|
|
Çözülmemiş
sorunlar, yanıtlanmamış sorular |
|
Değerli okurlar
sizlerle af sonrasına dönük değerlendirmelerimi
paylaşmak istiyorum.
1. Mükellefler ne yapmalı?
a- Af nedeniyle ertelenen sorunlar
Değerli okurlar daha önce defalarca yazdığım bir
hususu tekrar hatırlatmak isterim ki Türkiye'de
vergi inceleme sistemi değişti. Artık
"Hasbelkader keyfe keder" sisteminden, "Sürekli,
düzenli inceleme" sistemine geçildi. |
|
|
Artık belli bir büyüklüğü aşan
şirketlerin tüm dönemleri incelenmeye çalışılıyor.
Bunun yanında çok sayıda kaynaktan toplanan veriler
bilgisayar programları yardımıyla denetlenip, çıkan
sonuçlara göre incelemeye alınıyor.
Buna vergi inceleme grupları arasındaki "Daha büyük
matrah bulma yarışı" da eklenince geçen sene adeta
"Vergi inceleme yağmuru" yaşadık. Belki af çıkacağı
için inceleme elemanları tarhiyatlarda "kantarın
topuzunu" iyice kaçırınca, inceleme birimlerindeki
rapor okuma komisyonları da ince eleyip sık
dokumayınca çok sayıda "Deneme-bana göre-ya tutarsa-
tarhiyatları" ile karşı karşıya kaldık.
Normal şartlarda mutlaka yargıya götürülecek
konular, af yasası ile getirilen indirimler göz
önüne alınarak yargıya götürülmeden sonuçlandırıldı.
Yargıdaki davalarda da yine aynı mantıkla hareket
edildi.
Bizim içinde olduğumuz tartışmaların çoğunda şahit
olduğumuz bir hususu paylaşmakta fayda var.
Mükellefler çok sayıdaki tarhiyatla ilgili olarak af
kanunundan bir" Sigorta poliçesi satın alma"," Risk
yönetimi" mantığı ile hareket ederek, yapılan
eleştirileri kabullenmeden faydalandılar. Yeni
dönemlerle ilgili aynı konularda pozisyonlarını
koruyor ve ayni konularda yine, aynı şekilde
tarhiyatlarla karşı karşıya kalırlarsa konuyu bu kez
yargıya götürmeye kararlılar.
İnceleme elemanları açısından bakıldığında ise, en
tartışmalı konularda dahi yazdıkları raporlarla
ilgili af kapsamında da olsa sonuç aldıklarını
tecrübe ettiler. Dolayısıyla bu konular yeni dönemde
de denenecek konular olarak önlerinde duruyor.
Bu nedenle kahin olmaya gerek olmadan rahatça tahmin
edebiliriz ki yeni dönemde çok kısa sürede tekrar af
öncesi uyuşmazlık seviyesine erişecek görünüyoruz.
Yine tahmin ediyoruz ki şayet af öncesi hava
değişmez ve aynı yaklaşımlarla incelemelere devam
edilirse kurulacak yeni hükümet çok kısa sürede yine
büyük bir af baskısı ile karşılaşacak.
Bu nedenle tam da bu aşamada farklı yaklaşımlar
geliştirme bir zorunluluk olarak önümüzde duruyor.
Ben elimden geldiğince yazdığım ve yazacağım
yazılarla olası sorunları çözmek için
değerlendirmeler yapmaya, görüşlerimi paylaşmaya
çalışacağım.
b- Mali İdare'ye sorunlar oda, birlik, dernekler
kanalıyla taşınarak konular sürekli gündemde
tutulmalı
Bu dönemde tartışmaların şirketler bazında ele
alınması yerine olabildiğince kurumsal yapılar
kullanılarak Mali İdare'nin gündemine taşınması ve
gündemde tutulması her iki tarafı da rahatlatacaktır
görüşündeyim.
Bu nedenle de sorunlu konular inceleme raporları
beklenmeksizin. Mali İdare ile konuşulmaya,
tartışılmaya, çözülmeye çalışılmalıdır.
Bu çalışmalar için açılacak kanallar bir sisteme
bağlanmalı ve yazılık esası çerçevesinde rapora
bağlanmalıdır.
Geçen yıllarda işlevini yitirdiğini gözlemlediğimiz
"Vergi Konseyi" bu amaca hizmet için tekrar daha
verimli kullanılmaya çalışılabilir.
c- ÖFA anlaşması
Kurumlar Vergisi Kanunu'muzdaki "Ön Fiyat Anlaşması"
müessesesi mutlaka hızlandırılarak kullanılmalıdır.
Bu konuya ve diğer bu yazımızda başlık açacağımız
bir çok konu ve müesseseye daha sonra başlı başına
yazı konusu yaparak tekrar ele alacağım.
d- KAU daha fazla işletilmeli
Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmalarını Karşılıklı
Anlaşma Usulüne mutlaka hız ve işlev
kazandırılmalıdır.
e- Mukteza başvuruları artmalı
Mükelleflere önerim tartışmalı konulardaki
sorularını ısrarla Mali İdareye mukteza talebi
şeklinde iletmeleridir. Hiç bir demokratik idare
kendisine iletilen sorunlara, yasaları da göz ardı
ederek uzun süre görmezden gelemez. Mali İdare
eninde sonunda şu an oldukça yavaşlattığı bu
mekanizmayla ilgili bir şeyler yapmak zorundadır.
f- Tutanak sonrasında rapora okuma komisyonlarına da
dilekçe verilmeli
Rapor okuma komisyonlarını talep ve
açıklamalarımızla zorlamamız gerektiği
düşüncesindeyim. Şu an şekli gibi duran bu
müesseseler mutlaka kanunların verdiği denetim görev
ve işlevlerini daha iyi yapmak zorundalar.
g- Uzlaşma sürecinde yazılı belge/bilgi sunma imkanı
Uzlaşma müessesini de daha iyi kullanabilmek için,
tartışılan konu ve ileri sürülen argümanların
mutlaka yazılı olarak bu komisyonlara sunulması
yararlı olacaktır.
h- Tutanak süreci düzene sokulmalı
İnceleme sürecinin en önemli aşaması olan tutanak
aşaması mutlaka bir düzene sokulmalıdır. Halen bu
aşamada gereksiz bir sürü gerginlikler yaşandığına
şahit oluyoruz. İlk olarak tutanak taslağının
mutlaka tutanak görüşmesine davetle birlikte
mükelleflere yazılı olarak gönderilmesiyle
başlanabilir. Mükellefler bu sorulara yazılı olarak,
istedikleri gibi cevap verebilmelidir.
Bu günkü yazımı burada bırakayım. Ama üzerinde
durmayı düşündüğüm konuların başlıklarını da
sizlerle paylaşayım.
2. Mali İdare ne yapmalı?
- Mukteza Talepleri Yanıtlanmalı
- OFA Süreci Hızlandırılmalı
- Dünyada mesele nasıl ele alınıyorsa, öyle ele
alınmalı
- KAU İşletilmeli
- Gizli Emsal Uygulaması Sorgulanmalı
- Tutanak Süreci Halen Sorunlu
- Rapor Okuma Komisyonları Etkin/İşlevli Hale
Gelmeli
3. Yargıya da çok büyük bir Yük düşecek
Zeki GÜNDÜZ / Dünya |
|
10.06.2011 |
|
|