Şirket
yöneticilerinin SGK borçlarından sorumluluğu
Bu köşeden birkaç
kez zorunlu olarak prim affının yapılması
gerektiğini yazmıştık. Af kapıda. Ancak, sosyal
güvenlik mevzuatına göre sadece şirketler /
tüzel kişiler değil, SGK'ya borçlu şirketlerin
üst düzey yöneticileri de ödenmeyen prim ve
diğer borçlardan sorumlu tutuluyor.
Sosyal güvenlik reformu öncesinde yürürlükte
olan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun
80'inci maddesi son bendinde "Sigorta primlerini
haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada
belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye
etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve
tediye ile görevli kamu görevlileri mesul
muhasip, sayman ile tüzel kişiliği haiz diğer
işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya
yetkilileri Kuruma karşı, işverenleri ile
birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur."
denilmek suretiyle tüzel kişinin üst düzey
yöneticilerinin SSK'na ödenmeyen prim
borçlarından, işveren tüzel kişisi ile birlikte
müteselsilen sorumlu olduğu düzenlenmişti.
5510 sayılı Kanun'un 88'inci maddesinde "Kurumun
sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir
sebep olmaksızın bu Kanun'da belirtilen
sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk
ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel
kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim
kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst
düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni
temsilcileri kuruma karşı işverenleri ile
birlikte müştereken ve müteselsilen
sorumludurlar" hükmü getirilmiştir.
506 sayılı Kanun dönemindeki üst düzey yönetici
sorumluluğu sadece prim alacağı bakımından söz
konusu iken 5510 sayılı Kanun'da, üst düzey
yöneticiler kurum'un diğer alacakları için de
sorumlu tutulmuşlardır.
SSK Genel Müdürlüğü 1-73 Ek sayılı genelge ile
borç ihtarlarının şirket tüzel kişiliği ile
birlikte şirketin yönetim kurulu üyesi, murahhas
aza, genel müdür, müdür, şirketi temsile yetkili
ortak, sorumlu muhasip gibi üst düzey yönetici
ve yetkililerine yapılması ve alacakların bu
kişilerden tahsili yoluna gidileceğini hükme
bağlanmıştı. Yine, 11.08.1997 tarih ve 16-145 Ek
sayılı SSK Genelgesi'nde ise kamu kurum ve
kuruluşlarında genel müdür, yönetim kurulu
üyeleri, belediye başkanlığı ile tahakkuk ve
tediye ile görevli muhasip, muhasebe ve hesap
işleri müdürleri, saymanları, tüzel kişiliği
haiz işyerlerinde ise üst düzeydeki yetkilileri
kuruma karşı müteselsil sorumlu tutulacaklar
olarak sayılmıştı.
Konuyla ilgili olarak Yargıtay 21. Hukuk
Dairesi'nin 26.9.2000 tarih, 2000/5121 Esas ve
2000/6113 Karar sayılı kararında özetle, SSK'ya
olan prim borçlarından dolayı işveren şirketle
birlikte şirketin karar ve işlemlerinin
yürütülmesinde görevli ve yetkili olan şirket
üst düzey yöneticilerinin de sorumlu olduğu
belirtilmiştir.
5510 sayılı Kanun'un 88. maddesinde "yönetim
kurulu üyeleri" ile işverenin kanuni
temsilcilerinin de müteselsil sorumlu oldukları
açık biçimde belirtilmiştir.
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 2005/13984 E.,
2006/3590 K. sayılı ilamında 506 sayılı yasanın
80/II. bendi hükmüne göre, tüzel kişiliği haiz
bir özel kuruluşta görev yapan bir kişinin
primlerin ödenmesinden işverenle birlikte
müştereken ve müteselsilen sorumlu olabilmesi
için, primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili
üst düzey yöneticisi olması zorunlu olduğu, öte
yandan, Türk Ticaret Kanunu'nun 317'nci maddesi
uyarınca bir anonim şirketin temsil ve yönetimi
aynı zamanda karar organı olarak yetkili yönetim
kurulunca yerine getirilmektedir. Her iki hükmün
birlikte değerlendirilmesi durumunda, bir anonim
şirket yönünden primlerin ödenmesinde, sorumlu
üst düzey yöneticiden söz edebilmek için bu
kimsenin yönetim kurulunda başkan veya başkan
yardımcısı gibi unvan taşıması veya imza
yetkisine sahip üye olması veya şirketin
yönetiminde parasal konularda yetkili genel
müdür, finansman veya muhasebe müdürü gibi üst
düzeyde sorumluluk taşıyan görevli olması
gerektiği belirtilmiştir. Bunun dışında kalan ve
şirketin idare veya mali işlerinde doğrudan söz
sahibi veya yetkili olmayan, karar organında yer
almayan kişilerin işverenle müşterek sorumluluğu
olmayacaktır. Şirkette görevli bir kimsenin
belli konularda imza sahibi olması da bu
zorunluluğu ortadan kaldırmamaktadır.
İbrahim IŞIKLI / SOSYAL GÜVENLİK VE İŞ HUKUKU
Dünya |