Özelge
ve sirkülerde güvence uygulaması
Vergi Usul Yasası'nın 413'üncü maddesi
gereği olarak "Mükellefler, Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan
veya bu hususta yetkili kıldığı makamlardan, vergi durumları
ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip
gördükleri hususlar hakkında yazı ile izahat"
isteyebilirler.
Gelir İdaresi Başkanlığı, kendisinden istenecek izahatı
özelge ile cevaplandırabileceği gibi, aynı durumda olan tüm
mükellefler bakımından uygulamaya yön vermek ve açıklık
getirmek üzere sirküler de yayımlayabilir.
Özelge "vergi yükümlülerinin vergi durumları ve vergi
uygulamaları bakımından yeterince açık olmayan ve tereddüde
neden olan hususlar hakkında yetkili makamlar tarafından
açıklama istemeleri üzerine istemde bulunanlara verilen
cevap" olarak tanımlanabilir. (Yılmaz, Ejder, Hukuk Sözlüğü
8. Baskı Yetkin Kitapevi Ankara s. 849)
Bilindiği üzere, vergi mükellefleri duraksamaya düştükleri
konularda yazılı olarak vergi dairelerine ve vergi dairesi
başkanlıklarına başvurarak yazılı bilgi istemekte ve bunun
sonucunda aldıkları yazılı bilgi çerçevesinde işlem
yapmaktadırlar. Ancak uygulamada aynı konuda birden çok
mükellefin duraksamaya düşmesi halinde, söz konusu
yanıtlamanın teker teker yapılması yerine topluca sirküler
yayımlamak suretiyle yanıtlanması tercih edilmektedir. Bir
başka anlatımla aynı konuda tereddüdü olan mükelleflerin
ayrı dilekçelerle başvurmaları ve her bir mükellefe ayrı
ayrı mukteza (özelge) verilmesi hem mükellefler hem de
Maliye Bakanlığı için zaman ve emek kaybına yol açmakta ve
iş yükünün mükellef başvurularına mükelleflerin aynı
doğrultuda aydınlatılmasına ve uygulama birliği sağlanmasına
yönelik olarak gerekli duyurular sirküler ile
yapılabilmektedir.
Oluşan bir yargı kararına göre de "Maliye Bakanlığı'na
sirküler yayımlama konusunda verilen yetkinin amacı,
mükelleflerin vergi durumları ve vergi uygulaması bakamından
müphem ve duraksama yaratan hususlarda istemiş oldukları
izahatın, her mükellefe ayrı ayrı verilmesi yerine, aynı
durumda bulunan tüm mükelleflere aynı anda ve tek işlemle
duyurulmasını sağlamasıdır. Bu nedenle sirküler
düzenlenirken, açıklama ile sınırlı olan yetki aşılıp yasada
yer almayan hukuki sonuçlar doğuran yeni düzenlemeler
yapılmasına olanak bulunmamaktadır."
Vergi Usul Yasası'nın 413'üncü maddesinde 6009 sayılı yasa
ile yapılan değişiklik uyarınca bundan böyle "sirküler ve
özelgeler, Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde, Gelir
İdaresi Başkanı veya tevkil edeceği bir başkan yardımcısının
başkanlığında en az üç daire başkanından müteşekkil bir
komisyon marifetiyle oluşturulacaktır.
Diğer yandan Vergi Usul Yasası'nın 369'uncu maddesi hükmü
gereği olarak "Yetkili makamların mükellefin kendisine yazı
ile yanlış izahat vermiş olmaları veya bir hükmün uygulanma
tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş olması halinde vergi
cezası kesilmez ve gecikme faizi hesaplanmaz.
Bu hükmün uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların genel
tebliğ veya sirküler yayımladığı tarihten itibaren geçerli
olup, geriye dönük olarak uygulanamaz. Şu kadar ki bu hüküm
yargı mercileri tarafından iptal edilen genel tebliğ ve
sirküler hakkında uygulanmaz."
Vergi Usul Yasası'nın 369'uncu maddesinde 6009 sayılı yasa
ile yapılan değişiklikten önceki düzenleme gereğince bir
mükellefin kendisine yetkili makamların yazı ile yanlış
bilgi vermiş olmaları veya bir hükmün uygulama tarzına
ilişkin bir içtihadın değişmiş olması halinde değişiklikten
önceki izahata veya iztihata uygun hareket eden mükelleflere
bu fiilleri cezayı geciktirmiş olsa bile vergi cezası
kesilmemiştir.
Yapılan yeni düzenlemeyle mükelleflere idarece yanlış bilgi
verilmiş veya var olan bir içtihat değişmiş olsa bile vergi
cezasının kesilmemesine ek olarak, 1 Ağustos 2010 tarihinden
geçerli olmak üzere, gecikme faizi de uygulanmayacaktır.
Buna göre bir mükellef veya vergi sorumlusunun yetkili
makamlarca kendisine yapılan izahata, daha açıkçası verilen
özelgeye uygun hareket etmesi ve bilahare bu izahatın yani
özelgenin yanlış olduğunun anlaşılması veya bir hükmün
uygulanma tarzına ilişkin içtihadın değişmiş olması halinde,
mükellef veya vergi sorumlusu adına yapılacak tarhiyat
dolayısıyla vergi ziyaı cezası kesilmeyecek ve gecikme zammı
uygulanmayacaktır.
Diğer taraftan yetkili makamların, vergilendirmeyle ilgili
bir konuda, genel tebliğ ve sirkülerde değişiklik yapmak
suretiyle görüş ve kanaatini değiştirmesi halinde, oluşan
yeni görüş ve kanaate ilişkin genel tebliğ veya sirküler,
yayımlandığı tarihten itibaren geçerli olacak, bu bağlamda
da geriye dönük olarak uygulanmayacaktır.
Genel tebliğ veya sirkülerin iptal davasına konu edilerek
yargı mercilerince iptaline karar verilmesi durumunda, iptal
kararının işlemin tesis edildiği tarihe kadar geriye
yürütülmesi zorunlu olduğundan, maddeyle getirilen yeni
kural bu durumlar için uygulanmayacaktır.
Vergi Usul Yasası'nın 413'üncü maddesinde yapılan değişiklik
uyarınca "Mükellefin izahat talebi" ayrı bir yönetmelik
hükümlerine göre yanıtlanacak olup, bu bağlamda Maliye
Bakanlığı tarafından çıkarılan "Mükelleflerin İzahat
Taleplerinin Cevaplanmasına Dair Yönetmelik" 28.08.2010 gün
ve 27686 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe
girmiş bulunmaktadır.
Veysi Seviğ / referans |