|
|
Matrah ve vergi
artırımından vazgeçilebilir mi? |
|
Torba Yasa'yla
gelen matrah ve vergi artırımı, artırımda
bulunulan vergiler yönünden 'sigorta' özelliği
taşıyor. Mükelleflerin önemli bir bölümü, ilgili
yıllar için matrah ve vergi artırımında
bulunarak incelemeye dayalı vergi tarhiyatı
yapılması ve ceza kesilmesinin önüne geçmeyi
amaçlıyor.
Bu bakımdan,
özellikle ilgili dönemler için incelenme
endişesi taşıyan mükelleflerin bu olanağı
değerlendirmelerini öneriyoruz. |
|
|
Torba yasanın kapsam genişliği
nedeniyle başlangıçta öngörülmeyen birçok durum,
uygulamada karşımıza çıkabiliyor. Bunlarda birisi
de, matrah ve vergi artırımından vazgeçilip
geçilemeyeceği.
MALİYE VAZGEÇİLMEZ DİYOR
İdare, matrah ve vergi artırımında bulunup hemen
sonrasında bundan vazgeçmek isteyen mükelleflere
vermiş olduğu cevapta, bunun mümkün olmadığını
belirtiyor. Bu cevabın dayanağı olarak da 2011/1
sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
Hakkında 6111 sayılı Kanun İç Genelgesi
gösteriliyor.
Söz konusu İç Genelge'de; 'Kanunun pişmanlıkla veya
kendiliğinden verilen beyannamelere, matrah ve vergi
artırımına ve stok beyanlarına ilişkin hükümlerinden
yararlanmak üzere beyan ve bildirimde bulunanların
bu beyan ve bildirimlerinden vazgeçmeleri mümkün
bulunmamaktadır' açıklaması yer alıyor.
İÇ GENELGE NEDİR?
Matrah ve vergi artırımında bulunan, ancak daha
sonra vazgeçen mükelleflerin taleplerinin reddine
dayanak olarak, 2011/1 sayılı İç Genelge
gösteriliyor. İç Genelge, idarenin farklı birimleri
arasında uygulama birliğini sağlamak üzere kendi
örgütüne gönderdiği yazılı emirdir. İlgili idari
birimler, uygulamalarını iç genelgeye uygun olarak
yapmak zorundadır. Yani, iç genelge idari birimler
açısından bağlayıcıdır.
Ancak, iç genelgeler mükellefler ve yargı açısından
bağlayıcı değildir. Bunların bağlayıcılığı olmaması
nedeniyle iptal davasına konu edilmeleri de söz
konusu değildir.
KANUN NE DİYOR?
Matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümlerin
düzenlendiği 6111 sayılı Kanun'da, matrah ve vergi
artırımından vazgeçilip vazgeçilemeyeceğine dair bir
hüküm yer almıyor. Yani, İdare'nin dayanak olarak
gösterdiği İç Genelge, Kanun'da olmayan bir konuyu
düzenlemiş durumda. Bağlayıcılık taşımayan ve
'yardımcı hukuk kaynağı' durumunda olan İç
Genelge'nin, Kanun'a aykırı olması mümkün değil.
Kanunların yorumlanmasında kullanılan teknikler
açısından bakıldığında da, matrah ve vergi
artırımından vazgeçilemeyeceği yönünde bir sonuca
ulaşılamıyor.
GÖRÜŞÜMÜZ
Bize göre, başvuru süresi içinde (son yapılan uzatma
da dahil) kalmak kaydıyla, matrah ve vergi
artırımında bulunanların bundan vazgeçmelerini
engelleyen bir hüküm bulunmuyor. Yani, matrah ve
vergi artırımında bulunanların 31 Mayıs 2011 Salı
gününe kadar (31 Mayıs dahil) bu başvurularından
vazgeçmeleri kesinlikle mümkün.
Bu noktada, vergi incelemesine tabi olup, matrah ve
vergi artırımına bağlı olarak incelemesi tamamlanan
mükellefler bakımından özellikli bir durum söz
konusu. Bu durumdaki mükellefler için inceleme
sonucu bulunan matrah (veya vergi) farklarından;
matrah (veya vergi) artırımı dolayısıyla bildirilen
miktar düşülüyor.
