OSTİM
faciası ders olur mu?
Birkaç gündür gazetelerde OSTİM’de
meydana gelen ve 19 kişinin hayatını kaybettiği iki
patlamanın haberlerini ve yorumlarını takip ediyorum.
Ostim faciası ile yürekler bir kez daha yandı. Ateş yine
düştüğü yeri yaktı.
Ama bu ne ilk, ne de son iş kazası. Her yıl yüzlerce
vatandaşımızı madenlerde, inşaatlarda, atölyelerde,
tersanelerde, imalathanelerde ve çeşitli iş kollarına
ait fabrikalarda iş kazası sonucu kaybediyoruz.
Peki Ostim faciası ders olur mu? Bence hayır, buradan
toplum olarak ders almayız.
Tıpkı bundan önce meydana gelen binlerce iş kazasından
ders alınmadığı bundan da ders alınmayacak.
İş kazalarının büyük bir kısmı eğitimsizlik,
dikkatsizlik, bilgisizlik ve iş güvenliği önlemlerinin
eksikliğinden kaynaklanıyor. Özellikle küçük
işletmelerde iş sağlığı ve güvenliği önlemleri
alınamıyor. İşletmeler risk değerlendirmesi, iş sağlığı
ve güvenliği önlemlerini almıyor, eğitimleri aldırmıyor.
Bir çok işletme, bugün iş güvenliği önlemleri için
birkaç bin TL harcama yapmaktan kaçındığı için, işkazası
sonrası yüzbinlerce TL harcama yapmak zorunda kalıyor.
Yaklaşık 15 gün kadar önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Ömer Dinçer ve bakanlık üst düzey yetkilileri ile
19. Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi ve Fuarı ile
ilgili tanıtım toplantısındaydık.
Bakan Dinçer, Türkiye iş kazası sayısı itibariyle dünya
ortalamasının altında olduğunu söyledi. Ancak ölümlü iş
kazası sayısında dünya ortalamasının üstünde olduğumuzu
da ısrarla belirtti. İş kazalarının en fazla meydana
geldiği işyerleri 1-250 arasında işçi çalıştıran KOBİ ve
küçük işletmelerde meydana geliyor. Yani, iş kazalarının
yüzde 83’ü KOBİ’lerde meydana geldiğini anlatmıştı.
Yine, o toplantıda Bakan Dinçer, Danıştay’ın vermiş
olduğu bir kararla ÇASGEM’in verdiği 2474 kişinin iş
güvenliği uzmanı belgesini iptal etmiş, Danıştay
Kararları ile ülkemizde iş güvenliği uzmanı yetkisi olan
uzman kalmamıştı. Oysa en az 3500 iş güvenliği uzmanına
ihtiyaç bulunmaktadır.
Yani bir yanda işsiz mühendislerimiz iş güvenliği uzmanı
yapılıyor, bir yandan da iş güvenliği önlemlerinin
alınması sağlanarak kazalar azaltılıyordu. Bu iş
güvenliği uzmanlarının eğitimleri yetersiz olduğu için
mi, yoksa konunun bu kadar önemli olduğunu bilmedikleri
için mi iptal etmiştir Danıştay.
Bu facialarda 2474 kişinin iş güvenliği uzmanlığı
belgelerini iptal eden Danıştay’ın hiç mi suçu yoktur?
2008 yılında yapılan değişiklikle en az 50 işçi
çalıştırılan işyerlerinde; işyeri sağlık ve güvenlik
birimi oluşturma, işyeri hekimi ile gereğinde diğer
sağlık personeli ve sanayiden sayılan işlerde iş
güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğünün yanı sıra
işverene işletme dışında kurulu ortak sağlık ve güvenlik
birimlerinden hizmet alarak bu yükümlülüğü yerine
getirme kolaylığı getirilmiştir.
İşyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitimleri
ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin hizmetlerinin
nasıl düzenleneceğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı’na yasal yetki verilmiştir. 27 Kasım 2010
tarihinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri ile işyeri
hekimleri ve iş güvenliği uzmanlığı hizmetlerine ilişkin
üç ayrı Yönetmelik yayımlanmıştır. Yeni
yönetmeliklerinin ardından 25.12.2010 tarihinde merkezi
sınav yapılmıştır. 1952 kişi belge almaya hak
kazanmıştır.
Şirketlerin işyerlerinde görevlendirecekleri işyeri
hekimi ve iş güvenliği uzmanı başvuruları, İş Sağlığı ve
Güvenliği Genel Müdürlüğüne resmi yazı ile başvuru
yapılmakta ve web tabanlı oluşturulmakta olan bir
elektronik yazılım programı ile kayda alınmaktadır.
Umarız bu önlemler iş kazalarını azaltır. Unutmayalım
ki, önlemek ödemekten daha kolay ve daha insancıldır.
Resul Kurt / Star |