Tam gün konusunda
bilinmesi gerekenler
Öğretim üyelerinin 'kısmi statüde'
çalışmalarını sona erdiren yasa maddesinin yürürlüğe
girmesiyle birlikte, konuya ilişkin haberlere sıkça
rastlamaya başladık. Basında yer alan bilgilerden,
konunun sadece sağlık alanında görev alan öğretim
üyeleriyle sınırlı olduğu izlenimi ortaya çıkıyor. Oysa
konu bütün öğretim üyeleriyle ilgili.
Öğretim üyelerinin sadece 'devamlı statüde'
çalışmalarını öngören 2547 sayılı Yükseköğretim
Kanunu'nun 36. maddesinin ocak ayı sonunda yürürlüğe
girmesiyle birlikte, kısmi statüde çalışanlar 'otomatik
olarak' devamlı statüye geçtiler. Bu düzenlemede,
öğretim üyelerinin dışarıda iş yapmalarının mümkün olup
olamayacağı hususunda halen bir kafa karışıklığı söz
konusu.
İPTAL EDİLEN CÜMLE
Ocak ayı sonunda yürürlüğe giren 36. maddenin iptal
öncesi şeklinde yer alan;
'Öğretim elemanları, bu kanun ile diğer kanunlarda
belirlenen görevler ve telif hakları hariç olmak üzere,
yükseköğretim kurumlarından başka yerlerde ücretli veya
ücretsiz, resmi veya özel başka herhangi bir iş
göremezler, ek görev alamazlar, serbest meslek icra
edemezler' cümlesi madde yürürlüğe girmeden önce
(04.12.2010 tarihinde) Anayasa Mahkemesi tarafından
iptal edildi. İptal kararı sonrası yeni bir yasal
düzenleme de yapılmadı.
Dolayısıyla, kısmi statünün kalkmasına rağmen, öğretim
elemanlarına mesai saatleri dışında her türlü faaliyeti
yapma imkanı ortaya çıkmış oldu. Öğretim elemanları
yasal görevlerini yerine getirdikleri sürece, dışarıda
yasal olarak iş yapabilecekler.
ASİSTANLARA DA YOL AÇILDI
Yürürlükten kalkan kısmi statünün bazı 'öğretim
üyelerine' (profesör ve doçent) özgü olması, dışarıda
çalışmanın da sadece bu öğretim üyeleriyle sınırlı
olduğu şeklinde bir algı ortaya çıkartıyor. Ancak, konu
sadece öğretim üyeleriyle sınırlı değil. 2547 sayılı
Kanun'un 'Çalışma esasları' başlıklı 36. maddesinde
'öğretim elemanları' ifadesi kullanılıyor.
Öğretim elemanları sözcüğü, öğretim üyesi olan profesör,
doçent ve yardımcı doçentlerle birlikte öğretim
görevlisi, okutman ve 'öğretim yardımcısı' kategorisinde
yer alan; araştırma görevlisi (asistan), uzman, çevirici
ve eğitim-öğretim planlamacılarını da kapsıyor. Yani, bu
durumdakilerin tamamının mesai saatleri dışında dışarıda
çalışmalarına herhangi bir yasal engel bulunmuyor.
SAĞLIK ALANINDA ÇALIŞANLAR
Sağlık alanında görevli olan öğretim elemanları, 2547
sayılı Kanun dışında ayrıca 1219 sayılı Tababet ve
Şubatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun
hükümlerine tabi olarak çalışıyorlar. Bu Kanun'un 12.
maddesinde 5947 sayılı Kanun'la yapılan bir değişiklikle
sağlık alanında çalışanlara yönelik bir kısıtlama
getirildi. Söz konusu hükmün iptal öncesi hali şu
şekildeydi:
'Tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına
göre uzman olanlar, aşağıdaki bentlerden yalnızca
birindeki sağlık kurum ve kuruluşlarında mesleklerini
icra edebilir:
a) Kamu kurum ve kuruluşları.
b) Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile
sözleşmeli çalışan özel sağlık kurum ve kuruluşları,
Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmeli
çalışan vakıf üniversiteleri.
c) Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile
sözleşmesi bulunmayan özel sağlık kurum ve kuruluşları,
Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmesi
bulunmayan vakıf üniversiteleri, serbest meslek icrası.'
Bu hükümde yer alan ve kısıtlama içeren 'bentlerden
yalnızca birindeki' ibaresi de Anayasa Mahkemesi
tarafından iptal edildi. Dolayısıyla, sağlık alanında
çalışan öğretim elemanları açısından da mesai saatleri
dışında çalışmaya engel bir durum söz konusu olmadığı
düşüncesindeyiz.
Ortak gayrimenkulden elde edilen kira geliri
HENÜZ tapusunu alamadığımız kooperatiften girdiğimiz bir
dairemiz var. Daire resmi olarak benim adıma kayıtlı
fakat gayri resmi olarak ben ve iki kardeşim ortak
aldık. Daire şu an kirada kira, kontratı benim adıma
fakat biz gelen kirayı üç kardeş paylaşıyoruz. Bu
durumda bize ne yapmamızı öneriyorsunuz? Mesela yeni
kontrat yapıp ev sahibi hanesine üç kardeşin adını mı
yazalım ve bankada üç kişilik ortak hesap açıp kiracıya
kirayı ortak hesaba mı yatırmasını söyleyelim? Bu
durumda vergi vermemiz sona erer mi ya da sizin başka
öneriniz var mı? Yaşar Toguç
Kooperatif üyeliğinin sizin adınıza olması nedeniyle,
kiraya verilen dairenin sahibi de siz oluyorsunuz.
Dolayısıyla elde edilen kira geliri size ait. Kira
kontratının üç kardeş adına yapılması sorunu çözmez.
Kardeşlerinizin daire sahibi olabilmesi, dolayısıyla
kira gelirinin üç kardeşe ait olabilmesi için, dairenin
resmi olarak da üçünüze ait olması gerekir. Gerçek durum
her ne kadar üç kişiye ait olan daireden elde edilen ve
üç kişiye ait olan kira geliri olsa da, resmi belgeler
üzerinde daire sahibi sizsiniz. Aksi halde herkes beyan
sınırının altında kalmak için kira geliri elde edilen
daireye eşinin, kardeşinin, ana veya babasının ortak
olduğunu söyleyip, kirayı da ortak hesaba yatırttırıp,
beyanname vermez. Çözüm olarak düşündüğünüz tezi
Maliye'ye izah edemezsiniz.
Çalışanın onayı olmadan fazla mesai yaptırılamaz
ÇALIŞANIN fazla mesai yapmasını isteyebilmek için yıl
bazında ayrı olmak üzere, yılbaşında onayının alınması
gerekir. İşçi fazla mesai için onay vermesine rağmen
haklı bir sebebe dayanmaksızın fazla mesai yapmayıp işin
aksamasına neden olursa iş sözleşmesi geçerli nedene
dayanarak feshedilebilir. İşçinin onayının alınmadığı
durumlarda ise fesih geçerli nedene dayanmaz.
Metin Taş-Sezgin Özcan
Kaynak:
http://www.aksam.com.tr/tam-gun-konusunda-bilinmesi-gerekenler-1017y.html
|