Genel sağlık sigortasında
gelir tespitinin önemi
Yeşil kart da dahil olmak
üzere hiçbir sosyal güvence kapsamında yer almayan yaklaşık
4 milyon kişi ile 1 Ekim 2010 tarihinden sonra işsiz
kalacaklar için genel sağlık sigortası uygulaması açısından
1 Ekim 2010 tarihinin önemini, 8 Ağustos tarihli AKŞAM'da
yazmıştık.
5510 sayılı SS ve GSS Kanunun 60. maddesinin birinci
fıkrasına göre;
l Mütekabiliyet esası da dikkate alınmak şartıyla, oturma
izni almış yabancı ülke vatandaşlarından yabancı bir ülke
mevzuatı kapsamında sigortalı olmayan kişiler (d) bendi,
l Herhangi bir şekilde genel sağlık sigortalısı sayılmayan
ve başka bir ülkede sağlık sigortasından yararlanma hakkı
bulunmayan Türk vatandaşları ise (g) bendi, kapsamında genel
sağlık sigortalısı sayılıyorlar.
5510 sayılı Kanunun geçici 12. maddesine göre, 60. maddenin
birinci fıkrasının (d) ve (g) bentleri kapsamında genel
sağlık sigortalısı sayılanların 1 Ekim 2010 tarihine kadar
Sosyal Güvenlik Kurumu'na genel sağlık sigortası giriş
bildirgesi vererek, genel sağlık sigortalılıklarını tescil
ettirmeleri gerekiyor. Geçtiğimiz hafta, 1 Ekim 2010
tarihinin ileri bir tarihe erteleneceği haberi ortalıkta
dolaştı. Biz de uygulamanın, yeşil kartlıların genel sağlık
sigortası kapsamına alınacakları 1 Ocak 2012 tarihine kadar
ertelenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak erteleme için
yasa çıkarılması, bunun için de Meclis'in açılması
gerekiyor.
Bu yazımızda, uygulamanın ertelenmemesi ihtimaline karşı,
genel sağlık sigortası uygulamasında gelir tespiti
yaptırmanın önemine dikkat çekmek istedik..
1 EKİM'DEN SONRA İŞSİZ KALANLAR
Uygulamanın ertelenmemesi halinde, 4/a (SSK), 4/b (Bağ-Kur)
ve 4/c (Emekli Sandığı) kapsamında çalışanlardan 1 Ekim 2010
tarihinden sonra işsiz kalan ve herhangi bir şekilde genel
sağlık sigortası kapsamında olmayanlar ile bunların bakmakla
yükümlü olduğu kişilerin, zorunlu sigortalılıklarının sona
erdiği tarihten itibaren onuncu günden sonra da sağlık
hizmetlerinden yararlanabilmeleri için onuncu günü takip
eden bir ay içinde genel sağlık sigortası giriş bildirgesi
vererek, genel sağlık sigortalılıklarını tescil ettirmeleri
gerekecek.
İşsiz kalan kişinin İŞKUR'dan işsizlik ödeneği alması
halinde ise, genel sağlık sigortası giriş bildirgesinin,
işsizlik ödeneğinin sona erdiği tarihten itibaren bir ay
içinde verilmesi gerekecek.
GELİR TESPİTİNİN ÖNEMİ
60. maddenin birinci fıkrasının (d) ve (g) bentleri
kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılanların her ay için
aylık asgari ücretin iki katı (1.521 TL) üzerinden yüzde 12
oranında (182,52 TL) genel sağlık sigortası primi ödemeleri
gerekecek.
Ancak aile (aynı hane içerisinde yaşayan eş, evli olmayan
çocuk, büyük ana ve büyük baba) içinde kişi başına düşen
aylık gelir tutarı asgari iki katından az olanlar gelir
tespiti yaptırmak suretiyle daha az prim ödeyerek sağlık
hizmeti alabilecekler.
Bu bağlamda, aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık
tutarı;
l Asgari ücretin üçte biri ile asgari ücret arasında ise
30,42 TL,
lAsgari ücret ile asgari ücretin iki katı arasında ise 91,26
TL,
l Asgari ücretin iki katından fazla ise 182,52 TL, genel
sağlık sigortası primi ödeyerek sağlık hizmeti alınabilecek.
Aile içinde kişi başına düşen aylık gelir tutarı asgari
ücretin üçte birinden (253,50 TL) az olanlar ise yeşil kart
kapsamında sağlık hizmeti alabilecekler.
Kız çocukları durumları değişene kadar sağlık hizmeti alır
Sorum; 1965 doğumlu, hiç evlenmemiş, annem ve babamla
yaşayan ve yaklaşık 2,5 yıldır işsiz olan ablamın durumuyla
ilgili. Ablam ilk kez 1985'te sigortalı oldu, sonra
aralıklarla çalıştı, yaşını doldurdu ama eksik çalışma günü
nedeniyle emekli olamıyor ve babamın sigortasından sağlık
hizmeti alıyordu.
Ekimden sonra yürürlüğe girecek zorunlu genel sağlık
sigortası uygulamasında ablamın durumu ne olacak? Babamın
emekli maaşından mı kesinti yapılacak ablam için? Hiçbir
geliri yok ablamın, asgari meblağ olan 253 küsur TL.'yi bile
ödeyemez. Lütfen nasıl bir uygulama olacağını açıklayabilir
misiniz? Ayşe Başkal
5510 sayılı SS ve GSS Kanunun geçici 12. maddesine göre, 1
Ekim 2008 tarihinde ilgili kanunları gereği bakmakla yükümlü
olunan kız çocukları 5510 sayılı Kanun gereğince de bakmakla
yükümlü olunan kişi sayılıyor. Ancak durumlarında değişiklik
olduğunda, sağlık hizmetlerinden yararlanma koşulları 5510
sayılı Kanun hükümlerine göre yeniden belirleniyor. Buna
göre ablanız, 1 Ekim 2008 tarihinde sigortalı olarak
çalışmıyor idiyse ve bu tarihten sonra da sigortalı olarak
çalışmadıysa, babanızın bakmakla yükümlü olduğu kişi olma
durumu ve buna bağlı olarak babanız üzerinden sağlık hizmeti
alması devam ediyor. Ta ki sigortalı olarak çalışmaya
başlaması veya evlenmesi söz konusu oluncaya kadar.
Sigortalı olarak çalışmaya başlaması veya evlenmesi halinde
babanız üzerinden almakta olduğu sağlık hizmeti sona erecek
ve yeni durumuna göre kendi sigortalılığına bağlı olarak
veya eşinin bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak sağlık
hizmeti alacak.
Tekrar işten ayrılması veya boşanması halinde ise artık
babanız üzerinden sağlık hizmeti alması söz konusu
olmayacak. Sağlık hizmetinden yararlanma koşulları 5510
sayılı Kanun hükümlerine göre yeniden belirlenecek. Yani,
aile içindeki kişi başına düşen gelir durumuna göre yeşil
kart kapsamında veya genel sağlık sigortası primi ödeyerek
sağlık hizmeti alabilecek.
Tazminat alacağı haczedilemiyor
Vücut ve sağlık üzerine ika edilen zararlar için tazminat
olarak zarar görenin kendisi veya ailesine toptan veya irat
şeklinde verilen veya verilmesi gereken paralar, vergi borcu
nedeniyle haczedilemiyor.
Metin Taş-Sezgin Özcan / Akşam |