|
|
Yeni
düzenlemeler ışığında vergi mahremiyeti (I) |
|
Vergi mahremiyeti
ile ilgili yasal düzenleme vergi Usul Kanunu ve
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun'da yer almıştır. Ancak son yıllarda
teknoloji ve iletişim alanındaki hızlı
gelişmelere de paralel olarak yeni yasal
düzenlemeler yapılmıştır.
Yeni Türk Ticaret Kanunu, Bilgi
Edinme Hakkında 4982 Sayılı Kanun ve Elektronik
Haberleşme Kanunu gibi kanunlarla yapılan
düzenlemeler vergi mahremiyetimin yeniden ele
alınması ihtiyacını doğurmuştur.
|
|
|
Mevcut yasal düzenlemeler
- VUK 5'inci maddesi, Aşağıda yazılı kimseler
görevleri dolayısıyla, mükellefin ve mükellefle
ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap
durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine
veya mesleklerine müteallik olmak üzere öğrendikleri
sırları veya gizli kalması lazım gelen diğer
hususları ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü
şahısların nefine (yararına) kullanamazlar;
Vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan
memurlar; vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri
ve Danıştay da görevli olanlar; vergi kanunlarına
göre kurulan komisyonlara iştirak edenler; vergi
işlerinde kullanılan bilirkişiler. Bu yasak,
yukarıda yazılı kimseler, bu görevlerinden
ayrılsalar dahi devam eder.
Ancak, vergi güvenliğini sağlamak amacıyla gelir
vergisi mükelleflerinin yıllık gelir vergisi,
sermaye şirketlerinin kurumlar vergisi
beyannamelerinde gösterdikleri matrahları (zarar
dahil) ve beyanları üzerinden tarh olunan gelir ve
kurumlar vergileri ile mükelleflerin ad ve
unvanları, bağlı oldukları vergi dairelerince
beyannamelerinin verildiği yıl içinde dairenin
münasip yerlerine asılacak cetvellerle ilan olunur.
Mükellefin bağlı bulunduğu teşekkül varsa, bu ilan
orada da yapılır.
Mükelleflerin vergi tarhına esas olan beyanları,
kesinleşen vergi ve cezalan ile vadesi geçtiği halde
ödenmemiş bulunan vergi ve ceza miktarları Maliye
Bakanlığınca açıklanabilir. Maliye Bakanlığı bu
yetkisini mahalline devredebilir. Ayrıca, kamu
görevlilerince yapılan adli ve idarî soruşturmalar
İle ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeler ile
bankalara, yapacakları vergi tahsiline yönelik
bilgiler verilebilir. Bu bilgilerin verilmesine
ilişkin usul ve esaslar Malîye Bakanlığınca
belirlenir. Sahte veya muhteviyatı itibariyle
yanıltıcı belge düzenledikleri veya kullandıkları
vergi inceleme raporuyla tespit olunanların, kanunla
kurulmuş mesleki kuruluşlarına ve 3568 sayılı
Kanunla kurulan birlik ve meslek odalarına
bildirilmesi vergi mahremiyetini ihlal sayılmaz. Bu
takdirde kendilerine bilgi verilen kişi ve kurumlar
da bu maddede yazılı yasaklara uymak zorundadırlar.
Maliye Bakanlığı bilgilerin açıklanmasıyla ilgili
usulleri belirlemeye yetkilidir.
Gelir vergisi mükellefleri (Kazancı basit usulde
tespit edilenler dahil) (l) ile sermaye şirketleri
her yıl mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına
esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden
vergi miktarlarını gösteren levhayı almak
zorundadırlar. İlan ve levhalara ilişkin diğer
hususlar Maliye Bakanlığı'nca belli edilir.
Açıklanan bu bilgiler ele alınarak mükelleflerin
haysiyet, şeref ve haklarına tecavüz edilemez.
- Amme Alacakları Kanunu 107'nci madde: Bu kanunun
tatbikinde vazifeli bulunan kimseler, bu vazifeleri
dolayısıyla amme borçlusunun ve onunla ilgili
kimselerin şahıslarına, mesleklerine, işlerine,
muamele ve hesap durumlarına ait öğrendikleri
sırlarla, gizli kalması lazım gelen diğer hususları
ifşa ettikleri takdirde Türk Ceza Kanunu'nun
239'uncu maddesine göre cezalandırılır.
Bu kanunun 41'inci maddesine göre amme alacağını
tahsil yetkisi verilen kuruluşlara, yapacakları
tahsile yönelik bilgilerin ve 22/A maddesine göre
borcun olmadığına dair belgeyi arama zorunluluğu
getirilen kurum ve kuruluşlara, ödeme ve işleme
taraf olanlara ilişkin borç bilgilerinin verilmesi
sırrın ifşası sayılmaz; bu kurum ve kuruluşlarda
vazifeli bulunan kimseler edindikleri bilgileri ifşa
ettikleri takdirde birinci fıkra hükmüne göre
cezalandırılırlar.
4982 Sayılı Kanun ve bilgi edinme hakkı
Demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün gereklerinden
olan bilgi edinme hakkı ülke yönetimlerini halkın
denetimine açmak ve şeffaflığı sağlamak suretiyle
devlete karşı duyulan kamu güvenini artırmada etkili
olan vazgeçilmez temel haklardan biridir. Ancak
bilgi edinme hakkı da sınırsız değildir. Kişilerin,
vergi mükelleflerinin mali bilgileri gibi. İş
ortamının güven içinde olması yanında, devletin
vergi güvenliğinin sağlanması bakımından bazı
bilgilerin bilgi edinme hakkının sınırlandırılması
gerekli görülmektedir. Ancak sınırın nasıl
belirleneceği de önemlidir.