Bu durumdaki mükelleflerin matrah veya vergi
artırımından vazgeçmelerinin mümkün olup olmadığı
tartışılabilir. Bununla beraber, bu kapsamadaki
mükelleflerin de başvuru süresi içinde kalmak (ve
inceleme sonucuna dayalı olarak tarh edilen
vergilerden mahsup edilen miktarlar düzeltilmek)
kaydıyla matrah veya vergi artırımından
vazgeçmelerinin mümkün olduğu görüşündeyiz.
Kaldı ki, inceleme nedeniyle vergi tarhiyatı ve
cezaya muhatap olanların matrah ve vergi
artırımından vazgeçmeleri de pek akılcı değil.
Kanun'da yer alan başvuru süreleri geçtikten sonra
matrah ve vergi artırımından vazgeçilmek istenilmesi
ise durumun özelliğine göre 'hakkın kötüye
kullanımı' olarak değerlendirilebilir. Örneğin, 2006
yılına ilişkin matrah ve vergi artırımında bulunan
bir mükellefin bu yıla ilişkin zamanaşımı süresi
dolduktan sonra matrah ve vergi artırımından
vazgeçmesi mümkün değildir.
Birden fazla vasi tayini
Ergin olmayan kişileri temsil etmek üzere mahkeme
tarafından atanan temsilcilere vasi deniliyor. Kural
olarak, vasi olarak bir kişi tayin edilir. Ancak,
işlerin durumu, malların başka yerlerde olması veya
özel sebeplerle her biri ayrı işleri görmek veya
birlikte bütün işleri yürütmek üzere birden çok
kişinin de vasi olarak atanması mümkündür. Bununla
beraber, rızaları bulunmadıkça birden çok kimse
vesayeti birlikte yürütmekle görevlendirilemez.
Yurtdışı borçlanması yapılabilir
Yurtdışında (ABD) çifte vatandaş ve ev hanımı olarak
yaşayan 1964 doğumlu kız kardeşimin yurt dışındaki
1-2 kısa süreli iş haricinde sigortalılığı yok.
Sadece eşi aracılığıyla var olan sağlık sigortası
söz konusu. 2003 yılında kendisini buradayken SSK
girişi yapıldı ve 10 günlüğüne sigortalı oldu.
Eşinden boşanma aşamasındaki kız kardeşim ana
vatanına geri dönmek ve burada yaşamak istiyor.
Kendisi ise şu anda burada ve nasıl olur da 6111
sayılı yasadan ve yurt dışında yaşayan ev
hanımlarına tanınan imkanlardan faydalanır, ne tür
bir borçlanma yapabilirim ve emekli olabilirim
sorularına yanıt aramakta. Ulaşmaya çalıştığımız
birçok kişi bu konuda maalesef bizleri yanlış
yönlendirdi. O yüzden sizlerin bizlere yol
göstermenize çok ama çok ihtiyacımız var. Bu konuda
yardımlarınızı esirgemeyeceğinizi temenni ediyoruz.
F. Akay
Kamuoyunda 'Torba Yasa' olarak bilinen 6111 sayılı
Kanun, borçlanma konusunda herhangi bir hüküm
içermiyor. Yani, yurtdışı borçlanması ile bu yasanın
herhangi bir ilgisi yok. Kız kardeşiniz bakımından
yurtdışı borçlanması, yurtdışında bulunduğu süreyi
ev hanımlarına tanınan haktan yararlanarak
borçlanabilir. Borçlanma yapılması için belirlenmiş
bir süre söz konusu değil. Borçlanmada baz alınacak
miktar, asgari ücret ile asgari ücretin 6,6 katı
arasında kalmak kaydıyla kendisi tarafından
belirlenecek. Tavsiyemiz, borçlanmayı asgari ücret
üzerinden yapması. Bu da günlük 8,5 TL'ye karşılık
geliyor.
Akşam
Metin Taş-Sezgin Özcan
Kaynak:
http://www.aksam.com.tr/matrah-ve-vergi-artirimindan-vazgecilebilir-mi-2101y.html
|
|
05.05.2011 |
|
|