|
|
|
Son Anayasa
Mahkemesi kararları |
|
Resmi Gazeteyi
günlük olarak izleyenlerin mutlaka dikkatini
çekmiştir. Son zamanlarda Resmi Gazete'de sıkça
vergi kanunlarıyla ilgili Anayasa Mahkemesi
kararları yayımlanmaktadır.
Kararların çokluğunun nedenleri elbette
araştırmaya değerdir. Bu makalenin konusu
olmamakla birlikte, bize öyle geliyor ki, iptal
kararlarının çoğalması, iptal başvurularını daha
da artırıyor. Yatırım indirimi ve ücret
gelirlerinin vergilemesinde %35 oranı ile ilgili
iptaller, önümüzdeki süreçte iptal başvurularını
daha da artıracaktır. |
|
|
Aşağıda son zamanlarda verilen
mahkeme kararları topluca ve özet olarak okuyucunun
dikkatine sunulacaktır.
6 Haziran 2008 öncesi vergi borçlarından sorumluluk
6 Haziran 2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan
5766 Sayılı Kanun'la, 6183 Sayılı Kanun'da
değişiklik yapılarak, tüzel kişilerin kanuni
temsilcilerinin ve limited şirket ortaklarının kamu
borçlarından sorumluluğu yeniden düzenlenmiştir.
Yapılan düzenlemeyle özetle, kamu borcunun doğduğu
ve ödenmesi gerektiği tarihlerde farklı kanuni
temsilcinin veya limited şirket ortağının olması
halinde, bunların kamu borcundan müteselsilen
sorumlu olmaları öngörülmüştür.
Öte yandan, 5766 Sayılı Kanun'un geçici birinci
maddesiyle, özetlenen değişikliğin geçmişe de
yürümesi, 6 Haziran 2008 öncesi kamu borçları için
de aynı hükmün uygulanması hükme bağlanmıştır.
Yapılan düzenlemenin değişiklik öncesine de
uygulanmasını öngören geçici madde Anayasa
Mahkemesi'nin 28 Nisan 2011 tarihli toplantısında
iptal edilmiş, kararın Resmi Gazete'de yayımlanacağı
güne kadar da yürürlüğü durdurulmuştur.
Mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı 14 Mayıs 2011
tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Gerekçeli
iptal kararı ise henüz yayımlanmamıştır.
Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrasında, 06
Haziran 2008 tarihinden öncesine ilişkin olarak var
olan kamu borçları açısından, limited şirket
ortaklarının ve kanuni temsilcilerin sorumluluğu,
değişiklik öncesi düzenlemelerle sınırlı olacaktır.
Fazla ve yersiz ödenen vergilerin iadesinde faiz
Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinde, fazla ve
yersiz olarak ödenen veya başka nedenlerle iadesi
gereken vergilerin, idareye verilmesi gereken bilgi
ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden üç ay
içinde iade edilmemesi halinde, bu tutarların üç
aylık sürenin sonundan itibaren tecil faizi oranında
hesaplanan faizle birlikte iade edilmesi
öngörülmüştür.
Anayasa Mahkemesi; 14 Mayıs 2011 tarihli Resmi
Gazete'de yayımlanan kararıyla, fazla ve yersiz
tahsil edilen vergilerin iadesinde, tahsilatın
yapıldığı tarih yerine başvuru tarihinden üç ay
sonra başlamak üzere işleyecek faizle ödenmesine
ilişkin bu hükmü, Anayasaya aykırı bularak iptal
etmiştir.
Mahkeme, hukuksal boşluk doğmaması için, iptal
hükmünün Kararın yayımından başlayarak bir yıl sonra
yürürlüğe girmesine karar vermiştir.
İptal kararı ile fazla veya yersiz ödenmiş olan ve
bu nedenle iade edilmesi gereken vergilerin, ödeme
tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte
ödenmesine olanak sağlanmıştır. Ancak yeni uygulama
için yapılacak düzenlemenin beklenmesi
gerekmektedir.
Haksız çıkma tazminatı Anayasaya uygun
6183 Sayılı Kanun'un 58. maddesi çerçevesinde,
kendisine ödeme emri tebliğ edilen kişiler, yasal
süresi içinde bu ödeme emirlerine itiraz
edebilmektedir. Yapılan itirazın reddi halinde kamu
borcu % 10 zamla birlikte ödenmektedir.
Haksız çıkma tazminatı olarak adlandırılabilecek
olan zammı öngören kuralın Anayasaya aykırı olduğu
gerekçesiyle iptali istemiyle açılan davayı Anayasa
Mahkemesi reddetmiştir.
