdüre 4.000 lira maaş ödenirken şirket
ortaklarının 1.000 lira kazanç beyan ederek bunun
üzerinden bağ-kur primi ödemelerinde yasaya aykırılık
yoktur.
İşveren vekilinin durumu
Yasa maddesindeki “İşveren adına ve hesabına, işin veya
görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse,
işveren vekilidir. Bu Kanunda geçen işveren deyimi,
işveren vekilini de kapsar.” İfadesinden anlaşılması
gereken ise, sadece işveren vekilliği veya şirket
ortaklığı ile işveren vekilliği birleşmiş olanların da
kazançlarını şirketlerinde çalıştırdıkları kişilerden
düşük beyan edemeyecekleridir.
Ahmet ŞERİF / Y.Çağ |