Bilgi edinme hakkı
Ülkemizde, demokratik ve şeffaf yönetimin gereği
olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine
uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkım
kullanmalarını kolaylaştırmak üzere 4982 Sayılı
Kanun TBMM'de kabul edilmiştir. Bu kanuna göre tüm
kurum ve kuruluşların kişilerin bilgi edinme
haklarım kullanmaları konusunda kendilerine yapılan
başvurulara cevap vermeleri, bilgi ve belgelere
erişimde gereken yardım ve kolaylıkları sağlamaları
gerekmektedir.
Günümüzde, bilgi edinme hakkı temel hak ve
özgürlükler arasında sayılmaktadır. Ancak kişiler
ile devlet arasındaki bu süreçte birbirini
karşılıklı olarak besleyen ve destekleyen iki yön
bulunmaktadır. Bunlar sırasıyla kamu kurum ve
kuruluşlarına karşı bilgi verme ödevlerini yerine
getirme, sonrasında da gizlilik ve mahremiyet hariç,
kişilerin bilgi edinme haklarını özgürce, ,her hangi
bir engelleme ile karşılaşmaksızın kullanabilme
olarak karşımıza çıkar.
Bilgi edindirme hakkı ve vergi mahremiyeti
İş ortamının güven içinde olmasının önemi göz önünde
tutularak, 1950 yılından itibaren Vergi Usul
Kanunu'nda vergi mahremiyetine yer verilmiştir.
Gerek verginin tarh, tahakkuk ve tahsil aşamasında
gerekse vergi incelemeleri ve yoklamalar sırasında
vergi kanunlarının uygulamasında görev alan
kişilerin, mükellefin ve mükellefle ilgili
kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap
durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine
veya mesleklerine ilişkin olmak üzere öğrendikleri
sırlan veya gizli kalması gereken diğer hususları
açıklamaları veya üçüncü kişiler menfaatine
kullanmaları, yukarıda belirttiğimiz, kanuni
müeyyideye bağlanarak yasaklanmıştır. Bu yasak bu
kişiler görevlerinden ayrılsalar dahi devam
edecektir.
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, kamu kurum ve kuruluşları
ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının
faaliyet alanlarına ilişkin bilgilerin ne şeklide
verileceğine ilişkin usul ve esasları
düzenlemektedir. Dolayısıyla vergi mahremiyeti
kapsamına girecek bilgilerin temin edilebileceği tüm
kurum ve kuruluşları da kapsar. Maliye Bakanlığı,
vergi daireleri ile ilgili diğer tüm kurum ve
kuruluşlar. Kanunda belirtilen istisnalar dışında
kapsamda yer alan tüm kamu kurum ve kuruluşları, her
türlü bilgi ve belgeyi başvuranların yararlanmasına
sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli
ve doğru bir şekilde sonuçlandırmak üzere idari ve
teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler.
Acaba vergi mahremiyeti kapsamında talep edilecek
bilgi ve belge yönünden kanun koyucu herhangi bir
sınırlama öngörmüş müdür?Kanunda yer alan
sınırlayıcı maddeler bu konuyu da kapsarmı -
Soruları akla gelmektedir.
Kanunda bu soruya doğrudan doğruya vergi mahremiyeti
kapsamında istenilen bilgiler, kapsam dışındadır
şeklinde yanıt veren bir hükme rastlanılmamaktadır.
Söz konusu soruya yanıt verebilmek için kanunun
"Gizli bilgileri ayırarak bilgi ve belge verme"
başlıklı 9. maddesinin "Özel hayatın gizliliği"
başlıklı 21. maddesinin ve son olarak "Ticari sır"
başlıklı 23. maddesinin ilgili maddelerdir.. 9.
madde uyarınca açıklık kural gizlilik istisna
olduğundan istenen bilgi ve belgelerde gizlilik
dereceli veya kanunlarında açıklanması yasaklanan
bilgiler ile açıklanabilir nitelikte olanların
birlikte bulunması ve bunlar birbirinden
ayrılabiliyor olması halinde gizli bilgiler
çıkartılarak ilgilisine verilecektir. Bu maddenin
lafzından da anlaşılacağı üzere açıklanması
yasaklanan bilgiler kanun kapsamına girmemektedir.
VUK'un 5'inci maddesinde vergi mahremiyeti
çerçevesinde öğrenilen bilgilerin paylaşılması yasak
olduğu için bilgi edinme hakkı kapsamında bu yönde
gelen taleplerin VUK'un 5'inci maddesine atıfta
bulunmak suretiyle reddedilmek durumundadır.
Bilgi Edinme Hakkı Kanunun 21'inci maddesi, ilgili
kişinin izin verdiği haller dışında mesleki ve
ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak
bilgi veya belgelerin kanun kapsamı dışında olduğunu
belirtmiştir. Bu hükümden de yola çıkmak suretiyle
vergisel bilgilerin kamuya açık bir şekilde
paylaşılması ilgili kişinin hem mesleki, hem
ekonomik çıkarlarına haksız müdahale olarak kabul
edilebilir.
Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK / Dünya
akif.akarca@alfaymm.com |
|
05.05.2011 |
|
|