Özelge
konusunda yenilikler
Vergi Usul Kanunu'nun 413. maddesine göre
mükellefler, Maliye Bakanlığı'ndan veya Maliye Bakanlığı'nın
bu hususta yetkili kıldığı makamlardan vergi durumları ve
vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddütü mucip
gördükleri hususlar hakkında izahat isteyebilirler.
Aynı maddenin 2. fıkrasına göre yetkili makamlar da açıklama
istenen konularda mükellefe yazılı açıklama vermek
zorundadırlar. Bu yazılı açıklamaların uygulamadaki adı
‘mukteza' veya ‘özelge'dir. Aynı konuda açıklama talebi
birden fazla ise bu konuda ‘sirküler' adı verilen metinlerle
ortak açıklama da verilebilir.
Bugüne kadar yazılarımızda bu özelge müessesesinin aksayan
yönlerini çokça dile getirdik. Nihayet TBMM'ye sunulan Torba
Kanun Tasarısı'nda bu konuda bazı düzenleme ve
iyileştirmeler yer almaktadır. Bu yazımızda tasarının özelge
müessesesi ile ilgili olarak getirdiklerini aktarmaya
çalışacağız.
Bir yazımızda ‘bağlayıcı özelge' sistemini önermiştik. Hatta
özelgelerin inceleme elemanlarını bağlamamasının sakıncaları
sonucunda Yüksek Planlama Kurulu tarafından da İstanbul'un
Finans Merkezi Olmasına İlişkin Eylem Planında
‘etkinleştirilmiş mukteza sistemine geçilmesi' yolunda öneri
oluşturulmuştur (2.10.2009 tarihli Resmi Gazete, 2009/31
sayılı YPK Kararı).
Tasarı bu konuda ‘bağlayıcı özelge' sistemini kabul etmese
de inceleme elemanlarının raporlarının işleme konulmadan
önce oluşturulacak değerlendirme komisyonlarında
değerlendirilmesini, değerlendirme ölçütlerinden biri olarak
da ‘sirküler ve özelgelere uygunluğunu' getirmektedir.
İnceleme elemanı ile değerlendirme komisyonu arasında görüş
ayrılığı olan hallerde ise konu ‘Merkezi Değerlendirme
Komisyonu'na gidecektir. Değerlendirme komisyonlarında bir
özelgenin hatalı olduğu sonucuna varılırsa konu
değerlendirme komisyonu ile özelgeyi veren komisyonun
üyelerinden oluşan karma komisyonda değerlendirilecek ve bu
komisyonun kararı inceleme elemanını bağlayacaktır. Bu
getirilen yol biraz uzun ve karmaşık olsa ve içerisinde
mükellefe hiç yer vermese de özelge müessesesine biraz daha
ciddiyet kazandıracak ve özelge alanları biraz daha
güvenceye kavuşturacaktır.
Özelge talebi harca bağlanmaktadır. Bu konu da uzun bir
süredir tartışılmaktaydı. Biz de bir yazımızda, özelge
müessesesinin Vergi Usul Kanunu'na girmesinden bu yana mali
konularla ilgili mesleklerin yasal düzeyde oluştuğunu,
müşavirlik müessesesinin geliştiğini, onların çözmesi
gereken konuların idareye ücretsiz çözdürülmesinin veya
meslek mensuplarının kendi sorumlulukları ile konulara
yaklaşmaları yerine idareden çözüm yolu almalarının hem
yanlış olduğunu hem de bu mesleklerin gelişmesini
engellediğini yazmıştık. Zaten bu nedenlerledir ki OECD
ülkelerinin pek çoğunda ‘her konuda özelge' sisteminden
‘sınırlı konularda özelge' sistemine geçilmiş ve her konuda
özelge verilebilmesi usulü terk edilmiştir. Tasarı ile ‘her
konuda özelge' sistemi sürdürülmekle birlikte, pek çok OECD
ülkesinde olduğu gibi, özelgenin ücret veya harç karşılığı
verilmesi kabul edilmiştir. Yani idarenin bir özel konuda,
mükellefe ve müşavirine hukuki güvence sağlamak üzere
‘bedava' çalıştırılması sistemi nihayet terk edilmektedir.
Tasarıya göre özelge taleplerinde sermaye şirketlerinden
2000 TL, Gelir veya Kurumlar Vergisi'nin dar
mükelleflerinden 1500 TL, sermaye şirketleri dışındaki 1.
sınıf tüccardan ve serbset meslek erbabından 1000 TL, 2.
sınıf tüccardan ise 200 TL harç alınacaktır.
Bu arada konuyu düzenleyen tasarının 22. maddesinde
‘tüccarlardan' söz edilmekteyse de tüccar kelimesi zaten
çoğuldur. Bu nedenle Türkçede ‘tüccarlar' diye bir kelime
yoktur. Tekili ‘tacir'dir.
Ancak buradaki amacın Hazine'ye gelir temin etmekten ziyade,
özelge taleplerini kısmak ve tereddüte düşülen en basit,
hatta cevabı genel tebliğlerde açıkça yazılı konularda bile
özelge talep edilmesinin önüne geçilmek olması dolayısıyla
harç tutarının buna göre belirlenmesi gerekmektedir.
Ancak harç, taleple birlikte yatırılacağı için özelgenin ne
sürede verileceği, özelge verilmemesi veya yanlış verilmesi
yahut ilgisiz şekilde verilmesi halinde ne olacağı soruları
da kendiliğinden akla gelmektedir.
Tasarıya göre artık, Gelir İdaresi Başkanlığı'nda üç daire
başkanının katılımı ile oluşacak bir komisyon tarafından
verilecek özelgelerin, yanlış olması halinde mükelleflerden
veya sorumlulardan, cezanın dışında gecikme faizi de
aranmayacaktır. Ancak bu düzenleme yaslaştığı takdirde
geçmişte verilmiş özelgeleri de kapsayacaktır. Bumin
Doğrusöz
|