Kaçakcılıkta
yeni düzenleme yoldaymış...
Vergi Usul Kanunu'nun 359.
maddesi mükelleflerin korkulu rüyası. Bu madde 'Kaçakçılık
Suçları ve Cezaları' başlığını taşıyor. Maddede yer alan
fiilleri işleyenler, kaybına sebep oldukları vergiyi
faiziyle birlikte ödüyorlar. Ayrıca kayba uğrayan verginin 3
katı 'vergi ziyaı cezası' ödemek zorundalar. Bunun dışında,
yapılacak yargılama sonunda işlenen fiile göre değişmek
üzere hapis cezasına mahkum olmaları da söz konusu...
MADDEDEKİ ÖNEMLİ EKSİKLİK
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun yürürlüğe girmesinin
ardından, diğer kanunlarda yer alan cezalarla ilgili bir
uyum sorunu ortaya çıkmıştı. Bu sorunu gidermek için 5728
sayılı Kanunla pek çok kanun Ceza Kanunu ile uyumlu hale
getirildi. Bu amaçla Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde
de değişiklik yapıldı. Yapılan değişiklik 8 Şubat 2008
tarihinde yürürlüğe girdi. Bu değişiklik sırasında öyle bir
konu atlandı ki, akıllara zarar.
359. maddenin (c) fıkrasında şu hüküm yer alıyor: 'Bu Kanun
hükümlerine göre ancak Maliye Bakanlığı ile anlaşması
bulunan kişilerin basabileceği belgeleri, Bakanlık ile
anlaşması olmadığı halde basanlar veya bilerek kullananlar
iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.'
Yani, anlaşma olmaksızın belge basanlar için oldukça ciddi
bir yaptırım söz konusu. Ancak maddenin eski şekli ile yeni
şekli arasında küçük bir fark var. Maddede düzenleme
yapılırken maddenin eski şeklinde yer alan '...ile sahte
olarak basanlar' ibaresi yeni şeklinde unutulmuş.
Sözünü ettiğimiz unutkanlık sonucu anlaşmalı matbaaların
sahte belge basması kaçakçılık suçu kapsamı dışında kalmış.
Yani, anlaşması olmayanların sahte belge basması kaçakçılık
suçu kapsamında yer alırken, anlaşmalı matbaanın sahte belge
basımı kaçakçılık suçunu oluşturmuyor.
CEZA VERİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL
'Sonuçta olay sahtecilik olayı, Ceza Kanunu'nda mutlaka bir
yaptırımı vardır' diye düşünebilirsiniz. Biz de öyle
düşündük ve araştırdık. Ceza Kanunu'nda düzenlenen evrakta
sahtecilik suçları, evrakların basılmasını değil,
'düzenlenmesini' kapsamına alıyor. Yani, evrakın boş olarak
matbaalarda basılmasının bu kapsamda değerlendirilmesi
mümkün değil.
Anlaşmalı matbaada bastırılan fatura ve benzeri belgeler
'kıymetli evrak' niteliğinde değil. Bu nedenle 'kıymetli
evrakta sahtecilik' suçuna da girmiyor. Fatura ve benzeri
belgenin üzerinde yer alan özel işaret Kanun'da kıymetli
damga olarak belirtilmemiş. Bakanlık bunun 'amblem' olduğunu
söylüyor. Bu durumda 'kıymetli damgada sahtecilik' suçu da
oluşmuyor. Anlayacağınız, anlaşmalı matbaanın sahte belge
basması fiiline 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'na göre de ceza
verilmesi mümkün değil.
AKLA KARPUZ KABUĞU DÜŞMEDEN DÜZELMESİ GEREK
Amacımız, bazılarının aklına karpuz kabuğu düşürmek değil.
Geçtiğimiz günlerde bazı yayın organlarında kaçakçılık
suçlarına yeni düzenleme getirileceğine ilişkin bazı
haberler yer aldı. Henüz bu konuyla ilgili bir yazılı metne
ulaşamadığımızdan düzenlemenin kapsamı hakkında belirgin bir
bilgiye sahip değiliz.
Bu noktada ancak şunu söyleyebiliriz: Madem kaçakçılık
suçları konusunda bir düzenleme düşünülüyor. Bu önemli
eksikliğin de düzeltilmesini sağlayacak şekilde bir
değişiklik yapılması gerekiyor. Eksikliğin giderilmesi o
kadar zor da değil üstelik. Düzenleme sırasında her nasılsa
atlanan '...ile sahte olarak basanlar' ibaresinin yeniden
yasa metnine alınması yeterli.
Emeklilik için yedi ayrı seçeneğiniz var
01.04.1974 doğumluyum. 04.10.2000 başlangıç 10.12.2001 terk
tarihim olmak üzere 1 yıl 2 ay 6 gün, 01.03.2003 başlangıç
tarihi olmak üzere 7 yıl 2 ay 5 gün Bağ-Kur hizmetim
bulunmakta. Hizmet birleştirme talebinde bulunduğum hale
internet verilerine göre hizmet birleştirmemde yapılmamış
gözüküyor. Halen prim ödemeye devam etmekteyim. Askerlik
borçlanmasında bulunmadım, ne zaman emekli olabilirim?
- Murat Bingöl
Birleştirilmiş hizmetlerinizi internet verilerinde
göremezsiniz. Hizmet birleştirmenizin yapılıp yapılmadığını
yazı ile SGK'dan sorabilirsiniz.
Askerlik borçlanması yapmamanız halinde Bağ-Kur'dan, 25 tam
yıl (9000 gün) prim ödemiş olmak koşuluyla 60 yaşınızı
doldurduğunuzda tam emekli aylığına, 15 tam yıl (5400 gün)
prim ödemek koşuluyla 62 yaşınızı doldurduğunuzda kısmi
emekli aylığına hak kazanırsınız. En az 13 ay askerlik
borçlanması yapmanız halinde ise 15 tam yıl (5400 gün) prim
ödemek koşuluyla 58 yaşınızı doldurduğunuzda kısmi emekli
aylığına hak kazanırsınız.
SSK'dan tam emekli aylığı için 60 yaş ve 7000 prim günü,
kısmi emekli aylığı için ise yine 60 yaş ve 4500 prim günü
şartlarına tabisiniz. En az 13 ay askerlik borçlanması
yaparsanız 5975 prim günü ve 58 yaş şartıyla tam emekli
aylığına, 3600 prim günü ve 60 yaş şartıyla kısmi yaşlılık
aylığına hak kazanırsınız. Bir de SSK'dan emekli olabilmeniz
için son yedi yıllık prim ödeme süresi içinde en az 1261 gün
4/a (SSK) kapsamında prim ödemiş olmanız gerekiyor.
Boş dairenin giderleri diğer kira gelirlerinden
indirilebilir mi?
15 ay kiraya verilemeyip boş kalan dairenin aidatı diğer
kiralık daireler için ödenen gelir vergisinden düşülebilir
mi?
- Cem Decdeli
Gelir Vergisi Kanunu'nun 74. maddesine göre, kira gelirinden
indirilebilecek giderlerin, kiraya veren tarafından ödenmiş
ve kiraya verilen mal ve haklara ait olması gerekiyor. Buna
göre, kiraya verilmemiş boş dairenin aidat giderlerinin
kiraya verilen diğer dairelerden elde edilen kira
gelirlerinden indirilmesi mümkün değil.
Metin Taş-Sezgin Özcan / Akşam |