|
|
Bağ-kur'lunun
primlerini çalışan işçileri belirliyor |
|
1.10.2008
tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5510 sayılı
SS ve GSSKanununa göre 4-1(b) dediğimiz
Bağ-Kur'lu sigortalılar işyerlerinde hizmet akdi
ile çalışan 4-1(a)'lı işçilerinden daha düşük
prim ödeyemeyeceklerdir.
Bununla ilgili yasal düzenlemeyi
incelediğimizde; 5510/80.Maddesinde
4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi
kapsamındaki sigortalıların prime esas
kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir.
b) Sigortalı aynı zamanda işveren ise aylık
prime esas kazancı, çalıştırdığı sigortalıların
prime esas günlük kazancının en yükseğinin otuz
katından az olamaz. |
|
|
Aylık prime esas kazancı,
çalıştırdığı sigortalının otuz günlük prime esas
kazancından düşük olduğu tespit edilen
sigortalıların aylık prime esas kazançları, tespit
edilen kazanç düzeyine çıkartılarak aradaki farkın
primi, 89 uncu madde hükümlerine göre gecikme cezası
ve gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsil edilir.
Kanunun ilgili maddesine dayanılarak 4-1(b)'linin
Sigorta Müdürlüklerine ödeyeceği sigorta matrahını
işçisi tarafından belirleniyor.
28.08.2008 tarihli SSİY bu konuyla ilgili olarak
104.Maddesinde Kanunda yazılı ifadelere yer
verilmiştir.
28.09.2008 Tarihli yayınlanan tebliğ de 4(a) ve 4(b)
Prime Esas Kazançlarının belirlenmesi ile ilgili
maddelerde kanuni tanımlamaya yer verilmiştir.
12.05.2010 Tarihinde yayımlanan SSİY ile 28.08.2008
tarihli SSİY mülga olmuştur.Yeni tarihli yayımlanan
yönetmelik incelendiğinde kanunda var olan
hükümlerden olan Sigortalı aynı zamanda işveren ise
aylık prime esas kazancı, çalıştırdığı
sigortalıların prime esas günlük kazancının en
yükseğinin otuz katından az olamaz ibaresine yer
verilmediğini görmekteyiz.(Bakınız:12.05.2010
Tarihli SSİY-98.Maddesine)
Bu şekli ile yayınlanmış bugüne kadar da herhangi
bir değişikliğe gidilmemiştir.Böyle önemli bir
maddenin bir önceki mülga edilen yönetmelikde dahi
sonradan yapılan değişiklikleri içererek
yayınlanmasına rağmen, yeni yönetmelikte
yayınlandığı tarihten bu yana üstünden bir yıllık
süre geçtiği halde kanunun bu maddesinin bulunmaması
ilginç gelmektedir.
SSİY hazırlanmasındaki asıl amaç hem Kurum
mensuplarına hemde işverenlere kanun yorumlanmasında
bir rehber olması niteliği ile hazırlanır ve RG
yayımlanarak yürürlüğe girer.
Küçük bir ayrıntı olmasına rağmen bir çok Bağ-Kur'lu
mükellef bu zorunlu yüksek sigorta primi ödemesinden
şikayetçidir.
Bu uygulama için Kanunda herhangi bir ayrım
olmamasına rağmen yorumlamayla Gelir Vergisi
Mükellefi olan Esnafa öncelikle uygulanmaktadır.
Tüzel Kişi Ortaklığı olan şirketler ise ortaklık
payı gerekçesi ile bu uygulamaya Kurum nezdinde
itiraz etmektedirler.
Küçük esnaf diye tabir ettiğimiz bir çok sanat
erbabı genelde atölyelerinde üç yada beş kişi
çalıştıran Gerçek Usulde Vergi mükellefidirler.
Örneğin bu tarzda çalışan bir esnafın atölyesinde
işçisine 1500 TL APHB Sigorta Prim matrahını
bildirdiğinde kendisi içinde 1500 TL az olmayacak
şekli ile 4-1(b) matrah bildirme zorunluluğu
doğmuştur.
Bildirmediği taktirde Aylık prime esas kazancı,
çalıştırdığı sigortalının otuz günlük prime esas
kazancından düşük olduğu tespit edilen
sigortalıların aylık prime esas kazançları, tespit
edilen kazanç düzeyine çıkartılarak aradaki farkın
primi, 89 uncu madde hükümlerine göre gecikme cezası
ve gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsil edilir
hükmü gereğince cezalandırılacaktır.
Bu kelepçeden kurtulmak isteyen birçok esnaf %5 prim
teşvikini kaybetme riskini de göze alarak asgari
ücret işçilik beyanına zorlanmaktadır.
Son prim yapılandırılmasını takip ettiğimizde
genelde başvurular küçük esnaf dediğimiz kesim
tarafından yapılmıştır.
Kanun koyucu yanında çalıştırdığı işçiye yüksek maaş
veren esnafın kendi primini basamaklandırma sistemi
ortadan kalkdığı için düşük gösterir endişesiyle
böyle bir uygulamaya gitmiştir.Günün sonunda elbette
fazla prim beyan esası sigortalı lehinedir.Fakat gün
gelip primleri için yapılandırma yapanları bazen bu
rakamları bile ödeyememe riski ile karşı karşıya
bırakmaktadır.
Sosyal Güvenlik ilkesini savunanlar için daima şu
sözün arkasında dururlar, nimet külfet dengesinde
maaş alma esasında fazla prim ödeselerdi fazla
emekli maaşı alacaklardı.
Fakat 01.10.2008 tarihinden sonra Bağ-Kur emekli
maaşlarında bir iyileştirme olmamasından dolayı
birçok Bağ-Kur'lu 01.03.2011 tarihinden itibaren
5510/53.Maddesinin can simitine sarılarak SSK emekli
olmak istiyorlar.
Gerçek Usulde Gelir Vergisi Mükellefleri bu prim
uygulaması ile haksız bir uygulamayla karşı karşıya
bırakılırken,A.Ş,Ltd.Şt. Hissedarları ve Ortakları
asgari ücret düzeyinde 4-1(b)Prim beyanında
bulunabiliyor..
Günün sonunda her iki tarafta işveren kesimi
olmasına rağmen bir kesim yanında çalıştırdığın
işçinden az prim ödeyemezsin hükmü ile fazla prim
ödemeye mahkum ediliyor.
Oysa amaçlanan bu uygulama ile basamaklandırma
sistemini kaldırdık,4-1(b) işçilerini emsal tutarak
onları yüksek oranda prim ödeyerek daha fazla emekli
maaşı almalarını sağlayacağız demelerine rağmen
1.10.2008 yılından itibaren emekli maaşı
hesaplamaları karma sisteme göre yapıldığından
yüksek emekli maaşı alma hayali bir başka bahara
kalmıştır.
**
Değerli dostlar üstad Şevket Tezel Beyin çok güzel
bir makalesi yayınlanmıştır.Aşağıdaki Linki
tıkladığınızda nerden nereye geldiğimizi
göreceksiniz.Üstad'ın bu makalesini okuduğunuzda
kafanızdaki tüm soruların cevabını bulacaksınız.
Kendisini kutluyorum.
VEDAT İLKİ |
|
08.06.2011 |
|
|