Mahkeme kararında, söz konusu kuralın; yargı
mercileri önünde sahip olunan anayasal hakları
engellemediği, ödeme emrine karşı yargı yolunun
kapatılmadığı, mahkemeleri de bu işlemlerle ilgili
açılmış olan davaları inceleyerek gerekli kararları
vermekten alıkoymadığı, bu nedenle kuralın hak arama
özgürlüğünü engelleyen bir yönü bulunmadığı sonucuna
ulaşılmıştır.
Mahkeme kararı 14 Mayıs 2011 tarihli Resmi Gazetede
yayımlanmıştır.
Ödeme emrine itiraz süresi Anayasaya uygun
6183 Sayılı Kanun'un 58. maddesine göre, ödeme
emrine 7 gün içinde itiraz edilebilmektedir.
Ödeme emrine karşı farklı bir itiraz süresinin
belirlilik ve istikrar unsurunu ihlal ettiği, ödeme
emrine özgü çok kısa itiraz süresinin adil yargılama
hakkını ihlal ettiği gerekçeleriyle düzenlemenin
iptali istenmiştir.
Anayasa Mahkemesi, ödeme emrinin özellik ve niteliği
ile diğer idari işlemlerin özellik ve
niteliklerindeki farklılıklar ve kamu hizmetlerinin
aksatılmadan yürütülebilmesi için kamu alacaklarının
sürüncemede bırakılmamasındaki kamu yararı
gözetilerek, yasada ödeme emrine karşı açılacak
davalar için dava açma süresinin 7 gün olarak
öngörüldüğü gerekçesiyle, iptal istemini
reddetmiştir.
Maliye Bakanlığı'nca düzenleme zorunluluğu getirilen
belgelerin düzenlenmemesi halinde idari para cezası
verilmesi Anayasaya uygun
Vergi Usul Kanunu düzenlemeleri kapsamında Maliye
Bakanlığı, kanunda sayılanlar dışında başka
belgeleri de düzenleme zorunluluğu
getirebilmektedir. Söz konusu belgelerin
düzenlenmemesi ise özel usulsüzlük cezasını
gerektirmektedir.
Kanunda getirilmeyen bir yükümlülüğe uyulmadığı için
ceza kesilmesinin, cezaların ancak yasayla
konabileceği, yasama yetkisinin TBMM'ye ait olduğu
ve idareye devredilemeyeceği gerekçeleriyle
özetlenen düzenlemenin iptali istenmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 14 Mayıs 2011 tarihli Resmi
Gazete'de yayımlanan kararıyla;
- Suç sayılan eylem ve cezası yasada açıkça
gösterildikten sonra, yürütme organına kimi kararlar
almak üzere yetki vermesinin idari kararlarla suç
ihdası anlamına gelmeyeceği,
- Vergi kayıp ve kaçağına yol açabilecek eylemleri
önlemek, verginin zamanında ve eksiksiz ödenmesini
sağlamak amacıyla Maliye Bakanlığı'nca getirilen
belge düzenleme zorunluluğunun yerine
getirilmemesinin idari para cezası yaptırımına
bağlanabileceği,
gerekçeleriyle iptal istemi reddedilmiştir.
Belediyelerin, yaptıkları hizmetler için ücret
almaları Anayasaya uygun
Belediye Gelirleri Kanunu'nun 97. maddesinde
belediyelerin, kişilerin isteğine bağlı olarak
yaptıkları her türlü hizmet için, belediye
meclislerince belirlenen tarifelere göre ücret
alabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Bu düzenleme, öngörülen ödemenin harç niteliğinde
olduğu, dolayısıyla matrah ve oranın kanunla
düzenlenmesi gerektiği gerekçesiyle iptal davasına
konu olmuştur.
Anayasa Mahkemesi;
- Kanunla belediye meclislerine vergi, resim, harç
veya benzeri mali yüküm tarifesi belirleme yetkisi
değil, ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa
edecekleri hizmetlerin karşılığı olarak ücret
tarifesi belirleme yetkisi verilmiş olduğu,
- Kişilerin isteği üzerine sunulan hizmetler için
bir tarifeye dayalı olarak istenilen "ücret"in
vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm olarak
nitelendirilmesinin mümkün olmadığı,
gerekçeleriyle, harç veya katılma payı konusu
yapılmamış olan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak
ifa edilecek olan hizmetler için, belediye
meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret
alma yetkisi veren düzenlemenin Anayasa'ya aykırı
olmadığına karar vermiştir.
Karar 14 Mayıs 2011 tarihli Resmi Gazete'de
yayımlanmıştır.
Recep BIYIK / Dünya
recep.biyik@tr.pwc.com |
|
03.06.2011 |
|
|