Türk Borçlar Kanunu’nun İşçiler Adına
Değerlendirilmesi -I-
Takip edenler hatırlayacaktır, 4857 sayılı İş Kanunu’nun
yürürlüğe girdiği 2003 yılında siz Türkiye Gazetesi
Okurlarına bir yazı dizisi hazırlamış ve İş Kanunumuzla
getirilen yeni düzenlemeler hakkında sizleri
bilgilendirmiştim.
Uzun bir süredir hazırlanan ve iktidar ve muhalefet
partilerinin üzerinde uzlaştığı yeni Türk Borçlar Kanunu
geçen ay TBMM’den geçmiş ve sayın Cumhurbaşkanımız
Abdullah Gül’ün onayına sunulmuştu. Yeni Türk Borçlar
Kanunu Cumhurbaşkanımızın onayını müteakip 4 Şubat 2010
tarihli Resmî Gazete’de yayınlandı.
Bilindiği üzere İş Kanunu hükümleri;
50’den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman
işlerinin yapıldığı iş yerlerinde veya işletmelerinde,
-Aile ekonomisi sınırları içinde kalan tarımla ilgili
her çeşit yapı işleri,
-Bir ailenin üyeleri ve 3’üncü dereceye kadar (3’üncü
derece dahil) hısımları arasında dışarıdan başka biri
katılmayarak evlerde ve el sanatlarının yapıldığı
işlerde,
-Ev hizmetlerinde,
-Sporcular hakkında,
-Esnaf ve Sanatkârlar Kanununun tarifine uygun (işveren
dahil) üç kişinin çalıştığı iş yerlerinde,
uygulanmamakta, bu nitelikteki iş yerlerinde
çalışanların hak ve yükümlülükleri Türk Borçlar
Kanununda düzenlenmektedir. Bu nedenle,
vatandaşlarımızın önemli bir kısmının hizmet
sözleşmelerinin İş Kanunu kapsamı dışında kaldığı ve
dolayısıyla haklarının ve yükümlerinin Türk Borçlar
Kanununda düzenlendiğini dikkate alarak sizlere
işçilerin hakları ile sınırlı olmak üzere bilgiler
vereceğim...
Türk Borçlar Kanunumuzun İş Kanunu kapsamı dışında kalan
çalışanlarla ilgili hükümleri “Genel Hizmet Sözleşmesi”
başlığı altında düzenlenmiş işçiler ile bunları
çalıştıranların borçlarına ayrıntılı biçimde yer
verilmiştir. Öncelikle bu hükümlerden yararlanmak için
çalışma biçiminin hizmet sözleşmesi biçiminde olduğunu
özellikle belirterek Kanuna göre hizmet sözleşmesinin
bir tanımını yapmak istiyorum.
İşçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli
olmayan süreyle iş görmeyi ve işverenin de ona zamana
veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşme
hizmet sözleşmesidir ve İşçinin işverene bir hizmeti
kısmi süreli olarak düzenli biçimde yerine getirmeyi
üstlendiği sözleşmeler de hizmet sözleşmesi kabul
edilmiştir.
Örneğin; düzenli ve sürekli olarak haftada bir gün
evimizde temizlik yapmaya gelen kadın ile bizim aramızda
hizmet sözleşmesi kurulmuş olacaktır. Sonucunda Türk
Borçlar Kanunu hükümlerine göre karşılıklı olarak haklar
ve borçlarımız meydana gelecektir. Bu borçlardan bir
kısmına özellikle değinmek istiyorum.
İŞÇİNİN BORÇLARI
İşçinin borçları şunlardır.
Bizzat çalışma borcu: İşçi yüklendiği işi bizzat
yapmakla yükümlüdür.
Özen ve sadakat borcu: İşçi, yüklendiği işi özenle
yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında
sadakatle davranmak zorundadır.
Teslim ve hesap verme borcu: İşçi, üçüncü kişilerden
işveren için aldığı şeyleri ve özellikle paraları derhâl
ona teslim etmek ve bunlar hakkında hesap vermekle
yükümlüdür.
Fazla çalışma borcu: Gerektiğinde fazla çalışma yapmak.
Düzenlemelere ve talimata uyma borcu: İşverenin yaptığı
düzenlemeler ve talimatlara uymak...
Haftaya devam edeceğiz.
Şerif Akçan / Türkiye |